Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/554 E. 2020/221 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/554
KARAR NO : 2020/221

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 07/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07.05.2018 tarihli dilekçesinde özet olarak; müvekkil şirketin, davalı — anlaşması yaptığını, bu anlaşma ile müvekkil şirketin, davalı şirkete—- ödeme yapacağını, buna karşılık da davalının aynı tutarda ——— göndereceğini, bu anlaşma kapsamında müvekkil şirketin davalı ——- ödeme yapmasına karşın davalının 24.114.53 TL tutarında kömür gönderdiğini, bakiye bedelin de geri ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine Anadolu —-icra müdürlüğünün——- sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı cevabında; davacı ile müvekkil arasında 40.000 USD değerinde — konusunda sözlü anlaşma yapıldığını, bu kapsamda emtianın bir kısmının davacıya teslim edildiğini, ancak diğer kısmı teslim edilmeden önce davacının, bakiye kömür bedelinin, arasında fiili ve organik bağ bulunan ———ödenmesini talep ettiğini, bahsi geçen ——–şirketinden, yine —- sebebiyle alacaklı olan müvekkil şirketin, davacıya olan bakiye borcunu, —- olan alacağına mahsup ettiğini, bu şekilde ödenmiş olan borca ilişkin olarak Adana ———-.icra müdürlüğünün —– sayılı dosya kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip kapsamındaki borca ve icra dairesinin yetkisine müvekkilince itiraz edildiğini, bunun üzerine mükerrer şekilde Anadolu——-.icra müdürlüğünün —–sayılı dosya kapsamında icra takibi başlatıldığını, hem böyle bir borcun olmayışı ve hem de mükerrer takip yapılmasından ötürü takibe itiraz edildiğini, davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini ve inkar tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
Bilirkişiler ——– tarafından düzenlenen —-tarihli bilirkişi raporunda göre; tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin sayın Mahkemenizin görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle; davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan, —— alacaklı olduğu, bu alacağın, 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca, kamu bankalarının, 1 yıl süre ile USD mevduatına açtığı en yüksek faizi ile birlikte tahsili gerektiği bildirilmiştir.
Dava; mal alım-satım hizmetinden kaynaklanan alacağın, istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine, vaki itirazın iptal istemine ilişkindir.
Davacı, —– tarihinde, Adana ——-. İcra Müdürlüğünün —— sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine takibe geçerek; ——– avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Borçlunun 16.03.2018 tarihli dilekçesinde; borcu olmadığına ve icra dairesinin yetkili olmadığını itirazı üzerine icra dosyasının, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —-Esasına kayıt edildiği, borçlu şirketin 12.04.2018 tarihli dilekçesinde, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını ileri sürmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili, mükerrer bir takip yapıldığını öne sürmüş ise de, mükerrer takip yapıldığı öne sürülen icra dosyası, Adana —.icra müdürlüğünün —–sayılı dosya olup, ancak bu dosyanın yetkisizlik nedeniyle, İstanbul Anadolu——–. İcra Müdürlüğünün —– esasına kaydedilen ve davaya konu edilen icra takip dosyası olup, mükerrerlik durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı takipteki ——– tarihinde banka havalesi ile gönderilen 40.000 USD meblağdan, gönderilmeyen ürün bakiye bedelinin istirdatı” açıklamasına dayandırmıştır. Davacı davalıya 15.04.2016 tarihinde 40.000 USD ödeme yapılmasına karşın davalının 24.114.53 TL tutarında kömür gönderdiğini, bakiye —– kendilerine iade edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı ise, ——-, arasında fiili ve organik bağ bulunan müflis —- ödenmesini talep ettiğini, bahsi geçen —— şirketinden, yine —- sebebiyle alacaklı olan müvekkil şirketin, davacıya olan bakiye borcunu, —- alacağına mahsup ettiğini ileri sürmüştür.
Bu durumda taraflar arasında, kömür alım-satımına ilişkin sözleşme bulunduğuna, davacının davalıya 40000,00 USD avans ödemesi yaptığına, davalının eksik ifada bulunduğuna dair uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalının teslim edilmeyen kömür bedelini dava dışı ——– firmasına ödemesi konusunda taraflar arasında bir anlaşma bulunup bulunmadığı, anlaşma bulunması halinde davalının bu firmadan alacağının bulunup bulunmadığı, bulunması halinde mahsup koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacının ticari kayıtlarına göre, davacı, davalı şirketten 24.105.53 TL tutarlı 2 adet fatura almıştır. Buna karşılık davacı, —– ödeme yapmıştır. Davacının, fazla yaptığı ödemeden dolayı davalı şirketten — — = 90.258.47 TL bakiye alacağın bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin kayıtlarına göre, davalı şirket, davacı şirketten —— ödeme almıştır. Buna karşılık davalı, davacıya 24.105.53 TL tutarlı (2) adet satış faturası kesmiştir. Davalının, davacı şirkete,—-borcunun olduğu, bu tutarın 340 kodlu alınan sipariş avansları hesabına (kendi borcu olarak) virmanlandığı, 31.12.2017 tarihi itibariyle alınan avanslar hesabında bu tutarın bekletildiği, dava dışı — şirketi alacağına mahsup edilmediği tespit edilmiştir. Ayrıca davalı kayıtlarının incelenmesinde dava dışı —– şirketi ile de ticari ilişkisinin olduğu, bu şirketle ——— hesabı üzerinden (mal alıcısı olarak) çalıştığı, incelenen ticari defterlerinde, 2016 yılında, ———— alacağın olduğu, bu alacağın 2017 yılına devrettiği, 2017 yılı sonunda da 29.734.97 USD bakiye alacağın olduğu, bu —– verilen sipariş avansları hesabına devredildiği, —– yılı hesapları içerisinde, davacı şirketin bakiye alacağının, ——- şirketinden olan alacağının mahsubuna ilişkin bir kaydın olmadığı, tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından davacının, ödediği —- karşılık davalıdan —— mal aldığı dikkate alındığında, istirdatı gereken tutar;————- olarak tespit edilmiştir. Davacı —- istirdatını talep etmiş bulunmaktadır. Davalı vekili, davacının bakiye olan alacağının, beyanı üzerine, kendisiyle organik ve hukuki bağlı bulunan dava dışı —- şirketinin borcuna mahsup edildiğini öne sürmekte ise de, davacı ile aralarında buna ilişkin bir sözleşme ya da talimatı bulunduğuna dair delil ibraz edilmediği, davalının bu iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan, 31.000 USD alacaklı olduğu, bu alacağın, 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca, kamu bankalarının, 1 yıl süre ile USD mevduatına açtığı en yüksek faizi ile birlikte tahsili gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğün —– esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİ ile takibin —– asıl alacak bakımından DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren dolar üzerinden 1 yıllık mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek oranda faiz UYGULANMASINA,
3- Asıl alacak 31.000,00 USD’nin takip tarihindeki karşılığı 118.190,60 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 8081,00 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 1428,76 TL harcın mahsubu ile bakiye —– harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5- Davacı tarafından yatırılan —- harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafından dava açılış, tebligat, bilirkişi, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2055,80 TL yargılma giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Kabul edilen dava yönünden ——– tarifesine göre davacı lehine takdir olunan (karar tarihindeki kur üzerinden) —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8- Gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair davacı vekilleri ile ihbar olunan davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.