Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/564 E. 2021/242 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/564 Esas
KARAR NO: 2021/242
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/05/2018
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—- arasında, —- —-imzalandığını ve bu sözleşme kapsamında anılan ——- kullandırıldığını, borçlu ile akdedilen kredi sözleşmelerinden doğan mükellefiyete dâhil ödemelerini aksatması üzerine, hesap kat edilmek suretiyle borçlulara —- ihtarnamesi gönderildiğini ve muaccel hale gelen borcun ödenmesi talep edildiğini davalının adresine gönderilen söz konusu ihtarnamelere rağmen borcun kapatılmadığını, bu nedenle davalı borçlunun —-doğan borçları için —–dosyası ile menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla yasal takibe geçildiğini ancak davalı tarafından icra takibine; —- borcun tamamına ——-itiraz edildiğini, davalı tarafından ileri sürülen itirazın iptalinin gerektiği, müvekkili banka ile akdedilmiş olan —- mükellefiyetlerini yerine getirmeyen borçlu firmanın müvekkili bankaya borcunun devam ettiğini, davalının sözleşme hükümleri gereğince sorumlu olduğu borcu ödememesi üzerine başlatılan takibe itirazı sırf müvekkil —- alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, müvekkili bankanın başlatmış olduğu İcra takibine devam ederek alacağının tahsilini temin için dava açıldığını, ve yargılama sırasında meydana çıkacak nedenlerden dolayı borçluların haksız ve kötü niyetli olarak,——–dosyasından yapmış olduğu itirazların iptaline ve takibin devamina, alacağımızın %20’ından aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda —–müvekkilinun borcu olduğu belirtildiğini, müvekkili aleyhine yapılan rehinin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe itiraz edildiğini, mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere geçerli bir araç rehni kurulmadığı için davacının yapmış olduğu rehin takibine karşı itirazlarının olduğunu, davacının yapmış olduğu rehin takibi iptal edilmesini, davacı bankanın, müvekkilinin yapmak istediği taksit ödemelerini kasti olarak kabul etmeyerek davacı temerrüde düşürdüğünü, müvekkili hakkında yapılan rehin takibi iptal edilerek müvekkil kaldığı yerden ödemelerine devam edeceğini, izah edilen nedenlerle geçerli bir rehin sözleşmesi olmadığından , temerrüde davacı düşmüş olduğundan davanın reddine, dava masraflarının ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1—-
2-Davacı Ticari defter ve kayıtları,
3—-
4—– takip dosyası,
5-Bilirkişi raporu,
6—– dava dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,taraflar arasında akdedilen ——- muhtelif plakalı araçlar üzerinde tesis edilen rehinlere dayalı girişilen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Bu noktada Mahkememizce icra takip dosyasının incelenmesi ile davacı tarafından girişilen icra takibinde davalıya ödeme emrinin —- tarihinde tebliğ edildiği,davalı borçlunun —– borca karşı itirazlarını ileri sürdüğü ve takibin bu nedenle durmasına karar verildiği,davacı vekili tarafından eldeki davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ön inceleme duruşmasında da taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının borca ve takibe itiraz etmesi nedeni ile davacı tarafından davalıya ticari kredilerin kullandırılıp kullandırılmadığı, sözleşme gereğince davalı tarafından bir kısım araçların rehin konusu olarak teminat amacı ile davacıya verilip verilmediği, verilmiş ise davacının alacaklı bulunduğu tutarın ne olduğu yönlerinde uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından davacı bankaya ödeme teklifinde bulunulduğu davacı bankanın ödeme teklifini kabul etmemesi nedeni ile alacaklı temerrütüne düştüğü savunulduğundan mahkememizce — dava dosyasıda Mahkememiz dava dosyası kapsamına alınmış ve dava dosyası bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından ibraz edilen kök ve ek raporların nihayetinde mahkememizce değerlendirilmesi ile ;
— tutarında — kullanıldığı, – tarihinde ödenmek üzere —taksitlerden oluştuğu, toplam–Ödemeli olduğu, bu kredinin en son — tarihinde ödendiği, bu tarihten sonra taksitlerde herhangi bir ödeme görülmediği, — adet ödenmemiş taksitinin bulunduğu, — tutarının kanuni takip hesaplarına alındığı tespit edildiği,
— kullanıldığı, ilk taksiti —-taksitlerden oluştuğu, toplam —geri ödemeli olduğu, bu kredinin en son—- tarihinde ödendiği, bu tarihten sonra taksitlerde herhangi bir ödeme görülmediği, –adet ödenmemiş taksitinin bulunduğu,— kredi hesabının kat edilerek—— borç tutarının kanuni takip hesaplarına alındığı tespit edildiği,
— tarihinde açılmış olan —- tarihinde hesabın kat edilerek –napara, — üzere toplam —- borcun kanuni takip hesaplarına alındığı tespit edilmiş ve davalı — hesaplarında kat tarihi olan — tarihi itibariyle işbu ——– tutarında toplam borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce de taraflar arasındaki rehin sözleşmesinde rehne konu araçların özellikleri bildirilmediğinden Mahkememizce —– yazı yazılmış ve dosyaya gelen yazının incelenmesi neticesinde;
—– istinaden başvurusunun yapıldığı ve — kullandırıldığı; — olduğu ve araca davacı bankaca rehin kaydının— tarihinde işlendiği tespit edilmiş ve davalı — tarihli cevap dilekçesindeki beyan ettiği gibi —- plakalı aracın davacı bankadan çekilen kredi ile alındığı, dolayısıyla rehin konusu aracın — kullanılan taşıt kredisine istinaden rehnedildîği sonucuna varılmıştır.
— istinaden başvurusunun yapıldığı ve——– aracın tescil tarihinin—- olduğu ve araca ise davacı bankaca rehin kaydının — tarihinde işlendiği tespit edilmiş olup davalı —– tarihli cevap dilekçesindeki beyan ettiği gibi — davacı bankadan çekilen kredi ile alındığı, dolayısıyla rehin konusu aracın —- kullanılan taşıt kredisine istinaden rehnedildiği sonucuna varılmıştır.
Aynı zamanda –plakalı araca da rehin şerhinin — tarihinde tescil edildiği, davalı — tarihli davaya cevap dilekçesinde kendisine ait olan — sözleşmesi şartıyla kredi vereceklerini söyledikleri, kendisinin de rehni verdiği beyan ettiği gibi — yılında kullandığı——– teminatı olarak davacı bankaya rehnedildiği sonucuna varılmıştır.
———-istinaden açıldığı tespit edilmiştir. Bu sözleşmenin ———-banka işbu sözleşme kapsamındaki kredileri kısmen veya tamamen uygun göreceği her türlü teminat karşılığında kullandırabilir” hükmü gereği bu sözleşmeye istinaden rehnedilen —– plakalı araç teminatlarının kredili mevduat hesabının teminatını teşkil edebileceği kanaatine varılmıştır.
Tüm inceleme ve tespitler sonucunda da;—— teminatı için alındığı, ileride doğacak alacakların taşınır rehni ile teminat altına alınması mümkün ise de teminat altına alınmak istenen alacağın belirli olması gerektiği, — sözleşmenin —— teminatların bankanın her türlü alacakları için karşılık teşkil edeceği hüküm altına alınmış ise de, bunun genel ve soyut nitelikte olup bu hükümlerin — alınan araç rehninin —- yılında doğmuş veya doğacak borçların da teminatını teşkil etmeyeceği— plakalı araç rehninin —hesap kat tarihi İtibariyle —- tutarında anapara borç bakiyesi bulunan –kredinin teminatını teşkil edeceği; — — – plakalı araç rehinlerinin ise— istinaden kullandırılan— —— tutarında anapara borç bakiyesi bulunan —– teminatını teşkil edeceği kanaatine varılmıştır.
Ayrıca davalı —- davacı bankanın — ——- bir kısmını ödemek istediği, —–yapılandırma istediği, davacı bankanın — yapılandırma yapabiliriz yönünde cevap verdiği beyanlarına ilişkin olarak yapılmış olup inceleme sonucunda ise;—tarafından davacı bankanın ——– arandığı, işbu şikayetlerde bulunduğu, bankanın ise şikayetlere cevap olarak “firma lehine —- vadeli talep edilen taksitli krediye — vadeli uygunluk alındığını, — anda yapılandırma kredisi kullanmak istemediğini belirttiğini, — tarafından para yatırıldığını,—– geldiğini, yapılandırma kredisini —– kullanabileceğini —-olması halinde kullanamayacağını belirttiğini” beyan ettiği tespit edilmiştir. ——- tarihlerinde şubeye gittiği ve ödeme yapmak istediği, ödemelerinin alınmadığı yönündeki beyanlarına karşılık dosyada bu durumun tespitine imkan sağlayacak herhangi bir belge bulunmadığından davalının bu noktadaki savunmalarına itibar edilememiştir.
Muacceliyet öz olarak alacaklının alacağını talep etme yetkisini ifade etmekte olup, kural olarak her borç doğduğu anda muacceldir. Borçlar Yasamızın 90. maddesi, “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.
Temerrüt faizinde ise faizin ne zaman işlemeye başlayacağı, TTK m. 10 uyarınca taraflarca kararlaştırılabilmektedir. Böyle bir kararlaştırma yapılmamışsa temerrüt faizi, borçlu temerrüdünün gerçekleştiği andan itibaren işlemeye başlamaktadır. Borçlunun temerrüdünü düzenleyen TBK Madde 117 “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” hükümlerini içermektedir——-Kararlarında da aynı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Temerrüt faizinin istenebilmesi için alacağın istenebilir olması yeterli olmayıp alacaklı tarafından borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekmektedir.
Ancak temerrüt için ihtara gerek olmayan haller de bulunmaktadır. Bunlardan birisi vadenin taraflarca birlikte belirlenmiş olması durumudur. Taraflar vadeyi belli bir gün olarak belirlemişler ise, bu hallerde borçlu, ihtara gerek olmaksızın salt vadenin gelmiş olmasıyla temerrüde düşmüş olur. Borçlar Kanunu madde —– uyarınca “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle;borçlu temerrüde düşmüş olur.”
Somut olayda Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesinin Muacceliyet başlıklı —– Maddesine göre “Geri Ödeme Planında gösterilen taksitler başkaca bir ihtara gerek kalmaksızın karşılarında belirtilen vadelerde muaccel olur. Vade tarihinde ödenmeyen taksitlere, vade tarihinden ödeme tarihine kadar oranı —— belirtilen temerrüt faizi uygulanır. Müşteri Geri Ödeme Planında gösterilen tarihlerdeki ödemelerden birini yapmadığı takdirde, borcun tamamını muaccel kılmaya ve derhal ödenmesini talep etmeye Bankanın yetkili olduğunu kabul eder.” hükmü bulunmaktadır.
—— her ikisinde de Muacceliyet ve Temerrüt Halleri ile Uygulanacak Gecikme Faizi Oranı başlıklı —–maddesine göre— ödemesinin vadeye bağlandığı durumlarda, vade tarihinde banka alacaklar muaccel hale gelir. Müşteri sözleşme ve eklen kapsamındaki borçlarını kararlaştırılan vade tarihinde eksiksiz olarak ödemediği takdirde banka tarafından protesto keşidesine ita gönderilmesine, mehil tayinine velhasıl hiçbir kanuni takip ve teşebbüs icrasına kalmaksızın temerrüde düşeceğini, muaccel hale gelen tüm borçlarını faiz masrafları, bilcümle ferileri ile birlikte derhal ödeyeceğini kabul ve beyan eder.”
Sonuç olarak taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme hükümlerine göre de dava konusu taksitli kredilerde taksit gününün geçmesiyle davalı borçlu temerrüde düşmüş olmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun temerrüt faizi ile ilgili hükümlerinde ise temerrüt faizi madde —– uyarınca “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz”
Ancak Türk Ticaret Kanunu uyarınca Ticari işlerde faiz maddesine göre oran serbestisi bulunmaktadır. TTK madde —-uyarıca —- Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” Madde —göre ise —Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.” hükmü mevcuttur. Söz konusu Kanunda Ticari işler madde —- şöyle açıklanmıştır.—- Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.”
Somut olayda taraflar arasında düzenlenen —- herhangi bir kredi faiz oranının belirtilmediği görülmüştür.
Bu sebeple Sözleşmelerin — Banka, ilan veya ihbar edilmek suretiyle işbu sözleşme gereğince açılacak kredi ve hesaplar ile birlikte, diğer her türlü kredi ve teminatlar merciler tarafından azami hadler belirlendiği takdirde, bu hadleri veya değişiklikleri geçmemek kaydıyla, Banka’nın yürürlükteki mevzuat ve dürüstlük kuralları çerçevesinde ve/veya ekonomik koşulların zorunlu kıldığı hallerde serbestçe belirlediği ve ileride belirleyeceği oranlarda sabit veya değişken faiz, komisyon uygulayacaktır —– kredi borcunu, masraf, komisyon ya da her türlü ad altındaki ücreti ödeme tarihinde ödenmemesi veya borcun sözleşme kapsamında muaccel hale gelmesi halinde; müşteri borcun hangi tür krediden doğduğuna ve bu kredinin vadesine bakılmaksızın alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren Bankaca borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının —– oranında gecikme faizi ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.”maddeleri uyarınca işlem yapılabileceği anlaşılmıştır
Bu durumda dava konusu icra takip talebinde; —— faizlerinin uygulanmasına dair bilirkişi raporundaki görüşünün isabetli bulunduğu anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu madde—— göre temerrüt faizine faiz yürütülemez. ——da haklı olarak üzerinde durduğu husus, temerrüt tarihinden takip veya dava tarihine kadar işleyen temerrüt faizinin takip sırasında asıl alacağa eklenerek bu ikisinin toplamı üzerinden tekrar temerrüt faizi istenemeyeceğidir. Böyle bir uygulama BK madde —— aykırı olur.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında; dava konusu borç hesaplanırken, hesap kat tarihine kadar tahakkuk eden işlemiş faiz toplam borç tutarından çıkarılarak kalan anaparaya, takip talebine bağlı kalınarak hesap kat tarihinden—- itibaren icra takip tarihine —-kadar sözleşme hükümlerine uygun olarak, —- faizi uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmış bilirkişi tarafından tapılan hesaplamanın da söz konusu oranlar dahilinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm açıklamalar ışığında davalı — davacı —- icra takip tarihi itibariyle;
— no.lu ticari taşıt kredisi için — no.lu ———- için—–toplam borcu olduğu anlaşılarak bu tutarlarda davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
—-dosyasına davalı— vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin ;
1—– üzerinden DEVAMINA, takipte ticari taşıt kredisi için takip tarihinden tahsil tarihine —– nispetinde temerrüt faizi ve faizin —- UYGULANMASINA,
1——nolu———- takibin –asıl alacak, —— üzerinden takibin DEVAMINA, takipte şehir içi yolcu taşımacılığı kredisi için asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar — değişen faiz oranları üzerinden —- nispetinde temerrüt faizi ve faizin — UYGULANMASINA
1——— Nolu—– için —- olmak üzere toplam —- üzerinden takibin DEVAMINA, takipte kredili mevduat hesabı için asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar —değişen faiz oranları üzerinden —–temerrüt faizi ve faizin —— UYGULANMASINA
1D-Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
1E-Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan —– icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2A-Alınması gerekli — harçtan peşin alınan —- harcın mahsubu ile bakiye —- davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2—–Davacı tarafından yatırılan — harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, toplam — kabul edilen kısma isabet eden —-davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —- AAÜT uyarınca —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden — AAÜT uyarınca —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca——— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/04/2021