Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/780 E. 2019/516 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/168 Esas
KARAR NO : 2019/514
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/02/2017
KARAR TARİHİ: 07/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ——-,———-tarihli üç adet prefabrik satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamındaki prefabrik yapıların inşasını tamamlayıph süresinde davalı teslim ettiğini, ancak davalının bakiye ——TL hakkediş bedelini müvekkiline ödemediğini, bu alacağın tahsili hususunda davalıya ——-.noterliğienden——— yevmiye sayılı ihtarname gönderildiğini, ancak sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, —— TL alacağın, ——– tarihli ihtarname tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmelerle davacının müvekkilin prefabrik yapım inşaatını üstlenmiş ise de işini tamamlamadan yarım bırakarak kaçtığını, bu nedenle müvekkilinin işi tamamlamak için başka ustalarla çalışarak çalıştığını ve zarara uğradığını, yarım bırakılan işin tamamlanması hususunda davacı şifahen ve defalarca aranılmasına rağmen ulaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alındığı anlaşılmış ve dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava;Eser akdinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsilidir.
Taraflar arasında eser sözleşmesinin akdedildiği dava ve cevap dilekçesinin tetkiki ile çekişmeli bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Her iki taraf da tacir olup, dava, ticari dava niteliğindedir.
Ticari defterlerin ve faturaların delil olmasına ilişkin düzenleme, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 27/06/2018 tarihli, 2017/23 Esas, 2018/2735 Karar ve 09/04/2018 tarihli 2017/1445 esas 2018/1438 karar sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, HMK’nın 222. maddesinde yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise, 3. fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Mahkememizce gerçekleştirilen 28/09/2017 tarihli öninceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın belirlenmesi cihetine gidilmiş ve dava dosyası tarafların defterleri üzerinde inceleme yapmak üzere bilir kişiye tevdi edilmiş ve bilir kişi tarafından ibraz edilen raporda davacı ve davalı defterlerinin ayrı ayrı incelendiği ve taraf defterleri itibari ile kayıtların tam mutabakat içersinde bulunduğu, davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş bulunduğu KDV dahil 18.149,33 tutarlı faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı yüklenici, faturaya dayalı takip yapmış, itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasını açmış, davalı ticari defterlerinde işin kayıtlı olduğu ve faturaya süresinde itiraz edilmediği, bu fatura bedelinin ödendiğine dair davalı defterlerinde kayıt bulunmadığı anlaşılmıştır. Eser sözleşmelerinde yüklenici ile iş sahibi arasında doğan uyuşmazlıklarda iş bedelinin ödendiğinin ispat yükü davalı yüklenicidedir Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise, artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil, ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. Maddesine bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın, mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve bu fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı, faturaya konu hizmetin tam ve zamanında verildiği hususunu inkar etmiş davacı ise bunu, davalının ticari defter kayıtlarıyla ispatlamıştır. Davalının ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu miktar için ödeme kaydı bulunmadığı gibi, ödeme savunmasında dahi bulunulmamış olduğundan ödeme vakası da davalı yanca ispat olunmadığı için davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Faturanın davalı defterlerine işlenmiş olmasının malın teslim edildiğine dair karine olduğu, malın teslim edilmediğinin ya da iade edildiğinin” davalı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiği, ancak davalı tarafın mal teslim edilmediğine ilişkin bir delil sunmadığı görülmüş olmakla davacı tarafından ikame edilen davanın kabulüne karar verilmiş ve davalının ihtarnamenin tebliğ tarihinde temerrüte düştüğü yine taraflar arasında ticari iş bulunduğu anlaşılmakla davacı alacağına 3095 sayılı yasa 2/2 maddesi gereğince avans faizi ile işletilmesi anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ’ne,
18.149,33 TL alacağın 22/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde alınması gerekli 1.239,78 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 315,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 924,54 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 767,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 751,66 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 315,24 TL harç gideri toplamı 1.066,90 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 309,67 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/05/2019