Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/849 E. 2020/285 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/849 Esas
KARAR NO : 2020/285

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı … vekili dava dilekçesinde ——— tarihinde sürücü ————kullandığı davalı … şirketine ————–plakalı otobüsün kontrolünü kaybedip , kaza geçirdiğini, ——— malül kaldığını, bu nedenle davalı …————— numaralı poliçesi uyarınca sigorta şirketinin müvekkiline karşı sorumluluğu doğduğunu ve zararı karşılamakla yükümlü bulunduğunu, davacı müvekkilinin —– Hastanesi’nden ———————- sağlık kurulu raporunun bulunduğunu vücut fonksiyon kaybının %12 olarak belirlendiğini, ilgili tutarın ve bakıcı giderine ilişkin giderlerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, Yargıtay —————————- kararında izah edilen mevzuat ve emsal içtihatlardan anlaşılacağı üzere, davalı trafik sigortacısının müvekkili bakımından giderilmediğini özellikle bakıcı gideri ve ————–tarafından karşılanması mümkün olmayan tedavi giderleri bakımından, anılan poliçe kapsamında temin edilen tedavi giderleri limitine kadar mesuliyeti bulunduğunu, tüm bedeni zararların poliçe teminatı içerisinde bulunması sebebiyle sorumluluğun belirlenmesi KTK 85. Madde ile değerlendirilmesini talep ettiklerini bildirmişlerdir, trafik kazasında müvekkilinin uğradığı bedensel zararların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı .————— cevap dilekçesinde özetle; davacıya kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumlu —————— atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkili olan davalı şirketin ancak sigortaladığı aracın işleteninden sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, (Yargıtay Genel Kurulu ———————)
Davacının mütefarik kusurunun ve varsa hatır taşımasının dikkate alınmasını, davacının toplam zararından hatır ve mütefarik indirimi yapıldıktan sonra dava öncesi ödemeyle karşılaştırma yapılmasını talep ettiklerini, davacının iddia olunun zararın meydana gelmesinde ve artmasında mütefarik kusurunun dikkate alınmasını, dava konusu olayın iş kazası olup olmadığını tespitini, davacı yanın malulilyet/geçici iş göremezlik iddialarının değerlendirilebilmesi için —– davacının geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve refakatçi gideri gibi taleplerin —– yöneltilmesini, diğer taraftan davacının iddia ettiği geliri kabul etmediklerini, kusur durumunun ve maluliyet belirlenmesi amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1——————-Başsavcılığı soruşturma dosyası
2-Kusura ilişkin Bilirkişi raporu
3—————-Maluliyete Dair Raporu
4-Tarafların karşılıklı sulhe dair beyanları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava cismani zarar nedeni ile ———- olunan maddi tazminatın giderimine ilişkindir.
Mahkememizce yürütülen tahkikat yargılaması devamında davalı vekili tarafından sunulan 02/03/2020 tarihli tarihli beyan dilekçesinde tarafların sulh olduklarına bildirildiği, herhangi bir yargılama giderinin talep edilmediği beyan edilmiş yine 07/07/2020 tarihli celse de davacı vekili tarafından tarafların sulh olduğu herhangi bir yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı belirtilerek mahkememizce karar verilmesine yer olmadığına dair karar tesis edilmesi talep edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 313 uyarınca sulh , görülmekte olan bir davanın taraflarının, karşılıklı anlaşmaları ile dava konusu uyuşmazlığa kısmen veya tamamen son vermeleridir. Anlaşılacağı üzere sulh, tek taraflı yapılabilen değil, davanın taraflarının katılımı ile oluşan bir müessesedir. Hüküm kesinleşinceye kadar da sulh olunması mümkündür.
Taraflar sulh olurken aynı zamanda yargılama giderleri hakkında da bir anlaşmaya varmışlarsa, mahkeme, tarafların aralarındaki anlaşmaya göre yargılama giderlerine hükmedecektir.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında uyuşmazlık kalmadığı, yargılama gideri ve vekalet ücretleri taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettikleri, tarafların dava dışında anlaşıp sulh oldukları, bu nedenle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla HMK’nin 315/1. Maddesi uyarınca konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlığın yapılan ödeme ile sona erdiği anlaşıldığından davanın esası hakkında HMK 315 md. gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Tarafların talepleri doğrultusunda vekalet ücreti ve yargılama gideri hususunda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça yatırılan 35,90 TL peşin nispi harçtan mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde YATIRANA İADESİNE,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda yapılan inceleme sonucu verilen karar tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.