Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/692 E. 2021/418 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/692 Esas
KARAR NO : 2021/418
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlu —-boçlu kefil arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca borçlu —-lehine kredi açıldığını ve kullandırıldığını, söz konusu sözleşmeye kefil olan—- aynı zamanda borçlu şirket ——–ortağı ve yetkilisi olduğunu, borçlu şirkete kullandırılan kredi kapsamında kredi riskinde teminat açığı ortaya çıkması üzerine müvekkili banka tarafından —–yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek borçlu —borçlu kefil—— gönderildiğini ve miktarın nakden karşılanması veya teminat açığının giderilmesi için süre verildiğini, ancak borçluların verilen süre zarfında miktarı nakden karşılamadığını veya teminat açığını kapatmadıklarını, bunun üzerine —yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek borçlu —— gönderildiğini ve muaccel borcun ödenmesi için süre verildiğini, ancak verilen süre içerisinde borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığnıı, bunun üzerine borçlular —- aleyhinde ——- dosyası ile genel haciz yolu ilamsız takip başlatıldığını, davalı — kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşılık —— tarihli itiraz dilekçesi ile borcu bulunmadığından bahisle borcun tamamına itiraz ettiğini, davalının kendisine gönderilen ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının ——— sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile borç ve ferileri üzerinden takibin devamına, davalının itiraz etmiş olduğu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —— davacı —- uyarınca borcu olduğundan bahisle —— sayılı dosyası üzerinden hakkında başlatılan takip haksız olup, bu takibe tarafımızdan süresi içerisinde itiraz edildiğini, davacı tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, 6098 Sayılı T.B.K’ nın kefalet sözleşmelerini düzenleyen 584/1 maddesi uyarınca; evli olanların kefaletinin geçerli olabilmesi için mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadığı veya yasal olarak eşlerin ayrı yaşama hakkı doğmadığı takdirde diğer eşin yazılı rızasıyla kefil olunabileceğini, buna ilişkin rızanın ise sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasını geçerlilik şartı olarak düzenlendiğini, bahse konu genel kredi sözleşmesinin yapıldığı tarihte müvekkilinin evli olup, eşinin muvafakati alınmadığından usulüne uygun düzenlenmeyen kefaletin geçersiz olduğunu, dava konusu borcu kabul etmemekle birlikte her ne kadar ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebileceği hükmü yer alsa da bu hüküm iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanılamayacağını, fahiş faiz oranı belirlenmesi ve bu şekilde bankanın hak etmediği bir yararı sağlaması hukuken mümkün bulunmadığını, —- bu yönde olduğundan borca ve fahiş faiz oranına itiraz ettiklerini, İİK 67’ye göre açılan itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olmasının gerektiğini, ancak takip konusu alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, belirterek, davanın reddine, iş bu davanın gerektireceği tüm harç ve masraflarla avukatlık davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın genel haciz yoluyla takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı olması halinde alacak miktarının ne kadar olduğu, davalının itirazında kısmen veya tamamen haklı olup olmadığı, davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, hususlarının araştırılması gerektiği anlaşıldı.
Davacı banka ile dava dışı —– tutarında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalanmış, —— tutarında müteselsil kefaleti alınmıştır.
Davalı vekilince yargılama aşamasında imza inkarında bulunulmuş ancak Davalı vekiline ——–nolu celsede imza incelemesine ilişkin delil avansını yatırması için kesin süre verildiği, ancak belirtilen kesin süre içerisinde delil avansını yatırmadığı ayrıca—- celsede de bu yönde beyanda bulunduğu görülmekle, imza incelemesine ilişkin ara kararından vazgeçilmiştir.
Dosya dava konusuna ilişkin rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan —- havale tarihli raporda özetle;
Davacı banka ile dava dışı—- tutarında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin imzalandığı, Sözleşmeye davalının ——– tutarında müteselsil kefaletinin alındığı. Davacı bankanın kayıtlarının incelenmesi neticesinde dava dışı firmaya genel kredi sözleşmesi kapsamında çeşitli tarihlerde parça parça olmak üzere toplam — tutarında iskonto kredisi kullandırıldığının anlaşıldığını,
Somut uyuşmazlıkta kredi tutarlarına eşit tutarlı çekler davacı bankaya kredi müşterisi dava dışı firma tarafından temlik edildiği, Davacı bankanın komisyon tutarını düştükten sonra kalan çek bedellerini dava dışı firmaya kullandırdığına, faizin peşinen tahsil edilmediğine yönelik dekontların bulunduğunun görüldüğünü,
Iskonto kredilerinde bankaya temlik edilen çeklerin karşılığının herhangi bir nedenle banka tarafından tahsil edilememesi ve krediye tahsilat sağlanamaması halinde kredi müşterisinin ilgili bedeli ödemesi veya tahsilat sağlanamayan çekin yerine başka bir çeki bankaya temlik etmesinin gerektiğini,
Somut olayda —- tarihinde kullandırılan —-tutarındaki krediye ilişkin aynı tutarlı çekin karşılıksız çıktığı, Bu nedenle davacı bankanın müşterisinden yeni çek talep etmesi, yeni çek verilememesi halinde kredi bedelini talep etmesi bankacılık uygulamasına uygun bulunduğu, davacı banka ile dava dışı firmanın imzaladığı genel kredi sözleşmesinin —– ışığında, somut olayda davacı bankanın karşılıksız çıkan çek bedeli kadar yeni çek veya nakit talep etmesinin uygun görüldüğünü,
Davacı banka — tarihinde dava dışı kredi müşterisi firma ve müteselsil kefil davalıya noter vasıtasıyla — no.lu ihtarnameyi gönderdiği, İhtarnamede kredi riskinin — kısmında teminat açığı ortaya çıktığı için —-gün içinde teminat açığının giderilmesi veya nakden ödenmesi talep edilmiş, aksi takdirde kredilerin tamamının muaccel hale geleceği belirtilmiştir. Davacı banka tarafından— tarihinde noter vasıtasıyla çekilen ——–tarihi itibariyle kredilerin muaccel hale gelerek kat edildiği belirtilerek —— borcun ödenmesinin talep edildiği,
Noter ihtarnamelerinin muhatapları adreste bulunmadığı için iade edilmiş olmakla birlikte, —- uygun olarak kredi sözleşmesindeki muhatap adreslerine gönderildiği için —– temerrüde düştüğünün kabul edildiğini,
Davacı bankanın ——- icra takip tarihi itibariyle borçlu firma ve kefili davalıdan talep edebileceği tutarın ;— yevmiye no.lu noter kat ihtarnamesinde—- talep edildiği görülmüştür. Buna karşın dava dosyasında —-noter makbuzu bulunduğu için noter kat ihtarnamesi ile talep edilebilecek toplam tutarın ——–düşünülmekte olduğunu,
Genel kredi sözleşmesinin 4. Maddesine göre temerrüt faizi oranı akdi faiz oranının %100 fazlası olarak talep edilebileceği, 4. Maddede temerrüt faizinin cari faiz oranının %100 fazlası olarak da belirlenebileceği belirtilmiş olmasına karşın dava dosyasında cari faiz oranı beyan edilmediği için temerrüt faizi oranı akdi faizin %100 fazlası — olarak uygulandığı, Buna göre — temerrüt tarihinden — asıl alacak için işlemiş temerrüt faizi tutarı— hesaplanmıştır. —-
Sonuç olarak; icra takip tarihinde borçlu firma ve davalı kefilden talep edilebilecek toplam tutar —- olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla, icra takibinde talep edilen ——uygun bulunduğunu,
Öte yandan, icra inkar tazminatının söz konusu olup olmayacağına yönelik olarak alacağın likit olup olmadığı değerlendirilecek olursa; dava dışı kredi borçlusu firma ve ortağı davalı kefilin kullandırılan iskonto kredilerinin tutarını ve vade tarihlerini bilebilecek durumda olduğu, buna mukabil işleyen akdi faizin peşinen tahsil edilmediği anlaşıldığından vade sonunda ödenmesi gereken akdi faiz tutarını —– bilebilecek durumda olmadığı düşünülmektedir. Buna mukabil bu konuda nihai takdir hakkının mahkemeye ait olduğuna ilişkin kanaat belirtmiştir.
—– sayılı dosyası ile davacı banka tarafından genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatılmıştır. Takibin dayanağı, banka ile dava dışı borçlu ——boçlu kefil arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde kaynaklı borca ilişkindir. Kredi borçlusu—- lehine kredi açılarak, kullandırılmış, davalı ise sözleşmeye müteselsil kefil olarak imzalamıştır. davacı banka tarafından çekilen —- yevmiye no.lu noter kat ihtarnamesinde —- faiz, ———talep edilmiştir. Bankacı bilirkişi raporunda neticeten; İcra takip tarihinde borçlu firma ve davalı kefilden talep edilebilecek toplam tutarın ———olarak hesaplamış ve icra takibinde talep edilen———-n davacı bankanın isteyebileceğini, belirtmiş dosya içeriğine uygun bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenerek,Davanın kabulü ile, ——— sayılı icra dosyasından yapılan itirazın iptali ile takibin —-üzerinden devamına ve şartları oluşan icra inkar tazminatının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
——sayılı icra dosyasından yapılan itirazın iptali ile takibin —– üzerinden DEVAMINA,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacak toplamı — %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 8.035,30 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.041,20 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 15.124,85 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2021