Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/106 E. 2022/706 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/106 Esas
KARAR NO : 2022/706

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

—- sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gelen dava dosyasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA
: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı——— değerleme — çalışanı olduğunu, —— olmak için bankalara müracaat edildiğinde ——– tarafından görevlendirilen ve kredi verilecek taşınmazın değerini belirleyerek bankaya rapor eden bilirkişi olduğunu, diğer davacı müvekkil ise — firmasının sahibi olduğu,—-değerleme— taşeronu olduğu, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiile başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile ahlaka aykırı bir fiile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa birle ahlaka aykırı bir fiile başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalının haksız ve hukuka aykırı eylemi nedeniyle zarar gören davacı müvekkilin zararını davalı karşılamak zorunda olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA

:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinin usulüne uygun olmadığını, davanın bankaya ve paylaşım yapan ilgili — ihbarının gerektiğini, davacının davasının belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, müvekkilinin —- — malzemeleri sattığını, davacı …— gönderildiğini, diğer davacının …—tanımadıklarını, taşınmaz değerlemesi ——- bilindiğini, değerleme ————— yaptığını öğrendiklerini, müvekkilinin müşterisi olan —- kendisine yaptığı teklifi değerlendirmek amacıyla bankaya kredi başvurusunda bulunduğunu, davacının iddia ettiği gibi işine son verilmesinde müvekkilinin neden olmadığını, müvekkilinin iddia edildiği gibi kişilerle konuşmayı göndermediğini, konuşmanın paylaşılma gerekçesinin —— dinlemesi için olduğunu, ——– gönderilmesinin kendi tasarruflarında olduğunu, iş bu eylem nedeni ile hukuki ceza —- faillere ait olduğunu, müvekkilinin …— işine son verilmesini gerektirecek herhangi bir —- bulunmadığını, … müvekkilini doğru yönlendirmediğini, müvekkiline verdiği tavsiyeler ve yönlendirmelerin gerçekleştirmediğini, müvekkilinin de .—yönlendirmeleri nedeni ile maddi manevi kayba uğradığını, …— olduğunu bilmediğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak; davada görevsizlik kararı verilmesini, davanın—- ihbarını, davanın reddini , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve DELİLLER:
—————- müzekkereler yazıldığı görüldü.
Dosyaya sunulan —- bilirkişi tarafından çözümlemesi yapılmıştır. ” —————- Uzunluğunda olduğu, davacı ….— dosyada bahsi geçen şirket yetkilisi davalı … arasında geçen — kaydı olduğu anlaşıldı.” hususları tespit edilerek, —- yapılmıştır.
Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi raporunda;
“Davacı —süresiz — değerleme işlemi konulu sözleşme olduğu , davacının davalı— görüşmesi sebebi ile sözleşmenin feshedildiği iddiası olduğu, sözleşmenin bu görüşmenin kayıt edilerek karşı tarafa bildirilmesi sebebi ile sözleşmenin haksız olarak feshedildiği hususunun değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere , Sayın Mahkemenin sözleşmenin bu sebeple haksız olarak feshedildiği kanaatinde olması halinde sözleşmenin feshinden dava tarihine kadar davacının muhtemel ciro kaybının —, kazanç kaybının ise — kabul edilebileceği,” hususları tespit edilmiştir.
Davacı vekili —-tarihli ıslah dilekçesinde dava konusu talep edilen maddi zararı ıslah ederek, dava miktarını — olarak ıslah etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
a)Davacı ——– maddi tazminat davası yönünden;
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde davasını haksız fiil nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirmiş ise de dava haksız rekabet hükümlerine aykırılık nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesi uyarınca “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı,—- bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) —- müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; (…) d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı ..— maddi tazminat davasının belirtildiği gibi haksız rekabet hükümlerine aykırılık nedeniyle maddi tazminat davası olduğu, yukarıda atıf yapılan haksız rekabet hükümlerine göre rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışların rakiplerden kaynaklanmasının şart olmadığı, üçüncü kişilerin de anılan eylemleri gerçekleştirmesi halinde haksız rekabet hükümlerine göre sorumlu olacakları, davalının da eldeki davada bu konumda olduğu, dosyada toplanan deliller dikkate alındığında, davalının da kabulünde olduğu üzere, davalının davacı …—- sahibi olduğu işletmeyi ilgilendiren telefon konuşmasını davacının müşterisine iletmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin dürüstlük kuralına aykırı olarak nitelendirilmesi gerektiği, davacının —- konuşmasının davacının müşterisine iletilmesi sonrası dava dışı firmadan iş alamaması nedeniyle eylemin tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen nitelikte olduğunun da sabit olduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacının maddi zararının —- olduğu, haksız fiil tarihinin davacının müşterisi tarafından işine son verildiği tarih olan—-gerektiği, alacağa davanın kısmi dava olarak açılması ve ıslah edilmesi nedeniyle haksız fiil ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
b)Davacı ..— manevi tazminat davası yönünden;
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde davasını haksız fiil nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirmiş ise de dava haksız rekabet hükümlerine aykırılık nedeniyle manevi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesi uyarınca “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “(1) Haksız rekabet sebebiyle — menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; (…) e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. (…)”
6098 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 58. Maddesi uyarınca “(1)Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, haksız rekabet hükümleri nedeniyle manevi tazminat talep edilebilmesi için Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığının bulunması gerektiği, buna göre davacının kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi olması gerektiği, mahkememizce dürüstlüğe aykırı olarak kabul edilen eylemin davalının davacı …— sahibi olduğu işletmeyi ilgilendiren —- davacının müşterisine iletmesi olarak kabul edildiği, ancak konuşmanın davacı … ve davalı arasında geçtiği, bu sebeple davalının fiilinin davacı ….— işletmesine yönelik haksız rekabet niteliğinde fiil olsa da, davacı ….— kişilik haklarına yönelik bir fiil olarak nitelendirilemeyeceği, bu sebeple davacı … yönünden manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
c)Davacı …—- manevi tazminat davası yönünden;
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde davasını haksız fiil nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirmiş ise de dava haksız rekabet hükümlerine aykırılık nedeniyle manevi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesi uyarınca “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; (…) e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. (…)”
6098 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 58. Maddesi uyarınca “(1)Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, haksız rekabet hükümleri nedeniyle manevi tazminat talep edilebilmesi için Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığının bulunması gerektiği, buna göre davacının kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi olması gerektiği, mahkememizce dürüstlüğe aykırı olarak kabul edilen eylemin davalının davacı …—sahibi olduğu işletmeyi ilgilendiren —- davacının müşterisine iletmesi olarak kabul edildiği, ancak konuşmanın davacı —– ve davalı arasında geçtiği, bu sebeple davalının fiilinin davacı …— kişilik haklarına yönelik bir fiil olarak nitelendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tarafların ekonomik sosyal durumları ve fiilin ağırlığı, kusurun yoğunluğu göz önüne alınarak davacı lehine — manevi tazminat hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı .— maddi tazminat davasının KABULÜ ile, ———- maddi tazminatın — 08/05/2015 tarihinden, 1.614,80 TL’sinin ıslah tarihi olan —- itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —– verilmesine,
2-Davacı ..— manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacı— manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, — manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …—verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (—üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 998,33 TL karar ve ilam harcından 80,70 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 917,63 TL harcın davalıldan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 8,20 TL dava açma masrafı, 80,70 ıslah harcı ve 2.469,90 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.558,80 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına ———-davalıdan alınarak her biri eşit hak sahibi olmak üzere davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması ve davacı ..— maddi tazminat davasında yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle kabul edilen dava değeri —- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— uyarınca hesaplanan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması ve davacı ..—- manevi tazminat davasında yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle kabul edilen dava değeri—- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 10/1 uyarınca hesaplanan 480.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı—— verilmesine,
9-Dava tarihi itibariyle davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı anlaşıldığından, arabulucu ücreti yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.