Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/733 E. 2020/467 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/733 Esas
KARAR NO : 2020/467

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin ——- adresinde ——– işletmenin, sahibi olduğunu, müvekkiline ait adı geçen işletme —-sıralarında olay tarihinde kimliği belirsiz olan 3 kişi tarafından soyulduğunu, hırsızlık olayından müvekkilinin sabahleyin ——- arkadaşının araması ile haberdar olduğunu, olayın doğrudan kolluk birimlerine bildirildiğini, kolluk birimlerince olay yerinde incelemeler yapılarak deliller toplandığını, suça karışan 2 çocuk tespit edildiğini ve haklarında İstanbul Anadolu —. Çocuk Mahkemesinin —- sayılı dosyasında dava açıldığını, hırsızlık anma ilişkin kamera kayıtları kolluk birimlerince alındığını, İstanbul Anadolu —. Çocuk Mahkemesinin—–. sayılı dosyasında kamera kayıtlarının mevcut olduğunu, müvekkiline ait iş yerinde —– içecek,—-ve gıda malzemeleri satıldığını, hırsızlık olayı sonrası müvekkile ait iş yerinden 13.390 paket çeşitli——- ve 87 şişe —– 1 adet——5 işletim sistemli —–bilgisayar ve 500 TL nakit para çalındığını, hırsızlık olayından sonra dava dilekçesi ekinde sunulu teslim-tesellüm tutanağında yazılı —içecekler bulunduğundan müvekkiline iade edildiğini, olay anında müvekkilinin olayın verdiği panikle ve iş yerini henüz inceleyemediğinden sadece raflardaki — çalındığını düşündüğünden zararının 40.000 TL. civarı olduğunu kolluk birimlerine söylediğini, gerçekte ise hırsızlık olayı nedeniyle müvekkilin nakit para ve bilgisayar dışındaki zararı — yönünden 131.711,42 TL,— yönünden ise 9.082,18 TL olmak üzere toplam 140.793,60 TL olduğunu, müvekkilin işletmesi iyi bir konumda olduğunu, şirket kayıtlan incelendiğinde –ortalama 150.000 TL bedelli — bedelli — almakta ve bunlan satmakta olduğunu, müvekkile ait iş yeri için, davalı —- sigortacısı olduğu, müvekil ——- düzenlendiğini, aynı konuda poliçe evvelki senelerde de düzenlenmiş olup rizikonun gerçekleştiği dönem de aynı sigorta şirketi ile poliçe yenilendiğini, nüvekkili hırsızlık olayı sonrası derhal durumu sigorta şirketine ihbar ettiğini, sigorta şirketi tarafından ——– numaralı hasar dosyası açıldığını gerekli incelemenin yapılarak zararının giderileceğinin söylendiğini, hırsızlık olayı nedeniyle yaşadığı zararının tazmin etmesini beklerken, müvekkiline 5 ay sonra davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen ———– numaralı yazı ile tazminat talebinin reddedildiğini öğrendiğini, sigorta şirketi “hırsızlık sonucu zarar oluştuğu anlaşılmış olup poliçenizde belirtilen hırsızlık önlem şartlarının hiç birinin bulunmadığı tespit edildiği” gerekçesi ile müvekkilin talebinin teminat dahilinde kalmadığını belirttiğini, müvekkiline ait iş yeri pencere ve kapıların tamamını kapsayacak şekilde demir parmaklık ve kepenk ile çevrili ve koruma altında olduğunu, ayrıca yola bakan cephede çift ——–kırılmayan —mevcut olduğunu, söz konusu —–özel bir ——olup insan gücüyle kırılması mümkün olmadığını, dolayısıyla koruma sitemi kepenk ve demir parmaklıklardan daha fazla olduğunu Yine hırsızlık olayının demir kepengin kırılması suretiyle gerçekleşerek meydana gelen zarar ile — — kırılmayan kaim camlı alan ile arasında bir illiyet bağı mevcut olmadığını, işletmede kamera sistemi ve alarm mevcut olduğunu, kamera sistemi hırsızlık anını da kayıt altına aldığını, alarm sistemi hırsızlar tarafından etkisiz hale getirildiğini, hırsızlar tarafından kameraların görüntü alması engellenmeye çalışıldığını, bu nedenle davalı sigorta şirketinin zararın tazminat talebinin reddi gerekçesi tamamen mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle fazlaya ilişkin artırım, talep ve dava hakları saklı kalmak koşuluyla, 20.000 TL. tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikle tarafılarına ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın talebi poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, müvekkili şirketin davacıya karşı bir ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça sözde mevcut zarar kalemlerini iddia etmekle birlikte tamamen mevcut harç ve ispat yükünden kaçınarak kısmi dava ikame ettiğini, davanın bu nedenle öncelikle reddi gerektiğini bu nedenle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, poliçe hükümleri incelendiğinde —–göre, dava konusu işyerinde poliçe gereğince önlemler alınmadığını, poliçeye göre hırsızlık teminatı, rizikonun dış cephesinde bulunan pencere ve kapıların tamamını kapsayacak şekilde ve mesai saatleri dışında kilitli konumda bulunması şartıyla demir parmaklık, kepenk, —sistemi bulunması halinde geçerli olduğunu, eksper raporu ve hasar dosyasından açıkça anlaşılabileceği üzere sigortalı işyerinde ise poliçede yer alan hırsızlık — göre gerekli önlemlerin alınmadığını ve — yerine getirilmediğini, sigortalı işyerinin tamamında kepenk bulunmadığını, sigortalı işyeri — olarak tanımlanabilecek yapıda olup poliçede geçtiği gibi çelik — olmadığını, bu kısımda da önemli nitelikteki bilgilerde beyana aykırılık söz konusu olduğunu, yapı tarzı açısından poliçede yer alan beyana aykırılık klozu kapsamında davacının talebi poliçe teminatının zaten kapsamı dışında kaldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği tazminat miktarının gerçek zararın oldukça üzerinde, fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin dava dilekçesinde belirtilen şekilde davacıya ödeme yapma yükümlülüğü kesinlikle bulunmadığını, davacının da bu miktarda bir zararı kesinlikle olmadığını, zarar miktarı konusunda ileri sürülen beyanların çelişkili olduğu gibi gerçeğe açıkça aykırı olduğunu, davacı tarafın kötüniyetli olarak meydana gelen hırsızlık sonucu oluşan gerçek zararını aşan şekilde tazminat elde etmeye çalıştığını, ilk başta 40.000 TL olarak belirtilen zararın sonrasında 3 katından daha fazla olacak şekilde bildirilmesinin basit bir unutkanlık olarak kabul edilmesinin hayatın olağan akışına da ters olduğunu bu nedenlerle son derece haksız ikame edilen davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, hırsızlık nedeniyle meydana gelen zararın —– kapsamında tazminine ilişkindir.
Davacı vekili 05/11/2019 tarihli dilekçe ile davacı tarafın vekilliğinden istifa etmiştir.
05/11/2019 tarihli celsede hazır bulunan davacı vekili istifa ettiğini belirtmiş ve söz konusu beyanı zapta geçilmiştir.
Davacı vekilinin istifa dilekçesi ve duruşma günü 28/11/2019 tarihinde davacı asile tebliğ edilmiştir.
Ancak davacı asil 11/02/2020 tarihli celsede hazır bulunmadığı gibi herhangi bir mazeret dilekçesi de sunmamıştır.
Bunun üzerine 11/02/2020 tarihli celsede davalı tarafın da davayı takip etmediğini beyan etmesi üzerine mahkememizce dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı asilin ” 3″ aylık sürede yenileme talebinde bulunmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-HMK 150/5 maddesine göre; DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 54,40 TL karar harcından 341,55 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan, bakiye 287,15 TL harcın istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —- uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Dosyada bulunan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.