Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/542 E. 2019/123 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ: 26/09/2014
KARAR TARİHİ: 15/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil …’in yetkilisi olduğu —————- müşterisi tarafından gönderilen ——————– notu hesaptan keşideli ——çek nolu ————— TL bedelli çekin … tarafından çalındığını, şüpheli hakkında şuç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın halen İst. Anadolu Cumh. Başs. ———— numaralı dosyası ile devam ettiğini, Konya 4. Asliye ticaret mahkemesinin —- E sayılı dosyası İle——————-nolu hesaptan keşideli—- çek nolu —— keşide tarihli —————– TL bedelli çekle ilgili iptal davası açıldığını, ödeme yasağı karart verildiğini, ayrıca çekin iptali için —————Gazetesinde ilan yapılmasına hüküm kurulduğunu, söz konusu davanın halen devam etmekte olduğunu, … tarafından çeke ilişkin olarak İst. Anadolu 8. İcra Md—————–e sayılı dosya ile keşideci, ilk ciranta ve müvekkil ————— şirket yetkilisi … aleyhinde olarak kambiyo senetlerine mahsus takibe girişildiğini, söz konusu çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini, davalı yanın çekin yetkili hamili konumunda olmadığını, çeki kötü niyetle iktisap ettiğini belirterek çekin iadesini dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacılar aleyhinde İst. Anadolu 8. İcra Müd. ———————– E sayılı dosya ile keşideci , ilk ciranta ve müvekkil ————— yetkilisi … aleyhinde olarak kambiyo senetlerine mahsus takibe girişildiğini, davacıların söz konusu çekin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına ilişkin olarak İst. Anadolu 12. İcra Mahkemesinde şikayet ve itiraz davası açtıklarını, çekin arka yüzünde davacı şirketten sonraki cirantanın diğer davacı olduğunu, çekin davacı şirket tarafından ciro edildiğini, davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu beyan etmiştir.
Bilirkişi ———– tarihli raporunda; Somut olay yönünden davalının senedi kötü niyetli olarak (çalmak sureti ile) iktisap ettiği ve dolayısıyla yetkili hamil konumunda bulunmadığı sonucuna davacıların salt cezai girişimlere müracaat etmesi İle ulaşılmış sayılamayacağı, aksi halin kabulünün, ceza hukukunda geçerli olan masumiyet karinesi ilkesi ile yukarıda detaylı olarak izah edilen gerek mücerretlik ve gerekse imzalann istiklali prensipleri ile ortaya çıkmış olan kambiyo senetlerinin kamu güvenine mazhar olabilmesi ilkelerine zarar verebileceği, bunun sonucu olarak senedin tedavül kabiliyeti ve bu senede duyulan güven ortadan kalkabileceğinden ticari hayatın da bundan derin yara alabileceği, dosya kapsamı incelendiğinde, ————-gazetesinde ——tarafından alınan ———- ——————nolu karar çerçevesinde açık olarak şirket ortaklarından———– müdürlüğünün sona ermiş olduğu ve şirketi temsil ve ilzam yetkisinin de sona ermiş olduğu hüküm altına alınmakla, aynı kararda şirket müdürlüğüne 10 seneliğine davacılardan …’in ve dava dışı ————-n getirildiği, şirketi her hususta müştereken imza edeceklerinin karar altına alındığı anlaşılmakla, davaya ve takibe konu senette bu tür bir müşterek imzadan söz edilemeyeceği, senetten doğan bir hakkın başkasına devri şirketi ilzam eden ve tasarruf işlemi niteliğinde olduğundan ancak yukarıda anılan karar gereği ortakların birlikte hareket etmesi gerekeceği, somut olayda ise bunun söz konusu olmadığı, dolayısıyla somut olay yönünden senedin cirosunda kopukluğun meydana gelmiş olduğu, senedi son olarak elinde bulunduran davalının çekin çalınması iddiası çerçevesinde değil, ciro silsilesindeki kopukluk sebebiyle yetkili hamil olarak değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda anılan takip yönünden teknik anlamda sıfatı haiz bulunmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
İAA 55. ACM’de yürütülen yargılama sonucunda davalı hakkındaki verilen mahkumiyet kararının İstanbul 9. Bölge Adliye Mahkemesi’nin ———– sayılı ilamı ile kaldırılarak davalı …’in beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
Emanet Memurluğundan gönderilen çek aslının incelenmesinde; Keşidecisinin ————— lehtarının —————, takip eden cirantaların ise davacı şirket ve diğer davacının olduğu, çekin ödeme yasağı kararı nedeniyle ödenemediğine dair şerh düşüldüğü, çek tarihinin ———– ve bedelinin————- TL olduğu, davacı şirketin cirosunda tek imza bulunduğu, cironun davacı şirketin kaşesini ihtiva ettiği görülmüştür.
Dava, kambiyo senedi ve bu senede istinaden başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı tarafından, keşidecisi dava dışı ——————- ait, —- TL bedelli —– tarihli çeke istinaden, keşideci, çekin lehtarı ———–birlikte, ciranta olan davacı şirket ve davacı … hakkında İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır.
Davacılar dava dilekçesinde, çekin davalı tarafından çalındığını, davalının yetkili hamil olmadığını, cevaba cevap dilekçesinde ise, davacı şirketi temsile diğer davacı ile —— ile birlikte dava dışı ———- de yetkili olduğunu, ciro işleminde şirket kaşesi üzerinde diğer temsilci —– imzasının bulunmadığını bu nedenle çekten dolayı borçlu olmadıklarını iddia etmiştir. Davanın açıldığı ve cevaba cevap dilekçesinin ibraz tarihi itibariyle dava yazılı yargılama usulüne tabi olduğundan cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülen olguların iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadığı kabul edilmiştir.
———–müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davacı şirketi temsile yetkili olan kişilerin … ve ————— olduğu, dava konusu çekin arka yüzünde davacı şirketi kaşesi üzerinde ise sadece …’in imzasının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda şirketi temsil yetkisinin müşterek imza ile sınırlandırıldığı, bu hususun ilan edildiği, bu nedenle davacı şirketin sadece diğer davacının imzası ile sorumluluk altına sokulamayacağı, ciro işlemindeki diğer temsilcinin imzasının eksikliğinin, davacı şirketi kambiyo hukuku bakımından sorumluluk altına sokmayacağı, ilan ile davacı şirket bakımından mutlak defi niteliği kazanan bu durumun davalıya karşı da ileri sürülebileceği, imzaların istiklali prensibi gereğince çekte imzası bulunan diğer kişilerin kambiyo hukukundan kaynaklanan sorumlulukları devam etse de, tek imza ihtiva eden ciro işleminin davacı şirketi borç altına sokmayacağı anlaşıldığından davacı şirket bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafından, davacı şirketin tek imza ile ciro veya keşide edilen çeklerinin ödendiği yönündeki iddiası ise ileri sürüldüğü aşama itibariyle savunmasının genişletilmesi mahiyetinde olduğundan bu hususta araştırma yapılmamıştır.
Davacı … ise, çekin davalı tarafından çalındığını iddia etmiş ise de, yapmış olduğu şikayet neticesinde davalı hakkında dava konusu çeki çalmaktan dolayı kamu davası açıldığı ve mahkemece davalının mahkumiyetine karar verildiği, fakat, istinaf incelemesinde davalının üzerine atışı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle diğer bir ifade ile yeterli delil bulunmaması nedeniyle yerel mahkeme kararı kaldırılarak davalının beraatine karar verildiği, dosyasının incelenmesinde çekin davacı …’in rızası hilafına çıktığına dair başkaca bir delil de bulunmadığı, kaldı ki davacı tarafından çekin davacı tarafından çalındığı iddia edilirken, aynı zamanda çekin iptali için açılan davada çeki çalanın davacı olduğundan hiç bahsedilmediği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı …’in, çekin elinden rızası hilafına çıktığını ispatlayamadığı anlaşıldığından bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı alacaklı, davacı …’den de çek tazminatı ve komisyonu talep etmiş ise de, çek tazminatı ve komisyonunun ancak keşideciden talep edilebileceği, davacı …’in ise çekte ciranta sıfatının bulunduğu, dolayısıyla çek tazminatından ve komsiyondan sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davacı … yönünden sadece bu kısım için kabul kararı verilmiştir.
Dava kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararının infaz edilmemesi nedeniyle davalının, davalının takip başlatmakta ve devamında kötüniyetli olduğunun tespit edilemesi nedeniyle davacıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bu gerekçelerle davanın davacı şirket bakımından kabulüne, diğer davacı bakımından ise kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; ——— bedelli ——— tarihli çekten ve bu çeke istinaden İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı takip dosyasından dolayı davacı şirketin davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Davacı …’in İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü’nün———– Esas sayılı takip dosyasında, dava konusu çekten dolayı sadece ödeme emrinde belirtilen —– TL çek tazminatı ve —-TL komisyon bakımından BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Davacı …’in dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığı yönündeki talep bakımından davanın REDDİNE,
-Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
-Tarafların tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin yatırılan 170,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 512,30 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafça sarf edilmiş 170,80 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 25,20 TL başvurma harcı, 7,60 TL vekalet ücreti, 500,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 122,00 TL olmak üzere toplam: 654,80 TL’nin 61,14 TL’sinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı ————. kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI —————VERİLMESİNE,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 1030,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI …’e VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/01/2019