Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/62 E. 2019/767 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/62 Esas
KARAR NO : 2019/767

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2018
KARAR TARİHİ : 18/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; nakliyat sigortası teminatından ödenen hasar bedelinin zarar sorumlusu olduğu öne sürülen taşıyıcıdan rücuen tahsili istemi ile ikame edilen, bu yönüyle de halefıyet ilkesine dayanan işbu davada sayın davacı vekili 29.12.2017’de havale edilen bilâ tarihli dava dilekçesinde (müvekkilinin sigortalısı olan —————- ait —- çekim makine aksamı türü emtianın — nolıı ——— Sigorta Poliçesi ile nakliyat muhataralarına karşı sigortalandığım, 1 kaba istiflenmiş ——–. ağırlındaki emtianın ————- plakalı araç ile———————– taşınması işi için dava dışı sigortalının ————–. İle anlaştığını, sigortalı emtianın davalı şirket sorumluluğunda İstanbul’dan ————- taşınması sırasında hasarlandığını, konu ile İlgili olarak taşıma belgesine şerh konulduğunu, davalı taşıyıcıya gerekli ihtar ve başvurunun da yapıldığını, Sigortacılık Kanunu 22. Maddesine göre müvekkilinin hasarın niteliği ve miktarının tespiti için görevlendirdiği eksperin düzenlediği raporda 1.551,40 Luro olarak saptanan zarar bedelini 08.09.2017 tarihinde sigortalısına ödediğini ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödenen tazminatın dava konusu emtiayı teslim aldığı andan teslim edinceye kadar ziya ve hasarından sorumlu olan davalıdan rücuen tahsil edebilmek için yapılan müracaatlardan sonuç alınamayınca davalı aleyhine işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu gerekçe göstermek ve müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm haklarını saklı tutmak suretiyle) Yüce Mahkemeden özetle; 1.551,41 EuroTuk tazminatın, tazmin edildiği 08.09.2017’den itibaren Euro mevduata uygulanan en yüksek döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; (CMR Konvansiyonunun 32. Maddesi uyarınca taşımadan doğacak davaların, teslim tarihinden itibaren 1 yıl içinde ikame edilmesinin gerektiğini, taşınan emtianın 14.1 1.2016 tarihinde alıcısına teslim edildiğini, işbu davanın ise 15.01.2018 tarihinde yani emtianın tesliminden 14 ay sonra ikame edildiği için varlığının kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla davacının riicu konusu yaptığı alacak zamanaşımına uğradığı gibi yapılan tazminat ödemesi riziko anında geçerli olan bir poliçeye de dayanmadığından fiilen ödense bile rücuen müvekkilinden zaten talep edilemeyeceğini, davacı tarafın emtiada meydana gelen hasarın taşıma esnasında oluştuğundan bahisle müvekkili şirketin zarar sorumlu olduğunu öne sürdüğünü, ancak dosyaya bu durumu ispata elverişli hiçbir delil sunmadığını, davacının hasar ödemesini dayandırdığı ekspertiz raporunda “———– kaplama yapılmak üzere gönderilen 1 sandık içerisindeki kullanılmış millerin taşıma esnasında üzerlerinde derin ezik ve derin çiziklerin meydana geldiğinin ve ekspertiz esnasında, hasarlı miller yerine, onarılmış ve kaplama yapılmış haliyle millerin görüldüğünün” kayıt altına alındığını, ancak hasar nedeninin tespit edilemediğini ve devamında da: “alıcı firmanın hasarlı millerin onarımı ve tekrardan ambalajlanması için —– tarih ve ———— nolu faturayı düzenleyerek toplam —–. bedeli sigortalı firmadan talep etmiştir. Bu talep tararımızdan uygun bulunarak hasar hesaplamasında dikkate alınmıştır.” denildiğini, yasal düzenleme gereğince sigorta şirketinin ancak ve gerçek zararı 3.kişiden rücu hakkına sahip olduğunu, işbu bu dava konusu ihtilafta olduğu gibi sigorta şirketinin sigortalısının beyanını esas alarak tazmin ettiği bedeli rücu konusu yapamayacağı gibi. talebin kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla somut olayda müvekkilinin alıcısına çekincesiz olarak teslim ettiği dava konusu malzeme için hasar bildiriminde bulunulmadığını, müvekkiline hangi hallerde sorumluluk yüklenebileceğinin, mesuliyet sınırının veya talep edilebilecek faizin ise sigortacının rücu konusu yaptığı miktara veya talebine göre değil ancak taşımanın tabi olduğu CMR Konvansiyonu’nun ilgili maddelerine göre tayin edilebileceğini, bu nedenle de işbu davanın müvekkilinin üzerine düşebilecek mesuliyete sigorta güvencesi sağlayan sigorta şirketine dc ihbar edilmesi gerektiğini beyan etmek suretiyle) Yüce Mahkememden özetle; fiilen nerede, ne zaman, ne şekilde ve ne miktarda oluştuğu belli olmayan hasar için, müvekkili aleyhine, geçerli bir poliçeye dayanmadığı gibi zamanaşımına da uğrayan rücuen tazminat alacağının tahsili istemiyle haksız yere ikame edilen davanın, usul ve esastan reddine; yargılama masrafları ile ücreti vekâletin de davacı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili tarafından sigortalanan emtianın hasara uğraması nedeniyle hasar bedelinin ———– kapsamında sigortalı —————- ödendiğini, sigortalının haklarına halef olduğunu, davalının dava konusu emtianın hasara uğramasından davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu iddia etmekte, davalı vekili ise söz konusu tazminat bedelinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından ödenen tazminatın riziko anında geçerli bir poliçeye dayanmadığından fiilen ödense bile rücuen müvekkilinden talep edilemeyeceğini savunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı … şirketinin, ———– yapmış olduğu ödemeyi, davalıdan rücuen isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Dava dosyası içerisine sunulan poliçe üzerinde yapılan incelemede, söz konusu poliçenin ——-vadeli —- bağlı olarak ——-yararına, 23.11.2016 tarihli teklif üzerine aynı gün ——- dahilinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
TTK 1472/1. Maddeye göre; Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Buna göre sigorta şirketinin sigortalının haklarına halef olabilmesi için en başta geçerli ve yürürlükte bulunan bir sigorta sözleşmesinin bulunması gerekir, sigortacının bu sözleşmeye dayanarak sigortalısına bir ödeme yapmış olması ve nihayet sigortalısının kendisine zarar verene karşı dava hakkının bulunmasının mevcut olması koşullarının gerçekleşmesi gerekir. Geçerli bir sigorta sözleşmesi yok ise gerçekleşen riziko nedeniyle ödeme yapan sigorta şirketinin rücu hakkı doğmaz.
Somut olayda sigorta poliçesi, rizikonun belli olduğu 14.11.2016 tarihinden “9” gün sonrasına denk gelen 23.11.2016 tarihli teklif üzerine tanzim edilmiştir. Dolayısı ile rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli bir sigorta sözleşmesi ve buna bağlı olarak tanzim edilmiş bir sigorta poliçesi bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı … şirketinin söz konusu sigorta poliçesine dayanarak halefiyet hakkını haiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla davacı … şirketinini söz konusu poliçeye dayanarak yapmış olduğu ödeme bir ——– ödemesi olup ,alacağın temlik edildiğine dair dosyaya ibraz edilmiş bir belge de bulunmadığına göre davacının söz konusu poliçeye dayanarak rücuen tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ———- uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verildi.