Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/111 E. 2020/464 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/111 Esas
KARAR NO : 2020/464
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 26/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından keşide edilmiş olan iş bu ———– Şubesi’nin ——- seri numaralı —- bedelli çekin lehdarı ———–son yetkili hamili ise davalı ———– Olduğunu, dava konusu çekte lehdar olarak bulunan şirkete teminaten verilen ve sonrasında davalıya ciro edilen, ancak süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekin; —– İcra Dairesi’nde —————- no. ile icra takibine konu edildiğini ve takibin kesinleştiğini, taraflarına haksız olarak teslim edilmeyen çekin icrasına devam edilmesine müsaade edilerek müvekkilinin ticari mahfına sebep olmaması amacı ile davalarının kabulünü, davalı bankaya verilmiş olan teminat çeki bakımından, iş bu teminat çekinin teminat altına aldığı borcun ödenmiş olduğu da dikkate alınarak, davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, müvekkilin ödemiş olduğu bedelin bir kez daha ödetilmesi sonucunu doğurmaması ve müvekkilin mağduriyetinin çok daha fazla olmaması amacı ile öncelikle teminatsız olarak, ancak mahkememizin aksi kanaatte olması durumunda cüzi bir teminat karşılığı icra takibinin durdurulması açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve takibin iptalini, neticede dava konusu çeklerin iptalini, kötüniyetle hareket ederek müvekkilinin ticari hayatına zararlar veren bankanın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sırf karşılıksız keşide ettiği çekten dolayı yapılan icra takibini akamete uğratmak amacıyla işbu davayı açtığını, davacı dava konusu çekin, lehtarla aralarındaki alım satım nedeniyle teminat çeki olarak verildiğini, ancak satın alınan malların teslim edilmediğini üstelik bedelinin ödendiğini ancak çekin iade alınamadığını iddia ettiğini, yani davacıya göre, çekin lehtarı olan———- davacıya teslim etmesi gereken koyunları teslim etmemiş ama buna rağmen davacı kendisine —- ödeme yapmış üstelik de teminat verdiği çeki geri almadığını belirttiğini, çekin vade tarihi ——– olduğunu ve kendisi de bu tarihte ödeme yaptığını iddia ettiğini, davacı, sözleşme konusu koyunlar teslim edilmemesine rağmen hem çeki geri almamış hem de üstüne —– ödemişse icra takibinin açılıp kesinleşmesine kadar geçen 3 ay içinde neden hiç bir hukuki yola başvurmamış olduğunu açıklaması gerektiğini, tüm bunlara rağmen davacının ne icra takibi, ne parasının iadesi/ koyunların teslimi, ne çekin iptalini talep eden hiçbir hukuki girişim yapmamış olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı ancak çek nedeniyle kendisine icra takibi yapıldıktan sonra yani 3 ay geçtikten sonra açılan takibi sonuçsuz bırakmak maksadıyla kötüniyetle işbu davayı açtığını, tüm bunlar davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, davacının lehtar ile arasında mevcut ilişki, çekin ne için verildiği, teminat olup olmadığı, malın teslim edilip edilmediği gibi hususlar, keşidecinin sadece lehtara karşı ileri sürebileceği def’iler olup, müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli son meşru hamil olduğunu, icra takibi yapabilmek için keşideci ile arasında ticari bağı olması da gerekmediğini, çek’in sebepten mücerret olma özelliği de bunu gerektirdiğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, lehlerine dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, İİK 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili tarafından keşide edilmiş olan iş bu ——- Şubesi’nin —- seri numaralı —- bedelli çekin lehdarı —- son yetkili hamili ise davalı ————- Olduğunu, ancak çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğini, çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, söz konusu çekin müvekkili ile lehtar arasında yapılan sözleşme kapsamında canlı hayvan teslimine dair teminat olarak verildiğini, ancak müvekkilin borcunu ifa etmesine rağmen davalının teminat olarak verilen çeki iade etmediğini, çekin ibraz süresinden sonra bankaya ibraz edilmesi nedeniyle kambiyo vasfını yitirdiğini ve müvekkilinin söz konusu çek ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını iddia etmekte,
Davacının lehtar ile arasında mevcut ilişki, çekin ne için verildiği, teminat olup olmadığı, malın teslim edilip edilmediği gibi hususlar, keşidecinin sadece lehtara karşı ileri sürebileceği def’iler olup, müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli son meşru hamil olduğunu, icra takibi yapabilmek için keşideci ile arasında ticari bağı olması da gerekmediğini, çek’in sebepten mücerret olma özelliği de bunu gerektirdiğini savunmaktadır.
Davaya konu çekin ———— kapsamında canlı hayvan alımı satımına ilişkin olarak teminat için verildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı tarafından ibraz edilen ——–incelediğimizde doğrudan davaya konu çeke atıf yapılarak, söz konusu çekin canlı hayvan teslimine ilişkin olarak verilen bir teminat çeki olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu makbuzdan da anlaşılacağı üzere davaya konu çek bedeli ödenerek borcun ifası gerçekleşmiştir.
Buna karşı davalı vekili, Davacının lehtar ile arasında mevcut ilişki, çekin ne için verildiği, teminat olup olmadığı, malın teslim edilip edilmediği gibi hususlar, keşidecinin sadece lehtara karşı ileri sürebileceği def’iler olup, müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını savunmaktadır.
Ancak davaya konu çek ibraz süresi geçtikten sonra bankaya sunulmuş olup kambiyo vasfını haiz değildir. Bu aşamada davaya konu çekin bir teminat çeki olarak verildiği ve davacının söz konusu çek bedelini ödemiş olduğu anlaşılmakla davalının sebepsiz zenginleşme gerekçesiyle de davacıdan çek bedelini talep etmesi mümkün görünmemekte olup davacının tüm bu nedenlerden dolayı menfi tespit talebinde haklı olduğu anlaşılmaktadır.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının davalıya —— Şubesi’nin —- seri numaralı — bedelli çekten ve bu çeke istinaden açılan ——– İcra Müdürlüğü ——–Sayılı İcra Dosyasından dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 5.738,04 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.434,51 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.303,53‬ TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davacı tarafından yatırılan 1.434,51 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 90,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 11.720,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020