Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/90 E. 2018/1107 K. 16.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/43 Esas
KARAR NO : 2018/1105
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Anonim şirketin genel kurul kararının iptali)
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin yönetim kurulunun …,——– teşekkül ettiğini, 8.12.2017 tarihlinde yapılan—- yılı olağan genel kurul toplantısı gündeminin yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 5. Maddesinin yoklukla malul olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenlerle 5.10.2017 günü yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 5. Maddesinin şirket ana sözleşmesine, kanunlara ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının her yıl ibra ile ilgili maddenin iptali için dava açtığını, kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin aile şirketi olduğunu, davacının 2007 yılından beri ortağın sadakat borcuna aykırı davalar açtığını, şirketin yapısının 1984 yılından beri aynı olduğunu, akraba şirketi olduğundan her yönetim kurulu üyesinin ibrasının ayrı oylama ile yapıldığını, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu 1984-2006 yılları arasında da durumun böyle olduğunu, şirkette bu yönde bir örf adet oluştuğunu, ibranın iptalinde hukuki yarar olmadığını, 2016 yılı olağan genel kurulunun 4. Maddesinde 2016 yılı bilanço ve kar-zarar tetkik ve kabul maddesinin oy çokluğu ile karara bağlandığını, yani 2016 yılı kar-zarar hesapları bilançonun doğrulunun kabul edildiğini, ancak davacının buna değil, aile şirketi olmanın getirdiği kanun boşluğundan yararlanaark sırf huzursuzluk çıkarmak için ibra aleyhine dava açtığını, bu durumun hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının ibra kararının hangi kısmına, hangi işleme, hangi vakıaya itiraz ettiğini açıklamadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, şirket genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı şirketin 08/12/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında ibraya ilişkin alınan 5 numaralı kararın iptaline karar verilmesini talep etmektedir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında, “davaya konu 8.12.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 5. Maddesindeki yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin oylamanın mülga 6762 Sayılı TTK m. 374/2. Maddesine aykırı olduğu” hususunda bir uyuşmazlık olmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A-Davacının, ibraya ilişkin bu maddenin iptalini istemekte hukuki yararının olup olmadığı,
B-Davacının işbu davayı kötü niyetli olarak açıp açmadığı,
C-2016 yılına ilişkin geçerli bir ibra kararı olup olmadığı,
D-Davaya konu gündemin ibraya ilişkin 5. Maddesinin kanuna aykırı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişi kurulundan rapor ve ek rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi raporunda da irdelendiği üzere, genel kurulda alınan ibra kararı ile yönetim kurulu organ olarak değil, tüm yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş olmaktadır. Yönetim kurulu üyeleri alınacak bir karar ile hep birlikte ibra edilebileceği gibi, üyelerden bazılarının ibra edilip diğerlerinin ibra edilmemesi de söz konusu olabilecektir. Yönetim kurulu üyelerinin tek tek ibra edilmeleri bu anlamda mümkündür. Benzer şekilde ibra kararı faaliyet döneminin belli kısmına ilişkin verilebilirken, geri kalan kısım ibra edilmeyebilir.
Anonim şirketlerde ibraya yetkili organ genel kuruldur, ibra kararı için kanunda özel bir nisap öngörülmemiştir.
TTK’nin 436/2. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri kendi ibra oylamasında oy kullanamayacakları gibi, yönetimde bulunan diğer kişilerin ibrasında da oy kullanamazlar. Kendi ibraları bakımından oydan yoksun olan yönetim kurulu üyelerinin, konumlan icabı ortaklık işlerine bir şekilde iştirak edeceklerine göre, birbirlerinin ibrasında da oydan yoksun olmaları gerekmektedir.
Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.04.1995 tarih, 1995/2219 esas, 1995/3660 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Kararda da net şekilde ortaya konduğu üzere, yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrası söz konusu olsa da, yönetim kurulunda bulunan bir pay sahibi, başka bir yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanamaz. Söz konusu pay sahıbinin verdiği olumlu oy sonucu ibra kararının alınması halinde bu ibra kararı, yeterli nisap sağlanmadan alınmış olacaktır.
Şirkette pay sahibi olan ve aynı zamanda anonim şirketin yönetim kurulu üyesi ortaklar, genel kurulda yönetim kurulunun ibrasında müzakerelere katılamayacağı gibi, oy da kullanamazlar. Bu kişiler oy hakkından yoksundurlar.
Oy hakkından yoksun bulunan pay sahiplerinin oy kullanmaları halinde, oy hakkından yoksun bulunan pay sahibi yönelim kurulu üyelerinin oyları kararın sonucunu etkiliyorsa, bunların oyları dikkate alınmaz ve ibra olunmamış sayılır. Ancak böyle bir karar kendiliğinden hükümsüz olmayıp iptali kabil bir karardır.
Oy hakkından yoksun oylar, mevcut oy dağılımı içinde ibra kararının alınmasında etkili değilse, ibra karan geçerliliğini koruyacaktır.
TTK’nin 436. maddesi uyarınca oy hakkından yoksun paylar genel kurul toplantı yeter sayısının oluşmasında dikkate alınırlar, ancak karar nisabının oluşmasında göz önüne alınmazlar.
TTK’nin 446/1. Maddesi uyarınca genel kurul toplantısında hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri iptal davası açabilir. Davalı ————- tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında ibraya ilişkin gündemin 5. maddesine yönelik olarak davacı … muhalefetini tutanağa yazdırdığı ve tutanak ekine muhalefet şerhini sunduğu anlaşılmaktadır. Bu şartlar altında davacının TTK’nin 446/1–a maddesi uyarınca ilgili genel kurul kararının iptalini talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf iptali istenen kararın alındığı genel kurula ilişkin dava dilekçesinde 05.10.2017 tarihini, daha sonraki cevaba cevap dilekçesinde ise 05.10.2016 tarihini belirtmiş ise, dava konusu genel kurul toplantısının dosya içerisinde bulunan toplantı tutanağından 08.12.2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Genel kurulda;
… 11 .766 ret oyuna karşılık 15.300 olumlu oyla———– ret oyuna karşılık 15.900 olumlu oyla,——— 11.766 ret oyuna karşılık, 26.466 olumlu oyla ibra edilmişlerdir.
Davacı genel kurul toplantısında muhalefet şerhini sunmuş ve gündemin 5. Maddesi kapsamında alınan ibra kararının kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu beyan etmiştir. Davacının davalı şirkette 11.766 adet payı bulunmaktadır.
08.12.2017 tarihli genel kurul toplantısının Hazır Bulunanlar Listesinde yönetim kurulu üyelerinin pay sayısı şu şekildedir:
… 11.766 adet pay,———- adet pay, ——–600 adet pay sahibidir.
Şirketin toplam hisse adedi 40.000’dir. Davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin toplam pay adedi 21.766 + 11.166 + 600 = 23.532’dir.
Toplantı tutanağında hangi pay sahibinin ibra oylamalarında olumlu oy kullandığı belirtilmemiştir. Davacının olumsuz oy kullandığı ve yönetim kurulu üyelerinin de oy hakkından yoksun olduğu dikkate alındığında toplam 23.532 + 11.766 = 35.298 oyun olumlu oy veremeyeceği/vermediği tespit edilmektedir. Geriye kalan 4.702 oy/pay ile ibra kararının alınması mümkün değildir.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan tespitler ve tüm dosya kapsamından TTK’nin 445. maddesi uyarınca 08.12.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında 5 numaralı gündem maddesi uyarınca alınan yönetim kurulu üyelerinin ibra kararının iptali gerektiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı —— tarihinde yapılan 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısında 5 numaralı gündem maddesi uyarınca alınan yönetim kurulu üyelerinin ibra kararının iptaline,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekkli harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 600 TL bilirkişi gideri 112 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 712 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca davacı lehine takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.16/11/2018