Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/549 E. 2022/746 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/549 Esas
KARAR NO: 2022/746
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/12/2017
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkilerinden —– şirketlerinin——- bayiliğini yapma konusunda getirilen teklifi kabul etmesi üzerine diğer davalının kefil olarak imzaladığı —– tutarlı senet düzenlenerek taşınmazı üzerine ipotek tesis edilerek bayilik ilişkisinin başlatıldığını, protokol ile senedin teminat için verildiğinin düzenlendiğini, senedin iade edilmeyerek müvekkilleri aleyhine, —– takip başlattıklarını, müvekkillerinin itirazı ile takibin durması üzerine, bu defa aynı borç için verilen ——–sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı şirketin, daha önce aynı faturaya dayanarak, icra takibine konu ederek, aynı borçtan dolayı birden fazla icra takibi yaptığını, verilen senetler teminat senedi olduğundan ve senet borçları ödendiğinden, borçlu olmadıklarının tespitine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve icra dosyasına ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Beyan edilen —– cari hesaba dayalı olarak yapıldığını, takibe itiraz neticesinde —–dosyası ile itirazın iptali davasının görüldüğünü ve herhangi bir tekerrür durumunun söz konusu olmadığını, dosyaya düzenlenen bilirkişi raporunda davalı alacağının —— olarak beyan edildiğini, davacı yan tarafından iddia edilen senedin teminat olarak verildiğine dair hiçbir belgenin sunulmadığını, ayrıca davalı şirket yetkilisinin ——olduğunu ve dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair herhangi bir evrakın imza edilmediğini, davacı yan tarafından iddia edilen davacı ——– taşınmazı üzerine konulan ipoteğin teminat amaçlı konulduğu iddiasının haksız ve kabul edilemez olduğunu, davacı yan tarafından ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının kabul edilemez olduğunu, davacı yan, dilekçesinde cari hesaplarını ortaya koymaya çalıştığını, dava konusu senedin, kambiyo senedi olduğunun davacı yan tarafından ispat edilmesinin gerektiğini, davalı yan tarafından süresinde cevabi ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak bila tebliğ dönme sonrası tekraren yeni adrese tebliğin yapıldığını, davacılar arasındaki ilişki ile davalının ilgisinin bulunmadığını, söz konusu senedin gerçek bir borç senedi olduğunu, davacı——- dosya ile alakalı ödemede bulunduğunu, borcu bulunmayan bir kişinin ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, davacıların; alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kambiyo senedinden ve bu senede istinaden başlatılan takipten ve ipotekte belirtilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava dosyası —– verdiği kesinleşen görevsizlik kararı neticesinde mahkememize tevzi olmuştur
Davada Kambiyo senedinin davalıya teminat amacıyla verilip verilmediği, asıl ilişkide davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı,——- takip dosyasının aynı alacağa ilişkin olup olmadığı hususlarının araştırılmasının gerektiği anlaşıldı.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Davaya konu —– sayılı takip dosyasının gönderildiği dosya arasına alındığı; tetkikinden, takip alacaklısının davacı ve takip borçlusunun davalı ile —- olduğu; takibin —- bedelli senede ilişkin olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla takip niteliğinde bulunduğu; takibin —- işlemiş faiz olmak üzere toplam ——üzerinden başlatıldığı;
—-sayılı dosyası ile itirazın iptali davasına konu —– dosyasının incelenmek üzere işbu dosya arasına alındığı; tetkikinden, takip alacaklısının davacı ve takip borçlusunun davalı olduğu; takibin, —- tarihli takip talebine istinaden davalı adına kesilmiş faturalara dayalı olarak başlatılan ilamsız haciz yoluyla takip niteliğinde bulunduğu; takibin ——işlemiş faiz olmak üzere toplam — üzerinden başlatıldığı ve davalı borçlu tarafça süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacılar tarafından——şüpheliler —– hakkında hile ile kendilerini kandırarak borçlandırdığı, daha sonra bozuk ve tarihi geçmiş malları göndererek kendilerini dolandırdıkları ve bir çok kez zincirleme halinde tehditte bulundukları iddiasıyla Dolandırıcılık, Tehditten şikayetci oldukları; Yürütülen soruşturma neticesinde; Müştekiler ve şüpheliler arasındaki ilişkinin hukuki mahiyette ihtilaf arzetmesi ve hukuk mahkemesinde çözümlenecek nitelikte olduğu, şüpheliler hakkındaki dolandırıcılık iddiasına yönelik suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verildiği,
——– sayılı dosyasında yapılan yargılama neticisinde;
Somut olayda; Taraflar arasında süregelen ticari ilişki bulunmasına, takip konusu faturaların davalıya usulünce teslim ve faturaların tanzim edilmesine, fatura konusu mallara yönelik ilgili faturaların davalı taraf ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olması sebebiyle uyuşmazlık konusu teşkil etmeyen mal tesliminden sonra davalı tarafın malların teslimi ve en son fatura tanzim tarihi olan— dava konusu takip tarihi olan ——– tarihinden çok sonra —-tarihinde ilk ihtarnamesini davacı tarafa göndermesine ve———- tarihinde delil tespitine başvurmasına, yerleşik Yargıtay uygulaması doğrultusunda karşı tarafın (davacı) yokluğunda yapılarak itiraza uğrayan delil tespitinin hükme esas alınamayacağına, tarafların her ikisinin de tacir sıfatı bulunduğundan ticari mallardaki ayıp iddiasının TTK md.23 hükmünce belirlenen süre ve usulde ileri sürülmesinin zorunlu olmasına, davalının muayene ve ihbar yükümlülüğüne aykırı olarak süresinde ve usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunmamasına, yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince ayıp iddiasının yazılı delille ispatı mümkün olup davacı muvafakati bulunmadığından tanıkla ispat edilemeyeceğine, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının HMK md.222 koşullarını taşıdığından davacı taraf lehine delil vasfını taşıdığına, davalı tarafın dava konusu icra takibine dayanak teşkil etmeyen kıymetli evraka ilişkin beyanlarının dava dosyasıyla ilgisinin bulunmamasına ve tahsilde mükerrerlik ihtimalinin infaz aşamasının konusunu teşkil etmesine göre davalı tarafın aksi yöndeki tüm savunmalarının dayanaksız olduğundan bahisle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Kararın istinafı neticesinde ——– sayılı kararına karşılık işbu davanın davacısı tarafın istinafının esastan reddine ilişkin kararında
Davalının —- bedelli olduğunu iddia ettiği teminat senedine karşılık olarak davacı tarafından düzenlenen — bedelli faturanın ,davalı defterinde kayıtlı olduğu, bu fatura karşılığı mal teslimi yapılmadığına yönelik ve — senet karşılığı düzenlendiği iddiasının davalı tarafça yazılı ve kesin delillerle ispatlanamadığı, bilirkişi raporuna göre —–bedelli faturaların davalı defterinde kayıtlı olmadığı, bu faturalara ilişkin malın tesliminin davacı tarafından ispatlanması gerektiği, bu haliyle iki adet faturanın davalıya satışı yapılan mal olarak kabul edilmemesi durumunda davacı şirketin davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacağın —- olarak hesaplandığı, icra takibine konu edilen alacak miktarının —- olduğu, davalı tarafın icra takibinden sonra düzenlediği ve dava dilekçesinde bildirdiği bir kısım iade faturalarının davacı tarafça kabul edilmediği, davalının ayıp iddiasının süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığının ispatlanamamasına göre mahkemece itirazın haksız olduğunun kabulüne dair kararda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz Dosyasında da mali bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan —– tarihli raporda özetle;
Davalı tarafından incelemeye sunulan—– 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Tarafımızdan incelenen davalı yanın ticari defterlerinde; Davalı yanın davacı yandan——alacaklı gözüktüğü tarafımızdan tespit edildiğini,
Davalı yan tarafından bu alacağın —- dosyası ile Davalı—— fatura ve cari hesaba dayalı ilamsız takiple, kalan —- alacağının ise huzurdaki davaya konu —– Sayılı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe ——– tutarlı senet ile takibe konu edildiği,
Dosyaya sunulu senet üzerinde yapılan incelemede davacı ———– tarafından davalı yan lehine keşide edildiği ve davacı —–kefil sıfatıyla senette imzasının bulunduğu,
Davalı yanın ticari defterlerinde huzurdaki davaya konu senet ödemesine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, (diğer bir ifade ile senedin kayıtlı olmadığı,)
Davalı yanın davacı yandan —- alacaklı olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Davacı yanın dava dilekçesinde ise —— davacı yanın davalı yana borçlu olduğu beyan edilmiştir. Bu noktadan sonra davacı yan tarafından ayıp iddiası ile bir kısım iade faturası tanzim edilmiş ve noter kanalı ile davalı yana tebliğ edilmesine rağmen davalı yan tarafından süresi içerisinde faturalara itiraz edildiğini,
Davacı yanın ayıp iddiasını destekleyen dosyada somut belge bilgi bulunmadığından, tarafların örtüşen kayıtları dikkate alındığında Huzurdaki davaya konu —– Sayılı dosyasında takibe konu edilen senede ilişkin davacı yanın borçlu olmadığının söylemeyeceği kanaatine varıldığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli ek raporda özetle; Tarafınca tanzim edilen —– tarihli kök raporda değiştirilecek bir husus bulunmadığı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın davalı şirketin —– sayılı dosyasıyla yapılan takibe davacıların itirazı ile takibin durması üzerine, bu defa aynı borç için verilen —-tutarlı teminat senedi için bu kez —— sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı, davalı şirketin, daha önce aynı faturaya dayanarak, icra takibine konu ederek, aynı borçtan dolayı birden fazla icra takibi yaptığı, verilen senetlerin teminat senedi olduğu ve senet borçları ödendiği iddiasıyla borçlu olmadıklarının tespitinin dava edildiği anlaşılmıştır. Kesinleşen ——-ayılı dosyasından yapılan yargılama sonucu verilen kararı, dava dosyamızda davalı tarafın ticari kayıt ve belgelerin de yapılan inceleme sonucu düzenlenen denetlenebilir mali bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde İcra takiplerinin mükerrer olduğu, İcra takibine konu senedin teminat senedi olduğu ve ödendiği iddiasının yazılı ve kesin delillerle davacılar tarafından ispat edilemediği, Kötüniyet tazminatının şartlarının oluşmadığı değerlendirildiğinden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 1.627,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili lehine 2022 yılı AAÜT göre hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022