Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/123 E. 2020/582 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
(AÇILMAMIŞ SAYILMASINA)
ESAS NO : 2019/123 Esas
KARAR NO : 2020/582

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin——- ortağı olup, 34.000 hissesinin bulunduğunu, davacının 8.500 hisse ile şirketin %25 payının sahibi olduğunu, —– hisselerinin bir kısmını davacının bilgisi dışında eşi——–devrederek şirketi 6 ortaklı hale getirdiğini, şirketin feshi talebiyle açılan İst. Anadolu —-ATM’nin ———- esas sayılı dosyasında şirketin feshine ve tasfiye memuru atanmasına karar verildiğini, yine İst. Anadolu———–Asliye Ticaret Mahkemesinin—— esas sayılı dosyasında usulsüz satışın iptali için dava açıldığını, bu davanın kabulüne, gayrimenkulün şirket üzerine tesciline karar verildiğini, yine İst. Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dosyasında 27.5.2016 tarihli genel kurulun iptali için dava açıldığını, bu davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, yine İst. Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin——– esas sayılı dosyasında davalı şirketin yönetim kurulu üyelerine yönelik tazminat davası açıldığını, bu davada İst. Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapıldığını, son olarak davacı tarafından İst. Anadolu ——- esas sayılı dosyasında 14.12.2017 tarihli genel kurulun iptaline yönelik dava açıldığını, bu davanın da kısmen kabulüne karar verildiği, son olarak işbu davaya konu 1.3.2019 tarihli genel kurulda davacıyı temsilen———genel kurula iştirak ettiğini, bu toplantıda alınan kararların da iptali gerektiğini, bu kapsamda şirketin 2018 yılına ait denetim, faaliyet raporu ve bilançonun usulüne uygun düzenlenmediğini, yüzeysel olduğunu, şirketi 23.3.2016 tarihinde tasfiye mumuru olarak müşavir —– atandığını, şirketin tüm kayıtlarının muvazaalı olduğunu, olmayan borçlar gösterilerek Yönetim Kurulunun kendini ibra etmesinin sağlandığını, genel kurul maddelerinde kabul edilen tüm raporların butlanının tespitini talep ettiklerini, genel kurulun 6. Amddesinde şirket sermayesinin artırılmasına ilişkin karar alındığını, bu kararın da TTK kapsamına uygun olmadığını, TTK’nin 457. Maddesi hükmüne uygun beyan hazırlanmadığını, bu kararın davacıyı zarara uğratmak, tasfiye payı ve oy oranının azaltılmasını sağlamak amacıyla yapıldığını, kararın kötü niyetli olduğunu, şirketin —– esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere —– borca batık olduğunu, Mahkememizin—— esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna göre 2016 yılında 136.305 TL borca batık olduğunu, yönetim kurulu kararı ile üretim faaliyetlerinin durdurulduğunu, şirketin tek mal varlığının Anadolu——– esas sayılı dosyasında usulsüz şekilde elden çıkarıldığı tespit olunan taşınmaz olduğunu, buna göre sermaye artırımına gidilmesinin hayatın olağan akışınıa aykırı olduğunu, davaya konu gelen kurulda ibraya ilişkin gündem olmadığı gibi karar da olmadığını, çoğunluk sağlanamadığından ve yönetim kurulu üyeleri kendi lehine kanuna aykırı şekilde oy kullandıklarından bugüne kadar ki genel kurulda alınan tüm kararların iptal edildiğini, bu nedenlerle——–yılına ait olağan genel kurulunda alınan tüm genel kurul kararlarının butlanının tespitine, bu talebin kabul edilmemesi halinde iptaline, iptaline karar verilecek kararların ——— nüshasından terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ———kararının yok hükmünde olduğunun tespiti, olmadığı taktirde iptali istemine ilişkindir.
Dava, niteliği gereği basit yargılama usulüne tabidir.
Davacı vekilinin hazır bulunduğu 04/12/2019 tarihli duruşmada yeni duruşma günü 19/02/2020 tarihine ertelenmiş, davacı vekilinin yeni duruşma günü olan 19/02/2020 tarihli duruşmaya gelmemesi nedeniyle dava dosyası HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmıştır.
Davacı vekilinin yenileme talebi üzerine 21/02/2020 tarihli yenileme tensip tutanağı ile dosya yeniden işleme alınmıştır.
11/11/2020 tarihli duruşma ara kararı uyarınca davacı vekilinin mazeretinin “Davacı vekilinin ——- tarihinden sonraki 19/02/2020 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak gelmediği, dosyanın işlemden kaldırıldığı, yenilenme sonrasında yapılan 08/07/2020 tarihli duruşmaya da mazeret bildirerek gelmediği, mazeretinde müsait olduğu günleri bildirmediği ve duruşma gününün resen mahkememizce tayin olunduğu, davacı vekilinin bu kez yine mesleki mazeret bildiriminde bulunduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde —vekil olarak tayin edildiği anlaşılmakla, yargılamanın hızlanması projesi ve hedef süre uygulaması ile davalı vekilinin mazereti kabul etmemesi de göz önüne alınarak davacı vekilinin mazeretinin reddine oy birliğiyle karar verildi” gerekçesi ile ret olunmuş ve HMK’nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı taraf duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde geçerli mazereti olmaksızın duruşmaya gelmediğinden HMK’nın 320/4. maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Harçlar yasasına göre alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– 13/2.maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- HMK’nın 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.