Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/881 E. 2019/819 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/881 Esas
KARAR NO : 2019/819

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankaca —- ödeme tarihli, — tutarlı,—— lehine düzenlenmiş bononun davalı tarafından tahsile arzedildiğini ve protesto edilerek—— bildirildiğini, duruma muttali olunması üzerine davalı bankaya ihtarname keşide edilerek davacı imzaları ile bonodaki imzalar arasında benzerlik bulunmadığı, adresin davacıya ait olmadığı, bonoyu bankaya sunan, cirolayan ve borçlu olarak gözüken tüm şahısların muhtemelen gerçek olmadığı, sahte olduğu,bono içeriğinin aldatıcı olduğu, bu nedenle protesto işleminin kaldırılması gerektiğinin bildirildiğini, ihtarnameye konu ile ilgisi olmayan bir cevap verildiğini, haksız protestonun ———– bildirilmesi nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, bu nedenlerle protesto işleminde davalı bankanın kusurlu olduğunun tesbitine, protesto sonuçlarının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı vekilince 17.08.2018 tarihli dilekçe ekinde bono örneği, ihtarname örneği, ihtarnameye bankaca verilen cevap örneği, protesto örneği sunularak talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu senedin müvekkili bankanın —-şubesine 16.02.2018 tariihinde protesto talepli olarak tahsile verildiğini, senet bedeli tahsil edilemediğinden 23.05.2018 tarihinde protesto edildiğini, yasal düzenlemeler gereği müvekkili bankanın tahsile verilen senedi inceleme yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili bankanın senedin zorunlu unsurlarının bulunup bulunmadığı,ciro silsilesinde birbirine bağlı cirolar olup olmadığı ile sınırlı olduğunu, sözkonusu senedin birbirine bağlı cirolardan oluştuğunu, senedi elinde bulunduranın yetkili hamil sayılacağını, sadece dış görünüşü incelemenin yeterli olduğunu,cirantalardan birisinin imzasının sahte olmasının veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayanın imza yetkisinden yoksun bulunmasınınciro zincirini etkilemeyeceğini,yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenle protesto talepli olarak müvekkili bankaya verilen senedin bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle protesto edilmiş olmasından dolayı müvekkili bankanın kusurlu eyleminden sözedilemeyeceğini, protestonun senet bilgileri doğrultusunda gerçekleştirilmiş olması nedeniyle TTK 721 m. gereği haksız protestodan sözedilemeyeceğini, bu nedenle tazminat talebinin yerinde olmadığını, haksız protestonun varlığı kabul edilse dahi haksız protesto nedeniyle tazminat talebi için gerekli şartların oluşmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
HUKUKİ NEDENLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız protestonun tespiti ve haksız protesto nedeniyle meydana gelen zararın tazminine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı banka tarafından çekilen haksız protesto nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ve zararının doğduğunu iddia etmekte, davalı vekili ise müvekkilinin yasal düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda hareket ettiğini, müvekkilinin de sorumluluğunun ciro silsilesinin kopuk olup olmadığını kontrol etmekle sınırlı olduğunu, davaya konu senetteki ciro silsilesinin düzenli olduğunu, bono bedelinin ödenmemesi nedeniyle protesto çekildiğini savunmaktadır.
TTK 686. Maddeye göre, bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. buna göre, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Ciro silsilesinin düzgün olması halinde bankanın ayrıca bono üzerinde inceleme yapma yükümlülüğü yoktur. Dava konusu bonoda mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmadığı gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzalarının sahte olduğunun tespiti bile davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu itibarla her ne kadar imza incelemesi yapılmış olsa da söz konusu inceleme hükme esas alınmamış olup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40.TL nispi harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.400,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.355,96.TL‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekili için takdir olunan 9.310,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı okundu, usulen anlatıldı.