Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/622 E. 2019/614 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/622
KARAR NO : 2019/614
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 21/05/2018
KARAR TARİHİ: 11/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davalı şirkete sattığı malların karşılığında borcun ödenmediğini, davalı aleyhine Anadolu 23.icra müdürlüğünün ——–E sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, yapılan takip sebebiyle davalının borcunu kabul ederek şimdilik 12.000 TL kısmi ödemeyi, haricen müvekkiline ödediğini, bakiye alacak ödenmediğini öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Bilirkişi ———– 15/03/2019 tarihli raporunda özetle; Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan bir alacağın tespitine varılamadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün ——–Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını cari hesap ilişkisi ve 6 adet faturada belirtilen mal teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ———– K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı alacağının —TL sini cari hesap ilişkisine, kalanını ise ———- tarihli 6 adet fatura konusu malın teslimine dayandırmıştır.
Davacı davalıdan cari hesap ilişkisinde— TL alacaklı olduğunu iddia ettiğine göre, cari hesabın başladığı tarihten itibaren tüm edimlerini yerine getirdiğini ispat etmelidir. Bu hususta bir delil bulunmadığından cari hesaptan kaynaklanan alacak talebi yerinde görülmemiştir.
Ayrıca, 6 adet fatura ile ilgili değerlendirme yapıldığında, her ne kadar davacı tarafından 6 adet fatura konusu malın davalıya teslim edildiğine dair sevk irsaliyeleri ibraz edilmiş ise de, bu sevk irsaliyelerine göre 6 adet faturaya konu olan malın davalıya teslim edildiği kabul edilse bile, davacıyı bağlayıcı nitelikte olan ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan, ———ve ——— tarihli faturaların düzenlenmesinden sonra —— ve ——tarihli faturaların düzenlenmesinden sonra —-TL, —- ve —– tarihli faturaların düzenlenmesinden sonra ise kendi beyanına göre ——- TL harici ödeme aldığı,
Yapılan bu ödemelerin daha önceki fatura alacağına mahsuben tahsil edildiğinin kabul edilebilmesi için, alınan bu ödemelerin önceki fatura ve içeriği malların davalıya teslim ediliğinin ispatlanmış olması gerektiği, bu hususta ispat yükünün ise davacının üzerinde olduğu,
İspat yükü üzerinde olan davacı tarafından, cari hesap ilişkisi içerisinde dava konusu faturalardan önce düzenlenen faturalarda belirtilen malların davalıya teslimine dair bir delil ibraz edilmediğinden, dava konusu faturalardan sonra yapılan ödemelerin dava konusu faturalara mahsuben yapıldığını kabul etmek gerektiği, toplam 6 adet ——– TL bedelli faturaların düzenleme tarihlerinden sonra davalı tarafından bu faturaların bedelinden daha yüksek miktarda toplamda parça parça 49000,00 TL ödeme yapıldığı, 19/07/2017 tarihli fatura için imzalı sevk irsaliyesi ibraz edilmediğinden yapılan ödemenin ihtilaf konusu faturaların daha da üzerinde olduğu, bu durumda davacının davalıdan alacaklı olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan 377,39 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 334,99 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/06/2019