Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/627 E. 2019/113 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/477 Esas
KARAR NO : 2019/114

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında mevcut ticari ilişki sebebi ile müvekkil şirket tarafından davalıya ait ürünlerin nakliyesi konusunda anlaşıldığını, alacağa konu faturalarda yapılan hizmet olan nakliyenin anlaşılan şekilde davalı şirketin malları davalı şirketin adresine taşındığını, müvekkil şirketin faturalar ile ticari ilişkileri sebebi ile talep edilen nakliye hizmeti davalı şirketin talep ettiği adrese malları teslim edildiğini, yapılan nakliye hizmetine ait faturalar dosyada mevcut olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme sonucunda davalı şirket arasında verilen bu hizmet karşılığında kararlaştırılan bedeli ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, müvekkil şirket sözleşmesi ile kendisine yüklenen edimini aynen sözleşmeye uygun olarak eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, verilen hizmet bedelini davalı tarafından ödenmesi için ——- tarihli 1.947,00 TL, —-tarihli 1.982,40 TL, —-tarihli 1.913,72 TL, —– tarihli 1.982,40 TL, —– tarihli 1.947,00 TL bedelli 5 adet faturanın kendilerine tebliğ edildiğini, toplam 9.772,52 TL olan faturalar için takip öncesi 4.629,12 TL ödeme alındığını, kalan kısmın 5.143,40 TL nin icra takibine konulduğunu, davalı tarafın takibe konu alacağa karşı yetkiye yönelik itirazda bulunduğunu, dolayısı ile takibin durduğunu, davalının yetki itirazının iptaline, davalı borçlunun takibe yönelik haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Davacı uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava,faturalara dayalı alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine İAA ——–.icra Dairesinin 2017/6263 Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibine girişildiği ve girişilen icra takibinde davalıya ödeme emrinin 13/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının takip de 17/03/2017 tarihinde borca itirazlarını sunmuş bulunduğu anlaşılmış bu şekilde itirazın iptali davasının dinlenmesine ilişkin özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılarak esasa geçilmiş ve dava dosyası davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi nedeni ile davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için —– AHM ye talimat yazılmış yazılan talimat gereği tanzim edilen bilir kişi raporunda taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu,2014 yılından dava tarihine süregelen ticari ilişki bulunduğu,bu ilişki kapsamında uyuşmazlık konusu faturaların tertip edildiği,davacının davalıdan 5.143,40 TL alacaklı bulunduğu rapor edilmiştir.Rapor içeriğnini denetlenebilir olduğu anlaşılmakla rapor kapsamında somut olay değerlendirildiğinde: Davacı tarafından düzenlenen ve takip ve itirazın iptali davasına konu edilen fatura tarihlerinin 16/02/2015,10/03/2015,29/05/2015,06/08/2015,22/06/2015 olduğu,bu faturalar için ayrıca sevk irsaliyesinin düzenlendiği ve davalı tarafından davacının banka hesap hareketlerine yansıyan 10/11/2015 tarihinde 1500 TL lik ödeme ve 30/10/2015 tarihinde 2.000,00 TL lik ödemenin yapıldığı, taraflar arasında davalının yapmış olduğu ödemeler nedeni ile akdi ilişkinin bulunmadığı yönündeki davalı savunmasına itibar edilemeyeceği ve yine davalı tarafından ticari defterlerini mahkememizce 12/12/2017 tarihli celse de verilen ve davalıya tebliğ edilen ara karara rağmen ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulüne karar verilmiştir.
Bu kapsamda: Davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınması,davalı ödemeleri ile taraflar arasında ticari ilişkininin bulunduğunun sabit oluşu,ödemelerin faturaların tebliğ tarihi sonrası gerçekleştirilişi,davacının ticari defter ve kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davasının sübut bulduğu yönünde vicdani kanı ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce,davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmiş olmakla;icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması alacağın likit ve belli olması şartlarının katılım halinde bulunması gerekmektedir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar dosya kapsamında bulunan faturalara ve davacı ticari defter ve kayıtlarına göre likid olduğundan, daha fazla takdir edilmesine ilişkin talep ve neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile:
Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen İAA ——icra Dairesinin 2017/6263 Esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 5.143,40 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA
Asıl alacağın likit bulunması nedeni ile %20 icra inkar tazminatının(1028,68 TL) İİK 67/2 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE
Takip de takip tarihinden itibaren değişen oranlarda 3095 sayılı yasa Madde 2/2 gereği avans faizi UYGULANMASINA,
Karar tarihinde alınması gerekli 351,34 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 87,84 TL (icra müd yatırılan 25,72 TL) toplamı 113,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 237,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.158,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 87,84 TL harç toplamı 1.245,84 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı