Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/787 E. 2020/200 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/787
KARAR NO : 2020/200

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki 04.10.2017-25.01.2018 tarihleri arasında devam ettiği davalı şirketin müvekkile bir kısım borcunu ödediği ancak ——– işi için aldığ; ürünlerin bedelini ödemediği, bakiye alacak için icra takibi başlatıldığı, Davalının icra takibine itiraz ederek takibin durduğu itirazın kötü niyetle yapıldığı, bu nedenle borca itirazın iptali ile takibin devamına üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında davalı tarafın cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
Bilirkişi —– alınan raporda özetle; Davacı firma tarafından ibraz edilen —- yılına ilişkin ticari defterlerin T.T.K. 64 vc 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine gpre açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, inceleme kısmında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere Takip tarihi itibari ile davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklı —–alacağının olduğu, davacı ile davalı arasında fiili bir cari hesap İlişkisi bulunduğu,—– madde/YTTK 94. Madde yerine getirilmediğinden, davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediği, İstanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğü’nün —– esas numaralı ———- faiz olmak üzere toplam 85.799.14-TL olarak talep edildiği, yönündeki tespit ve kanaatini bildirmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —- Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını cari hesap ilişkisi kapsamında hizmet teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —– kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davalının 2017 yılı ilişkin BA beyannamesi getirtilmiş olup, davalı tarafından, davacının 2017 yılında davalı adına düzenlediği toplam —– fatura vergi dairesine bildirilmiştir. Bu durumda davacı davalıya KDV dahil 176977,53 TL tutarında mal/hizmet verdiğini ispat ettiği, davacının defterlerinde kayıtlı olan davalı ödemelerinin de mahsubu sonucunda davacının davalıdan 84114,54 TL alacaklı olduğu, fakat davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİ ile takibin 84.114,54 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 5.745,86 TL harçtan peşin alınan 1465,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.28062 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 1465,24 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 692,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 733,08 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 679,09 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden—- uyarınca —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.