Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/649 E. 2021/774 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/649 Esas
KARAR NO : 2021/774

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının ——- tarihinde işten ayrıldığını,—-alacakları davasının devam ettiğini, taraflar arasında —— tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin “haksız rekabet” başlıklı 11 inci maddesine davalı tarafın aykırı davrandığını, müvekkilinin bir dönem işbirliği yaptığı ——– müvekkilinin —— —– rekabet ihlali oluşturacak ve —— bulunduğunu ve bunu —– tarihinde işten haksız ayrılan davalının —— yükümlülüğünün söz konusu olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmesinin kanunun aradığı şartları taşıdığını ve geçerli olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı tarafından ihlal edilen rekabet yasağına aykırılığın tedbiren durdurulması ve davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının haksız feshinden sonra ——–davacı ile —– sözleşmesi bulunan —— yanında —– başladığını, davanın —— sözleşmesi ——— sözleşmesinin kapsamının özel nitelikteki ——- davacı ——, müvekkilinin davacı firmada çalıştığı dönemde —— olmadığını, kaldı ki, davacı——- çalışmasının rakip işletme olarak değerlendirilemeyeceğini, dava konusunun davacı tarafından yanlış nitelendirildiğini, TTK madde 54-S7 de düzenlenen maddelerin dava ile ilgisi olmadığını, somut olayda rekabet yasağı için gerekli koşulların oluşmadığını, davacının —-bulunmadığını, davacının önemli bir zararının bulunmadığın, iş akdinde rekabet yasağı maddesinin ——– bakımından sınırlandırılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürecek şekilde düzenlendiğini, müvekkilinin rakip bir işletmede çalışmadığını, davacıyla rekabet teşkil eden bir iş yapmadığını, ————– gibi faaliyet gösteren bir işletme olduğunu, müvekkilinin —- ile arasında bir iş akdi ilişkisinin mevcut olmadığını, zaman zaman bu işletme—- katıldığını, davacının faaliyetlerinin özel nitelikte —— olduğunu, davacıya—- sağlayan—- işletmeler arasında tek ortak noktanın —- rekabet yasağı ile getirilen hükümlerin geniş yorumlanmaması gerektiğini, davacı tarafından yapılan haksız fesih sebebiyle de rekabet yasağının geçersiz olduğunu, davacı tarafın iddialarını ispat edemediğini, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranıldığının ve haksız rekabette bulunulduğunun tespitine ilişkin olduğu, taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, haksız rekabet teşkil eden bir durumun oluşup oluşmadığı, davalının rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranıp davranmadığı hususlarının araştırılması gerektiği anlaşıldı.
—— Esas sayılı dava dosyasının celp edilmiş,
Davalının çalıştığı iş yerlerini gösteren — davacı şirketin faaliyet konusu ——- sorulmuştur.
Davalı tanıkları dinlenilmiştir.
TANIK: … beyanında: Ben tarafları tanırım. Ben davalının 3-4 yıldır—– Kendisini yakınım vasıtasıyla tanırım. Kendisinden —-alıyorum. Davalı önceleri —-çalışıyordu. Fakat ben kendisinden—- hiçbir aktiviteye katılmadım. Fakat derslerimi —- içinde özel ——- olmadığı —- alıyordum.—— yararlanmıyorum. Davalı daha sonra bu işyerinden ayrıldı. Ben hala kendisinden ders almaya devam ediyorum.
Davacı vekilinin sorusu üzerine soruldu: Davalının——- yapıyorduk. Biz —– aldık. Aynı çatı altında ayrı bir odada ders alıyorduk,dedi.
TANIK … beyanında: Ben tarafları bilirim. Ben davalının—– Davalı —– yararlanmadan ayrı bir odada alıyordum. Ben—— alıyordum. Daha sonra davalı —- ayrıldı. Ben kendisinden —- devam ettim. Davalı——yapıyordum. Ayrıldıktan sonra davalıya yapmaya başladım. Davalıyı bir yakınım vasıtasıyla tavsiye üzerine tanıdım. Ben —– gitmedim. Davalı … ——– bilmiyordum. —– neredeyse ben oraya gidecektim, dedi.
TANIK: …—– Ben davalıyı tanırım. Kendisi benim iş arkadaşımdır. Kendisi ile birlikte ——— eskidir. Davalı davacıya ait iş yerinde —– Kendisi ———. Aynı zamanda yeni açılan—–nasıl işleyeceğini anlatıyordu. Ben de davacıya ait —-gelen müşterilerle davalının bir işi olmuyordu. Çünkü davalı —- çalışıyordu. —– müşterilere hizmet verilmiyordu. — eğitiliyordu. Davalı —– olduğu şube sahiplerini tanıyabilir. Ben de genel merkezde çalıştığım için şube sahiplerini tanıyabilirim,dedi.
Dosya haksız rekabet rekabet konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir
Bilirkişi tarafından sunulan 18.10.2021 tarihli raporda ;
Dava ile ilgili uyuşmazlık taraflar arasında imzalanmış olan—– dayandırılmaktadır.
1. Davalının ——“Haksız Rekabet” Başlıklı Maddeye Aykırılık Teşkil Edip Etmediğine İlişkin Değerlendirme:
Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi: Dosyada Bila tarihli, 14 maddeden oluşan ve tarafların imzasının bulunduğu “İş Sözleşmesi” bulunmaktadır. İş Sözleşmesi’nde “yapılacak iş” ——belirtilmiştir.
İş Sözleşmesi’nin 11 inci maddesinde ise “Haksız Rekabet” başlıklı bir düzenleme yer almaktadır. Maddeye göre;
“MADDE 11. Haksız rekabet
İşçi Sözleşmesinin devamı süresince, ücretli ya da ücretsiz olarak herhangi bir kişi/kuruluş ile/için ve/veya kendi ——– vermeyecektir. İşçi, Sözleşmenin sona ermesinden itibaren 2 (iki) yıl süre ile —- faaliyet alanına giren konularda kendi veya başkası adına, doğrudan veya dolaylı olarak rekabet edecek bir iş yapamayacak, aynı işi yapan rakip kişi veya kuruluşlarda çalışmayacak ve böyle bir kişi veya kuruluş ile ortak veya başka bir sıfatla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olmayacak, ücretli veya danışman olarak hizmet vermeyecektir. İşveren’in rekabet yasağının ihlalinden dolayı meydana gelebilecek her türlü zararlarını talep etme hakkı saklıdır. Böyle bir durumda işveren, haksız rekabetin durdurulmasını ve ortadan kaldırılmasını talep edebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği Türk Hukukunda şekil şartına tabidir. TBK. m. 444/1 uyarınca,” Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir” Bu kapsamda rekabet yasağı sözleşmesinin öncelikle yazılı olması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta bu şart gerçekleşmiştir.
Yine maddede açıkça ifade edildiği üzere rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliğinin öncelikli koşulu işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin olmasıdır. İşverenin korunmaya değer haklı menfaati, işçinin üretim sırları veya —–niteliğinde bilgiye sahip olması halinde söz konusu olmaktadır.
Rekabet yasağı sözleşmesi, işverenin haklı menfaatlerini korumak açısından önemli olmakla birlikte, rekabet yasağı Anayasa’nın 48. maddesinde —– doğrudan müdahale edebilecek nitelikte bir durumdur. Bu kapsamda işverenin korunması gereken haklı menfaati ile işçinin çalışma ve sözleşme özgürlüğü arasında dengeyi kurabilmek ve özellikle işçiyi korumak adına rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği kanunda sınırlayıcı hükümlere tabi kılınmıştır. Bu kapsamda TBK.m.445’de rekabet yasağı sözleşmesi ile getirilen yasakların yer, zaman ve konu bakımından uygun olmayan sınırlamalar içermemesi gerekliliği bir zorunluluk olarak düzenlenmiştir.
Aşağıda taraflar arasında akdedilen “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde” düzenlenen rekabet yasağı hükmünün geçerliliği; rekabet yasağının konusu, şekli ve maddi şartları taşıyıp taşımadığı açısından incelenecektir.
a. “İş Sözleşmesinin” 11. Maddesinde Düzenlenen Rekabet Yasağının Konusunun İncelenmesi
Rekabet yasağı sözleşmesinin konusu, genel olarak, işçinin işverenle rekabet etmekten kaçınmasıdır. İş ilişkisi sona eren işveren aleyhine rekabet oluşturabilecek ve rekabet yasağı sözleşmesine konu olabilecek faaliyetler, TBK’nın 444. maddesinde ——–sayım ile belirtilmiştir. İlgili hüküm uyarınca; ———- karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi—– açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle —— ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.”
Somut uyuşmazlıkta Bila tarihli “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin” 11. maddesinde düzenlenen rekabet yasağının konusu “İşçi Sözleşmesinin devamı süresince, ücretli ya da ücretsiz olarak ——- ve hesabına çalışmayacak, —– Sözleşmenin sona ermesinden itibaren 2 (iki) yıl süre ile—– faaliyet alanına giren konularda kendi veya başkası adına, doğrudan veya dolaylı olarak rekabet edecek bir iş yapamayacak, aynı işi yapan rakip—- çalışmayacak ve böyle bir kişi veya kuruluş ile ortak veya başka bir sıfatla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olmayacak, ücretli veya ——- vermeyecektir. (…)” olarak belirlenmiştir.
Dosya kapsamında——davacı ———– ——– kiralayabilir, kiraya verebilir, devir edebilir ve ana sözleşmesinde yazılı diğer işleri yapabilir” şeklindedir.——— —–. Şirketin —- yer alan diğer faaliyet alanları aşağıda yer almaktadır;
Davalının davacı firmadan sonra —— isimli —- işyerlerinin hangi alanda faaliyet gösterdiğinin tespiti gerekmektedir.
———— hizmetlerinin gerektirdiği her türlü araç gereç ile mal ve malzemenin—– malzemelerinin ithalatı ihracatı ve pazarlaması Her türlü ——- yapılmasının temin edilmesi için ——- malzemelerin——– kurslar ——— — yönelik olmak üzere —- —– planlama konularında bireylerin kişisel gelişmelerini sağlamak.” olarak belirtilmiştir.
Dosya içeriğinde—— —- adresinde; —– —- iştigal ettiği görülmüştür.
Davacı vekili —— beyan dilekçesinde davalının sigortalı —- şahısların müvekkili — alanı olduklarını, müvekkili şirketle — gösterdiklerini, her iki şahısla da müvekkili şirketin sözleşmesinin sona erdiğini ifade etmiştir. Aynı zamanda davalının—— işyerinde — çalışmaya devam ettiğini iddia etmiştir. Dilekçe edkinde herhangi ——– rastlanmamıştır.
Şirketlerin iştigal konusuna bakıldığında — faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Fakat, ——verilen hizmetlerinde kendi içerisinde somutlaştırılması gerekir. Davacı tarafın kendisine ait bir —— yoluyla kullandırdığı görülmektedir. Davalının sigortalı—- işletmelerde ise davacıdan —– müşterilere—– uygulandığı, herhangi bir eğitimen faaliyetinin verilmediği anlaşılmaktadır. Sonuç itibarıyla somut uyuşmazlıkta davacı şirketin ve davalının çalıştığı işyerlerinin faaliyet sahası dikkate alınarak, şirketlerin iştigal konusu kapsamında yapılan değerlendirmede, iştigal konularının her ne kadar — hizmet verilmesi şeklinde tanımlandığında benzer olduğu söylenebilirse de, tarafların faaliyetleri somutlaştırıldığında birbirleri ile müşteri çevresi bakımından ayrıştıkları düşünülmektedir. Bu durumda davalının “İş Sözleşmesinin” 11. maddesinde düzenlenen rekabet yasağının konusuna giren bir eylemde BULUNMADIĞI kanaatine varılmıştır.
“Hizmet Sözleşmesinin” 15. Maddesinde Düzenlenen Rekabet Yasağının Şekli Açısından Geçerliliğinin İncelenmesi TBK’nın 444/1. maddesine göre; rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için adi yazılı şekilde yapılması gerekir. TBK m. 14 uyarınca; sözleşmenin sadece işçiye borç yüklediği hâllerde işçinin imzası gerekli ve yeterli iken, işverenin rekabet yasağına karşılık olarak bir borç yüklenmesi hâlinde sözleşmede işverenin imzası da bulunmalıdır —– Sözleşmesi”—– kapsamda taraflar arasındaki “Hizmet Sözleşmesinde” davalı işçinin “Hizmet Sözleşmesinin” her sayfasında imzasının bulunduğu ve rekabet yasağının şekil açısından da geçerli olduğu kanaatine ulaşılmıştır. c
Hizmet Sözleşmesinin 15. Maddesinde Düzenlenen Rekabet Yasağının Kanunun Aradığı Maddi Şartları Taşıyıp Taşımadığı Açısından İncelenmesi
– İşverenin Korunmaya Değer Haklı Bir Menfaatinin Varlığı ;
İşçinin — olduktan sonra iş sırrı niteliği taşıyan veya taşımayan birçok bilgiye vakıf olması mümkündür. Ancak her türlü bilginin rekabet amacıyla kullanılması söz konusu olamayacağı için kanunda bilginin niteliğine ilişkin olarak sınırlama getirilmiştir. TBK’nın 444/2. maddesine göre; rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulmasında işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin söz konusu olabilmesi için, işçinin işverenin üretim sırları, yaptığı — hakkında bilgi edinme olanağının bulunması ve bunun sonucunda işvereni önemli bir zarara uğratma ihtimalinin olması gerekir. Bu bağlamda müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında edinilen bilgiler rekabete elverişli bilgiler olarak kabul edilmiştir. Bunun için de öncelikli olarak iş ilişkisi, işçinin, işverenin—- ilişkiler içerisinde bulunduğu müşteri çevresine — olabilmesine imkan tanıyan bir niteliğe sahip olmalıdır.
Davacı ile davalı arasındaki . İş Sözleşmesi’nde bir iş tanımı yapılmamış, —-
Davacı dava dilekçesinde, davalının yaptığı iş kapsamında; müşteri çevresi, ticari sırlar kapsamında bilgiye sahip olduğunu ve bunu rekabete aykırı olarak kullandığını iddia etmektedir.
Davalının, davacı şirkette çalışırken ——olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla davalının çalıştığı iş kapsamında; davacının müşteri çevresine erişme ihtimali vardır.
İş ilişkisinin işçiye işverenin iş sırları veya müşteri çevresi hakkında bilgi sahibi olmasına imkan verebilecek olması rekabet yasağı öngörülebilmesi için gerekli olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Nitekim rekabet yasağının geçerliliği için işçi tarafından hakim olunan bu bilgilerin, iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçi tarafından kullanılmasının işverene önemli ölçüde zarar verebilecek nitelikte olması gerekir. TBK’nın 444/2. maddesinde, müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında edinilen bilgilerin kullanılmasının, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması durumunda rekabet yasağı kaydının geçerli olacağı öngörülmüştür.
Önemli zarar, işverenin ekonomik veya rekabet koşullarındaki kötüleşme olabilir. Ancak her türlü kötüleşme değil, kanunda ifade edildiği üzere önemli ölçüdeki bir kötüleşme “önemli bir zarar” olarak değerlendirilebilir. Buna göre işyerinin kazancında veya siparişlerinde ciddi düşüşler doğuran, işverenin iş yapma olanaklarını önemli ölçüde sınırlandıran, ilgili piyasada rekabet gücünde geriye gidiş yaratan, zararın kolayca telafi edilemeyeceği sonucunu doğuran hallerde önemli bir zararın varlığından—— sözleşme sonrası rekabet yasağının geçerliliği için önemli olan somut bir zarar değil, önemli bir zarar olasılığıdır.
Yargıtay’ın yakın tarihli bir kararında da belirtildiği gibi “(…)BK’nın 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.”—-
Dava konusu uyuşmazlıkta sonuç itibarıyla yapılan değerlendirmede davacının korunmaya değer haklı menfaatinin olmadığı, davalının, davacı şirket açısından önemli ölçüde zarar verme ihtimali olmadığı kanaatine varılmıştır.
– İşçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi
TBK’nın 445/1. maddesine göre; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.” Söz konusu hüküm uyarınca, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, rekabet yasağının; işçinin ekonomik geleceğini ölçüsüz ve hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye girmesini önleyecek şekilde süre, yer ve konu bakımından sınırlandırılmış olması gerekir.
i. Rekabet yasağının süre bakımından sınırlandırılması
TBK’nın 445/1. maddesine göre; rekabet yasağının süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Huzurdaki uyuşmazlıkta rekabet yasağı 2 yıl olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda rekabet yasağı süre açısından geçerli kabul edilebilir.
ii. Rekabet yasağının yer bakımından sınırlandırılması
TBK’nın 445/1. maddesi uyarınca, rekabet yasağının geçerli olabilmesi için yasağın yer bakımından da sınırlanmış olması gerekir. Söz konusu yer, işverenin korunmakta menfaati bulunan sahayı kapsaması şartıyla ——- belirtilebileceği gibi işverenin faaliyetinin etki alanına atıfta bulunmak yoluyla da belirlenebilir.
Rekabet yasağının yer bakımından kapsamı, işverenin fiilen yürüttüğü faaliyet alanının sınırlarını aşamaz. Zira bu alanın dışında işverenin rekabet yasağı ile korunmaya değer haklı bir menfaatinden söz edilemez.
Dava konusu “İş Sözleşmesinde” uyuşmazlık konusu rekabet yasağının ——— yasağı açısından makul bir —- yönünden rekabet yasağının geçerli kabul edilmesi, bunun dışındaki alan kapsamında ise geçersiz sayılması mümkün olabilecektir.
Huzurdaki uyuşmazlık açısından, davacı şirketin merkezi ve ana faaliyet gösterdiği yer ile davalının çalıştığı işletmelerin —– olduğu, rekabet yasağı açısından makul — yasağının geçerli kabul edilmesi ve bunun dışındaki alan kapsamında ise geçersiz sayılabileceği konusundaki takdir yetkisinin Mahkemede olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
iii. Rekabet yasağının konu bakımından sınırlandırılması ;
TBK’nın 445/1. maddesi uyarınca, rekabet yasağının geçerli olabilmesi için yasağın konu bakımından sınırlandırılmış olması gerekir. Bu kapsamda işçinin icra edemeyeceği iş türü sözleşmede açıkça gösterilmelidir. Rekabet yasağı, işverenin tüm faaliyet alanı ile değil, işçinin işletmede yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili, somut göreviyle sınırlı kalmalıdır.
Taraflar arasındaki “İş Sözleşmesinde”——. Madde 11 de; “İşverenin faaliyet alanına giren konularda kendi veya başkası adına, doğrudan veya dolaylı olarak rekabet edecek bir iş yapamayacak, aynı işi yapan —- çalışmayacak ve böyle bir kişi veya kuruluş ile ortak veya başka bir sıfatla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olmayacak, ücretli veya — vermeyecektir.” şeklinde rekabet yasağının konu bakımdan oldukça geniş düzenlendiği tespit edilmiştir.
Davalının davacı şirkette çalıştığı —- Davadışı işletmelerde ise ——- çalıştığı anlaşılmaktadır.
İş Sözleşmesinin 11. maddesinde davalının çalışamayacağı iş türü konu olarak geniş kapsamlı olarak belirtilmiştir. Huzurdaki uyuşmazlık açısından, konu yönünden rekabet yasağının davalının sonradan işe başladığı işletmelerdeki görevi dikkate alındığında rekabet sözleşmesinin ihlal edilmediği kanaatine ulaşılmıştır.
Hizmet Sözleşmesinin Sona Erdiriliş Şekline Bağlı Olarak Rekabet Yasağı Düzenlemesinin Geçerliliğinin Değerlendirilmesi
TBK’nın 447/2. maddesi uyarınca, “Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.” İş sözleşmesinin, feshi haklı gösteren bir sebebin bulunmamasına rağmen—-yasağının sona ermesinin öngörülmesinin nedeni, işçinin iki defa mağdur duruma düşmemesini sağlamaktır. Ayrıca bu durumda işverenin rekabet yasağı getirilmesini haklı kılan korunmaya değer bir menfaatinin kalmadığı da söylenebilir.
—— dosyasından alınan bilirkişi raporunda; “davalı işveren tarafından davacının—- devamsızlık yaptığını —– tutanaklar sunulduğu, davacının —- ayrılış nedeninin —- tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” şeklinde bir açıklama olduğu görülmüştür.
Davalı vekili ——– dosyasının dava dilekçesinde “müvekkilinin 06.03.2017 tarihinde iş akdinin davalı işveren f,rma tarafından tek taraflı olarak, hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden ve ihbar önellerine uyulmaksızın mail yoluyla fesh edildiğini, ilgili mailin çıktısının dilekçe ekinde yer —- akdinin işveren tarafından feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı şirket yöneticisi —– davacıyla gönderilen söz konusu mail içeriğinde “—- zamanki ——–…”ifadelerine yer verildiği aynı dosyadan alınan bilirkişi rqporunda yer almaktadır. Davacı şirket vekili aynı davaya cevap dilekçesinde “—- gelmemek suretiyle işyerinden kendi rızası ile ayrıldığını” iddia etmiştir.
Somut olayımızda davalı …’—–akdinin işveren tarafından haklı bir sebeple fesh edilip edilmediği yargılamaya muhtaç bir konudur. Uzmanlığımız kapsamında bu aşamada yargılaması devam eden bir hususta kanaat bildirmemiz doğru olmadığından bu konudaki hukuki değerlendirme tamamen mahkemeye aittir. Tarafımızca sadece somut olay ortaya konmaya çalışılmıştır.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler sonucunda, “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde” yer alan “Rekabet Yasağının” BK m. 445 çerçevesinde, davalının ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi kapsamında aranan sınırlamalar açısından davalının çalışamayacağı iş türünün geniş kapsamlı ele alınması sebebiyle Kanunda aranan şartların aşıldığı, taraflar arasındaki “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi”nin 11 inci maddesinde yer alan “Haksız rekabet” maddesinin BK m. 444 kapsamında şekil açısından geçerli olduğu, davacı ile davalının sonradan çalıştığı işletmelerin rakip işletme olarak nitelendirilemeyeceği —– müşteri çevrelerine hitap ederek farklı konularda faaliyet gösterildiği, somut uyuşmazlıkta davalının yaptığı işin, davacının ——- davacının —- davacının yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, davacının önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
2. Davalının Eylemlerinin TTK Kapsamında Haksız Rekabet Teşkil Edip Etmediğine İlişkin Değerlendirme Davacının dava dilekçesinde; “haksız rekabet yasağı ihlalinin tespiti” talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekili haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ettiği eylemlerin TTK’daki haksız rekabet hallerinden hangisine dahil olduğuna ilişkin dava dilekçesinde bir bilgiye yer vermemiştir. Ayrıca haksız rekabete ilişkin sadece haksız rekabetin tespiti ve men’ini talep ettiği tespit edilmiştir. Bu noktada öncelikle davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği incelenecektir.
TTK.m.54 uyarınca, “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
İlgili hüküm her ne kadar haksız rekabet hukukunun amacından bahsetse de aslında hüküm içeriğinden haksız rekabetin ne zaman söz konusu olacağı da anlaşılmaktadır. Buna göre,
– Rekabeti etkileyen bir davranış olmalı, – Bu davranış dürüstlük kuralına aykırı veya ——- Bu davranış —–, – Dürüstlük kuralına aykırı olup rekabeti bozan bu davranış aynı zamanda katılanların menfaatine zarar vermeli, – Haksız rekabet fiili ile zarar/veya zarar tehlikesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
Kendisine karşı haksız rekabet fiilinin işlendiğini iddia eden taraf TTK madde 56 uyarınca; Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri—– zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse mahkemeden fiilin haksız olup olmadığının tespitini isteyebilir.
Dosyada davalı—— “(…)kendisi ile birlikte—— genel merkezinde çalıştık, davalı davacıya ait işyerinde eğitmendi, kendisi —, aynı zamanda yeni açılan şubelere gidip sistemin nasıl işleyeceğini anlatıyordu,— davalının işi olmuyordu, çünkü davalı genel merkezde çalışıyordu, —- vermiyordu — —– bulunmaktadır.
Bu durumda davalının, davcıda çalışırken elde—– işletmelerde davacı aleyhine kullanması söz konusu değildir. Çünkü görevi gereği aynı müşteri çevresi ile muhattap olmamaktadır.
Huzurdaki uyuşmazlık açısından davalının davacının müşteri bilgilerini hukuka aykırı olarak elde ederek haksız rekabet teşkil eden bir eylemde bulunduğuna ilişkin dosyada yeterli bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, TTK m. 54 kapsamında bir rekabet ihlali olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı vekilince rapora itiraz edildiğinden ,dosya bilirkişiye tevdi edilerek davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi istenilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan ——tarihli ek raporda özetle;
1- Dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanmış bulunan “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin” 11. maddesinde yer alan “Haksız rekabet” başlıklı rekabet yasağının davalının çalışamayacağı iş türünün geniş kapsamlı ele alınması sebebiyle BK m. 445 çerçevesinde, davalının ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülme ihtimalinin söz konusu olabileceği için geçersiz olduğu,
2. “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi”nin 11 inci maddesinde yer alan “Haksız rekabet” maddesinin BK m. 444 kapsamında şekil açısından geçerli olduğu,
3. Davacı ile davalının sonradan çalıştığı işletmelerin rakip işletme olarak nitelendirilemeyeceği,
4. ———farklı müşteri çevrelerine hitap ederek farklı konularda faaliyet gösterildiği,
5.Somut uyuşmazlıkta davalının yaptığı işin, davacının müşteri çevresi veya davacının——- davacının yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, davacının önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olmadığı,
6. Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin” 11. maddesinde yer alan “Haksız rekabet” başlıklı rekabet yasağının geçerli olup olmadığı konusundaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
7. Davalının eyleminin TTK kapsamında haksız rekabet oluşturduğu iddiası ile ilgili olarak yapılan incelemede; somut uyuşmazlıkta, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, TTK m. 54 kapsamında bir rekabet ihlali oluşmadığı hususlarında kanaate varıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporları denetlenebilir ve gerekçeli olduğundan mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava ile ilgili uyuşmazlık taraflar arasında imzalanmış olan Bila tarihli “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi”ne dayandırılmaktadır. Davacı, davalının “İş Sözleşmesinde” düzenlenen rekabet yasağına aykırılık teşkil eden eylemde bulunduğunu iddia etmektedir.
Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi”nin 11 inci maddesinde yer alan “Haksız rekabet” maddesinin BK m. 444 kapsamında şekil açısından geçerlidir. Ancak Somut uyuşmazlıkta davalının yaptığı işin, davacının müşteri çevresi veya davacının —– davacının yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, davacının önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olmadığı, Dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanmış bulunan “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin” 11. maddesinde yer alan “Haksız rekabet” başlıklı rekabet yasağının davalının çalışamayacağı iş türünün geniş kapsamlı ele alınması sebebiyle BK m. 445 çerçevesinde, davalının ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülme ihtimalinin söz konusu olabileceği için geçersiz olduğu, davacı ile davalının sonradan çalıştığı işletmelerin rakip işletme olarak nitelendirilemeyeceği, —– —-ederek farklı konularda faaliyet gösterildiği, davalının eyleminin TTK m.—– rekabet ihlali oluşturmadığı değerlendirilmiş ve ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile arta kalan 23,40 TL harcın davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili lehine 2021 yılı —- vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.