Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/807 E. 2020/104 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/807 Esas
KARAR NO: 2020/104
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, davalıdan olan ve cari hesap ekstresinden doğan alacağının tahsili amacıyla —— tarihinde— İcra Müdürlüğü —— sayılı icra dosyasından genel haciz yoluyla ilamsız takibe başladığını, ödeme emri davalıya(borçluya) ———– tarihinde tebliğ edildiğini, davalı da süresi içerisinde icra takibindeki yetkiye, dosyada yer alan borca, faize ve tüm fer ‘ilerine İtirazda bulunarak takibi durdurduğunu, davalı taraf yetkiye itiraz ederek yetkili icra dairesinin ————- İcra daireleri olduğunu iddia ettiğini, davalının yapmış olduğu yetki itirazı haksız ve kötü niyetli olup davacı şirketin yerleşim yeri yani şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ——– İcra Müdürlükleri de yetkili olduğunu, davalının ödeme emrindeki borca yapmış olduğu tüm itirazlar haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı ile davacı şirket arasındaki satış ilişkisine istinaden mal ve hizmetler eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğini, davacı şirket tarafından —— tarih ——– vadeli ——- seri numaralı —– TL bedelli ———–düzenlendiğini, faturaya itiraz edilmemesine rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı taraf, davacı şirketten satın almış olduğu emtiaların tamamını teslim aldığını, bu emtiaların da———– kanununda belirtilen üç aylık süre içerisinde taraflarından yurt dışına ihraç edildiğini ve bununla ilgili iade taleplerinin olmayacağını —– beyan ettiğni, —- düzenlenen —— referans numaralı ——-de görüleceği üzere davalı taraf dava konusu faturaya ilişkin malları davacı davacı şirketten satın alarak ihraç ettiğinin, dosyaya sunulan faturalar, gümrük çıkış beyannameleri ve cari hesap ekstreleri de incelendiğinde davalının davacı şirkete ——— TL borçlu olduğu görüleceğini, tüm bu açıklamalar doğrultusunda davalı tarafça borca, faize ve fer ‘ilerine yapılan tüm itirazlar haksız ve kötü niyetli olup, işbu itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve davalı yan aleyhine alacak bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılmış olan iş bu davayı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle kabul etmediğini,usule ilişkin itirazlarınını oldğunu, davacı taraf iş bu davayı her ne kadar ———Mahkemelerinde açmış ve taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunduğunu iddia etmiş ise de, taraflar arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığını, iş bu dava da bir sözleşmeye dayalı olarak açılmadığını, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir yetki sözleşmesi de olmadığından, iş bu davadaki yetki, genel yetki kuralına göre belirleneceğini, söz konusu yasal düzenleme gereği yetkili mahkeme ——– mahkemeleri olduğunu, bu nedenle de iş bu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, esasa ilişkin itirazlarının olduğun, davacı taraf, dosyaya her ne kadar bir kısım belge ve fatura sunmuş ise de, söz konusu belge ve faturalarda belirtilen mal ve ürünler davalıya teslim edilmemiş ve taraflar arasında böyle bir alış veriş yapılmadığını, davacı tarafın davalıdan herhangi bir alacağı doğmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan fatura ve belgeler incelendiğinde, bu fatura ve ihraç kayıtlarının birbirini tutmadığı ve doğrulamadığını, davacı taraf icra takibini cari hesap ekstresine dayandırmış olup, icra dosyasında herhangi bir fatura ve belgeden bahsetmediğini, davacının icra dosyasına dayanak yapmadığı fatura ve belgelerin iş bu dosyaya detil olarak sunulmasını ve davaya dayanak yapılmasını kabul etmediklerini, davacı tarafın, icra inkâr tazminatı talebini de haksız ve dayanaksız olması sebebiyle kabul etmediğini, davacı taraf icra takibini sadece cari hesap ekstresine dayandırmış, ancak cari hesabın neye ve hangi faturaya dayandığı belirtilmediğnii, davacının alacığının hangi ticari ilişkiye ve faturaya dayandırıldığı davalı tarafça anlaşılamadığını, taraflar arasında yapılan herhangi bir hesap mutabakatı da bulunmadığını, tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde, davalının icra takibine itirazının son derece haklı olduğu açıkça görüleceğini beyan etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER;
1—–.İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı icra takip dosyası,
2-Davacı Ticari Defter Ve kayıtları,
3-Davalı Ticari Defter ve kayıtlarının uzantısı Bilanço Alım Formları,
4——–Vergi Dairesi Müdürlüğü Kayıtları,
5-SMM bilirkişi Raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, açık hesap ilişkisinin konusu teşkil eden faturalardan ötürü girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen———.icra müdürlüğünün takip dosyasının celp ve incelenmesi ile ;davacının davalı aleyhine icra takibine giriştiği,davalıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun yedi günlük itiraz süresi içerisinde takibe karşı itirazlarını ileri sürdüğü, davacıya davalı itirazın tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Davacı taraflar arasında TTK anlamında cari hesap mutabakati bulunduğunu ileri sürmüş ise de taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunduğu hususu davacı tarafından ispat edilemediğinin dilekçeler aşamasının bitimi sonrasında anlaşılmış ve taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olup olmadığı, açık hesap ilişkisi bulunmakta ise açık hesap ilişki kapsamında davacı tarafından tertip edilen faturalardan ötürü davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir ———-
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların sermaye şirketi nitelikleri nedeni ile tacir bulunduğu anlaşıldığından, davalı tarafından açık hesap ilişkisinin varlığı ve her hangi bir ticari alış veriş bulunduğu yönündeki davacı iddiası davalı tarafından inkar edildiğinden taraf ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının SMM bilirkişi marifeti ile incelenmesi cihetine gidilmiştir.
Davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmemesi davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Ba formlarının kesin delil teşkil edeceğinden ve mahkememizce resen HMK 222 gereğince celbi mümkün olduğundan davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Ba formlarının celbi cihetine gidilmiştir.
İbraz edilen bilirkişi raporu ile; davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan faturanın davalı tarafından —–Ayında vergi dairesine bilanço alımı olarak bildirildiği, ayrıca fatura konusu ürünlerin ——— tarihinde gümrük beyannamesi ile anlaşıldığı üzere davalı tarafından ihraç edildiği, bu şekilde davacının tanzim eylediği fatura konusu ürünleri davalıya teslim ettiğini davacı ispat eylediğinden davacının davasının sabit hal aldığı anlaşılarak davası davasının kabulüne karar verilmiştir.
Diğer taraftan taraf delillerinin toparlanması ile taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu sabit hal aldığından davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının TBK 89 ve HMK 10 gereğince dinlenilebilir olmadığı anlaşılmıştır.
HMK 304 .Maddesi gereğince de kararda yapılan açık yazım hatasının hükmün taraflara tebliği sonrası dahi düzeltimi mümkün bulunduğundan mahkememizce tahkikat yargılamasının sonlandırıldığı celse de kararın yazımı sırasında —– yerine ———–yazıldığı hatanın yazım hatası bulunduğunun gerekçenin yazımı aşamasında anlaşıldığından mahkememiz kararının tashihi mümkün bulunduğundan davacı taraf için maddi hatanın kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek yazım hatasının düzeltimi cihetine gidilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak;açık hesap ilişkisinden kaynaklandığından, davacının lehe davalının aleyhe delil teşkil eden ticari defter ve kayıtlarının uzantısı ile davacının davalıdan olan alacağının davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalı borçlunun —-. İcra Dairesinin ———— Esas sayılı takip dosyasının yapmış oldğu itirazın iptali ile takibin —- TL ana para üzerinden DEVAMINA,
3-Taraflar arasında ticari işin sözkonusu bulunması nedeni ile takipte takip tarihinden tahsil tarihine değin 3095 sayılı yasa 2/2.Maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
4-Kabule Konu asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeni ile Kabule konu tutarın %20 si nispetinde İcra İnkar Tazminatının İİK 67.Maddesi gereğince Davalıdan Tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Alınması gerekli 2.284,08 TL harçtan, peşin alınan 403,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.880,19 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 403,89 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen yargılama gideri olan toplam 2.539,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT uyarınca 5.015,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2020