Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/156 E. 2020/123 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/156 Esas
KARAR NO : 2020/123

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana toplumsal sorumluluk bilinci ile kültür, sanat, spor gibi farklı alanlarda bir ———— destek verdiğini ve çocukların eğitimini desteklemek amacı ile de pek çok projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, son zamanlarda gündemde yer alan ———— ait olduğu söylenen yurtlarda vuku bulan tecavüz sıkandalı sebebi ile ciddi biçimde çarpıtılarak sosyal medyada karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü,davalı …’——– yakından tanıdığı bir gazeteci olduğunu, ——olmasının yanında ———– olduğunu ve kamuoyu nezdinde takip edilen etkili bir kimse olduğunu —–tarihinde ise ” ——-” şeklinde paylaşımda bulunduğunu, son derece haksız , aşağılayıcı ve tahrik edici ifadelerde bulunduğunu, davalı tarafından gerçekleştirilen bu haksız fiil sebebi ile müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, davalının yaptığı açıklamanın gerçekliğinin ipsatla mükellef olduğunu, müvekkilinin kişilik hakları ciddi bir biçimde zedelendiğinden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davalının açıklamalarının aynı zamanda TTK.nun 55 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet niteliğinde olduğunu iddia ederek 100.000,00.TL. manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ifadenin haksız eylem değil ifade özgürlüğünün kullanılması olduğunu, ifade özgürlüğünün Anayasanın 26 ve 28 maddelerinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10.maddesinde koruma altına alınan bir hakolduğunu,müvekkilinin ifade özgürlüğüne müdahale etmenin koşullarının olmadığını, davanın hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu , talep edilen tazminatın çok fahiş olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından sosyal medyada yapılan paylaşımlar nedeniyle kişilik haklarına saldırı ve haksız rekabette bulunulduğu ileri sürülerek açılan manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili, davalının sosyal medya hesaplarında yapmış olduğu paylaşım ile müvekkilinin kişilik haklarına zarar verdiğini ve aynı zamanda TTK.nun 55 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet niteliğinde olduğunu ileri sürmektedir. Davalı vekili ise müvekkilinin paylaşımlarının ifade hürriyeti kapsamında olduğunu savunmaktadır.
Davanın dayanağı, TMK’nin 24-25, TTK’nin 54/2, 55(1), 56/1-e ve TBK’nin 58. Maddeleridir.
TMK. m. 24 hükmü, kişilik haklarına hukuka aykırı müdahalede bulunulan kişinin hâkimden korunma talep edebileceğini belirttikten sonra, müdahalenin hukuka aykırı kabul edilemeyeceği durumlar arasında üstün nitelikte kamusal yararın müdahaleyi haklı kılmasını da saymıştır. Özellikle basın yoluyla kişilik haklarının ihlâlinde, ihlâlin hukuka aykırılığını ortadan kaldıran sebep, toplumun haber almaktaki yararı biçimindeki “üstün kamu yararı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Basında haber, eleştiri konusu yapılan, izni alınmadan resmi yayımlanan kişi kamuya mal olmuş bir kişi ise, toplumun haber almakta üstün yararı bulunduğu kabul edilebildiği ölçüde bu husus kişinin kişilik haklarına müdahaleyi hukuka uygun hale getirebilmektedir.———————-
Düşünce ve ifade özgürlüğü, TC Anayasasının 26/1 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde düzenlenmiştir. Düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı, ——————- ortak koruma alanında yer almaktadır.
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti başlığı altında düzenlenen Anayasamızın 26. Maddesine göre, Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.
AİHS m.10 göre de, herkes görüşlerini açıklama ve ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir.
Davalının gazeteci olduğu düşünüldüğünde konuyu basın hürriyeti açısından da değerlendirmek gerekir. Bu kapsamda Anayasamızın basın hürriyet kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Basın hürdür, sansür edilemez.”
Yine 09/06/2004 tarihli Basın Kanunun 3. maddesi şöyledir:
Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.
Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda somut olayı değerlendirdiğimizde, davalının————- alınmış bu ———– şeklindeki paylaşımların, kamuya mal olmuş ——- olan davacı yönünden ifade hürriyeti kapsamında kalmaktadır.——- gerek ise de Anayasa mahkemesinin birçok içtihadında vurgulamış olduğu üzere, ifade özgürlüğü; sadece toplum tarafından kabul gören veya zararsız kabul edilen ——–
Bu, yokluğu halinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörülüğün ve açık fikirliliğin bir gereğidir.
AİHM, sözleşmenin 10. Maddesinde güvence altına alınan bu hakkın bazı istisnalara tabi tutulduğunu ancak bu istisnaların dar yorumlanması ve bu hakkın sınırlandırılmasının ikna edici olması gerektiğini vurgulamıştır.
Hal böyle iken davalının,——————– olarak tanımlanabilecek ancak ifade hürriyeti kapsamında kalan sosyal medya paylaşımları nedeniyle , gerek genel hükümler, gerek ise de haksız rekabet hükümleri kapsamında aleyhine manevi tazminata hükmetmek mümkün olmayıp aksi durumda ifade hürriyetinin sınırları demokratik toplum ilkelerine aykırı bir şekilde daraltılmış olacaktır. Bu nedenlerle davacı taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- (FAZLA İSE) Alınması gerekli 55,40 TL harçtan 1.707,75 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 1.652,35 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ——– uyarınca 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar okundu.