Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/136 E. 2020/105 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/136 Esas
KARAR NO: 2020/105
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/04/2019
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı şirket ile ticari alım satım faaliyetinde bulunmakta olup cari hesap ile çalıştıklarını avalı ilgili cari hesap ekstresindeki borcunu birçok kez talep edilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından ——. İcra Dairesinin ——– Esas nolu dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış, borçlu tarafından yetki itirazında bulunulduğunu ve ilgili itiraz sonrası icra takibinin durduğunu, icra dosyasına yetki itirazı neticesinde doya yetkili —-.İcra Müdürlüğüne gönderildiğini ve ———- Esas numarası ile usulüne göre yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalı şirket ise ———– tarihinde ise haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkil şirket tarafından ilgili cari hesap ektresinde yer alan bakiye borcun tahsili için zorunlu ticari arabuluculuğa da başvurulduğunu ancak ilgili arabuluculuk süreci sonuçsuz kaldığını davalı şirket tarafından ticari ilişkiden doğan cari borç ödenmediğinden dolayı icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirket ile davacı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde müvekkil şirketin tüm borcunu ifa ettiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini ayrıca hiçbir şekilde müvekkil şirketin davacıya olan borcunu kabul etmediklerini, ödeme emrinde bulunan belirtilen faizinde hukuka aykırı olduğundan bu faiz ödemesini kabul etmediklerini, dava konusu alacağa ilişkin——- İcra Müdürlüğü’nün ——– E. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibi ile temerrüde düşürmüş olduğu göz önüne alınmasını davacının ancak takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, somut olayda davı alacaklı tarafından davalı-borçlu ——- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, ve — TL mahsul bedeli, —TL temerrüt faizi olmak üzere toplam — TL talep edildiğini, takip dayanağı olarak —— tarihinde ———mahsul teslimatı gösterildiğini davalı borçlu tarafından borcun muaccel olmadığı ve temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilerek takibe itiraz edildiğini bunun üzerine takibin durduğunu, davacının takip tarihinde önce faiz talep etmesi ve faiz olarak avans faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, esasa ilişkin itirazlarının faiz yönünden de itirazlarını sunduklarını, davacı şirket tarafından —-.İcra Müdürlüğü ——— Esas sayılı dosyası ile haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan takibin iptaline, takibin haksız ve kötü niyetli olan davacı şirketten %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsiline, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKNIDA TOPARLANAN DELİLLER:
1—-.icra müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyası,
2-Taraf Ticari Defter ve Kayıtları ile uzantısı Bs ve Ba Formları,
3-Smm bilirkişi Raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, açık hesap ilişkisinin konusu teşkil eden faturalardan ötürü girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen ——-.icra müdürlüğünün takip dosyasının celp ve incelenmesi ile ;davacının davalı aleyhine —— tarihinde icra takibine giriştiği,davalıya ödeme emrinin —— tarihinde tebliğ edildiği, ——– tarihinde davalı borçlunun takibe karşı itirazlarını ileri sürdüğü ve davacıya itirazın tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Davacı taraflar arasında TTK anlamında cari hesap mutabakati bulunduğunu ileri sürmüş ise de taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunduğu hususu davacı tarafından ispat edilemediğinin dilekçeler aşamasının bitimi sonrasında anlaşılmış ve taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olup olmadığı, açık hesap ilişkisi bulunmakta ise açık hesap ilişki kapsamında davacı tarafından tertip edilen faturalardan ötürü davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir ——–
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların sermaye şirketi nitelikleri nedeni ile tacir bulunduğu anlaşıldığından, davalı tarafından açık hesap ilişkisinin devamında tertip edilen faturalardan ötürü davacıya her hangi bir borcun bulunmadığı savulduğundan taraf ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının SMM bilirkişi marifeti ile incelenmesi cihetine gidilmiştir.
İbraz edilen bilirkişi raporu ile de taraf ticari defter ve kayıtlarının uyum içersinde bulunduğu, kayıtların birbirini doğruladığı, davacının tanzim ettiği tüm faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarına yansıdığı, davalının faturaya konu malların teslimi noktasında her hangi bir itirazında bulunmadığı, bu şekilde taraf ticari defter ve kayıtları itibari ile davacının açık hesap ilişkisi devamında davalıdan ———- TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporunun denetimi ile de davalı ticari kayıt ve defterlerinin davacının ticari defter ve kayıtları ile aynı hususları içerdiğinin anlaşılması nedeni ile davacının ticari defterlerinin lehine,davalının ticari defter ve kayıtlarının ise aleyhine kesin delil teşkil edeceğinden davacının asıl alacak yönünden davasının sabit hal aldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından ikame edilen dava da ayrıca davalıdan takip öncesi işlemiş avans faizi alacağı da dava konusu edilmiş ise de davacı davalının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğünü ispat edememiş, bu nedenle davacının takip öncesi faiz talebinin TBK 107 gereğince dinlenilebilir olmadığı anlaşılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak;açık hesap ilişkisinden kaynaklandığından, davacının lehe davalının aleyhe delil teşkil eden ticari defter ve kayıtları ile davacının davalıdan olan alacağının davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalı borçlunun —-. İcra Dairesinin ——- Esas sayılı takip dosyasının yapmış oluduğu itirazın kısmen iptali ile takibin ——– TL ana para üzerinden DEVAMINA,
2-Takip öncesi işlemiş faize ilişkin istemin TBK 117.Maddesi ve TTK 1530. maddeleri gereğince REDDİNE,
3-Taraflar arasında ticari işin sözkonusu bulunması nedeni ile takipte takip tarihinden tahsil tarihine değin 3095 sayılı yasa 2/2.Maddesi gereğince değişen oranlarda AVANS FAİZİ UYGULANMASINA,
4-Kabule Konu asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeni ile Kabule konu tutarın %20 si nispetinde İcra İnkar Tazminatının İİK 67.Maddesi gereğince Davalıdan Tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Alınması gerekli 3.401,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından yatırılan ve peşin alınan 622,13 TL harctan mahsubu ile bakiye 2.779,27 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yatırılan 622,13 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
7-Davacı tarafça sarf edilmiş yargılama giderlerinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.020,02 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT uyarınca belirlenen 7.273,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.717,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2020