Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2021/129 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/170 Esas
KARAR NO: 2021/129
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——— plakalı — içerisinde üçüncü kişi konumunda bulunan davacı — şekilde yaralandığını, davacının maluliyetine sebep veren ——- plakalı aracın davalı tarafından sigortalı bulunduğunu, kazaya ilişkin ——— nolu dosyasında soruşturma yapıldığını, bu nedenlerle — sakatlık, geçici ve sürekli iş göremezlik maddi tazminatına mahsuben şimdilik — maddi tazminatın temerrüt tarihi olan ——– tarihinden itibaren hesaplanacak artan oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunarak davaya bakmakla davalı şirketin yargı çevresinde bulunan ———– yetkili olduğunu beyan ederek davanın müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,cismani zarar nedeni ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
—–günü —— trafik kazası meydana geldiği, —- içerisinde üçüncü kişi konumunda bulunan davacı– şekilde yaralandığı, davacının maluliyetine sebep veren yolcu bulunduğu —– plakalı aracın sigortacısına karşı eldeki davayı mahkememize ikame eylediği anlaşılmıştır.
—– göre, mülkiyeti — —- adına kayıtlı ve — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın, davaya konu —olay tarihini kapsayan —– tarihleri arası davalı—- olduğu,—- olay tarihi itibariyle sakatlık halinde teminat limit miktarının ——— olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. Md. uyarınca; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Aynı Kanunun 91. Md. uyarınca; İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.
Araç işleteninin kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sigorta şirketinin de 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 86 ve Madde 97 gereğince sorumluluğu bulunmaktadır.
2918 sayılı yasa Md 86: ——— İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. ——- Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
Başka bir ifadeyle sigorta şirketinin bu sözleşme ile yüklendiği borç, işletenin motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere zarar vermesi hâlinde doğacak tazminat borcunu sigorta teminat limiti dâhilinde ödeme borcudur. Sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan genel şartlar ile belirlenmesi öngörülmüştür. Böylece sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikteki kurallar olan genel şartlara göre belirlenecektir.
Bu hukuki düzenlemelere göre somut olayda; —- tarihli kazada öncelikli olarak teknik bilirkişi raporuna göre davaya konu —- tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde:Mülkiyeti —-adına kayıtlı ve davalı —- plakalı araç sürücüsü —- % 100 oranında kusurlu olduğu,— araç sürücüsü — kusursuz olduğu,— Plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacı ——- oluşumunda ve kendi yaralanmasında, kusursuz olduğu rapor edilmiş ve tanzim edilen raporun —– yürütülen soruşturma dosyasında tertip edilen kaza yeri tutanağı ile paralel olduğu anlaşılarak Mahkememizce kusur bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapor hükme esas alınmıştır.
Yine ———sayılı raporda davacı —- tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı gelişen arızaları sebebiyle 30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ekindeki ölçüt kapsamında maluliyet derecesinin % 28 oranında olduğu, geçici işgöremezlik süresinin (6) ay olduğu belirtilmiş rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş ve taraf vekillerince tanzim edilen rapora karşı her hangi bir itirazda bulunulmaması nedeni ile tarafların adil yargılanma hakkın da gözetilerek rapor Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. Maddesi “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” Hükmüne amirdir.
09.10.2020 Tarih ve 31269 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan ——-kararından önce; —— tarihinden sonra tanzim olunan poliçelere ilişkin olarak, ilgili sigorta kuruluşunun sorumluluğu bakımından, —- yaşam tablosu baz alınarak işleyecek dönem bakımından 1.8 teknik faiz indirimli hesaplama yöntemine göre değerlendirme yapılmakta idi. 09.10.2020 Tarih ve 31269 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan ———- Sayılı Kararı ile 13.10.1983 tarih ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 14.04.2016 tarih ve 6704 Sayılı Yasanın 3. Maddesi ile değiştirilen 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan: a) “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda.” ibaresi; 2. Cümlesinde yer alan: “.ve genel şartlarda.” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi iptal kararının 27 – 42 paragraflarındaki gerekçesinde özetle, haksız fiil sorumlusu 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun belirlemiş olduğu genel hükümler çerçevesinde sorumlu olması sebebiyle, işleten veya araç sürücüsünün maddi tazminat bakımından hukuki sorumluluğunu üstlenen ilgili trafik sigortacısı şirketinden de aynı sorumluluk ilkelerine göre sorumlu olduğu; aynı hesaplama yönteminin uygulanması gerektiği belirtilmektedir.
09.11.1982 Tarih ve 17863 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2709 Sayılı Anayasa’nın 153. maddesi :
Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.——— bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, —— iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun (…) teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. İptal kararları geriye yürümez.———— hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Şeklindedir.
Anayasa’nın 153/6. fıkrasında, Anayasa Mahkemesi İptal kararlarının geriye yürümeyeceği hükmüne amirdir. Bu durumda, kamu hukukunu ilgilendirmeyen, taraflar bakımından kesinleşmemiş ve usulü kazanılmış hak oluşturmamış durumlarda, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda arz edilen iptal kararı, gerekçesi ile birlikte, re’sen nazara alınarak, sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Davaya konu olayda, sigortalı araç sürücüsü, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu çerçevesinde ——– işaretli yaşam tablosu ve teknik faiz indirimsiz hesaplama yönteminden sorumlu olması sebebiyle; iş bu davaya kon olayda, sigorta araç sürücüsünün, haksız fiil failinin eyleminden müştereken ve müteselsil sorumlu bulunan davalı ——–, aynı hesaplama yönteminden sorumlu olacağı değerlendirilerek buna göre ibra edilen aktuer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava dosyası kapsamına alınan——yazılarında, davacı —– tarihinde geçirmiş olduğu kaza sebebiyle, herhangi bir ödeme yapılmadığı, rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Dava dosyasında, davalı —– dışında diğer ilgililer tarafından davacıya ödeme yapıldığına ve ya davaya konu olay sebebiyle ——– tarafından davacıya rücuya tabi sürekli işgöremezlik geliri bağlandığına dair herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığından, davacının hesaplanan maddi tazminat miktarından indirim yapılması gerektirir halin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından ayrıca hatır taşıma hükümlerinin tatbiki talep edilmiş ise de davacının yolcu bulunduğu araç sürücüsünün babası olduğu nüfus kayıt sureti ile anlaşıldığından taşımanın ahlaki ödevden doğması nedeni ile hatır taşıma hükümlerinin uygulanabilir bulunmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan davalılar vekilleri tarafından da geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden sorumluluklarının bulunmadığı savunulmuş ise de ;
— tarihinde yürürlüğe giren ———- sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası soncu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderlerini sınırlandırması ve buradan hareketle ——— yaralının tedavisine başlamasından maluliyet raporu alınıncaya kadar ki süre içindeki bakıcı giderleri ve çalışma gücünün kısmen azalmasına bağlı giderlerin ——— şirketinin sorumlu bulunduğu sağlık hizmet giderini kaldırmayacağı anlaşılmış ve davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu bulunmadığı yönündeki itirazlarının dinlenebilir bulunmadığı anlaşılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “…Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” Hükmüne amirdir.
Davaya konu olay sebebiyle davalı ——– gönderilen evrakın —- tarihinde teslim edildiği anlaşıldığından davalı — bakımından temerrüt tarihi, —- tarihini takip eden ve (8) iş günü sonrası olan —-tarihidir.Yine taşıma konusu aracın ticari bulunuşu nedeni ile belirlenen geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatın avans faizi ile—— birlikte tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1—–geçici iş göremezlik tazminatının —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2—- sürekli iş göremezlik tazminatının —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3a-Alınması gerekli 10.828,52 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL + ıslah harcı 508,00 TL olmak üzere toplam 543,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.284,62 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3b-Davacı tarafından yatırılan 543,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 1.686,10 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 19.009,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca —- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/02/2021