Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/982 E. 2019/310 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/982
KARAR NO : 2019/310

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 13/08/2018
KARAR TARİHİ : 14/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu ——- İcra Müdürlüğü’nün 2018/20792 Esas sayılı dosyası ile şahsına aleyhine ödeme emri tahakkuk edilerek icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin ekinde bulunan muhtelif tarihlere düzenlenmiş sıra bonolar İngilizce dil kursu hizmeti almasına karşılık verilmiş bonoların olduğunu, İngilizce kursunun henüz 2 aylık başlama aşamasında iken 2 ay içinde 3 tane hocasının değiştirilmesi, gelen yeni hocaların da verdikleri ders konusunda tatmin edici dil hizmeti sunamadığına kanaat getirmesi üzerine 2 aylık ödeneğini de yaptıktan sonra kendilerine ayrılacağını bildirdiğini, bu nedenlerle davalı dershaneye yaptığı 2 aylık ödeneğinin de esas alınması ile 2.877,87 TL borçlu bulunmadığının tespitine, ödeme emrinin iptaline, takibin dava sonuna kadar tehiri icra talepli olarak durdurulmasına mahkeme ve avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici ilişkisi olduğunu, Tüketici ilişkisinden kaynaklanan davalara ise Tüketici Mahkemeleri ile Tüketici Hakem Heyetleri baktığını, Sayın Mahkeme bu davaya bakmaya görevli olmadığını, görevli olmamasından dolayı görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra “kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda taraflar arasında davacının davalıdan eğitim hizmeti satın almak için anlaşma bulunduğu, davacının davaya konu senetleri bu anlaşma kapsamında davalıya verdiği, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının hizmet alan davalının ise hizmet veren konumunda olduğu, kambiyo senetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar her ne kadar mutlak ticari dava niteliğinde ise de, taraflardan birinin tüketici olması durumunda 6502 S.lı Kanun’un uygulama alanı bulacağı, bu nedenle uyuşmazlığın tüketici mahkemeleri tarafından görülüp, sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının huzurunda verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı