Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2023/97 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/153 Esas
KARAR NO: 2023/97
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/04/2019
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı tarafından başlatılan İcra takibine istinaden davacı ile davalı arasında imzalanan protokol gereğince davacının bayilik sözleşmesinden kaynaklı doğmuş ve doğacak herhangi bir borcu kalmamasına rağmen söz konusu bayilik sözleşmesinden dolayı icra takibi başlattığını, icra takibine itiraz ile ilgili yasal süreyi kaçırmaları sebebi ile haciz işlemi başlatıldığını, imzalanan protokol gereği davacının ibra etmesine rağmen haksız ve mesnetsiz olarak davaya konu İcra takibini başlattığını, anılan sebepler ile dava konusu edilen icra takibinin borçlusu olmadıklarının tespitine, tedbir taleplerinin kabulü ile iş bu dosyada teminat karşılığı vezneye yatırılan paranın davalıya ödenmemesine, davanın kötü niyetli ve haksız bir şekilde icra takibi başlatılması hususu göz önünde bulundurularak %20 kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, müvekkilinin —– ——- kapsamında —– sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyeti çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda kendi marka ve logosu altında —— standartlarında ———— gerçekleştirdiğini, davacı ———– bulunan——– marka ve logosu altında işletilmesi amacıyla 15.06.2013 tarihli ——-imzalandığını, bu suretle taraflar arasında ticari ilişkinin başladığını, davalı şirketin cari hesap alacağının tahsili amacı ile davacı borçlu aleyhine ——— Sayılı dosyası ile İcra takibi başlattığını, davacı tarafından borcunun bulunmadığı iddia edilerek menfi tespit davası açtığını, davacının protokolün bir maddesini dayanak göstererek borca itiraz etti, aynı protokolün —– maddesinde ise ——-koşullar yerine getirilmediğinde protokolün davalı şirket için hüküm ifade etmeyeceği hususunu göz ardı ettiklerini, icra takibinin dayanağının cari hesap alacağı olduğu, davacı bayinin lisansı sonlandırılıncaya kadar cari hesabına işleyen otomasyon işletim bedellerinden kaynaklı 6.670,66 TL otomasyon, iletişim, bakım ve onarım bedeli, 1.791,62 TL de sözleşme sona erene kadar yapılan akaryakıt alımlarından olmak üzere toplam 8.462,28TL cari hesap alacaklarının olduğunu, protokolün diğer şartları yerine getirilmediği için protokolün hükümsüz olduğunu, anılan sebepler ile haksız davanın reddine, davacının kötü niyetli açmış olduğu iş bu davası nedeni ile takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahküm edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
——–Asliye Hukuk Mahkemesine, ——-Asliye Ticaret Mahkemesine, ——— Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Mahkememiz tarafından aldırılan 18/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Taraflar arsında 15.06.2013 tarihli ——–olduğu bu sözleşmeye göre davacının akaryakıt aldığı ve ödemeler yaptığı, davalının davacı aleyhine ———- sayılı icra dosyasından takip yaptığı bu borcun ifası için 06.02.2015 tarihli protokol yapıldığı davalı ticari defterlerine göre protkoldeki çekin kaydı ile protokol tarihinde davacının borcunun kalmadığı, dava konusu borcun bu tarihten sonra yapılan işlemlerden kaynaklandığı, davacının alım yapmadığı 9 aylık dönem için düzenlenen 3.825,00 TL fatura bedelinden davacının sorumlu olmadığının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu” hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 20/10/2022 tarihli ek raporda özetle;
“KÖK raporda da irdelendiği üzere; davalı kayıtları incelendiğinde davacının cari hesap borcunun toplam 8.462,28 TL olduğu ancak; Davacının ——- tarihinden itibaren davalıdan hizmet almadığı dikkate alındığında, bu dönemden sonra davacıya 9 adet 425,00 TL otomasyon faturası düzenlendiği, davacının bu hizmetten yararlanmadığının da kabulü ile ve davalının yeni bir sözleşme yapmaya gayretli ve istekli olmayarak ticari ilişkiyi sonlandırmış olması nedeniyle (Protokol de belirtilen tüm edinimlerin davacı tarafından yerine getirilmiş olmasına ve —- yapılması için davet ihtarnamesi gönderilmiş olmasına karşın, davalı tarafın sözleşmeye istekli ve gayretli olmadığı görülmekle)—– otomasyon fatura bedelinin talep edilemeyeceği, dava konusu miktardan——- olmak üzere toplam 3.825,00 TL * nin mahsup edilmesinin uygun olacağı, bir başka değişle 3.825,00 TL * lik kısmından davacının sorumlu olmadığının takdirinin Yüce Mahkemeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki 15/06/2013 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan bayilik sözleşmesi sona erinceye kadar cari hesabına işleyen otomasyon bedeli (6.670,66 TL) ve satın aldığı akaryakıt bedelinden (1.791,62 TL) doğan alacağın tahsili için başlatılan ——— sayılı takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit davasıdır.
——– Esas sayılı takibi (takip tarihi 15/08/2017) incelendiğinde takibin 8.462,28 TL asıl alacak ve 922,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.289,47 TL alacağa ilişkin olduğu görülmüştür.
Davacının iddiası, taraflar arasındaki 06/02/2015 tarihli protokolün———maddesine dayalı olarak davalının davacıyı ibra etmesi nedeniyle takibe konu borcun bulunmamasına dayanmaktadır.
Davalının savunması ise taraflar arasındaki ilişkinin 15/06/2013 tarihli bayilik sözleşmesi ile başladığı, anılan protokolün ——– maddesi uyarınca davacının dayandığı —– maddenin davalıyı bağlamadığı, alacağın bayilik sözleşmesi sona erinceye kadar cari hesabına işleyen otomasyon bedeli (6.670,66 TL) ve satın aldığı ——— bedelinden (1.791,62 TL) kaynaklandığı hususuna dayanmaktadır.
Taraflar arasındaki protokol hükümleri şu şekildedir:
Madde 1, “Hem ———– dosya borçları kapanacaktır. Tahsil harçları borçlu yana aittir. Taraflarçek ödendiği takdirde birbirlerine bu dosyalar bakımından gayri kabili rücu ve ibra ettiklerinişimdiden beyan ve kabul ederler”Madde 3, “Taraflar arasında halen daha ——-kar mahrumiyeti ve genel ——–Şart Alacağına dayalı ————Sayılı alacak daacı devam etmekte olup, ön inceleme duruşması 14.05.2015 tarihindedir. İşbu dava, davacı——– tarafından takipsiz bırakılarak işlemden kaldırılacaktır. ”Madde 4,———- arasında imzalanan ———– kaynaklı doğmuş yada doğacak herhangi bir borcu kalmayacaktır. ———- ibra edeceğini taahhüt etmektedir.”Madde 6, “İşbu protokol ve ibra hükümleri borçlu —– adına ödeme yapan —–tarafından keşide edilen ve ——- tarafından ciro edilen ———- keşide tarihli ———— Keşide yeri olan——–bedelli çekin gününde eksiksiz olarak ödenmesi ve——- kurduğu ve kuracağı, ya da ortakları olacakları yenikurulacak olan şirket ile ———–akdedilmesi —– süreli intifa hakkı tesis edilmesi şartı ile hüküm ifade edecek, aksi halde —— aleyhinde hüküm ifade etmeyecektir”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi araflar arasındaki 15/06/2013 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan bayilik sözleşmesi sona erinceye kadar cari hesabına işleyen otomasyon bedeli (6.670,66 TL) ve satın aldığı akaryakıt bedelinden (1.791,62 TL) doğan alacağın tahsili için başlatılan ———- sayılı takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit davası olduğu, taraflar arasında 15/06/2013 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişki bulunduğu ve 06/02/2015 tarihli protokolün imzalandığı hususunda çekişme bulunmadığı, 20/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, tarafların ticari defterleri incelendiğinde davacının Ekim 2015 tarihinden itibaren davalıdan hizmet almadığı, bu tarih itibariyle sözleşmesel ilişkinin her iki tarafça da fiilen bitirildiği, bu tarihten sonra davacıya 9 adet 425,00 TL otomasyon faturası düzenlendiği, davacının bu hizmetten yararlanmadığı, belirtildiği gibi fatura tarihleri itibariyle ticari ilişkinin sonlandırmış olduğu, davacının sözleşme ilişkisi devam ederken almış olduğu akaryakıt bedellerini ise ödemekle yükümlü olduğu, bu akaryakıt alım hizmetini almış olduğunun faturaların irsaliyeli ve imzalı olması nedeniyle sabit olduğu, davacı tarafça irsaliyeli faturalar altındaki imzanın inkar edilmediği, yukarıda ortaya konulan taraflar arasındaki —- tarihli protokolün—- ibra sözleşmesi niteliğinde olmadığı, ibra sözleşmesi akdedilmesi taahhüdü olduğu, bu taahhüdün de protokolün —- şartlara bağlandığı, bu şartlar gerçekleşmiş olsa dahi, taraflar arasında ayrı bir ibra sözleşmesi akdedildiği hususunda bir delil bulunmadığı, bu sebeple takibe konu borcun ibra ile sona erdirildiğinin kabul edilemeyeceği, ancak her ne kadar takipte işlemiş temerrüt faizi talep edilmiş ise de, davacının sorumlu olduğu mahkememizce tespit edilen borç yönünden temerrüte düşürülmesi için ihtar çekilmesinin gerekli olduğu, takip tarihinden önce davacıya anılan borcun ödenmesi yönünde ihtar çekildiğine dair bir delil bulunmadığı, bu sebeple temerrütün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle davacının —- sayılı takibine konu otomasyon bedelinden kaynaklanan —– borçtan sorumlu olmadığı, kalan bedelden ise sorumlu olduğu, yargılama sırasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiğinden reddedilen kısım yönünden davacının inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, kabul edilen kısım yönünden takip yapmakta davalının kötüniyetli olduğunu gösterir bir delil bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulüne, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine ve davalının inkar tazminatı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının davalıya——-sayılı takibine konu alacak nedeniyle 4.747,92 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Davalının inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile, reddedilen (4.541,55 TL) alacağın yüzde 20’sine karşılık gelen 908,31 TL icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (4.747,92 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 324,33 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 158,65 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 165,68 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 209,45 TL dava açma masrafı ve 4.213,80 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 4.423,25 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (4.747,92/9.289,47) göre 2.260,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 17,90 TL vekalet harcı ve 2.119,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.136,90 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (4.541,55/9.289,47) göre 1.044,71 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (4.747,92 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 4.747,92 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (4.541,55 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 4.541,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 02/02/2023