Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/584 E. 2018/1177 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/584 Esas
KARAR NO : 2018/1177

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/05/2018
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …, 09.06.2005 tarihinde müvekkil …’nun ——– araba alım-satım işi yaptığı işyerine gelerek, kendisine ait olduğunu söylediği ancak yeğeni —— üzerine kayıtlı gözüken ——- plakalı ——— marka aracı satmak istediğini müvekkile belirtildiğini, müvekkili tarafından araç hakkında araştırma yapılmasının ardından, 10.06.2015 tarihinde, aracın satışını yapabilmesi için aracın üzerine kayıtlı olduğu———– ——– tarafından müvekkile, müvekkilin oğlu ——-‘na ve müvekkilin davalının aracını satın aldıktan sonra aracın satışı konusunda anlaştığı ——-nin yanında çalışan ———‘a vekaletname çıkarttığını, müvekkil ile davalı ve—— arasında ekte suretine yer verilen —— imzalandığını, müvekkil tarafından davalı …’in hesabına 17.075,00 TL yatırıldığını, müvekkil aracı satın almasının ardından, aracın satışı konusunda anlaştığı ve Kocaeli’nde esnaflık yapan ——- aracı satarak vekaleti, araç anahtarını ve aracı teslim ettiğini, bir süre sonra —— ———müvekkili arayarak aracın çalıntı olduğunu belirttiğini, bunun üzerine müvekkil aracı sattığı ———den aldığı araç tutarını iade etmek zorunda kaldığını, Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nın —— Sor. No dosyası üzerinden başlatılan soruşturma dosyasına da olaya ilişkin dilekçesini sunarak davalı hakkında şikayetçi olduğunu belirttiğini, yargılama sürecini de takip ederek zararının giderilmesini ve davalının cezalandırılmasını talep ettiğini, Şişli ———– Asliye Ceza Mahkemesi’nde davalılar hakkında yargılamaya başlanmışsa da görevsizlik kararı neticesinde dosya İstanbul ——–. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş ve nihayetinde 2008/69 E.-2010/264 K. Sayılı dosya üzerinden karara çıktığını, yargılama neticesinde davalılar ayrı ayrı hem nitelikli dolandırıcılık (5237 sayılı k. 158/1-d md.) hem de resmi belgede sahtecilik suçlarından 2’şer yıl 1’er ay hapis cezası ile cezalandırıldığını, yapılan yargılamalar neticesinde davalının, müvekkil …’na çalıntı araba sattığı ve müvekkilden çalıntı araba için 17.075,00 TL aldığı kesin olarak ortaya konulduğunu, müvekkilinin çalıntı arabayı aldıktan sonra durumdan habersiz bir şekilde——– satmış, sonrasında aracın çalıntı olduğu ortaya çıktığını, müvekkil aldığı parayı geri vermek amacıyla——– 25.09.2005 tarihli senet verdiğini, senedin vaadesi geldiğinde de senedi ödeyemediğinden——-ye borcuna karşılık araç verdiğini, müvekkil davalının haksız fiili neticesinde 17.075,00 TL zarara uğratıldığını, İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün 2017/29679 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davamızın kabulüyle, borçlunun asıl ve ferileri dahil olmak üzere borca ve yetkiye yapılan itirazının iptaline, İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün 2017/29679 Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibin tüm ferileri ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine likit olan alacağımızın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, davalının haksız fiili nedeni ile davacının uğradığı zararın tahsili amacı ile giriştiği (——.icra Müdürlüğünün 2018/584 Esas sayılı)icra takibinde davalının takibe yönelik itirazlarının iptali istemi ile İİK 67 gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir. Bu anlamda davanın özel mahkemenin (ticaret mahkemesi) görevine girip girmediğinin bu kanun düzenlemesine göre belirlenmesi gerekmektedir. (benzer mahiyette HGK 2014/17-2389 E, 2016/129 K sayılı ilamı)
Uyuşmazlığın çözümü bakımından somut olayda davanın tarafları(TTK madde 14 gereğince gerçek kişilerin tacir sıfatı, bir ticari işletmenin varlığı ön şartına bağlı olup davalının haksız fiilinin ticari işletmesi yararına gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.) konusu (hususi nitelikteki Volkswagen Bora marka çalıntı aracın satımından doğan zarar) ve davacının talebinin(haksız fiile dayalı tazminat) değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu eksenler de dava da; Davacının davalıdan satın alınmış olduğu ve çalıntı olduğu anlaşılan araç için uğradığı zararın haksız fiil hükümleri gereğince tahsili istemi için giriştiği icra takibinde davalının itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu İşbu davaya bakmakla görevli mahkemenin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu değerlendirilmekle açılan davanın usulden reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-)6100 sayılı yasa madde 4/1-a uyarınca, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi ASLİYE HUKUK Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-)HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-)HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair davacı vekili ve davacı asilin yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.