Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/114 E. 2021/453 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/114 Esas
KARAR NO: 2021/453
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2019
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinin müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye dayanan—- kaynaklandığını, davalı şirketin müvekkilinden muhtelif tarihlerde ürünler aldığını ancak fatura bedellerini ödemediğini, müvekkilinin ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura bedellerini —- gerektiğini ihtar ettiğini, davalının ödeme yapmadığını ve icra takibine başlandığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, arabulucu yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını iddia ederek; davalı borçlunun malvarlığı üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama sonunda ——– borca ve tüm ferilerine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin tamamlatılması gerektiğini, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına karar verilmesi gerektiğini, delillerin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu ve müvekkilinin tüm borcunu ifa ettiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafa borcunun olduğunu kabul etmemekle birlikte ödeme emrinde belirtilen faizin de hukuka aykırı olduğunu, davacının takip tarihinden önce faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu nedenle davacının icra inkar tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının haksız şekilde icra takibine girişmesi nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ V E GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu icra takibinin müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye dayanan —– adet faturadan kaynaklandığını, davalı şirketin müvekkilinden muhtelif tarihlerde ürünler aldığını ancak fatura bedellerini ödemediğini iddia etmekte, davalı vekili ise , müvekkili ile davacı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu ve müvekkilinin tüm borcunu ifa ettiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmaktadır.
——–esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı vekilinin toplam tutarı — adet fatura bedelinin ve işlemiş faiz alacağının tahsili için —- tarihinde icra takibine giriştiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı vekilinin—— yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce öncelikle talimat mahkemesi marifetiyle davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenerek akabinde mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi marifetiyle davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır.
Yapılan inceleme ile davacı firmanın —-yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu, sahibi lehine delil niteliğini haiz olduğu, davacı firmanın davalı firmaya — tarihi itibarı ile —–mal sattığı ancak davalıdan herhangi bir ödeme almadığı,
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının da usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil niteliğini haiz olduğu, davalının — yılında davacıdan toplam —– mal aldığı tespit edilmiştir.
Dolayısıyla yapılan inceleme ile tarafların incelenen defter kayıtlar ile asıl alacak yönünden mutabık oldukları anlaşılmıştır.
Ancak davacı asıl alacakla birlikte toplam —— işlemiş faiz alacağı talep etmiştir.
Ancak takibe konu edilen faturaların incelenmesinde , fatura bedelinin— ay içerisinde ödenmemesi halinde aylık —– vade farkı tahakkuk ettirileceği ihtar edilmiştir.
Bu nedenle öncelikle davacı talebinin vade farkı olarak değerlendirilmesi halinde, vade farkı talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Vade farkı talebinde bulunulması için taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılmaması halinde bu yönde süre gelen ve teamül haline gelmiş bir uygulamanın bulunması gerekir. Bu kapsamda yapılan incelemede taraflar arasında vade farkı alacağının talep edilebileceğine dair herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır. Tarafların incelenen defterlerinde vade farkı talebine ilişkin teamül haline gelmiş herhangi bir uygulamanın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının vade farkı talebinin kabulü mümkün değildir.
Davacı vekilinin işlemiş faiz alacağının değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalıya ——-yevmiye numaralı ihtarnamesi temerrüte düşürüldüğü ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ile davacının toplam —- işlemiyş faiz talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı borçlunun— sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —- İşlemiş faiz alacağı olmak üzere toplamda —-üzerinden devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren —–oranında avans faiz uygulanmasına,
2-Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine —- asıl alacağın %20’si oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 5.066,11 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 992,10 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.074,01 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından yatırılan 992,10 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.966,20 TL yargılma giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 2.678,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 10.441,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021