Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/641 E. 2019/1191 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/641 Esas
KARAR NO : 2019/1191
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/05/2018
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılann davacı bankaya olan —– doğan borçlarını Ödemedikleri, davalı ——- davacı … — ile ——- imzaladığı ve kredi kullandığı, diğer davalılardan …, … ve dava dışı — söz konusu —– müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıktan ve kredi borcundan aynı derecede sorumlu hale geldikleri, davalıların borçlannı ödememiş olmaları sebebi ile kredi hesaplarının kat edilerek —– tarihinde ——–Noteıiığı’nin —– yevmiye numaralı hesap kat htamamesinrı keşide edildiği, banka alacağının —gün içinde ödenmesi aksi halde haklannda yasal işlem başlatılacağının tebliğ edildiği ve temerrüde düşürüldükleri, davalıların borçlannı yine ödemedikleri ve haklarında ———.İcra Müdüriüğü’nün —— E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalıların takip tarihi ile davacı bankaya toplam ——- TL kredi borcu bulunduğu, davalıların takibe itiraz ettikleri, bu itirazın yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz olduğu, borcu ödediklerine dair herhangi bir delil sunmadıkları, davalılardan talep edilen temerrüt faizinin yasaya ve sözleşmeye uygun olduğu, davacının alacağının likit olduğu, davalıların icra dosyasına yapmış oldukian itirazların yasaya, dosyadaki delillere ve gerçeğe aykırı olduğu, davalılar hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel bulunmadığı iddia edilmiş ve davalılann ——— lora MüdürlüğO’nün —– E sayılı dosyasına yaptıklan itirazların iptaline, takibin devamına, asıl alacaklara her bir kredi için takip tarihinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faiz ve temerrüt faizi işletilmelerine ve asıl alacaklar ile birikte tahsiline, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dosyasında davalılar tarafından sunulan herhangi bir cevap ve/veya delil bulunamamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kredi alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
———- Dairesi ——– E. sayılı takip dosyasına ilişkin incelemede,
İcra takip dosyası özerinde yapılan incelemelerde davacı ————- tarafından, —- tarihinde davalılar ——– dava dışı ———- hakkında —– TL anapara,—- TL işlemiş %—— temenüt faizi, — TL %5 —— TL ihtarname masrafı olmak Üzere toplam —– TL üzerinden kredi sözleşmeleri ve İhtarname borç sebebi gösterilerek haciz yoluyla takip başlatıldığı ve aynı gün ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, Davalıların ——- tarihinde —-İcra Dairesi’ne yazdıkları dilekçe ile icra takibine itirazda bulunduktarı, ——- bedelli borcun tamamına, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettikleri, itiraz üzerine davacı vekilinin——— yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor tanzimi için dosyanın bankacı bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bankacı bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüş olup hükme esas alınmıştır.
Buna göre, Dava konusunu davalılardan ————- Davan ——– kullandığı kredilerin oluşturmaktadır. —- bu kredilere ilişkin olarak Davalı asıl borçlu şirket ile Davacı Banka arasında ——TL limitli —- bulunmaktadır. Davalılardan ——- da bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğu görülmektedir.
—- Davacı Banka dan kullanılan kredilere ilişkin yapılan incelemelerde davalılardan asıl borçlu ———— tarihinden itibaren hiçbir ödeme yapmadığı ve kredi bakiyesinin bu tarihte—— TL tutannda olduğu, davalılardan asıl borçlu —————–İmzalamış olduğu ——– istinaden bu borçtan ve işlemiş faizlerinden sorumlu bulunduğu kanaati edinilmiştir.
Ayrıca Kefalet sözleşmesi, Kefilin alacaklıya karşı, borçlunun bonomu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği bir sözleşmedir. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması ve kefil tarafından imzalanması lazımdır. Kefalet sözleşmesinde kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde asıl borç He birlikte onun yasal ve akdi faizlerinden de sorumlu olmayı taahhüt eder. Kefilin sorumluUğu, sözleşmeden ve kanundan kaynaklanır ve kefilin ödemeyi taahhüt ettiği azami miktar ile sınırlıdır. Kefil bu sözleşme ile asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememe tehlikesini kişisel olarak üstlenmekte, oluşan zarardan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir.
6096 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 561. maddesine göre “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedr.” Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
Bu durumda davalılardan ——- tarafından imzalanmış olan kefalet sözleşmelerinin geçerlilik koşullarına bakmak gerekir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 583.maddesine göre”Kefetet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktar, kefelet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır”
Davalı kefiller tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalanan Sözleşmede TBICnun 583.maddesinde belirtilen şekil şartlannı taşıdığı tespit edilmiştir. Şöyle ki; davalı şirket temsilcisinin sorumlu olduğu azami miktarı (——— TL), kefalet tarihini ve müteselsil ibaresini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirttiği görülmüştür.
Ayrıca Borçlar Kanunu Madde 584 hükmü gereğince davalı kefiller ———eş muvaffakatnamelerinin sözleşme tarihinde (———) alındığı görülmüş olup davalı kefillerin müteselsil kefaletlerinin geçerli olduğu ve borçtan kefalet limitleri dahilinde sorumlu olduktan sonucuna ulaşılmıştır.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 586. maddesine göre “Müteselsil kefalette, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmiştir. Bu durumda alacaklı, dilerse borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden, asıl borçlu gibi doğrudan doğruya ketin takip edebilir.
Ancak, bunun için borçlunun borcunu ifada gecikmesi -temerrüdü- alacaklının ihtarının semeresiz kalması veya borçlunun borcunu ödemekte aciz içinde olması gerekir. Müteselsil kefalette kefil, alacaklıya karşı borçlu ile aynı sırada ve aynı derecede sorumludur.
Somut olayda Banka tarafından hesabın kat’ına dair ihtarnameler keşide edilerek borçlulara gönderilmiştir. Ancak ihtarname ekindeki tebliğ şerhlerinden tebligatların yapılamayıp, iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple temerrüt faizinin başlangıcının ihtarname tarihinden itibaren olamayacağı, temerrüdün icra takibi İle başlayacağı kanaati oluşmuştur. Kaldı ki davacı bankanın da davaya konu dosyasında bu yönde bir talebi bulunmamakta olup tüm dosya kapsamına kapsamına ve kredi hesap özetlerine göre, davacı banka tarafından uygulanan faiz ve temerrüt faizi, oranlarının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, davacı bankanın davalılardan tahsil istemine konu alacağın, —- ana para, —– TL işlemiş akdi faiz, —– TL—— üzere toplam —– TL yönünden istenebilir bulunduğu, asıl alacak yönünden alacağın likit olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı borçlunun ——— İcra müdürlüğü —— esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —- ana para, —- TL işlemiş akdi faiz,—– TL —- üzere toplam —-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %44,16 oranında faiz uygulanmasına
2- Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine ——TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %20 oranında icra inkar tazminatın hükmedilmesine
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.657,10 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 299,68 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.357,42 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 299,68 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından tebligat, posta, müzekkere ve bilirkişi ücreti gideri olarak sarf edilen 1.357,42 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 1.336,03 TL ücretin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 2.911,04 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalılar —— lehine takdir olunan 388,21 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı okundu, usulen anlatıldı. 17/12/2019