Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/680 E. 2021/131 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/680
KARAR NO : 2021/131
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —– müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayan —– yanı sıra nakliyat, mühendislik, tarım, iş yeri sigortaları gibi çok çeşitli ürün ve hizmetler sunan bir sigorta şirketi olduğunu, müvekkil şirket ile davadışı —– sigortalanması adına —- imzaladıklarını, —— yönetimindeki sigortalı araç kumunu boşaltmak üzere bekleme halinde bulunduğu sırada ——– plakalı aracın kumunu boşaltması akabinde —- sağındaki aracı fark etmeyip —- plakalı aracın ön solundan —— plakalı aracın sağ arkasından hafif şekilde vurduğu —— plakalı araçta maddi hasar oluşması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini,dava dışı sigortalının talebi üzerine müvekkil şirket tarafından hasarın tespiti için ekspertiz işlemi yaptırılarak hasar miktarı belirlendiğini, sigorta kapsamı içerisinde olduğu tespit edilen hasar tazmin edilerek —— tarihinde ödendiğini, hasar tazminatının dava dışı sigortalıya ödenmesi akabinde, sigortalı taşınmazın hasar görmesine sebebiyet veren —– plakal kusurlu aracın sigortasının davalı —– olduğu tespit edildiğini, tespitin akabinde dava dışı sigortalıya ödenen tazminat olan ——–Türk Ticaret Kanunu 1472. Maddesinde yer alan halefiyet maddesi gereğince müvekkil şirkete ödenmesi bildirilmişse de davalıdan olumlu dönüş alınamadığını, müvekkili şirket tarafından sigortalı ——— plakalı aracın kural ihlali ile nedeniyle hasara uğramasına sebep olunduğunu, davalı tarafından sigortalı bulunan ——– plakalı aracın kusurlu oduğunu, müvekkil şirket tarafından davadışı kazaya sebebiyet veren şirketten müvekkil sigorta şirketince ödenen hasar tazminatı talep edildiğini, şirket tarafından verilen yazı cevabında hasarın davalı sigorta şirketince karşılanması talep edildiğini ve akabinde davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından taleplerinin kabul edilmediğini ve işbu davayı açtıklarını, davalı tarafından sigortalanan aracın kusuru sonucu müvekkili şirketçe sigortalıya ödenen hasar tazminatı olan —-ödeme tarihi olan ——— tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile tarafımıza ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Kazaya karışan araçlar ——— çalışırken birbirlerine temas ettiklerini, tas ocağında trafik kuralları uygulanması mümkün olmadığını, —— da mümkün olmadığını,——– meydana gelen hasarın genel şartlar a-6 teminat dışı kalan haller gereğince talep teminat dışı olduğunu ve bu nedenle davanın reddi gerektiğini,kazanın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde iddia edildiği gibi meydana geldiğinin ispatı gerektiğini,davacı tarafından istenen meblağın fahiş olduğunu, açılan davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde; müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti acısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile tazminat davasıdır.
Davada uyuşmazlık; —- plaka sayılı araç ——plaka sayılı araçlar arasında meydana gelen kazanın karayolunda meydana gelip gelmediği,davacı tarafından dava dışı —– plakalı araç işletenine ödenen tazminatın —— plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından rucuan tahsili şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelmektedir.
Dava konusu olay —- bulunan —- meydana gelmiş dosya muhteviyatında bulunan — tarihinde —– bulunan ——– kumunu boşaltmak üzere sabit e hareketsiz bir şekilde beklerken —- plaka sayılı araç sürücüsü—— —– sağındaki aracı fark etmeyerek sağ arka kısmı ile ——– plaka sayılı aracın sol ön kısmına çarpması şeklinde”meydana gelmiş olduğunun , —–belirtilmiş olduğu anlaşılmıştır.
——- tarafından hazırlan ekspertiz raporunda söz konusu kazalı araçta—- hasar oluştuğu tespitinin yapıldığı, sigorta —– tarafından görevlendirilen —-hazırlamış olduğu —— değer kaybı oluştuğunun belirtildiği,söz konusu aracın 2.el piyasa rayiç değerinin —— civarında olduğu görülmüştür.
5684 sayılı yasanın 22.17 Maddesinde ekspertiz raporlarının kural olarak zarar tutarının belirlenmesinde delil olarak kabul edileceği benimsenmiştir.
2918 sayılı kanunun 2.Madesinde;bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartlan, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;
a)Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve —— yerler ile,
b)Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümleri uygulanır.
——— kararında;Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekdiği: karayolu ile bağlantısı olan, karayolu savılan bir alanda meydana gelmesi halinde de kaza, karayolunda meydana gelmiş kabul edildiği bilinmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun: “Amaç” başlıklı 1.maddesinde: “Bu Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir.”
“Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar. Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;
a)Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,
b)Erişme kontrollü karayolunda ve para Ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükümleri yer almaktadır.
Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde görülmektedir ki; 2918 sayth Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ‘nun 2.maddesinde hiçbir ayrık durum gösterilmeden kural olarak;Kanunun karayollarında meydana gelen trafik olaylarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da; uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler ———- kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti eden araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uvsulanacağı; bu haliyle. toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirgindir.
Diğer bir deyişle, kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tamım içindedir; köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Karayolunun sınırı, kamulaştırılmış, kamuya terk ve tahsis edilmiş karayolunda özel mülkle olan sınır çizgisine kadardır. Karayolu dışındaki alanların yalnız trafik için faydalanılan yerlerden olması gerekmez; kamuya açık olması yeterlidir.
Ancak, bunun dışında sayılan——-yerlerde gerçekleşen zararlarda işletenin KTK’nun 85/1. maddeye göre sorumlu olabilmesi İçin bu yerlerden taşıt trafiği için faydalanılması gerekir.
Karayolunun taşıt trafiğine açık veya kapalı olmasının önemi yoktur; ayrıca Kanunun uygulanması için, karayolu olarak kabul edilen yerlerin zeminin asfalt, beton veya toprak olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu, kural olarak, karayollarında ve Kanunun ikinci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen yerlerde uygulanacaktır.
Diğer taraftan, KTK’ nun 109/4. maddesi hükmüne göre de; motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Davacının sigortalısı araç, yükleme yaptığı sırada, davalı şirkete ait aracın çarpması sonucu hasarlanmış; sigorta bedeli dava dışı sigortalıya ödendikten sonra davacı ödediği bu bedelin rücuen tahsilini talep etmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu ‘nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemekte; karayolu ile bağlantısı olan, karayolu savılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği fabrika sahasının da 2918 sayılı KTK’nun 2/a maddesi gereğince karayolu ile bağlantısının olmasına: özel izinle girilmesinin, Özel güvenliğinin olmasının KTK’nun 2. maddesinin uygulanmasına engel bulunmamasına , göre. kazanın meydana geldiği ver karayolu sayılan yerlerdendir ve Karayolları Trafik Kanunu uygulanacağı anlaşılmış bu nedenle talimat mahkemesince rapor ibraz eden bilirkişi heyeti raporunun denetimi ile olayda hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, yukarıda da açıklandığı üzere motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklan zararı ve faili öğrenmeden itibaren 2 yıl olarak öngörülmüş olup KTK’nun 109/4. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi de dolmamıştır.
Somut olayda kazaya karışan araç sürücülerinin kusuru yönünden yapılan değerlendirme de ise;
Dosya muhteviyatına sunulmuş olan, bilgi, belge, doküman, fotoğraf ve Bilirkişi raporları ile ——- sevk —— —— plaka sayılı —— aracı ile kumunu boşaltmak üzere sabit ve hareketsiz bir şekilde beklerken —- plaka sayılı araç sürücüsü——- ———sağındaki aracı fark etmeyerek sağ arka kısmı ile —– plaka sayılı aracın sol ön kısmına çarpması neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında; —– sayılı araç sürücüsü ——- meskun mahalde araç kullanırken trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda oldukları, aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması ve manevra yapmak istediği esnada tüm bu hususları birlikte değerlendirmesi, gerektiği, ayrıca manevraları yapacak sürücülerin, karayolunu kullananlar için tehlike veya engel yaratmamak zorunda oldukları, manevra esnasında dikiz aynaları marifetiyle gerekli kontrolleri yapması ve gerektiğinde işaretlerini manevra süresince devam etmesi ve biter bitmez sona erdirilmesi zorunlu olduğu halde gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeni ile trafik kazasına sebebiyet vermiştir.
KTK Madde 47/d gereğince trafik güvenlisi ve düzeni ile ilitili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak zorunluluk veya yükümlülüklere, uymamak. KTK Madde 52/b-c)Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine. görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak KTK Madde 67/a- c) Sürücülerin, park yapmış taşıtlar arasından çıkarken. duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır, b) Yönetmelikte belirtilen şartlar dışında geriye dönmek veya geriye gitmek yasaktır. İzin verilen hallerde bu manevraları yapacak sürücüler, karayolunu kullananlar için tehlike veya engel yaratmamak zorundadır, ci Dönüşlerde veya şerit değiştirmelerde sürücülerin niyetlerini dönüş işaret ışıkları veya kol işareti ile acıkca ve yeterli şekilde belirtmesi. işaretlerin manevra süresince devam etmesi ve biter bitmez sona erdirilmesi zorunludur KTK Madde 84/i ) Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama kurallarının ihmal ve İhlal edilmesi nedeni ile % 100 kusur oranı ile davalı sigortalısı aracını sevk ve idare eden ——— asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmış ve yerinde inceleme ile hasar miktarının ekspertiz bilirkişi tarafından tertip edildiği ve bu raporun makine mühendisi bilirkişi tarafından da denetimi ile kadri matuf bulunduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda Değinilen Nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
1-)—– hasar tazminatının —— tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 2/2.Maddesi gereğince işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2a-)Karar tarihinde alınması gerekli —– harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 269,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 807,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
2b-)Davacı tarafından ödenen 269,08 TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.588,00 TLyargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilliğinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.