Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/788 E. 2019/210 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/788 Esas
KARAR NO : 2019/210

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta şirketi tarafından sigortalı —- ait, ——————- adresinde yer alan konut 18.08.2014-18.08.2015 tarihleri arası dönem için —–no’lu ———– ile sigortalandığını, 03.07.2015 tarihine saat 00.46’de sigortalı konutta —- marka klimanın yaptığı şase sonucu klimanın yanması ile evde yangın çıkmıştır. Eksper tarafından olay sonrasında yapılan incelemelerde konutun salon bölümünde duvarda asılı olan klimanın iç ünitesinin lokal olarak eimiş olduğu saptanmış ve yangın ve ise bağlı olarak çeşitli hasarların meydana geldiği tespit edildiğini, sigortalı konutta oluşan hasar nedeni ile müvekkil şirket tarafından 12.380,00 TL ödeme yapıldığını, bilindiği gibi Türk Ticaret Kanununun 1472. Maddesi uyarınca sigorta şirketi sigortacıya ödemiş olduğu sigorta tazminatını haksız fiili ile zarara sebebiyet verenlerden ve bu fiilden sorumlu olanlardan kendi sigortalısına halef olarak geri alma hakkına sahip olduğunu, yazılı belgeleri ile sabit olduğu üzere, sigortalı konutta yangın, davalı tarafından sigortalıya satılmış olan klimadan kaynaklandığını, hasardan davalı şirket bu nedenlerle açıkça sorumlu olduğunu, zararın rücuen tahsili amacı ile Adana ————.İcra Müdürlüğü 2017/9436 Esas sayılı dosya ile davalı şirket hakkında icra takibi başlatılmış ancak davalı şirket tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, yetki itirazı nedeni ile … Anadolu ————.İcra Müdürlüğü 2017/29348 E. Sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine de haksız bir şekilde itiraz edilerek takip durdurulduğunu, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili bayiden alındığını gösterir klima satış faturasının bakım ve montajlarının yapıldığını gösterir yetkili servis fişlerinin garanti belgesinin zararı gösterir faturalarının ödeme dekontlarının olaya ve klimaya ilişkin fotoğrafların poliçenin taraflarına tebliğ ile tebliğ edilmeyen bilgi ve belgeler ve husumet itirazları nedeniyle dava dilekçesinin ve davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın zamanaşımı def’imiz ile birlikte tüm cevapların gözetilerek esastan reddine, davacı-alacaklı aleyhine takibe konu edilen alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, —————“ kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı … ile dava dışı sigortalı —- arasında, başlangıç tarihi 18/08/2014, bitiş tarihi 18/08/2015 olan, “——- “ düzenlendiği, sigortalı konutta ,03.08.2018 tarihinde yangın meydana geldiği, hasar bedelini ödeyen davacı … şirketinin halefiyet ilkesi gereğince iş bu davayı açtığı, davalının kabulünde olduğu üzere yangına neden olduğu iddia edilen klimanın dava dışı sigortalı tarafından davalı şirket bayisinden satın alındığı ileri sürülmüştür
Davanın halefiyet ilkesine dayanarak açılan rücuen tazminat davası olması ve dava dışı sigortalının gerçek kişi ve sigortanın ise konut sigortası olması nedeniyle öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ,eser ,taşıma ,simsarlık, sigorta ,vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması ,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.
Diğer yandan sigorta rücu davalarının 6102 sayılı TTK‘nun 1472.maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle aynı yasanın 4.maddesi gereğince bu tür davalarda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK 1472.maddesi hükmünden kaynaklanmış olması, halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre ticaret mahkemesinde bakılıp bakılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz şekilde kabul edilmektedir.(22.03.1944 Tarih, 37E. 9K. sayılı YİBK)
Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasında ki ilişki ticari dava niteliğinde ise bu tür davada ticaret mahkemesi görevli olacaktır.Somut olayda, dava dışı gerçek kişi ile davalı arasında ticari dava konusu olan hukuki işlem söz konusu değildir.Aksine, dava dışı sigortalı olan tüketici ile gerek davacı şirket gerekse davalı arasında tüketici işlemi mevcuttur. Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde , mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir.Aynı yasanın 114/1-c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz.Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115.maddesinde davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa 3.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli … Anadolu Nöbetçi TÜKETİCİ Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan … Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.