Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/888 E. 2020/254 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/888 Esas
KARAR NO: 2020/254
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————-İcra Müdürlüğü ———– Esas sayılı dosyasıyla ödenmeyen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için davalı/borçlu ——— tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını borçlunun ise,———- havale tarihli dilekçesi ile iş bu icra takibi açısından borca ve tüm ferilerine kütü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı / borçlunun işyerinde kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş olup hakkında ———— tarihinde kaçak elektrik tüketim tespit tutanağı tutulduğunu ve yapılan kontrolde davalının “perakende satış sözleşmesi/, enerji kullandığı” tespit edildiğini (Eki olarak sunulu kaçak tüketim tespit tutanağı) Bu tutanağa istinaden müvekkil şirket tarafından davalı adına faturalandırma yapıldığını ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmcligi’nin 28, Maddesi uyarınca icra takibimize konu borç tahakkuk ettirildiğini (Ek2) ancak borçlu, hakkındaki kaçak tespit tutanağına dayanarak düzenlenen fatura bedelini de bu güne kadar ödemediğini bu nedenlerden dolayı davalı kaçak olarak tükettiği elektrik bedelini ödemediği gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, Borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20’den az olmamak üzere tazminat talep ettiklerini, yargılamaharç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle hakkında tutanak tutulduğunu ve yargılamaya konu ceza tutanakları ile hakkında icra takibi başlatıldığını, hakkında tutulan tutanağın gerçek dışı olduğunu, yargılamaya konu işletmesi için davacı kuruma değişik zamanlarda başvurduğunu kendisinden önce oturan kişilerin kuruma borçlarının bulunduğunu, ve şahsına ait bir sıkıntının olmadığını tarafına davacının bildirdiğini, elektrik faturalarını düzenli olarak ödediğini, faturaların incelendiğinde bunun görülebileceğini, ——- Cumhuriyet Başsavcılığının ————–dosyalarında takipsizlik kararı verildiğini, bu nedenle davanın reddini ve hukuka aykırı davanın kötü niyetli yapılan takip nedeniyle %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:———– tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Bir davanın ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın her iki taraf yönünden ticari sayılan hususlardan doğması veya 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekmektedir.
Somut olayda;davalı gerçek kişi olup tacir olduğuna dair bilgi ve belgeye dosyada rastlanılmadığı sadece davalının işyerinde kaçak elektrik kulanmasına dayalı tanzim edilen tutanak kapsamında girişilen icra takibine davalının vaki itirazı nedeni ile itirazın iptali davasının mahkememize ikame eylendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin görevli bulunmasının ancak nispi ticari davanın söz konusu bulunması haline bağlı olduğu anlaşılmış ve uyuşmazlık konusu mahallin iş yeri olduğu belirtilmesine rağmen davalı gerçek kişinin esnaf mı yada tacir mi olup olmadığı dosya içeriğinden anlaşılamadığından T.T.K.nun 14,17,1463. maddeleri, 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3. maddesi çerçevesinde;
————— müzekkere yazılarak davacının şahıs şirketi veya tacir kaydının bulunup bulunmadığının sorulmasına,(bulunmadığı bildirilmiştir.)
———— müzekkere yazılarak davacının esnaf kaydının bulunup bulunmadığının sorulmasına,(bulunmadığı bildirilmiştir.)
———— müzekkere yazılarak;
-Davalının bilanço esasına veya işletme esasına göre defter tutup tutmadığı,
————— dahil olup gelir vergisinden muaf olup olmadığı, kazancının götürü usulde vergilendirilip vergilendirilmediği,
-Gerçek usulde vergilendiriliyorsa Vergi Usul Kanunu gereğince ————-olup olmadığı,
-İşletme hesabına göre defter tutuyor ise iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmalarına dayanan ve kazancın ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesi 1. Fıkrası 1. ve 3. Bentlerinde yer alan maddi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendinde yer alan yazılı limitin tamamını aşıp aşmadığının tespit edilerek cevabi yazının mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Nitekim 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nin 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen ————kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden————- uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekecektir.
VUK 177.1.madde de —————— satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı —— veya satışlarının toplamı ————aşanların 1.sınıf tacir sayılacağı düzenlenmiştir.
———— davalının yıllık gelir vergisi beyannameleri getirtilmiş olup incelendiğinde uyuşmazlık konusu faturanın tanzim tarihinde davacının tacir kabul dilebilecek bir faaliyetinin bulunmadığı tam aksine davacının işletme hesabına göre /defter tuttuğu ve VUK 177/1 ve 3 de belirten limitleri aşan kazancının bulunmadığı bildirilmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemelere göre mahkememizce dosya arasına alınan deliller nazara alınmak suretiyle davacının sadece uyuşmazlık konusu tutanak ve fatura tarihinde esnaf faaliyetinin işin hacmi itibariyle bulunduğu, bu faaliyetinden de ticari muhasebeyi gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişmediği anlaşılmış ve değerlendirilmiştir.
Bu nedenlerle işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin HMK 2.Maddesi gereğince genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılarak açılan davanın usulden reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde karar ittihaz olunmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı yasa 2.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli————–Nöbetçi ASLİYE HUKUK Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan————- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda davalının yokluğunda HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————-Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/06/2020