Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/842 E. 2022/423 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/842 Esas
KARAR NO : 2022/423
BİRLEŞEN —– DOSYASINDA:
ASIL DOSYA DAVA TARİHİ : 03/07/2015
BİRLEŞEN DOSYA DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince, davalıya ait olan bir kısım askeri malzeme —– teslim edilmek üzere davacı tarafından taşınmış. ——–Buradan geçiş yapabilmeleri için —– alınmış geçiş izin belgesinin olması gerektiği belirtilmiş. Aynı şekilde ——– Kapısına ulaşmış. Buradan geçiş yapabilmeleri için——- alınmış geçiş izin belgesinin olması gerektiği belirtilmiş. Ancak davalı tarafından alınması gereken iznin alınmamış olmamasından dolayı her iki gümrük kapısında araçlar durdurulmuş. Bir —–beklenilmesine rağmen davalı tarafından sorun çözülmemiş. Bunun üzerine —–yevmiye numaralı ihtarnameleri ile ihtar çekilmiş. İznin alınmadığından dolayı söz konusu —– antrepoya ya da mahrecine iade edileceği bildirilmiş. Ayrıca beklemeden —– da talep edilmiş. Daha sonra —- yevmiye numaralı —- gecikme ve zararlar ayrıntılı olarak davalıya bildirilmiş. Davalı —- numaralı ihtarnameleri ile zararlıdan sorumolmadıklarını, evrak eksikliği var ise bundan taşıyanın sorumlu olacağı, davacının taleplerinin yerine getirilmeyeceği bildirilmiş. —- numaralı fatura tanzim edip davalıya tebliğ edilmiş. Davalı ——- ihtarnamesi ile faturalara itiraz etmiş ve taşınan malların ——- bırakılmasını talep etmiş. Bu süreç sonucunda TTK 891. Maddeye göre hapis hakkının kullanılması üzerine —— sayılı dosyası ile müracaatta bulunulmuş. —- sayılı dosyası ile söz konusu mallar —– indirilmiş ve gümrük memurluğuna teslim edilmiş. Davalı tarafından —- sayılı dosyası ile şikâyet davası açılmış. Yargılama neticesinde malların askeri malzeme olması sebebi ile hapis hakkının kullanılamayacağına karar verilmiş. Yargıtay tarafından da karar onaylanmış. Davalının iddiasının aksine gerekli izin ve prosedürün taşıyan tarafından alınması değil, satıcı yani taşıtan tarafından tedarik edilmesi gerektiği belirtilmiş. Davacı gecikme nedeni ile araçlarda yer alan diğer emtialar nedeni ile de gecikmeler yaşamış, bu durum —— yevmiye numaralı ihtarname ile ihtar edilmiş. Davalıya kesilmiş olan faturalar uyarınca da bekleme ve gecikme nedeni ile masraflar oluşmuş ve bu bedeller davacı tarafından ödenmiş. Davacının toplamda — tutarında zararının oluştuğundan bahisle davanın kabulü, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile — tutarındaki alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat —–faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili Cevap dilekçesinde özetle : Davalı ile davacının——– askeri malzemenin taşınması — teslimi için anlaştığı belirtilmiş. Davacının —– tarihli “Eşyaların karayolundan uluslararası nakliyatı için mukavele sözleşmesi (CMR)” ne uygun bir şekilde taşıma işlemi yapılırken transit geçilen ülkelerin ve ürünlerin teslim edileceği ülkelerin de mevzuatlarını bilmesi ve buna göre gerekli olan tüm belge ve evrakları da hazır bulundurması ve bu konuda eksik bir evrak, belge vs. varsa davalıya bildirmesi gerekirken tüm bunları da kasten yerine getirmediği belirtilmiş. Davacı firma yetkilileri aleyhinde — tarihinde—- nezdinde suç duyurusunda bulunulmuş. Yetkisizlik kararı nedeni ile —— Sayılı dosyasında halen soruşturmanın devam ettiği belirtilmiş. Davacıya navlun bedeli ödenmiş. Davacının dosyaya sunduğu faturalar tek taraflı olarak düzenlendiği, davalının da faturaları kabul etmediği belirtilmiş. Faturaların kabul edilmediği ihtarnameler ile davacıya bildirilmiş. Gerekli tüm izinler davalı tarafından alınıp davacıya eksiksiz olarak tüm evraklar teslim edilmiş. Davacı ile davalı arasında taşımacılık sözleşmesinin bulunmadığı belirtilmiş. — geri gelen—-sınırlarına girmeden davacı tarafından—- dönüş bedeli olarak — talep edilmiş. Davacının yaptığını iddia ettiği harcamaları somut bir şekilde ispatlayamadığı belirtilmiş.—- bekletilen tırla ilgili — kendilerine geçiş izni verdiği halde—- boyunca şoför göndermemişler. Davalı davacı ile uzun yıllar çalışmış. Davalı ödemelerini aksatmadan zamanında yapmış. Davacı tarafından hapis hakkı uygulanan ürünlerin taşıma ücreti —- olarak davalıya —— bedelli fatura düzenlemiş. Bu fatura tutarı davalı tarafından —- tarihinde tamamen ödenmiş. Davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı belirtimiş olmakla davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket faaliyet gösteren, her türlü elektrikli ve elektronik kontrol aletleri, elektronik devre elemanları, iletken, yan iletken ve entegre devre elemanları, mikroçipler ve bunların birleştirme elemanlarının, her türlü konfeksiyon ürünü kot pantolon blucin eşofman gömlek ceket palto etek kazak kravat gibi giyim eşyasının alını, satımı ile ithalat vc ihracatını yapmakta olan bir firma olduğunu, Davalı şirketinin yaklaşık —–hizmetleri alanında faaliyet gösteren bir firma olup, müvekkil şirketin yurtdışına ihracatını gerçekleştirdiği ürünlerinin taşıma işini yaptığını, davacı firma ile ——- miktarında askeri malzeme salımı hususunda anlaşılmış, davacı firma yetkilileri ile davalı firma yetkilileri arasında söz konusu emtianın taşınması —- teslimi için anlaşılmış, Bu anlaşma uyarınca söz konusu emtiaların taşıma ve teslim işini üstlenen şüphelilerin yetkilisi olduğu firma tarafından emtialar —–araçlara yüklenmiş, akabinde söz konusu araçlar yola çıkmış ve davalı firma tarafından müvekkil firmaya gönderilen ekte yer alan ihtarnamelere göre—- olmadığından bahisle — bekletilmiş. — gitmekte olan ——— olmadığından bahisle —- bekletilmiş, İddia edilen bu bekletilme dolayısı ile oludan masraflar vb. davalı firma tarafından müvekkil firmadan ekte mevcut ihtarnameler ile istendiği. En son —- göndermiş olduğumuz ——– nolu ihtarname ile şüpheli firmadan iki husus hakkında bilgi istediğini daha öncesinde müvekkil şirkete hiç bir şekilde bilgi vermeyen firma bu ihtara da cevap vermediği, müvekkil şirketin her tür maddi ve manevi zararından dolayı tazminat alacak ve tazminat haklarını saklı tutarak davalı firmadan şikayetçi olarak firma yetkilileri aleyhinde ——– tarihinde suçduyurusunda bulunulduğunu, davalı firma müvekkilin uğradığı müddi ve manevi zararlardan sorumlu oluğunu, davanın kabülüne karar verilmesini talep ve dava ermiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;Davacı bir kısım emtianın taşınması için müvekkili ile anlaşıldığını ancak müvekkilin bu taşımayı gerçekleştiremediğini daha sonra taşıma konusu olan mallar üzerinde haksız olarak hapis hakkı kullandığını bundan dolayı da kendilerinin maddi ve manevi zararları olduğu iddiasını dile getirerek bu davayı açtığını, davacının ikame edilmiş olan bu dava hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Asıl davanın, davalıya ait bir kısım askeri malzemenin, davacı tarafça ————- teslim edilmek üzere taraflar arasında sözleşme kurulduğu, malzemeyi taşıyan araçlarda transit geçiş belgesinin olmaması nedeniyle araçların beklemesinden kaynaklanan zararın tazmini talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; —- gereğince ilgili belgelerin verilmemesi sebebiyle davacının uğradığı zarardan davalı sorumlu olsa da, dosyada aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı bekleme nedeniyle uğradığı zararını ispat edemediği, davacı iddia ettiği zararına karşı bilgi ve belge sunamadığı gerekçesiyle davacı —– davasının (ana davanın) reddine; birleşen dava yönünden ise, maddi ve manevi tazminat istemine konu hapis hakkının icra dairesi aracılığı ile yapıldığı ancak paraya çevrilmeye elverişli olmayan eşyalar üzerinde hapis hakkı kullanılması hukuka aykırı olduğu, emtiaların hapis hakkına konu olamayacağı konusunun taşıyıcı—–tarafından bilinemeyeceği, müdürlük işleminin şikayet yoluyla denetime tabi olduğu, davacı taşıtan, davalı taşıyanın eyleminin hukuka aykırı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davacı birleşen davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstinaf incelemesi sonucunda, “İlk derece mahkemesi —– tarihli bilirkişi heyeti raporunun 5.sayfası ile 6.sayfasındaki bazı paragrafları kopyalamak suretiyle gerekçe oluşturmuş, faturalarda belirtilen bekleme süreleri, gidiş ve dönüş masrafları, şöför konaklama masrafları ve diğer masraflar ayrı ayrı irdelenmemiş, bu konulardaki taraf iddiaları ve delileri gerekçede tartışılmamıştır. TBK.m. 114/2 atfıyla aynı Kanun’un 50/2.maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulmadığı da hiç tartışılmamıştır.
Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür.
Öte yandan HMK’nun 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında, somut uyuşmazlığa ilişkin dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmediği, Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, davaların reddine dair gerekçelerin kararda gösterilmediği, bilirkişi raporlarından alıntı yapılmak suretiyle gerekçeli kararın oluşturulduğu, gerekçede, bilirkişi raporlarına atıf yapılmak suretiyle yetinildiği anlaşıldığından tarafların istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Dava dosyası içeriğinde mevcut delillerin incelenmesi sonucunda davacı/Birleşen davada davalın taşıyıcı firma ile, davacı/birleşen davada davacı arasında —- askeri malzemelerin taşınması hususunda anlaşmaya varıldığı kanaatine varıldı.——— ülkeler olduğu dolaysı ile dava konusunun CMR konvansiyonu ve TTK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda davacı taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Bekleme Ücreti ;
CMR Konvansiyonu 11. Maddesi uyarınca; Malların tesliminden önce tamamlanması gereken gümrük ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için, gönderici, lüzumlu belgeleri sevk mektubuna iliştirecek yahut da taşımacıya verecek ve talep ettiği diğer bilgileri kendisine sağlayacaktır.
Taşımacı bu belgelerle verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda değildir. Gönderici bu gibi belgelerin bulunmaması, yetersiz olması, veya usule aykırı oluşundan doğacak zarar, ziyan ve hasardan, taşımacıya karşı sorumludur. Ancak, taşımacının hatası veya ihmali görülen durumlar bu hüküm dışındadır.
TTK m.863/3’e göre, Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır.
Dolayısıyla davacının geçiş belgelerinin eksikliği nedeniyle yapmış olduğu beklemeden doğan zarardan davalı sorumludur. Dolayısıyla mahkememizce hükme esas alınan — tarihli son bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının bu kapsamda yapmış olduğu giderlerden ve doğan zararlardan dolayı — davalıdan talep edebileceğine karar verilmiştir.
Diğer yandan davacının —–edebileceği anlaşılmakla asıl davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN İSE;
Davanın, iddiaya göre, hukuka aykırı olarak hapis hakkının kullanılmış olması sebebiyle meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini isteminden ibarettir.
—– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalının, faturalara dayalı alacağa istinaden TTK 891 ve MK 950 vd maddeleri gereğince davacıya ait balistik başlıklar üzerinde hapis hakkının uygulattığı, davacının, yapılan işleme itiraz ettiği, müdürlük tarafından yetki gereği itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
—- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, müdürlük işlemini şikayet ettiği, mahkemece müdürlük kararının kaldırılmasına karar verildiği ve kararın temyiz incelemesi neticesinde onandığı görülmüştür.
Somut olayda uygulanması gereken ilgili kanun maddelerinin incelenmesinde;
2709 sayılı Anayasanın 36 maddesinde, herkesin meşru yollarla hak arama hürriyetine sahip olduğunun,
4271 sayılı TMK’ nın 2 maddesinde, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağının hüküm altına alındığı,
——sayılı ilamında, “…, yetkili mercilerde yapılan icra takipleri, açılan hukuk davaları hukuka aykırı değildir.
Ancak tecavüzün hukuka uygun olduğunu kabul edebilmek için, hukukça korunan üstün hak ve çıkarın olması yeterli değildir; aynı zamanda bu hak ve çıkarın kötüye kullanılmamış olması da gerekir.
Başkasını zarara uğratmak için bir hakkın kullanımı iyiniyet kurallarına aykırıdır.” hususlarına yer verildiği görülmüştür.
Anılan yasa hükümleri ve içtihat içeriği dikkate alınarak somut olaya dönüldüğünde, maddi ve manevi tazminat istemine konu hapis hakkının icra dairesi aracılığı ile yapıldığı ancak, paraya çevrilmeye elverişli olmayan eşyalar üzerinde kullanılan hapis hakkının TMK’ nın 951 madde hükmüne aykırı olduğu açıktır.
Yapılan tüm bu değerlendirme ve tespitler neticesinde; balistik başlıkların hapis hakkına konu edilemeyeceğinin bilinmesi gerektiği hususunun takip alacaklısından beklenemeyeceği, bu hususun aksinin düşünülmesi halinde de, takibin yetkili ve görevli icra dairesi nezdinde yapılmış olması, müdürlük işleminin şikayet yoluyla denetime tabi olması itibariyle takip talebinin hukuka aykırı olmadığını gösterdiği değerlendirilmekle, davacının, davalının hukuka aykırı olduğununu iddia ettiği eylemin ispatlanamamış olması sebebiyle açılan davanın reddine karar
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—- tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca devlet bankalarının ——- yıllık mevduat hesaplarına ödediği en yüksek temerrüt faizini uygulamak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 3.610,47 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.797,35 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.813,13 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.797,35 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 5.678,40 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabul-kısmen red oranına göre hesaplanan 2.851,67 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili lehine 2022 yılı AAÜT göre hesaplanan 7.671,06 vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 7.610,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN ——– KARAR SAYILI DOSYASINDA:
BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.352,38 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 2.271,68‬ TL harcın kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.035,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dosyada kalan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 27/06/2022