Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/950 E. 2020/19 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/950 Esas
KARAR NO : 2020/19

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların karşılıklı ticari defterlerinde de yazılı olan sözleşmeler ve bu sözleşmelere eklenen fatura bedellerinin sunulduğunu, davalının —— bedelli çekleri ile ve kısmen de ———– nakit ve diğer ödemeler olmak üzere ———- ödediğini ve borcunu henüz keşide edilmemiş olan ——– fatura hariç ———indirildiğini, davalının İhtara rağmen borcunu ödemekten kaçınması üzerine ist. Anadolu ——. İcra Müd. ————– fatura hariç ———emri gönderildiğini, davalının yetkisizlik nedeni ile kısmen itiraz ettiğini, borcun ——– tutarını kabul ederek 73,54 TL eksiği ile icra takibinin ferileri ile birlikte ödediğini, davalının takipteki borcun 247.800,00 TL kısmına itiraz ettiğini, davalının e-fatura uygulaması ile gönderilen faturalara en geç —- tarihinde muttali olarak defterlerine işlediğini, davalının bakiye alacağın—– tutarlı bir iade faturası keşide ettiğini, en geç 17.05.2018 tarihinde muttali olan faturalara TTK 21/2 ve 3. Maddelerdeki süreleri geçirerek İzmir —- Noterliğinin — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya gönderildiğini, davalının defterlerine işlediği ve itiraz etmediği faturaları teyit eden sözleşmeler ve davacının temsil ve —- imzası ile yetkili sahibi kişinin görüldüğü —– videolarda da görülen yapılan işlerinde delillerin arasında olduğu, davalının keşide ettiği iade faturası ile herhangi bir incelemeye gerek olmayan bakiye alacağına muttali olduğu, davalının istifadeye mani olmak ve aktüel ekonomik gelişmelerden ve dövizin yükselişinden istifadeye kalkıştığı, kötü niyetli olduğu, davalının davacının olduğu kadar tüm şirket çalışanlarına gönderdiği mailde davacının hazırladığı Fuardaki teknik —————- övdüğü, Borca haksız olarak itiraz ettiği %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilmesi gerektiği, Davalının İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — tutarlı —– sayılı icra takip dosyasındaki alacağın 247.800,00 TL’ lik kısmi itirazın iptaline itiraz edilen kısım için takibin devamına, borca haksız olarak itiraz ettiğinden %20’sinden az olmamak üzere uygun bir tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu Ödeme emrinin ilk olarak İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili davalı şirkete gönderildiğini ve yasal süresi içerisinde takibin ——anapara kısmı ve bu anaparaya —- olarak İcra Müdürlüğünün hesabına ödendiğini, ödemeyi takiben bu sefer İstanbul —- İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası üzerinden ilk dosya ile aynı bedelde düzenlenmiş Ödeme emri Müvekkil davalı şirkete tebliğ edildiğini, ödeme emrine karşı süresi içerisinde ilk İcra dosyası ile aynı İçerikte olduğu, ilk icra dosyasına ödenen bedelin bu dosyaya da sayılması gerektiği ve bakiye miktara işbu dosyadan da itiraz edildiğinin bildirildiğini, müvekkili şirketin ————— önde gelen firmalarından bir tanesi olduğunu, gerek verdiği hizmet ile gerekse ticari ilişkileri ile alanında örnek gösterilecek firmalardan bir tanesi olduğunu, müvekkili şirketin ticari prensipleri gereği satın alınacak ürün ve hizmetler şirket yetkililerin onayına sunulduğunu, davacı şirket ile —————diğer gerekli tanıtım unsurlarının yapılması amacıyla hizmet alınması için ön görüşmeler yapıldığını ve yapılan ön görüşmelerde teklif edilen bedel olan —-müvekkil şirket yetkililerince fahiş bulunarak onay verilmediğini, gerekli onayın alınamaması üzerine, davacı tarafından hizmet bedeli —–çekildiğini ve müvekkili şirketin satın alma sorumlusu, şirketin yetkililerinden bu bedel üzerinden onay aldığını ve sözleşmeyi imzaladığını, müvekkili şirketin davacının iddia ettiği gibi bir borcunun bulunmadığını, verilen hizmetle iddia edilen borç arasındaki fahiş fark gözetildiğinde anlaşılacağını, davacı tarafından borcun kaynağı olarak gösterilen faturalar konusunda herhangi bir mutabakat sağlanmadığını, davacı şirket tarafından aynı iş için birden fazla ücret tahakkuk ettirildiğini ve birden fazla fatura kesilerek mükerrer tahsilat gerçekleştirme çabasına girildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında birden fazla, farklı bedelli sözleşme tanzim edilmiş olmasına karşın davacıya tek bir fuar için tek bir iş verildiğini ve verilen bu işin ücretinin ödendiğini, dolayısıyla fiilen gerçekleştirilmeyen işlerle ilgili müvekkili davalı şirkete fatura kesilmesinin kabul edilemediğini, Fiiliyatta yapılan iş ile kesilen faturanın birbirini tutmadığı bir iş ilişkisinde, müvekkili davalı şirketin herhangi bir bilgisi, onayı veya muvafakati olmadan kendisine fatura keşide edilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, aynı iş için birden fazla ücret elde edilmeye çalışılması da ticari hayata yakışmayan, kötü niyetli bir tutum olduğunu, Kaldı ki yapılacak tek bir iş için ücreti hariç, konusu, tarihleri, tarafları, niteliği ve geriye kalan her hususu aynı olan iki ayrı sözleşme imzalanması da ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü — esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı vekilinin “02/07/2018 tarihli muhtelif fatura ve sözleşmeden doğan bakiye alacak” açıklaması ile— üzerinden takip başlatmış olduğu, ödeme emrinin 12/07/2018 tarihinde tebellüğ ettiği, davalı vekilinin —- ana para kısmı ve ferilerini — günlük yasal süresi içerisinde ödemiş bulundukları ve alacaklı şirketi herhangi bir borçlarının kalmadığı gerekçesiyle bakiye tutara ve bu tutara ilişkin tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, davalının takipteki borcun 247.800,00 TL kısmına itiraz ettiğini, davalının e-fatura uygulaması ile gönderilen faturalara en geç 17.05.2018 tarihinde muttali olarak defterlerine işlediğini, davalının bakiye alacağın 247.800,00 TL tutarlı bir iade faturası keşide ettiğini, en geç 17.05.2018 tarihinde muttali olan faturalara TTK 21/2 ve 3. Maddelerdeki süreleri geçirerek İzmir —-. Noterliğinin —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya gönderildiğini, davalının defterlerine işlediği ve itiraz etmediği faturaları teyit eden sözleşmeler ve davacının —- imzası ile yetkili sahibi kişinin görüldüğü —– görülen yapılan işlerinde delillerin arasında olduğu, davalının keşide ettiği iade faturası ile herhangi bir incelemeye gerek olmayan bakiye alacağına muttali olduğu, davalının istifadeye mani olmak ve aktüel ekonomik gelişmelerden ve dövizin yükselişinden istifadeye kalkıştığı, kötü niyetli olduğu, davalının davacının olduğu kadar tüm şirket çalışanlarına gönderdiği mailde davacının hazırladığı Faturadaki teknik hizmet ses, ışık, ————————–kurulum ve hazırlanışındaki teknik ve sanatsal mükemmelliğini övdüğü, Borca haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmekte, davalı vekili ise müvekkili şirketin davacının iddia ettiği gibi bir borcunun bulunmadığını, verilen hizmetle iddia edilen borç arasındaki fahiş fark gözetildiğinde anlaşılacağını, davacı tarafından borcun kaynağı olarak gösterilen faturalar konusunda herhangi bir mutabakat sağlanmadığını, davacı şirket tarafından aynı iş için birden fazla ücret tahakkuk ettirildiğini ve birden fazla fatura kesilerek mükerrer tahsilat gerçekleştirme çabasına girildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında birden fazla, farklı bedelli sözleşme tanzim edilmiş olmasına karşın davacıya tek bir fuar için tek bir iş verildiğini ve verilen bu işin ücretinin ödendiğini, dolayısıyla fiilen gerçekleştirilmeyen işlerle ilgili müvekkili davalı şirkete fatura kesilmesinin kabul edilemediğini, Fiiliyatta yapılan iş ile kesilen faturanın birbirini tutmadığı bir iş ilişkisinde, müvekkili davalı şirketin herhangi bir bilgisi, onayı veya muvafakati olmadan kendisine fatura keşide edilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, aynı iş için birden fazla ücret elde edilmeye çalışılması da ticari hayata yakışmayan, kötü niyetli bir tutum olduğunu, yapılacak tek bir iş için ücreti hariç, konusu, tarihleri, tarafları, niteliği ve geriye kalan her hususu aynı olan iki ayrı sözleşme imzalanması da ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunmaktadır.
Mahkememizce davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor tanzimi için dosyanın —- edilmesine karar verilmiş, SMM bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapor ile 2018 yılı içerisinde davacı yanca davalı adına düzenlenen raporda ayrıntılı dökümü yapılan toplam tutan —— adet faturayı davalı yanın ticari defterlerine kayıt ettiği, ayrıca davalı yanca davacı adına düzenlenen ——–nolu davacı———–adına düzenlediği iade faturasımn TEMEL FATURA niteliğinde olduğu, davacı yanın düzenlen faturaya 8 gün içersinde itiraz hakkının bulunduğu ancak bu 8 günlük süre içersinde faturaya itiraz edildiğine dair bir beyanının dava dosyasına sunulmadığı, davalı yanın söz konusu iade faturasının not kısmında yazdığı açıklamadan —- konusu olan hizmetin ———– tarihleri arasında düzenlenen ——————- davalı tarafından alındığı ve ——– faturalara (açıklamada hangi faturaya istinaden düzenlediği belirtilmemiştir) istinaden düzenlendiği anlaşılmakta olduğu, iade faturası tarihi olan ——– tarihi dikkate alındığında yukarıda ilgili kanun maddesinde açıklanan 8 günlük sürenin davalı tarafça geçirilmiş olduğundan, dava dosyasında yer alan şirket yetkilisinin mail yazışmalarından ————— tarafından davalı————davalı yanca ticari defterlerine kayıt edilmesinden dolayı davalı yanca fatura içeriklerinin kabul edilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Talimat mahkemesi marifetiyle davalı yanın defterleri üzerinde inceleme yapıldıktan sonra, davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak ve verilen hizmetin taraflar arasındaki sözleşmeye uygunluğunu tespit etmek üzere dosyanın bir mali müşavir ve bir fuar konularında uzman sektör bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporun denetime açık ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Buna göre; davacının, davalının tanzim etmiş olduğu ———iade faturasını yasal ticari defterlerine kaydetmediği, davacının yapılan Ödemeyi 162.621,16 TL olarak ticari defter kayıtlarına geçmesi gerektiği, bu açıdan davacının alacak bakiyesinin İzmir ——-. Asliye Ticaret Mahkemesi marifetiyle alınan bilirkişi raporunda belirtilen —— olması gerektiği, davacının dava konusu ———- fatura keşide ettiği, davacının——————-tutarlı faturanın keşide edildiği, davacının ——— ettiği faturalar ile davacının hizmet aldığı fatura ile arasındaki farkın ————— yol konaklama ve——- denklemi ile tespit edildiği dolayısı ile davacının —- ile ilgili faturaların bu açıdan makul karşılanması gerektiği, dosyadaki tüm belgeler ve bilgiler ışığında davacı tarafından davalıya hizmetlerin sunulduğu, sunulan hizmetlerin her birinin farklı ——– farklı hizmetler oldukları, sunulan faturaların dosyada mevcut sözleşmelerle uyumlu olduğu, davalı tarafından davacıya her hangi bir beyan, itiraz, bildirim ve/veya ihtarname gönderilmemiş olduğu gerekçesi ile de hizmetlerin tamamının eksiksiz, tam, zamanında ve sorunsuz olarak verilmiş olduğu, nitekim davalının ayıplı hizmet aldığına yönelik her hangi bir bildiriminin dosyada yer almadığı, davaya konu fatura ile ilişkili sözleşmenin de içinde bulunduğu dosyaya sunulmuş olan tüm sözleşmelerin davalı tarafça kaşelenmiş ve imzalanmış olduğu, davacının verdiği ve/veya organize ettiği hizmetler karşılığı talep ettiği tutarın, piyasa şartları göz önünde bulundurulduğunda gayet uygun olduğu, davacının davalı firma adına fuar hizmetleri için kestiği faturaların toplam bedellerinin —- davalı adına hizmet alınan ——– olduğu, bu bağlamda aradaki fark olan —- davacının talep edebileceği kar payı olarak nitelendirilebileceği, bu bedelin sektörde telaffuz edilen ücret aralığında olduğu, dava dosyasında mevcut delillerin, tarafların ticari defter kayıtlarının mali yönden incelenmesi ve davacının gerçekleştirdiği —— sektörel değerlendirilmesi sonucu, davacın tanzim etmiş olduğu dava konusu faturaların yapılan hizmetlere göre makul olduğu, davacının davalıdan —– alacaklı olduğu, alacağın belirlenebilir olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
-Davalı borçlunun İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 246.708,70 TL üzerinden devamına,
-asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
2- Alacağın davalı yönünden belirlenebilir olduğundan —- alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 16.852,67 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 2.179,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 14.672,97 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından bilirkişi ücreti, harçlar, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen —– yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre —–kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen dava yönünden —— tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 25.719,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Ret olunan dava yönünden ——tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 1.091,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere usulüne uygun olarak anlatıldı.