Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/616 E. 2020/60 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/616 Esas
KARAR NO: 2020/60
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı-alacaklı müvekkili şirket ile davalı-borçlu şirket arasında mevcut olan ticari ilişki gereği taraflar arasında cari hesap ilişkisi oluşmuş olduğunu, Davalı-borçlu ile olan ticari ilişki nedeni ile davacı müvekkil şirketin davalı-borçludan ——– TL alacağı doğduğunu bu alacağın tahsili hususunda davalı – borçlu ile yapılan bütün iyıniyetli görüşmelerin neticesiz kalmış olduğunu, davalı-borçlu hakkında — İcra Müdürlüğünün ————- E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı – borçlu tarafın borçlu olduğunu bile bile takibi sürüncemede bırakmak gayesiyle kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş olduğunu, beyan ederek haksız ve dayanaksız itirazın asıl alacağa ilişkin kısmının iptaline karar verilmesini ve haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın alacak talebi gerçek dışı olduğunu, Davacı taraf fatura ve irsaliyelere delil olarak dayanmış ise de davacı tarafından süresinde ve gereği gibi tam olarak teslim edilmiş herhangi bir ürün bulunmadığını, Davacı tarafın öncelikle teslim iddiasını kanıtlaması gerekmekte olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirketin siparişinin bulunup bulunmadığını ve alacak taleplerinin vadesinin gelip gelmediğini de ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı tarafından daha önce herhangi bir ihtarı bulunmadığı üzere sözde alacak iddiasına da faiz işletilebilmesi hukuken olanaklı olmadığını” beyan ederek Davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine, davacı tarafın alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu ——— İcra müdürlüğü —– esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı vekilinin ——TL tutarında cari hesap alacağı ve — işlemiş faiz alacağı için —— tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalı- borçlu vekilinin ——–tarihinde itiraz ettiği ve davacı vekilinin “1” yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı taraftan —- tutarında alacaklı olduğunu, tüm girişimlere rağmen davalı tarafın müvekkiline ödeme yapmadığını iddia etmekte, davalı vekili ise davacı tarafından süresinde ve gereği gibi tam olarak teslim edilmiş herhangi bir ürün bulunmadığını, davacı tarafın öncelikle teslim iddiasını kanıtlaması gerekmekte olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirketin siparişinin bulunup bulunmadığını ve alacak taleplerinin vadesinin gelip gelmediğini de ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı tarafından daha önce herhangi bir ihtarı bulunmaması nedeniyle sözde alacak iddiasına da faiz işletilebilmesi hukuken olanaklı olmadığını savunmaktadır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın SMM bilirkişisine tevdi edilmesine karar verilmiştir.
SMM bilirkişisi tarafından davalı tarafın yapılan ihtara rağmen defterlerini ibraz etmemsi üzerine, davacı tarafın defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, tanzim edilen bilirkişi kök raporu ve davalı vekilinin itirazlarını değerlendirilmek üzere tanzim edilen ek rapor mahkememizce denetime açık hüküm kurmaya elverişli görülüp hükme esas alınmıştır.
Buna göre, Davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı yasal defter kayıtlarına göre — takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının ——– olduğu, davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterleri lehine delil teşkil edebileceği, davalının takip konusu faturalar ile ilgili —- dairesine — alımlara ilişkin beyanları ile kabulünü yapmış olduğu, davalının takibe konu faturaların vadelerinin gelmediği iddialarını ispat edemediği, davalının aldığı malların bir kısmını iade ettiği ve/veya kalan kısmını ödediğine dair ispat edici mahiyette vesaik sunmadığı dikkate alındığında —– takip tarihi itibari ile davalı taraftan ———– alacaklı olduğunun ispatlandığı, alacağın belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE;
-Davalı borçlununu —İcra Müdürlüğü ——- esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın davaya konu edilen —- TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 oranında avans faiz uygulanmasına,
2- Alacağın likid olması nedeniyle davacı lehine 93.560,26 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 6.391,10 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.125,98 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5.265,12 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından bilirkişi ücreti, harçlar, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.962,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 12.838,22 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisnde———– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı okundu. Usulen anlatıldı. 21/01/2020