Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/619 E. 2022/989 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/619 Esas
KARAR NO: 2022/989
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:——-davalı/borçlu iş sahibi, davacı müvekkilin yüklenici olarak yer aldığını, davacı müvekkil çelik çatı imalatlarını tamamlayarak teslim ettiğini, icra takibine konu edilen hak edişlere ait alacak kalemleri dışındaki alacaklar davalı/borçlu tarafından davacı müvekkilin ——– şubesindeki hesabına yatırıldığını ancak—– nolu —–hakediş tutarına ait faturaların ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlu hakkında,——- dosyası ile ilamsız haciz yoluyla takibe geçildiğini, ancak davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini, davalı/borçlunun tüm itirazları yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, bu nedenle borca itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın 94 20’sinden daha aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davacı ile müvekkil şirket arasında ———–imzalandığı; sözleşme konusu işlerin yürütümü için —-bildirim yapılarak davacıya alt işveren kodu verildiği, müvekkil şirketin asıl işveren sıfatıyla davacı tarafın işçilerinin isçilik alacaklarından ve —— primlerinden hukuken sorumlu olduğunu; bu kapsamda sözleşmenin ——— Maddesinin düzenlendiğini; ilgili madde hükümlerine aykırı davranılması halinde yüklenici tarafa uygulanacak cezai şart hükümlerinin belirtildiğini, davacı tarafın mezkür madde hükümlerine uygun davranmadığı için —– tutarında cezâi şart uygulandığı ve cari hesabına işlendiğini, cari hesapta yapılan mahsup işlemi sonrasında davacı tarafın müvekkil şirketten alacağı bulunmadığı, müvekkil şirkete —–borcu bulunduğunu, cezai şartın tahakkuk detayını gösterir evrak/listenin dilekçe ekinde sunulduğunu; cezai şart listesinde de yer alan davacı tarafın personeli ———- müvekkil şirket aleyhine arabulucuya başvuru yaptığını, —- sözleşme ilişkisinin tasfiyesinin düzenlediği; işbpu madde uyarınca davacının hak edişlerinin muaccel olması, ödenmesi ve sözleşmenin tasfiyesi için; sözleşmeye aykırılık sebebiyle kesilen cezai şartların ödenmesi; İş süresi ile sınırlı olmak üzere —— borcu olmadığını gösterir yazıları iş sahibine ibraz etmesi; Sözleşme konusu işte çalışan işçilerin, her çeşit işçilik alacaklarının ödendiğini gösterir belgeleri iş sahibine ibraz etmesi ve cari hesabın kapatılması gerektiği, aksi takdirde hakediş alacağı varsa ödenmeyeceği, muaccel olmayacağının belirtildiğini, davacı tarafın, müvekkil şirkette çalıştığı ve çalışmasının sona erdiği dönemde sözleşme konusu iste çalıştırdığı işçilerle ilgili yükümlülüklerine aykırı davrandığı, — belirtilen evraklar işverene teslim etmediği /eksik teslim ettiği, usulüne uygun düzenlemediği, —– ve vergi borçlarını düzenli yatırmadığı, borcu yoktur yazısını müvekkil şirkete teslim etmediğini, davacı tarafa uygulanan cezai şartların detaylarını/tahakkukunu gösterir belge ve cezai şart faturası —— yevmiye numaralı ihbarnamesi ile davacı tarafa gönderildiği, mezkur ihbarnamede sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesi ve ibra sağlanması amacıyla — prim borçlarının ve vergi borçlarının ödenmesi ve borcu yoktur yazısının şirkete sunulması talep edildiği, cezai şart tahakkukundan sonra yapılan mahsup işlemi sonrasında davacı tarafın müvekkil şirkete —- borcu olduğu bildirildiği ve borç miktarının ödenmesi talep edildiğini, bu sebeplerden ötürü haksız ve hukuka aykırı talepleri içerir davanın reddi ile ——sayılı dosyasından başlatılan takibin iptali; davacı tarafın%20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini;
Karşı Dava; Karşı davalı/yüklenici dilekçe eklerinde sunulan listedeki personelleri ile ilgili sözleşme aykırılıklarını gerçekleştirdiği ve toplama —- cezai şart uygulandığı, cari hesaptan yapılan mahsup işlemi sonucu müvekkil şirketin karşı davalı yükleniciden —- alacağı bulunduğu, bu konuyla ilgili karşı davalı tarafa —– tarihinde ihbarname gönderildiği ve temerrüde düşürüldüğünü; müvekkil şirketin karşı davalı yükleniciden olan alacağının tespit ve tahsil edilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– tutarındaki cezai şarttan kaynaklı alacağın —– itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalı yükleniciden alınarak müvekkiline verilmişine, davacı/karşı davalının alacağının tespit edilmesi halinde bu alacaktan mahsup edilmesini, talep edildiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE :
———— yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
——– tarihli raporunda özetle;
“Kişinin sol omzunda tespit edilen hareket ve kuvvet kaybının aksiller sinir hasarına bağlı oldu kanaatine varılmakla;
——- tarihinde geçin trafik kazası sonucu meydana geldiği bildirilen “ sol klavikula kırığı, sol aksiller sinir hasarına bağlı hareket kısıtlılığı ve kas gücü kaybı ile sağ tibia fibula kırığına bağlı ayak bileği eklem bareket kesatlılığı” arızalarının 11.,10,2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Teşpit İşlemleri Yönetmeliği ile 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yarartanmak suretiyle ve meslek grup numarası bildirilmemekle düz işçi kabul edilerek (Grup 1) değerlendirildiğinde;
I) Gr I VII (19D….15) A %19
Gr I XII (27 Aa….15) A %19*1/3=6,33 (takdiren), Balthazard formulü uygulandığında %24,12 E cetvelinde yaşına göre (yaş:31); maluliyetinin %22,00 (yüzdeyirmiikinokta sıfır)oranında sayılacağı,
2) Tedavilerinin devam ettiği dönem de iyileşme süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 malul sayılacağı kanaatini bildirir kurul raporudur. –
Mahkememiz tarafından aldırılan ——- tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle;
“Esas dava yönünden kök raporda belirtilen kanaatlerin korunmuştur. Karşı Dava yönünden Davalı/karşı davacının ——– başlattığı —- yapılan ödemelerin —— tarihinde başladığı ve—- tarihine kadar ödemelerin yapıldığı, ——- tarihleri arası —— taksit olarak taksitlendirildiği, ödemelerin takip tarihinden sonra yapılmaya başlandığı davacı/karşı davalının mahsupitakas talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Karşı Dava yönünden Davalının — kapsamnda ki borçlarını ödediğini belge ile ispat etmesi durumunda ———-tutarın takas/mahsubunun yapılabileceği,—-yapılandırma borçlarının — tespit edilmesi sonucunda—— ile ilgili ———- de davacı ticari defter kayıtlarına göre tespit edilen alacak tutarından mahsup edilebileceği,
Dava konusu olayda Sayın Mahkemenin gerek bilirkişi görüş ve kanaatleri doğrultusunda, gerek davacı/karşı davalının iddia ve talepleri doğrultusunda, gerekse davalı/karşı davacının iddia ve talepleri doğrultusunda karar vermeye muhtar olduğu,
Kök Raporda karşı dava yönünden cezai şartın talep edilemeyeceği görüşünde bir değişiklik olmamakla birlikte Sayın Mahkemece davacının sözleşmenin ——Bu maddede yer alan evrakların teslim edilip edilmediği hususunda ihtilaf çıkması halinde evrakların eksiksiz ve tam olarak teslim edildiğinin ispat yükü yüklenici üzerindedir. İspat yazılı belge ile gerçekleştirilecektir.” Paragrafına göre davacı yüklenicinin evrakları tam ve eksiksiz teslim ettiğini ispat edici delil sunmadığı ve —- borçlarını ödemediği dolayısı ile—–borcu yoktur yazısı alınamadığı göz önüne alındığında, davalının cezai şart tutarını talep edebileceğine hükmedildiği takdirde davalının —– talep edebileceği, VUK kanunu ve yayımlanan sirkülerler gereği bu tür tazminatlara ———— uygulanamayacağı” hususları tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin —–tarihli ıslah dilekçesinde özetle; karşı davamızın kabulü ile —–cezai şart alacağımızın, temerrüt tarihi olan ———- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak müvekkilime verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı/karşı davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini” talep ettiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Asıl dava yüklenici tarafından iş sahibine karşı eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye eser bedelinin tahsiline yönelik başlatılan —— sayılı takibine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Takip ile davacı asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam —–alacağın tahsilini talep etmiştir.
Karşı dava ise, iş sahibi tarafından yükleniciye karşı aynı sözleşmeden kaynaklanan ceza koşulu alacağının tahsiline ve tarafların karşılıklı alacaklarının takas mahsubuna ilişkindir. Karşı davacı taraf karşı dava ile —– ceza koşulu alacağı bulunduğunu, davacı/karşı davalının alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olmadığını, aksi takdirde ceza koşulu alacağının davacı/karşı davalının alacağı ile takasını ileri sürmüş ve talep etmiştir.
Asıl dava dilekçesinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı/karşı davacının——– tarihinde süresinde cevap uzatım talebinde bulunduğu, mahkemece davalı/karşı davacıya bir ay ek süre verildiği, cevap ve karşı dava dilekçesinin —- tarihinde süresinde sunulduğu, karşı davanın süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında çekişme bulunmayan eser sözleşmesinin —- maddesi şu şekildedir:
Taraflar arasında çekişme bulunmayan eser sözleşmesinin —-maddesi şu şekildedir:¸
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi uyarınca “(1)Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. (2)Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 180. maddesi uyarınca “(1)Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir. (2)Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182. maddesi uyarınca “(1)Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler. (2)Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez. (3)Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca “(1) Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi uyarınca “(1)İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. (2) Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 143. maddesi uyarınca “(1)Takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir. Bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davalının ticaret şirketi olması nedeniyle tacir olduğu, yine davacının da dava konusu faaliyet tarihi ve dava tarihi itibariyle ——– sayılı ——- ile esnaf işletmesi için öngörülen Vergi Usul Kanunu’nun 177/1. maddesinin 1 ve 3 numaralı bentlerindeki nakdi limitlerin yarısını,—- numaralı bentteki nakdi limitin tamamını aşan düzeyde gelir sağladığının ——– olması nedeniyle tacir sıfatına sahip olduğu, bu sebeple davanın nispi ticari dava olduğu, mahkememizin davayı görmekle görevli olduğu, belirtildiği gibi asıl davanın yüklenici tarafından iş sahibine karşı eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye eser bedelinin tahsiline yönelik başlatılan———— sayılı takibine ilişkin itirazın iptali davası olduğu, davacının takibe ve asıl davaya konu son hak edişinin (bakiye eser bedelinin) muaccel olup olmadığı hususunda taraflar arasında çekişme bulunduğu, davacının son hak edişinin muaccel olup olmadığı hususunda üzerinde tartışılacak sözleşme maddesinin yukarıda ortaya konulan 6. madde olduğu, bu maddenin düzenlenişinden borcun muacceliyetinin tarafların ibralaşmasına yani her iki tarafın da karşılıklı iradi bir davranışına bağlandığı, bu madde ile muacceliyetin bir vadeye bağlandığının söylenemeyeceği, zira alacaklının veya borçlunun bu karşılıklı iradi davranışa yönelmemesi sonucunda borcun hiçbir zaman muaccel olmayacağı ve alacaklının bu alacağını hiçbir zaman talep hakkına sahip olmayacağı sonucuna varılacağı, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu dikkate alındığında tarafların asli borçlarının eser bedelinin ödenmesi ve eserin teslimi olduğu, bu sebeple tarafların asli edimler dışındaki yan edimler bakımından ibralaşıp ibralaşmamasının tarafların asli borcunun muacceliyetini etkilememesi gerektiği, yine borcun bir şarta bağlandığının da kabul edilemeyeceği, zira şartın da tarafların karşılıklı iradi davranışına bağlı olamayacağı, bu sebeple anılan borcun (eser bedelinin ödenmesi borcunun) TBK 479. Maddesi uyarınca eserin teslimi anında muaccel olduğu, takip ve dava tarihi itibariyle eserin teslim edilmiş olduğu hususunda taraflar arasında çekişme bulunmadığı, bu sebeple takip tarihi itibariyle davacının son hak edişinin muaccel olduğu, son hak ediş alacağı hakkında yukarıda da belirtildiği gibi sözleşmede belirli veya belirlenebilir bir vade kararlaştırılmadığından borçlunun temerrüte düşmesi için ihtar şartı bulunduğu, takip tarihinden önce davalı/karşı davacı borçlunun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin dosyada bir delil bulunmadığı, bu sebeple davalı/karşı davacı borçlunun takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, takipte temerrüt faizi istenemeyeceği, tüm bu sebeplerle davacı/karşı davalının, davanın diğer tarafından——-defi dikkate alınmazsa- takip tarihi (ve yukarıda açıklandığı şekilde muacceliyet tarihi) itibariyle ——–alacağının bulunduğu, alacağın muaccel olması nedeniyle takas edilebilir olduğu, davalı/karşı davacı tarafından borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir savunma ve delil ileri sürülmediği, takas definde bulunulduğu, bu sebeple belirtildiği gibi eserin teslim edildiği anda (muacceliyet tarihi itibariyle) davacı/karşıda davalının —– alacağının bulunduğu, yine karşı dava ve davalı/karşı davacının ceza koşulu alacağı ve takas mahsup talebi yönünden ise, ceza koşulunun taraflar arasındaki ——- maddesinde düzenlendiği, bu madde hükümlerine göre -kısaca- belli işçilik belgelerinin belli zamanda hiç veya gereği gibi teslim edilmemesinin cezaya bağlandığı, sözleşmedeki düzenlenişi ve kullanılan ifadeler ve genel hukuk kuralları dikkate alındığında, ceza koşulunun amacının İş Kanunu ve mevzuatına göre aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan tarafların davacı/karşı davacının işçilerine karşı işçilik alacaklarından dolayı müteselsil sorumlulukları bulunduğundan, asıl işveren olarak sorumlu olan/olma ihtimali bulunan davalı/karşı davacının hukuki durumunu etkin bir şekilde tayin etmek ve dava ile karşılaşması sonucunda kendisini etkin bir şekilde savunabilmek olduğu, bu sebeple davalı/karşı davacının ceza koşulu ile menfaatinin, cezanın bağlandığı işlemin belli bir zamanda veya yerde yerine getirilmesinden çok, edimin hiç veya gereği gibi yerine getirilip getirilmemesine ilişkin olduğu, bu sebeple ——– Maddesinde düzenlenen ceza koşunun hukuki niteliği itibariyle 6098 sayılı TBK’nun 179/1 anlamında seçimlik cezai şart olduğu, buna göre TBK 179/1 maddesinin “bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir” hükmü dikkate alındığında hem ifanın hem de cezanın ikisinin birlikte istenebilir olmasının aksinin sözleşmeden anlaşılabilir olmasına bağlandığı, bu kapsamda değinmek gerekir ki ceza koşulunun hukuki niteliği TBK 179/1 anlamında seçimlik ceza koşulu olmakla alacaklının (davalı/karşı davacının) ifayı (karşı tarafın eseri teslim borcunu) çekincesiz olarak kabul etmiş olmasının cezanın ödenmesini talep etme hakkına halel getirmeyeceği, kaldı ki yasa maddesindeki “borcun” ifadesinden anlaşılması gerekenin “cezanın bağlandığı borç” olması gerektiği, zira taraflar arasındaki sözleşmede cezanın davacının eser teslim borcuna değil (taraflar arasındaki eser sözleşmesindeki asli borç), kısaca bir takım işçilik belgelerinin teslimi borcuna (yan borç niteliğinde) bağlandığı, bu borcun çekincesiz olarak kabul edildiğine ilişkin bir iddia ve deli bulunmadığı, kaldı ki sözleşmenin 11. Maddesinin son paragrafının ilk cümlesi ile davalı/karşı davacı alacaklının çekincesini sözleşme ile koyduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmede “cezai şart ifaya ekli cezai şarttır” ifadesi bulunduğu, bu ifadenin ceza koşulunun yukarıda açıklanan hukuki niteliğini değiştirmeyeceği ancak bu hüküm ile tarafların hukuki niteliği itibariyle seçimlik ceza koşulunda hem cezanın hem de cezanın istenebileceği hususunu kararlaştırmış olduğu, tüm bu sebeplerle, davacı/karşı davalının bu borcunu hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş olması durumunda ceza ödemekle yükümlü olduğu, bu kapsamda taraflar arasında ayrı delil sözleşmesi yapıldığı, buna göre davacı/karşı davalının madde hükmüne göre teslim etmesi gereken belgeleri teslim ettiğini yazılı belge ile ispatlamakla mükellef olduğu, dosya kapsamında bulunan tüm deliller ve bilirkişi raporları dikkate alındığında davacı/karşı davalının bu hususu ispatlayamadığı, yine tarafların tacir olması nedeniyle TTK md. 22 uyarınca ceza miktarının hakimliğimizce resen indirilmesinin mümkün olmadığı, tüm bu sebeplerle davalı/karşı davacının da —— sayılı takip tarihinden önceki tarihte muaccel olmuş ceza alacağının bulunduğu, dosyadaki tüm belge ve deliller dikkate alındığında—– tarihli bilirkişi ek raporu dikkate alındığında davalı/karşı davacının davacı/karşı davalıdan ——– günü itibariyle (daha önce muaccel olmuş)—– ceza alacağının bulunduğu, tarafların birbirinden karşılıklı olan alacaklarının yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı şekilde muaccel olması nedeniyle takas edilebilir olduğu, alacağın çekişmeli olmasının davalı/karşı davacının karşı dava dilekçesi ile takas def’i ileri sürmesine engel teşkil etmediği, yine takas def’i her ne kadar karşı dava dilekçesi ile sürülmüş ise de, bir kere ileri sürülmekle şartları varsa her iki borcun takas edilebilecekleri anda (geriye etkili olarak) hüküm doğurduğu, bu durumda her iki borcun takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona ereceği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde belirtildiği gibi davacı/karşı davalının takip tarihinden önce —-, davalı/karşı davacının ise —— alacaklı olduğu, takas hakkının kullanılmasıyla geriye etkili olarak sonuç doğurduğu ve davacı/karşı davalının alacağının takas ile sona erdiği, davalı/karşı davacının ise bakiye —-alacağının kaldığı, bu sebeple ——– takip tarihi itibariyle davacı/karşı davalının alacağının bulunmadığı ve bu sebeple itirazın iptali talebinin reddinin gerektiği, davalı/karşı davacının ise bakiye ——– alacağının bulunduğu, bu alacak nedeniyle davacı/karşı davalıya —— tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarnamede verilen beş günlük süre de dikkate alındığında, davacı/karşı davalının —– ceza borcu yönünden —- tarihinde temerrüte düştüğü, ancak davalı/karşı davacı tarafça alacağın dosyada —– yönünden takip edildiği ve ——- tarihinden itibaren faiz talep edildiği, talebi aşar miktarda hüküm kurulamayacağı, her iki tarafın da tacir olması nedeniyle alacağa ticari avans faizi işletilmesi gerektiği, davalı/karşı davacının talebinin de bu yönde olduğu kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın REDDİNE, karşı davanın KABULÜ ile, —- ceza koşulu alacağının —— tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 2.189,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.108,93 TL harcın hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacı/karşı davalıya iadesine,
3-Davacı/karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davalı/karşı davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (181.297,97 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 28.194,70 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
Karşı dava yönünden;
6-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (100.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 35,90 TL peşin harç ve 1.700,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.095,10 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davalı/karşı davacı tarafça yapılan 71,80 TL dava açma masrafı, 1.700,00 TL ıslah harcı ve 6.450,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 8.221,80 TL yargılama giderinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
8-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
9-Davalı/karşı davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (100.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
Dair, davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/12/2022