Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/155 E. 2019/969 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/155 Esas
KARAR NO : 2019/969

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/02/2019
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- maliki ve olay tarihinde davalılardan —– sevk ve idaresinde olan ve yine davalı —-. nezdinde —— nolu acenteden—-nolu sigorta poliçesi ile sigortalı olan — plakalı araç tarafından, —- tarihinde maltepe,—— yolu üzerinden, —- istikametine seyir halinde iken, 479/b kapı nolu mahallin önüne geldiğinde, yaya halde olan müvekkillerimin murisi müteveffa —— hızla gelerek, kusurlu bir şekilde çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, murislerinin ölümüne sebebiyet verdiğini, mezkur trafik kazası nedeniyle yapılan soruşturma evresinde alınan bilirkişi raporundaki aleyhe olan tespitlere katılmamakla birlikte, kazanın oluşumunda ————plakalı araç sürücüsü olan davalı —–2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 47/d-52/a-b-73.-84/Son ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nuna bağlı Yönetmeliğin madde 95/d-101/a,b-145/e-157/b bentlerindeki düzenlemeleri ihlal ettiğinin tespiti ile asli kusurlu olduğu değerlendirildiğini, davaya konu trafik kazası, davalı sürücü olan rahmi fidan ’nın asli kusuru ile gerçekleşmiş olup, davalı sürücünün bu ağır kusurlu eylemi ile hayatını kaybeden süleyman gökhan çağlayan’ın sağ iken destek sağladığını, “ev hanımı” olan eşi ve “eğitim gören” çocukları, manevi üzüntü ve kederin yanı sıra, desteğin yitirilmesi nedeniyle, ölümden önceki yaşamalarındaki sosyal ve ekonomik durumları büyük oranda sarsılmış ve halen başkalarının yardımına muhtaç durumda olduklarını, yaşanan bu kaza olayı nedeniyle, müvekkillerinden müteveffanın eşi olan —— çok büyük bir acı ve keder içine girmişler, maddi ve manevi açıdan büyük yıkıntı ve sıkıntı yaşamışlar ve halen yaşamaya devam etmekte olduklarını ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı —– dava dilekçesi 04/03/2019 tarihinde yine mahkememiz tensip zabtı 03/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ancak davaya karşı her hangi bir cevap verilmemiştir.
Mahkememiz dosyasında da destekten yoksun kalma tazminat talebi araç maliki ve sürücü dışında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı —— yöneltilmiş bulunduğu anlaşılmış ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında, 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olması nedeniyle de davanın sigorta şirketi yönünden mutlak ticari niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddeleri uyarınca, dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulması dava şartı olarak getirilmiştir.
Davanın tefriki öncesinde diğer davalılar ile iş bu davanın karar tarihi itibari ile davalısı sigorta şirketi arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan her bir davalıya yöneltilen talep, ayrı bir dava mahiyetinde sürürmekte olduğundan davanın sigorta şirketi yönünden ticari dava sayılması nedeninin davalılar arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı şirketin bulunmasından kaynaklanmakta olduğundan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddeleri uyarınca, dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulması dava şartı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı için geçerli bulunduğundan başka deyişle dava tarihinde diğer davalılar açısından haksız fiil sorumluları olmaları ve bu davalılar hakkındaki dava, mutlak veya nispi ticari dava olmadığından, bu davalıların sıfatlarına ve davanın niteliğine göre nisbi ticari dava da bulunmadığı anlaşıldığından ;Davanın davalılar ——- yönünden 10/10/2019 tarihli celse de tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş, buna karşın sigorta şirketine karşı ikame edilen davanın mutlak ticari dava bulunmasına rağmen dava öncesi davacı tarafından arabuluculuğa bu davalı yönünden başvurulmamış olduğu, davanın devamında 12/04/2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu anlaşıldığından ve arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir dava şartı bulunmaması nedeni ile davanın iş bu dava dosyasında karar tarihi itibari ile davalısı bulunan sigorta şirketi yönünden usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.(Aynı doğrultuda —- ADLİYE MAHKEMESİ—. HUKUK DAİRESİ ESAS — KARAR NO : —- T.C.İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ —-. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: ——- kararları)
Nihai olarak dava da davalı sigorta şirketinin vekil ile temsil olunması ve davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile ön inceleme duruşması gerçekleştirilmeksizin usulden reddine karar verilmiş olması nedeni ile — 7/1,2 Ve 13/2.Maddeleri gereğince dava değerinin yarısı 1000/2=500 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın —— yönünden TTK’ya eklenen 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddeleri kapsamında dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/2 ve 115/2 Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Yeteri kadar harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
6-Davalı —– dava da vekil ile temsil olunduğundan 500.00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı sigorta şirkete vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı