Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/971 E. 2020/409 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/971 Esas
KARAR NO : 2020/409

DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ———————– oldukları; her birinin davacı ..—- kullandığı kredilerde birbirlerine kefil konumunda oldukları; davalı ile davacı —- arasında—– tahhli Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı; bu sözleşmeye istinaden Davalı’ya krediler kullandırıldığı; aynı zamanda şirket ortakları olan dava dışı ——müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları; Davalı nın Davacı Banka’ya olan asaleten borcunu ödemediği; bunun üzerine borçlulara Beşiktaş ———yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiği; Yine Davalı ‘nın Davacı Banka’ya olan kefeleten borçları kapsamında ise Beşiktaş —tarih —— yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği; her iki ihtarnameye rağmen Davalı’nın risklerinin ödenmediği; davalının asaleten ve kefateten kullandığı kredilerin teminatına alman — plakalı araçların satılarak paraya çevrilmesi hususunda İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün —-.sayılı menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığı; Ancak Davalı’nın asaleten ve kefateten borç miktarı rehin sözleşmelerinde yer alan rehin limitlerini geçtiğinden her bir araç için 500.00,00 TL toplam 3 araç için 1.500.000,00 TL olan rehin miktarı ile sınırlı olarak menkul takibinin başlatıldığı; Ddvalı borçluların söz konusu icra takibinde yetkiye, borca ve faize itiraz ettikleri; yapılacak bilirkişi incelemesinde itirazın haksız olduğunun anlaşılacağı; davalıların bu itirazı takibi sürüncemede bırakarak borcu ödemekten kaçınmak amacıyla yaptıktan iddia edilmiş olup bu nedenlerden dolayı Davalı’nın icra dosyalarına vaki itirazların iptati ile birlikte takibin devamına ve davalıların icra inkar tazminatına hükmedilmesi, muhakeme harç ve masraflarıyla ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takip dosyasına yapılan salahiyet ve sair itirazlarının tekrar edildiği davacı alacaklı bankanın muhtelif icra daireleri kanalı ile muhtelif takip usulleri ile aynı borç için takipler yaptığı; İstanbul Anadolu —– İstanbul Anadolu —— sayılı dosyaların celbi halinde aynı alacak için mükerrer takiplerin yapıldığının görüleceği; alacaklının dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunduğu; davalı’nın cevap dilekçesi ekinde sunulan Gölcük — Notertiği’nden keşide edilmiş —- yevmiye numaralı hesap katına davalının itiraz ihtarının davacıya tebliğ edildiği; alacağın likit bir alacak olmadığı; bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı kanısında olduktan; mükerrer takip söz konusu olması halinde davacı alacaklının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettikleri yönünde cevap verilmiş olup haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, dava kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı vekili, DAVACI VEKİLİ sıfatıyla vermiş olduğu 20/01/2020 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile karşılıklı olarak sulh olunduğunu, sulh nedeniyle davadan feragat ettiğini ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan ederek taraflar arasında imzalanan mutabakat metnini ve ödeme planını dosyaya ibraz etmiştir.
İbraz edilen mutabakat metninin incelenmesinde; davalı taraf banka ile akdedilen kredi sözleşmesi/ sözleşmeleri gereğince tarafına kullandırılan kredi/ kredilerden kaynaklanan ve 27.08.2019 tarihi itibarı ile 3.752.318,91 TL sorumlu olduğu borç tutarına, anılan tarihten itibaren işleyecek %19,00 oranında faiz, %5,00 oranında BSMV ve diğer vergiler ile protokolün akdedildiği tarih itibarı ile banka sistemine borç kaydı olarak intikal etmiş olan icra/mahkeme masrafı ve vekalet ücreti dahil edilmek üzere hesaplanacak olan toplam 3.014.129,27 TL borç tutarını metnin altında yer alan ödeme planında belirlenen vadelerde ve meblağlarda zamanında , eksiksiz ve tam olarak ödeyeceğini beyan ve taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili 21/01/2020 tarihli celsede hazır bulunmuş ve davalı ödeme emrine yapmış olduğu itirazından vazgeçtiğini, bu nedenle mevcut durumda geçerli bir itirazın bulunmadığını, davalı taraftan herhangi bir icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce icra dairesine müzekkere yazılarak davalı tarafın itirazını geri çektiğine dair beyan dilekçesi sunup sunmadığı sorularak, bu yönde sunulmuş bir beyan dilekçesinin bulunması halinde söz konusu beyan dilekçesinin mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
İcra dairesi tarafından verilen yazı cevabının ekinde gönderilen borçlu vekilinin beyanında, İstanbul Anadolu ———- İcra Müdürlüğü —–Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazlarından vazgeçtiğini, dosya borcunu tüm fer’ileriyle birlikte kabul ettiğini ve takibin tüm borçlular yönünden kesinleştirilmesini talep etmiştir.
Bu durumda icra takibine yapılan itirazın geri alınıp takibin kesinleşmesi ile dava konusuz kalmıştır. Esasında mahkememizce yapılması gereken davanın feragat nedeniyle davanın reddi kararı yerine konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirdi. Ancak davalı vakilinin , DAVACI VEKİLİ sıfatıyla vermiş olduğu 20/01/2020 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile karşılıklı olarak sulh olunduğunu, sulh nedeniyle davadan feragat ettiğini ve vekalet ücreti talebinin olmadığı yönündeki beyanı nedeniyle sehven davacının feragat ettiğini düşünülerek feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Fakat nihai olarak her iki karar arasında taraflara yüklenecek sorumluluk anlamında bir fark bulunmamaktadır. Zira davanın Feragat Nedeniyle Reddine karar verilmesi halinde davalının vekalet ücreti, yargılama gider yönünden talebi bulunmadığından herhangi bir vekalet ücreti veya yargılama giderine hükmedilmeyeceği gibi Konusuz Kalan Davanın Esası Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına kararı verilmesi halinde de aynı şekilde, davacı vekili 21/01/2020 tarihli celsede hazır bulunmuş ve davalı ödeme emrine yapmış olduğu itirazından vazgeçtiğini, bu nedenle mevcut durumda geçerli bir itirazın bulunmadığını, davalı taraftan herhangi bir icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş olması nedeniyle taraflara yüklenecek sorumluluklar değişmemektedir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibari alınması gerekli 55,40 TL harçtan peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile arta kalan 2,20 harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafın vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı taleplerinin olmadığı beyan edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.