Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/557 E. 2019/50 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/557 Esas
KARAR NO : 2019/50

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalılar arasında inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalıların sahibi olduğu ———— parselde kayıtlı arsa üzerine davacı tarafından bina inşa edileceğini, davacının sözleşme uyarınca işlemlere başladığını, ancak davalıların sözleşmedeki harçları ödememesi nedeniyle işlemlerin devam etmediğini, davacının sözleşmede yazılı 40.000 TL iş ücretini alamadığını, bu nedenle 310.458,19 TL zarara uğradığını, davalıların sözleşmeyi feshetme niyetinde olduklarını, davacının bu miktarda zenginleştiğini, bu nedenlerle taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile 310.458,19 TL maddi zararın sözleşme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, davalılar tarafından inşaatın yapım işinin başka firmaya verilmesi durumunda ve/veya arsanın 3. Bir şahsa satılması noktasında zararın tazmini çok daha güç olacağından dava konusu arsa üzerine hüküm kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle, Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, davalıların tacir olmadığını, davacı şirketin yetkilisi —– davalı …’un oğlu ve davalı müvekkili …’ın yeğeni olduğunu, öğrendiklerine göre davalı … ile davacının davalı müvekkili —————- karşı birlikte hareket ettiklerini, taraflar arasında biri resmi, biri resmi olmayan iki inşaat yapım sözleşmesi olduğunu, davacının sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalı müvekkilinin taşınmazı boşaltıp 10 Ekim 2016’da davacıya teslim ettiğini, ayrıca davacıya 113.100 TL ödeme yaptığını, 40.000 TL’lik ilk ödeme dışındaki ödemelerin davalının oğlu—- ——– hesabından gönderildiğini, davacının sadece yıkım ve ruhsat alma işlerini yaptığını, bunun bedelini de davalı müvekkilinden aldığını, davacının yaptığı işi özenle ve sadakatle yapma, hesap verme borçlarına aykırı davrandığını, inşaatı 2018 yılı Haziran ayında anahtar teslimi yapması gerektiği halde, bunu yetiştiremediğinin anlaşıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı …’a 21/06/2018 tarihinde tebliğ olunduğu, ancak davalı … cevap dilekçesi vermemiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle eser sözleşmesinin feshi ve maddi zararın tahsili istemlerine ilişkindir.
Olayımızda, davacı yüklenici firma davalılara ait arsaya ücreti karşılığında önceki binayı yıkarak yeni bina yapmayı taahhüt etmiş olup, davalı arsa sahiplerinin taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi ile maddi zararını talep etmektedir.
Uyuşmazlığa konu dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkindir. Bu bakımdan işbu davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olup olmadığının incelenmesi gereklidir.
Taraf vekillerinin gerek dilekçelerinde, gerekse duruşmada belirttikleri şekilde davalı gerçek kişiler tacir değildir. Bu nedenle uyuşmazlık konusu iş tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmadığından Mahkememizin görevli olmadığı açıktır.
Bu durumda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi, yoksa tüketici mahkemesi mi olup olmadığının tartışılması gereklidir. Olayımızda davacı şirket, para karşılığı davalılar lehine inşaat yapmaktadır. Bu nedenle görevli mahkeme davalıların tüketici olup olmamasına göre belirlenecektir. Buna göre, davalılar tarafından 3/4’ü davalı …’a, 1/4’ü davalı …’a ait olacak şekilde bir bina yaptırılmakta olup, davalılara ihtiyaçları kadar bağımsız bölüm verileceğine dair herhangi bir iddia bulunmadığından olayımızda tüketici mahkemesinin değil, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Tüm bu nedenlerle mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20. Maddesi uyarınca MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı …’un yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.