Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/722 E. 2020/1 K. 06.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2017/1335 Esas
KARAR NO: 2019/1158
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ: 29/11/2017
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Birleşen mahkememizin —- Esas sayılı dosyası;
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019
Birleşen -.Asliye Ticaret Mahkemesinin – Esas sayılı dava dosyası;
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/01/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-)Mahkememizin —— Esas sayılı dosyası yönünden ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ile davalının birkaç sene evvel tanıştığını, davalı kendisinin uzun bir süredir eğitim sektöründe olduğunu eğitim ve özel okullar konusunda her türlü bilgiye sahip olduğunu, davacının sadece ortaya para koyması ile kolej açabileceklerini söylediğini ve davacıyı ikna ettiğini,davacının elindeki bir miktar nakdi, yatırım yapma maksadı ile özel okul açmak üzere ortaya koyduğunu, anlaşmaya göre bütün sermayenin davacı tarafından ortaya konulacağını, davalının ise kuruluş ve yönetim işlerini üstleneceğini, bu bağlamda kolej açılacak ve kazanılan para eşit olarak paylaşılacağını, davalı şirketin karından eşit derecede hisse almak üzere anlaşılmış olmasının yanı sıra kuruluş aşamasında % 50 hissenin kendi adına olmasını talep ettiğini, davacınında karşılıklı güven ilişkisi çerçevesinde içinde çok iyi bir yatırım yaptığını da düşünerek bunu kabul ettiğini, davacının gerek branşı olmaması ve gerekse başlangıçta şüpheli ve diğer öğretmenlere olan güveni sebebiyle okuldaki işleyişe müdahil olmadığını, gerek müdür ve müdür yardımcısı pozisyonunda çalışan davalı ve gerekse diğer öğretmenlerin okulda egemenlik kurduklarını davalının kendi arkadaşlarını kayırdığını, haksızlık yaptığını, davalının ve beraber haareket ettiği kadronunu çok önceden beri kendilerine ait özel okul açmak gibi bir niyetlerinin olduğunu, davacının ikinci şubesi açmak istediğini, bunun için —— açmaya karar verdiğini, davalının açılacak olan okulun başvuru işlemlerini sirketin kurucu müdür olması sebebi ile ancak kendisinin yapabileceğinin aksinin mümkün olmadığını, sorunların başladığı bir dönemde bu başvurular yapıldığını, başvurudan sonra söz konusu ortaklık davacı açısından çekilmez bir hale geldiğini, davacının davalı ile birlikte yola çıkmaktan pişman olduğunu ve karşı tarafın kendisini saf dışı etmeye çalıştığını fark ettiğini, davacının —- açacağı okulun başvurusu davalı tarafından yapıldıktan sonra ve onay beklendiği dönemde davalı, davacının yanına gelerek tüm niyetini izhar ettiğini, davalının tehditlertiğini, arz ve izah ettikleri ve re~sen nazara alınacak nedenlerle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarımız delil sunma haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne davacının davalı senet no —vadesi — olan —TL değerindeki senetten yana davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu mezkur senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin davalıya tebliği sonrası davalı vekili marifeti ile ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Davalı, davacılardan .. dava dilekçesinde de belirtilmiş olduğu gibi üç yıldır tanıdığını, diğer davacı—- bizzat davalı tarafından -tarihinde kurulmuş, kurulduğu andaki hisselerinin tamamı davalıya ait olan, aynı zamanda kurulduğu anda davalının yönetim kurulu başkanı da olduğu, davalı dershanelerin kapatılması ve özel okulların açılmasının devlet tarafından, gerek girişimci olacak kişiler ,gerekse çocuklarını özel okulda okutmak isteyen velilere bazı teşvikler verilmesi nedeniyle, özel okul açma amacıyla tek başına ve tek orlak olarak —- tarihinde davacı …’ni kurduğunu, okul servisi ve okul kantin işletmeciliği işiyle iştigal etmiş olan davacı bu vesileyle davalını kurmuş olduğu paylarının tamamı davalıya ait olan …nin % 50 payını sahibi olan davalıdan devir alarak şirkete ortak olduğunu, davacı ve davalı % 50 ye % 50 oranında pay sahibi olduğu davacı şirket tarafından—-adresinde okul binası kiralanarak— markasıyla okul açılışı yapıldığını, —- eğitim-öğretim yılında okulda eğitim ve öğretime başlanıldığını, davacı, davalı kendisinin de ikamet ettiği —-de özel okula talep olduğu bir özel okulda orada açmaları gerektiği hususunda ısrarcı olduğunu, davalının ortağı olan davacının isteğini kabul etmesi üzerine taraflarca ortağı oldukları davacı — tarafından —– markasıyla — eğitim öğretim yılında açılışı yapılma faaliyete geçirilmek üzere anaokulu, ilk. orta liseden oluşan ikinci bir okul binası kiralandığını, —- ilçesinde davacı şirket bünyeisnde faaliyet geçirilmek üzere ikinci okul binasının kiralanmasından sonra davacının işlerin iyi gitmediğğini gerekçe göstererek davalının davacı şirketteki ortaklınğını sona erirmek istemiş davalıdan hisselerini satmasını istemiş, hisselerini devretmesinden sonra da davacı şirkete bağlı okullarda davalının genel müdür olarak çalışmasını istemiş, davalı bu isteği kabul ederek, davacı şirketin borçluluk durumu da göz önüne alınarak şirketteki – TL paya karşılık olan %50 hisseni de —TL karşılığında davacıya satmayı kabul ettiğini, şirket hisse devri vaadi sözleşmesi akdedilmiş, hisse devir işleminin tamamlanmasından sonra davacı davalıya şirkete ait okullarda genel müdürlük yapması hususunda teklifte bulunmuş, davalı da bu teklifi kabul ettiğini, —- tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiğini, ancak bir süre sonra öğretmelerin maaları davacı şirket tarafından ödenmemeye başladığını, davacı …’ın iddialarının gerek dışı olduğunu davacı şirketin ise davalıya borçlu bulunmadığı, ödeme tarihi gelen senedi ödememek için kötü niyetli iddialar ortaya attığını, davaya konu — ödeme tarihli, – –TL senet hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, yapılacak yargılama neticesinde de davacı — davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE ;
Dava, Davacılar … ve—düzenleyicisi bulunduğu davalı … emrine düzenlenmiş – tarihli – TL bedelli kambiyo senedinden ötürü borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özelliklerine bu kapsamda bakıldığında;- sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur –
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut olayda dava bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır.Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.Bu nedenle eldeki davada davacı borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ispat yükü altındadır.
Dosya kapsamına alınan ticaret sicil kayıtları ile davacı —- yılında kurularak ticaret siciline kaydedildiği şirketin sermayesinin — paya ayrıldığı ve tamamının davalı … adına kayıtlı iken — tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda yönetim kurulu başkanı olarak davacı …’ın seçildiği ve münferiden şirketi temsil yetkisinin davacı …’a devredildiği anlaşılmnıştır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacı …’ın uyuşmazlık konusu bonoyu davalının korkutmaları ve tehditleri nedeni ile imzaladığını, hisse devirlerinin davalının okul kuruluş işlemlerinin iptali nedeni ile verilen dilekçe kapsamında gerçekleştirildiğini bu nedenle sakat irade ile bonoyu kaleme aldığını belirterek borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.Davalı ise yargılama devamındaki beyanlarında davalı Süreyyanın şirket nezdinde bulunan %50 hissesini —- TL bedelle davacı …’a devrettiğini mutabakatin şahitler huzurunda gerçekleştiğini, sözleşmelerin tarafların serbest iradelerine dayandığını, uyuşmazlık konusu bononun da, bu bonolardann birisi bulunduğunu savunmuş diğer davacının ise bono metninde borçlu sıfatının bulunmadığını bunun yanı sıra müvekkiline borcu bulunmadığını ikrar eylemiştir.
Bu şekilde taraflar arasında çekişme bulunan hususun uyuşmazlık konusu bononun hile veya cebir sureti ile davalı tarafından keşideci — teslim alınıp alınmadığı bonoların —-yönünden bedelsiz olup olmadığı diğer davacının bonoda borçlu sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK m.203.Maddesi gereğince akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuu konusunda tanık dinlenilebileceği kanun koyucu tarafından benimsendiğinden mahkememizce taraflar arasında bulunan hisse satış vaadi sözleşmesinde tanık olarak bulunan kişiler ve tarafların bildirdiği tanıklar hile ve ikrah iddiası bu maddi vakıanın takdiri delilleri ile ispatının mümkün bulunması nedeni ile dinlenilmiş, yine davacı … tarafından uyuşmazlık konusu bononun verilme nedeni olduğu ileri sürülen —- tarihli— kayıtları ile İAA CBS – soruşturma ve – Karar sayılı -kararı dosya arasına alınmış ancak davacı …’ın iradesinin sakatlanması nedeni ile uyuşmazlık konusu bonoların bedelsiz olarak davalı lehine düzenlendiği yönünde kanaate bononun tanzim tarihinin — tarihi bulunmasına ayrıca taraflar arasında — tarihinde hisse devrinin şirket kayıtlarına işlenilmesine yine davacı … ile davalı arasında aynı tarihte belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin akdedilmesine öte taraftan taraflar arasında bila tarihli hisse satış sözleşmesinin kapsamı,ticaret sicil kayıtları ve dinlenilen tanık anlatımları gereğince varılamamış, bu nedenle davacı … tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmiştir.
Öte yandan davacı—- ise uyuşmazlık konusu bonoyu keşide eden borçlulardan bulunduğu, bononun keşide tarihi — tarihinde davacı …’ın şirketin temsile yetkilisi bulunuşu ve bono metninin tetkiki ile şirkete ait kaşenin bono metninde yer aldığı ve şirket temsilcisi- tarafından bononun şirket namına da imzalandığının anlaşılması (nitekim davalı tarafından bu davacıya karşı – tarihinde -.Noterliğinin- yevmiye sayılı işlemi ile ödememe protestosunun tertip edildiği dosya kapsamında bulunan protesto evrakı ile ayrıca anlaşılmıştır.)nedeni ile şirketin de bononun düzenleyicilerinden bulunduğu, davacı şirket tarafından bu nedenle borçlu olmadığının tespiti istemi ile dava açıldığı anlaşılmakla dava tarihi itibari ile davacı şirketin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bono metninin tetkiki ile şirketin borçlu bulunmadığı yönündeki beyanlarına itibar edilememiş ve davalının şirketten her hangi bir alacağı bulunmadığı yönündeki basit ikrarı nedeni ile davacı şirketin davalıya karşı borçlu bulunmadığına karar verilmiştir.
Davalı tarafından esasa dair beyanlarını sunduğu beyan dilekçesinde terditli olarak ileri sunduğu talebinde davacı şirket tarafından ikame edilen davanın kabul edildiği bu nedenle yargılama giderlerinden dava açılmasına sebebiyet vermediği için sorumlu tutulmamasını talep edilmiş ise de davacı şirketin bononun düzenleyicileri arasında bulunuşu ve bu nedenle davacı şirketin icra tehdidi altında bulunuşu nitekim bu kapsamda bononun ödememe protestosuna ayrıca konu edilişi nedeni ile davalıya karşı bu davacının davayı ikame edişi ve davalının cevap dilekçesinde ve dilekçeler aşamasındaki asıl savunmalarında şirketin borçlu olmadığını bono metninde düzenleyici bulunmadığı kanaati ile ileri sürdüğü ve davalının davacı şirket tarafından ikame edilen davanın dilekçeler aşamasında davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddi karar verilmesi talep edişi hususları değerlendirildiğinde davalının yargılama gideri yönünden savunmalarına itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dava niteliği gereği bononun vade tarihinden önce ikame edildiğinden ve mahkememizce bononun icra takibine konu edilmesi halinde icra takibinin durdurulması yönünde mahkememizce– tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir karar verilmiş bulunduğundan mahkememizce verilen bu ara karar da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin —tarihli kararına değin uygulanmış ve davalı tarafından bu ihtiyati tedbirin kaldırılması sonrası davacı … hakkında icra takibine girişildiğinden davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve davada ihtiyati tedbirin uygulanması nedeni ile davalının inkar tazminat talebinin kabulü ile, reddedilen – üzerinden %20 oranında inkar tazminatının İİK’nın 72/4 maddesi gereğince davacı …’dan alınarak davalı …’ya verilmesine karar verilmiştir.
2-)Birleşen 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin– Esas sayılı dava dosyasında;
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalı taraf davacıdan alacaklı olduğu iddiası ile İAA 2. ATM’den aldığı ihtiyati haciz kararı ile İAA 9. İcra müdürlüğünün —- esas sayılı takibinii başlatarak davacının malvarlığına ihtiyati haciz konulmasını sağladığını, htiyati hacze ve icra takibine konu senet ve senedin ödememe protestosu incelendiğinde borçlu —-alacaklı … olduğunun ,Senetlerin alacaklı görünen … tarafından davacıya zorla imzalatıldığını,davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulünü, davacının senet no -vadesi – olan – TL değerindeki senetten yana açmış olduğu icra takibinde İAA -. İcra Müd. – Esas sayılı dosyasında belirttiği — TL takip çıkış bedeli miktarınca davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, dava konusu mezkur senedin ve icra takibinin bütün olarak iptalini, davalının %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, dava konusu senedin yargılama yapılmaksızın tahsili halinde davacı açısından telafisi imkansız maddi ve manevi zararlar söz konusu olduğundan dava konusu senedin ve icra takibinin teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve İAA -. İcra — Esas icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini söz konusu takipteki tüm hacizlerin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına kaar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Birleşen -.Asliye Ticaret Mahkemesinin – Esas sayılı dosyasında davalının vekili marifeti ile sunmuş olduğu — tarihli cevap dilekçesinde;
Davacı … ile varılan mutabakat neticesinde davacı şirkette davalıya ait olan payın – payını – tarihinde davacıya devrettiğini,bu devirle şirketteki payların tamamının – geçtiğini,- payları– TL ye devraldığını ve bu devir karşılığı bonolar tanzim edildiğini bu bonolardan birisininde uyuşmazlık konusu -vade tarihli – TL bedelli bono bulunduğunu bononun dava dışı– ciro yolu ile devredildiğini davacı …’ın iddialarının tamamen asılsız olduğunu davaların bir kaç gün öncesinde bono bedellerinin ödenmemesi için açıldığını,diğer davacı- ise davaya konu senet metninden anlaşılacağı üzere borçlu oalrak bulunmadığını hisse devrinin bu davacı yönünden söz konusu olmadığnıı davacının müvekiline borçlu bulunmadığını dava açmakta bu nedenle hukuki yararı olmadığını belirterek – tarafından açılan davanın esastan reddini diğer davacı tarafından açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE; Dava, Davacı … ve —düzenleyicisi bulunduğu davalı … emrine düzenlenmiş – keşide tarihli – vade tarihli -TL bedelli kambiyo senedinden ötürü borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özelliklerine bu kapsamda bakıldığında;2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur –
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut olayda dava bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır.Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.Bu nedenle eldeki davada davacı borçlu borçlanma iradesinin bulunmadığını ispat yükü altındadır.
Dosya kapsamına alınan ticaret sicil kayıtları ile davacı— yılında kurularak ticaret siciline kaydedildiği şirketin sermayesinin – paya ayrıldığı ve tamamının davalı … adına kayıtlı iken – tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda yönetim kurulu başkanı olarak davacı …’ın seçildiği ve münferiden şirketi temsil yetkisinin davacı …’a devredildiği anlaşılmnıştır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacı …’ın uyuşmazlık konusu bonoyu davalının korkutmaları ve tehditleri nedeni ile imzaladığını, hisse devirlerinin davalının okul kuruluş işlemlerinin iptali nedeni ile verilen dilekçe kapsamında gerçekleştirildiğini bu nedenle sakat irade ile bonoyu kaleme aldığını belirterek borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı ise yargılama devamındaki beyanlarında davalı — şirket nezdinde bulunan %50 hissesini —- TL bedelle davacı …’a devrettiğini mutabakatin şahitler huzurunda gerçekleştiğini, sözleşmelerin tarafların serbest iradelerine dayandığını, uyuşmazlık konusu bononun da, bu bonolardann birisi bulunduğunu savunmuş diğer davacının ise bono metninde borçlu sıfatının bulunmadığını bunun yanı sıra müvekkiline borcu bulunmadığını ikrar eylemiştir.
Bu şekilde taraflar arasında çekişme bulunan hususun uyuşmazlık konusu bononun hile veya cebir sureti ile davalı tarafından keşideci – teslim alınıp alınmadığı bonoların – yönünden bedelsiz olup olmadığı diğer davacının bonoda borçlu sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK m.203.Maddesi gereğince akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuu konusunda tanık dinlenilebileceği kanun koyucu tarafından benimsendiğinden mahkememizce taraflar arasında bulunan hisse satış vaadi sözleşmesinde tanık olarak bulunan kişiler ve tarafların bildirdiği tanıklar hile,gabin ve ikrah iddiası bu maddi vakıanın takdiri delilleri ile ispatının mümkün bulunması nedeni ile dinlenilmiş, yine davacı … tarafından uyuşmazlık konusu bononun verilme nedeni olduğu ileri sürülen — tarihli – kayıtları ile İAA CBS 2- soruşturma ve – Karar sayılı– kararı dosya arasına alınmış ancak davacı …’ın iradesinin sakatlanması nedeni ile uyuşmazlık konusu bonoların bedelsiz olarak davalı lehine düzenlendiği yönünde kanaate bononun tanzim tarihinin – tarihi bulunmasına ayrıca taraflar arasında – tarihinde hisse devrinin şirket kayıtlarına işlenilmesine yine davacı … ile davalı arasında aynı tarihte belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin akdedilmesine öte taraftan taraflar arasında bila tarihli hisse satış sözleşmesinin kapsamı,ticaret sicil kayıtları ve dinlenilen tanık anlatımları gereğince varılamamış, bu nedenle davacı … tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmiştir.
Öte yandan davacı — ise uyuşmazlık konusu bonoyu keşide eden borçlulardan bulunduğu, bononun keşide tarihi — tarihinde davacı …’ın şirketin temsile yetkilisi bulunuşu ve bono metninin tetkiki ile şirkete ait kaşenin bono metninde yer aldığı ve şirket temsilcisi— tarafından bononun şirket namına da imzalandığının anlaşılması (nitekim davalı tarafından bu davacıya karşı –.Noterliğinin – tarih – yevmiye sayılı ödememe protestosu tertip edilmiştir.)nedeni ile şirketin de – vade tarihli -TL bedelli bononun düzenleyicilerinden bulunduğu, davacı şirket tarafından bu nedenle borçlu olmadığının tespiti istemi ile dava açıldığı anlaşılmakla dava tarihi itibari ile davacı şirketin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bono metninin tetkiki ile şirketin borçlu bulunmadığı yönündeki beyanlarına itibar edilememiş ve davalının şirketten her hangi bir alacağı bulunmadığı yönündeki basit ikrarı nedeni ile davacı şirketin davalıya karşı borçlu bulunmadığına karar verilmiştir.
Diğer taraftan iş bu davaya konu bononun lehtar Süreyya tarafından cirolanarak birleşen mahkememizin — Esasında kayıtlı — cirolandığı anlaşılmakla 3.Asliye Ticaret Mahkemesi dava dosyasında verilen ihtiyati tedbirin uygulanmamış olması nedeni ile davalı lehine inkar tazminatına hükmolunmamıştır.
Mahkememizin Birleşen – Esas sayılı dava dosyasında ;
Davacı vekili – tarihli dava dilekçesinde; Davalı taraf davacıdan alacaklı olduğu iddiası ile İAA – – aldığı ihtiyati haciz kararı ile İAA -. İcra müdürlüğünün — esas sayılı takibinii başlatarak davacının malvarlığına ihtiyati haciz konulmasını sağladığını, ihtiyati hacze ve icra takibine konu senet ve senedin ödememe protestosu incelendiğinde borçlu—- olduğunun ,Senetlerin alacaklı görünen … tarafından davacıya zorla imzalatıldığını,davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulünü, davacının senet no – vadesi – olan — TL değerindeki senetten yana açmış olduğu icra takibinde İAA – İcra Müd. – Esas sayılı dosyasında belirttiği — TL takip çıkış bedeli miktarınca davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, dava konusu mezkur senedin ve icra takibinin bütün olarak iptalini, davalının %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, dava konusu senedin yargılama yapılmaksızın tahsili halinde davacı açısından telafisi imkansız maddi ve manevi zararlar söz konusu olduğundan dava konusu senedin ve icra takibinin teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve İAA -. İcra —Esas icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini söz konusu takipteki tüm hacizlerin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına kaar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
İş bu dava da ise davalıya dava dilekçesinin ve mahkememiz tensip zabtının —- tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış ve davalı tarafından vekili marifeti ile sunulan — tarihli cevap dilekçesinde;
Davalının, ciro yoluyla devraldığı borçlusunun davacı olduğu, – ödeme tarihli – TL bedelli senedin ödenmemesi nedeniyle senet borçlularından davacı … aleyhine İAA -. ATM’nin – D.İş sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati haciz başvurusnda bulunulduğu, mahkemece verilen isitnaden davacı aleyhine İAA -. İcra Müd. —Esas sayılı dosyasıyla ihyati haciz ile birlikte esas takibe geçerek icra takibi başlattığını, icra takibine konu senet ve bu senete istinaden davalı- başvurusu üzerine düzenlenen senedin ödememe protestosu incelendiğinde senet borçlusunun … olduğu, lehdarının … olduğunu,davacı davacının ise senedi ciro yoluyla devralan kişi olduğu açıkça anlaşılacağını, davacının haksız ve kötü niyetli açmış olduğu davanın reddini, davacının huzurdaki davayı açmaktaki haksız ve kötü niyeti ve davacının zaarına sebebiyet vermesi nedeniyle İK 72 mades igereği davaya konu—-TL bedelli senedin %20’nden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yarılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmisini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE; Dava, Davacı … ve dava dışı —- düzenleyicisi bulunduğu, lehtarı -hamili davalı – bulunan – keşide – vade tarihli – TL bedelli kambiyo senedinden ötürü borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özelliklerine bu kapsamda bakıldığında;2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur –
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Somut olayda da taraflar arasında bir hukuki ilişkinin varlığı noktasında çekişme bulunmamaktadır. Borçlu taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görüldüğü gibi olmadığını bonoların serbest iradesi mahsulü bulunmadığını iddia etmiş bulunduğundan iradesinin fesada uğradığı noktasında ispat yükü davacı borçlu üzerinde bulunmaktadır.
Dosya kapsamına alınan ticaret sicil kayıtları ile düzenleyenler arasında bulunan —- yılında kurularak ticaret siciline kaydedildiği şirketin sermayesinin – paya ayrıldığı ve tamamının davalı … adına kayıtlı iken — tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda yönetim kurulu başkanı olarak davacı …’ın seçildiği ve münferiden şirketi temsil yetkisinin davacı …’a devredildiği anlaşılmnıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı …’ın uyuşmazlık konusu bonoyu lehtar —- korkutmaları ve tehditleri nedeni ile imzaladığını,davalının —ile el,iş,yarar birliği yaptığını bu kapsamda girişilen icra takibinin de muvazaalı bulunduğunu bu nedenle bono ve icra takibinden ötürü borçlu borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı ise yargılama devamındaki beyanlarında dava dışı — dava dışı şirket nezdinde bulunan %50 hissesini- TL bedelle davacı …’a devrettiğini, mutabakatin şahitler huzurunda gerçekleştiğini, sözleşmelerin tarafların serbest iradelerine dayandığını, uyuşmazlık konusu bononun da, bu bonolardann birisi bulunduğunu bu bononun da Süreyya tarafından müvekiline ciro yolu ile devredildiğini davacının şahsi defileri davalıya karşı ileri sürmesinin mümkün bulunmadığını davalının meşru hamil bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu şekilde taraflar arasında çekişmeli bulunan hususun davalının bononun meşru hamili bulunup bulunmadığı,davacının lehtara karşı ileri sürebileceği defileri davalıya karşı ileri sürmesinin mümkün bulunup bulunmadığı ,cironun muvazaalı olarak gerçekleşip gerçekleşmediği yönlerinde toparlandığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda mahkememizce taraflar arasında bulunan hisse satış vaadi sözleşmesinde tanık olarak bulunan kişiler ve tarafların bildirdiği tanıklar hile ve ikrah iddiası bulunması nedeni ile bu maddi vakıanın takdiri delilleri ile ispatının mümkün bulunması nedeni ile dinlenilmiş, yine davacı … tarafından uyuşmazlık konusu bononun verilme nedeni olduğu ileri sürülen – tarihli – kayıtları ile İAA CBS — soruşturma ve – Karar sayılı — kararı dosya arasına alınmış ancak davacı …’ın iradesinin sakatlanması nedeni ile uyuşmazlık konusu bonoların bedelsiz olarak dava dışı – lehine düzenlendiği yönünde kanaate bononun tanzim tarihinin – tarihi bulunmasına rağmen, taraflar arasında — tarihinde hisse devrinin şirket kayıtlarına işlenilmesi, yine davacı … ile davalı arasında aynı tarihte belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin akdedilişi, öte taraftan taraflar arasında bila tarihli hisse satış sözleşmesinin kapsamı,ticaret sicil kayıtları ve dinlenilen tanık anlatımları gereğince varılamamıştır.
Ayrıca davacı tarafından davalının meşru hamil bulunmadığı ileri sürülmüş olduğundan bu noktada ispat yükünün davacı üzerinde bulunuşuna rağmen davacı tarafından her hangi bir delilde ileri sürülememiştir.
Kıymetli evrakın ihtiva ettiği hak tedavül kabiliyeti olan bir haktır. Kıymetli evrakın bu niteliği sebebiyle kıymetli evraka bağlanan hak senet ile birlikte tedavül eder.
Kıymetli evrakta senet ile hak arasında kuvvetli bir bağ vardır. Hak senede yerleşmiştir. Hakkın ileri sürülebilmesi için senedin ibrazı ve senet üzerindeki zilyedliğin devri şarttır.
Kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi geçerlidir. Senette yerleşmiş olan hak ile bu hakkın ihdasına sebep olan işlem arasında illiyet yoktur. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu kambiyo taahhüdünde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutakabatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise , bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Kıymetli evrakın mücerretliği, senedin temel işleme taraf olmuş alacaklısının elinden çıkarak, bir meşru hamilin eline geçmesi şartıyla söz konusu olur. TTK 686. Maddeye göre, bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. buna göre, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir.
Somut olayda da davalının ciro silsilesine göre yetkili hamil olduğu anlaşıldığından ve davacı tarafından iddia edilen hususların ispat edilemediğinden davacı tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmiş ayrıca iş bu dava da ihtiyati tedbir yolu ile davalının davacı aleyhine giriştiği İAA–.icra Müdürlüğünün— Esas sayılı takip dosyasında icra veznesine ödenen paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğinden ve verilen bu karar davanın esasına değin karara kadar uygulanmış bulunduğu anlaşıldığından davalı lehine %20 inkar tazminatına hükmolunarak neticeten aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-) Mahkememizin – Esasında kayıtlı Asıl Davada Davanın Kısmen Kabulüne Kısmen REDDİNE;
A1-)Davacı … tarafından davalı …’a karşı ikame edilen davanın REDDİNE,
A2-)Davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve davada ihtiyati tedbirin uygulanması nedeni ile davalının inkar tazminat talebinin kabulü ile, reddedilen – üzerinden %20 oranında inkar tazminatının İİK’nın 72/4 maddesi gereğince davacı …’dan alınarak davalı …’ya VERİLMESİNE,
A3-)Davacı – tarafından ikame edilen davanın kabulü ile – tarihli – TL bedelli bonodan ötürü davalının davacıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
A4-)Asıl dava da alınması gereken 3.415,50 TL karar ve ilam harcının davacılar tarafından yatırılan 853,88 TL peşin nispi harçtan mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak KAYDINA,
A5-)Asıl dava da davacılar tarafından yatırılan 853,88 TL peşin nispi harcın davalıdan alınarak davacı —- ödenmesine,
A6-) Davacılar tarafından tebligat gideri, müzekkere gideri olarak sarf edilen toplam 421,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre ve tarafların haklılık oranına göre hesaplanan 210,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacı—- ödenmesine,
A7-) Asıl dava dosyasında 2019 yılı AAUT tarifesi gereğince hesaplanan 5.850 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekil ile temsil olunan davalı …’ya ödenmesine,
A7-)Asıl dava da 2019 yılı AAUT tarifesi gereğince hesaplanan 5850 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile vekil ile temsil olunan davacı —- ödenmesine,
B-) İAA 4-.Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dava dosyasında ;
B1-) Davacı … tarafından davalı —- ikame edilen davanın REDDİNE,
B2-) Davanın takip alacaklısı-davalı lehine sonuçlanması ve davada ihtiyati tedbirin uygulanması nedeni ile davalının tazminat talebinin kabulü ile, reddedilen 75.000,00— TL üzerinden %20 oranında tazminatının İİK’nın 72/4 maddesi gereğincedavacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
B3-) İş bu dava dosyasında davacıdan tahsili gereken 44.40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilen 1.301,87 TL peşin nispi harçtan alınmasına bakiye harç tutarı bulunan 1.257,47 TL nin talep halinde davacıya İADESİNE,
B4-)Davacı tarafından iş bu dava dosyasında yapılan yargılama giderinin davacının uhdesinde BIRAKILMASINA,
B5-) Birleşen işbu dava dosyasında 2019 yılı AAUT tarifesi gereğince hesaplanan — TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekil ile temsil olunan davalı – ÖDENMESİNE,
C-) İAA -Asliye Ticaret Mahkemesinin – Esas sayılı davanın kısmen davanın KISMEN KABULÜ ile Kısmen REDDİNE,
C1-)Davacı — ikame edilen davanın kabulü ile – tarihli– TL bedelli bonodan ötürü davacı —– borçlu olmadığının TESPİTİNE,
C2-)Davacı … tarafından davalı …’a ikame edilen davanın REDDİNE,
C3-)Davanın davacı … yönünden ciranta lehine sonuçlanmış olmasına rağmen bonoda — dava tarihi itibari ile son hamil olmadığı ve İİK 72 4 ün koşullarının oluşmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin REDDİNE,
C4-)Birleşen dava da – yılı AAUT tarifesi gereğince hesaplanan 8600 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekil ile temsil olunan davalı …’ya ÖDENMESİNE,
C5-)Birleşen dava da 2019 yılı AAUT tarifesi gereğince hesaplanan 8600 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile vekil ile temsil olunan davacı—ÖDENMESİNE,
C6-)Birleşen dava da alınması gereken 5.123 ,25 TL karar ve ilam harcının Davacılar tarafından yatırılan 1.280,82 TL peşin nispi harçtan mahsubu ile bakiye 3842,43 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak KAYDINA,
C7-)Davacı— tarafından yatırılan 1.280,82 TL peşin nispi harç ile 28 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.308,82 TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacı – ÖDENMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2019