Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/738 E. 2018/1309 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/738 Esas
KARAR NO : 2018/1309

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2013
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Yargıtay ——-.Hukuk Dairesi’nin 2016/16436 Esas-2018/1371 Karar sayılı ilamı ile verilen bozma kararı üzerine yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında uzun yıllar ticari ilişki olduğunu, davacının davalı için mal üretim teslim ettiğini, davalının da bu malların bedelini ödediğini, devam eden bu akdi ilişkinin davalı tarafından 23.02.2012 tarihinden sonra sonlandırıldığını, bu tarihten sonra ilişkinin sonlandırılacağının müvekkiline bildirildiği toplantıdan 20 gün sonra davalıya mal üretmesi için verilen ve davalıya yapılan işin % 80 ni kapsayan ————- ürünün üreti için davacıya verilmiş olan kalıpların ve aparatlarının geri alındığını, 31.05.2012 tarihinde ise kontekgerlerin üretimi için davacıya verilmiş olan kalıp ve aparatlarında geri alınmak sureti ile davacıdan ürün alımını sonlandırıldığını, daha sonra taraflar arasındaki akdi ilişkinin kalan işlerin fiilen tamamlanması amaçlı olarak yıl sonuna kadar devam ettiğini ve yıl sonu itibari ile de akdi ilişkinin tamamen sonlandırıldığını, bu şekilde hareket eden davalının sözleşmede öngönülen 3 aylık feshi ihbar süresine dair riayet etmeyerek sonlandırıldığını, dolayısı haksız olarak hareket etmesi dolayısı ile müvekkilinin zarara uğradığından dolayı şimdilik 150.000,00 TL sözleşmenin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki satın alma sözleşmesinin sözleşmede kararlaştırılan sürenin sona ermesi nedeni ile kendiliğinden bittiğini, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili hükmü gereğince davalının sözleşmeyi 3 aylık feshi ihbar süresine uymaksızın haklı sebep ile fesh etme hakkının bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili tarafından haksız olarak fesh edilmediğinden dolayı davacının her hangi bir tazminata hak kazanamayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava,eser sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile uğranılan müspet ve menfi zararın giderimi amacı ile ikame edilmiş tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama hitamında davacı tarafından ikame edilen davanın açık yargılaması sonucunda 29/09/2015 tarihli kararla davalının haklı nedene dayanmaksızın taraflar arasındaki belirsiz süreli satın alam sözleşmesini haksız olarak fesih ettiği,davacının davalıdan sözleşmede yer alan fesih ihbar süresi olan 3 ay için haksız fesih tazminatı talep edebileceği, mahrum kalınan kar tutarının ise fesih ihbar süresi olan 3 aya ilişkin kısmının 18.876,00 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar taraf vekillerince temyiz incelemesine konu edilmiş ve Yargıtay ——–Hukuk Dairesi tarafından 2016/16436 Esas,2018/1371 Karar sayılı Kararla ;
”Taraflar arasında 17/11/2008 tarihli 1 yıl süreli sözleşme bulunmaktadır. Sözleşmenin 25/2. maddesi sözleşmenin 3 ay önceden feshi bildirilmek suretiyle sonlandırılacağı kararlaştırılmıştır. Tarafların 23/03/2012 tarihinde bir araya geldikleri ve uzayan sürede sözleşmeyi sonlandırmak iradesini ortaya koydukları anlaşılmaktadır.Davacının 01/03/2013 tarihli ihtarından da anlaşılacağı üzere uzayan süreli sözleşmenin sona ereceği 17/11/2012 tarihine kadar ilişkinin devam ettiği görülmektedir.Bu durumda sözleşmenin kendiliğinden fiilen sona erdiği anlaşıldığından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir.”gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozması konu karar taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş ve mahkememizce 02/10/2018 tarihli celse de bozmaya uyulmasına karar verilmiştir.
Dava dosyasının tetkiki ile yargıtay bozma kararında da açıklandığı üzere tarafların 23/03/2012 tarihinde bir araya geldiği, sözleşmeyi bu kapsamda sonlandırdığı ve sözleşmenin kendiliğinden fiilen sona erdiği anlaşılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.561,65 TL harçtan mahsubuna, arda kalan bakiye 2525,75 TL harcın yatıran davacıya iadesine,
Davalı tarafından yapılan 9,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——. deki esaslara göre belirlenen 14.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.