Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/863 E. 2021/438 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/863 Esas
KARAR NO : 2021/438
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların —- desteğinden yoksun kaldığı için toplam — davalı şirketten talep ettiklerini, ölen — plakalı araçların karıştığı — tarihli kazada öldüğünü, kazaya karışan —–sigortalı olduğunu, davacıların ölenin desteğiyle yaşadıklarını, davalıya —- ihtarname ile ihtarda bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasını istediklerini, davacıların kazada kusursuz olduğunu, —- yılındaki içtihatlarda destekten yoksunluk ve defin masrafları için kusur aranmayacağından araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde de destekten yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğini, davacıların üzerlerine kayıtlı bir mal varlıklarının olmadığını belirtmiş ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan —– vadeli sigortalı olduğunu, kusur oranında sorumlu olduklarını, kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olmadığını, bu nedenle meydana gelen zararların da —— kapsamına girmediğini, kazanın—- ait hususi boş tarlada meydana geldiğini, anılan yasal düzenlemeler doğrultusunda kazanın trafik kazası olmadığını, davanın reddinin gerektiğini, hesaplamanın—- faize göre yapılması gerektiğini, davacı yanın ölenin sürekli ve düzenli destek olduğunu ispatlamaları gerektiğini, aktüer bilirkişi tarafından hesaplama yapılması gerektiğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren başlayacak tazminat talebinin haksız olduğunu, faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davanın, davalı sigorta şirketine — plaka sayılı araç ile mütevefanın destek sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı araç arasında meydana gelen kaza nedeniyle mütevafanın vefaatinden dolayı davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle uğradıkları maddi zararın giderilmesi istemine ilişkin olduğu, kazada kusur oranının, zarar miktarının ve kazanın teminat kapsamında olup olmadığının araştırılması gerektiği anlaşıldı.
—- sıralarında maktul————- bulunan tarlayı sürerken, tarla sınırındaki dönüşü esnasında traktörün sol taraf tekerinin düşük seviyeden dolayı boşta kalmasıyla hareket edememesi üzerine, —- plakalı ——– bağlanan iple çekilmesi esnasında ipin kopmasıyla—— aşağıya doğru devrilmesiyle — üzerinde bulunan ——- altında kalarak ağır yaralanmasına ve daha sonra ölümüyle sonuçlanan kaza meydana gelmiştir.
Davacı tarafından davalı —– başvuruda bulunulmuş kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olmadığı, bu nedenle meydana gelen zararların da trafik sigorta kapsamına girmediğinden bahisle talep reddedilmiştir.
Davalı Sigorta şirketinden dava konusu olayla ilgili olan hasar dosyası getirtilmiştir.
Dosya tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için —- gönderilmiş olup ——– tarihli raporunda;
Olay mahallinin tarla olması dikkate alındığında meydana gelen olayın trafik kazası mahiyetinde olmadığı değerlendirilmiş dosya işlem görmeksizin mahkememize iade edilmiştir.
Dosya bu defa kusur ve aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
—- tarihli bilirkişi raporunda kusur yönünden neticeten; Dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme ve ayrıca — birlikte değerlendirildiğinde olay mahallinin karayoluna bağlantılı karayolu sayılan yerlerden olabileceği kanaatine varıldığını, maktul sürücü — kurtarmak için iple dava dışı sürücü—- ait —– tehlike yaratacak şekilde bağladığı can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, 47/d ile KYT 133/c-l maddesinde belirtilen kuralları ihlal ettiği sebebiyle %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü—- dikkatsiz ve özensiz davranışı nedeniyle olayın meydana gelmesine katkı sağladığı nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya bu defa ——- mühendislerinden oluşan heyete tevdi edilmiş olup
—tarihli bilirkişi heyeti raporunda neticeden; —- kendi aracının dava dışı sürücü —— yönetimindeki araçla çekilmesi sırasında aracın —– alması gerekirken, idare hatası yaparak aracının devrilmesine ve kendisinin ölümüne sebep olduğundan %100 oranında kusurlı olduğu, sürücü— kusuru bulunmadığı belirtilmiş olup, Kazanın meydana geldiği yerin ise KTK 2. Maddesine göre tarlanın karayoluyla doğrudan bağlantısından dolayı karayolu sayılan yerlerden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya içerisindeki kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, kazanın meydana geldiği yerin karayollarında sayılıp sayılmadığı ve tarafların kusur durumları belirlenmek üzere dosya —— görevli konusunda uzman —–kişilik makine mühendisinden oluşan heyete tevdii edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan —- tarihli raporda özetle;
Kazanın meydana geldiği yerin tarla olduğu kamuya açık bir arazi şeridi olmadığı aynca herhangi bir kurumun bakım ve sorumluluğu altında kamu hizmeti gören araçların yararlandığı karayoluna bağlantıyı sağlayan ve taşıt trafiği için yararlanılan bir — niteliğinde olmadığı, —– olduğu, dolayısıyla kazanın meydana geldiği yerin KTK 2. Maddesi kapsamına girmediği ve bir trafik kazası olarak değerlendirilmeyeceği, ancak iş kazası olarak değerlendirilebileceği, buna göre kusur durumunun;
a) —-dikkatsiz, tedbirsiz ve hatalı davranışı nedeniyle kazanın meydana gelmesine sebep olduğundan %75 (yüzdeyetmişbeş) Asli kusurlu olduğu,
b) ————-, sorumsuz ve hatalı davranışı nedeniyle %25 (yüzdeyirmibeş) Tali kusurlu olduğu,
Kazanın meydana geldiği yerin tarla olduğu ve karayolu sayılmayacağı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Sorun öncelikle kazanın meydana geldiği yerin kara yolundan sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali—— istasyonlarında —– faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Somut olayda; ——– tarla içerisinde iken devrilmiş ve araç sürücüsü olan —– vefat etmiştir. Davacı, eş ve çocukları müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. ——
Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin —– bağlantısı bulunduğundan meydana gelen zarar teminat kapsamında değerlendirilerek dosya tazminat hesabı için Aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi tarafından sunulan ve mahkememizce benimsenen — ——– tarihli karan dahilinde değerlendirme yapıldığında;
—- hesaplandığında;
— tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu aynı gün hayatım kaybeden — desteğinden yoksun kalan;
Davacı müteveffanın eşi —Destekten Yoksun Kalma zararının —- olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/ maddi zararının — olabileceği, — olduğu, ancak — yaş altında olan çocukların her biri için — tenzilinin gerektiği, bu durumda — davacı eşin evlenme olasılığının bulunmadığı, ——
Davacı müteveffanın kızı —Destekten Yoksun Kalma zararının — olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/ maddi zararının— olabileceği.
Davacı müteveffanın oğlu –Destekten Yoksun Kalma zararının —- olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/maddi zararının — olabileceği.
Davacı müteveffanın kızı —Destekten Yoksun Kalma zararının — olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/maddi zararının — olabileceği,
Davacı müteveffanın kızı —- Destekten Yoksun Kalma zararının — olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/maddi zararının — olabileceği,
Davacı müteveffanın oğiu —Destekten Yoksun Kalma zararının —- olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/ maddi zararının— olabileceği,
Davacı müteveffanın oğlu — Destekten Yoksun Kalma zararının—– olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/ maddi zararının — olabileceği.
Davacı müteveffanın kızı —Destekten Yoksun Kalma zararının—- olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden taiep edebileceği destek/ maddî zararının — olabileceği.
Davacı müteveffanın kızı — Destekten Yoksun Kalma zararının— olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 Kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destek/ maddi zararının — olabileceği, hesaplanmıştır.
Dava dışı anne ve baba dahil toplam destekten yoksun kalman maddi zararın —olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı sigorta şirketinden talep edebilecekleri destek zararlarının — olabileceği,—– davacıların talep edebilecekleri maddi zararlarının, davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen poliçe limitleri dahilinde olduğu, yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilince bedel artırımına ilişkin ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Temerrüt tarihi ve faiz; Dava öncesinde davacıların davalı sigorta şirketinden yazılı olarak —- tebliğ tarihli dilekçe ile başvuruda bulundukları ancak —- tarihli davalı sigorta şirketi tarafından davacı vekiline yazılı olarak KTK vnun 1. ve 2. Maddeleri gereği, olayın meydana geldiği mahallin kamuya açık yer veya Karayolu olarak kabulünün mümkün olmaması nedeni ile talebin trafik poliçesi teminat kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle ödeme yapılamayacağının bildirildiği bu nedenle temerrüt tarihinin — tarihinden itibaren — işgünü bitim tarihinin — olduğu yasal faiz talep edilebileceği değerlendirilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacı—– olmak üzere toplam —destekten yoksun kalma tazminatının — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli — harçtan, davacı tarafça dava esnasında yatırılan — ıslah harcından mahsubu ile arta kalan —- harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafça dava esnasında yatırılan 526,00 TL ıslah harcının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan — yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 18.587,91 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde———Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/06/2021