Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/540 E. 2023/352 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/540 Esas
KARAR NO: 2023/352
DAVA: İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ: 29/02/2016
KARAR TARİHİ:26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,Davacılar Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davacı şirketlerin, ortakları ve yetkilileri aynı olan grup şirketleri olduğunu, davacı müvekkilleri ——— deri ve deri mamulleri işleme ve ihracatı faaliyet alanında imalatçı olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüklerini, davacılardan —–yılında başlamıştır. Diğer davacı şirket —– ticari faaliyetine başladığını, davacı müvekkili şirketlerin dünyaca ünlü ———- gibi firmalara üretim yapan şirketler olduğunu, davacı müvekkili şirketlerden özellikle—–, geçmişte olduğu gibi hali hazırda da yapmakta olduğu ihracat ile—– sağladığını, —- yapmış olduğu ihracatlar nedeniyle bağlı bulunduğu——–çok kere başarı ödülü aldığını, ayrıca ——yıllarında başarı belgesi verilmiş olan öncü şirket olduğunu, davacı müvekkili şirketler çalıştırdıkları kişi sayısı itibari ile de ciddi istihdam sağladıklarını, ancak; son zamanlarda —- yaşanan olumsuzluklar neticesi deri fiyatlarının düştüğünü,——- yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve devamında piyasalarda meydana gelen daralma ve bu olumsuzluklarla birlikte şirketlerin bazı alacaklarını tahsil edememesi sonucu şirket öz varlığının büyük kısmını yitirdiğini, bu sebeplerle davacı şirketlerin finansal dengesinin bozulduğunu, müvekkili firmaların yaşadığı finansal dar boğazdan kurtulabilmesi için mahkememizin —- sayılı dosyası ile müvekkili şirketlerin 1 yıl süreyle iflasının ertelenmesi davası ikame edildiğini, mahkememiz tarafından 01.03.2016 tarihinde tedbir kararı verildiğini, verilen tedbir kararından bugüne kadar 1 yıllık sürenin dolacak olması nedeniyle iflasın ertelenmesi talebine ilişkin olarak verilen tedbir kararının devamı ile süre uzatım talebinde bulunma zorunluluğu doğduğunu, yargılamanın devam ettiği mahkememizin——-esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda; müvekkili ——- bilanço tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplamada (-) 3.280.112,90-TL menfi öz varlığı ile borca batık olduğunun tespit edildiğini, böylelikle müvekkil ——-iflas ertelemenin ilk şartı olan borca batık olma şartını sağlandığını, bilirkişi heyeti tarafından (-) 3.280.112,90-TL borca batıklık miktarı dikkate alındığında borca batıklık seviyesinin yaklaşık %60’ına denk gelen 2.000.000,00-TL sermaye artırımının makul karşılandığının belirtildiğini, davacı ——- tarihleri arasında elde ettiği satış ve kârlılık ile projede öngörülen satış ve kâr hedeflerinin tutturulabilir olduğunun tespit edildiğini, bu hususun iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcılığını ortaya koyduğunu, diğer müvekkili ——- bilanço tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplamada (-) 1.224.586,78-TL menfi öz varlığı ile borca batık olduğunun tespit edildiğini, böylelikle müvekkilu —– iflas ertelemenin ilk şartı olan borca batık olma şartını sağladığını, bilirkişi heyeti tarafından (-) 1.224.586,78-TL borca batıklık miktarı dikkate alındığında borca batıklık seviyesinin yaklaşık——- denk gelen 750.000,00-TL sermaye artırımının makul karşılandığı belirtildiğini, davacı ——- tarihleri arasında elde ettiği satış rakamları ile projede öngörülen satış hedeflerinin uyumlu olduğu heyet tarafından tespit edildiğini, müvekkili şirketler tarafından iyileştirme projesi doğrultusunda sermaye artırımları yapıldığını, şirket ortakları tarafından ——— yıllarında şirketten kâr payı alınmayacağı ve bu yıllara ilişkin kârlılık hedeflerinin tutturulamaması halinde eksik kalan kâr hedefinin ek nakit yolu ile ortaklarca yerine getirileceğine dair taahhüt noter senedi ile tevsik edildiğini, bu bağlamda sunulan sermaye artırım kararları, sermaye ödemeleri ve taahhütler dikkate alınarak mahkememiz tarafından dosya ek inceleme yapılmak üzere bilirkişi heyetine tevdii edildiğini, hali hazırda kök dava dosyası bilirkişiden dönmediğini, müvekkil firmanın tedbir tarihinden bugüne kadar ki süreçte iyileştirme projesinde taahhüt ettiği başta dış kaynak sağlama taahhüdü olmak üzere tüm somut adımları attığını, süreç içerindeki atılan bu adımlar şirketin kararlılığını açıkça gösterdiğini, tedbir kararının verildiği 01.03.2016 tarihinden bu yana geçen 1 yıllık sürede, müvekkil firmalar tüm imkanlarını ve ticari faaliyetini borca batıklıktan kurtulma için harcamış ve bu yönde irade beyanı ve kararlılık gösterdiğini, bu süreçte de ciddi mesafeler kaydettiğini, arz ve izah edilen sebeplerle, haklı davalarının kabulü ile, davacı şirketler hakkında 01.03.2016 tarihi itibarı ile verilen iflas ertelemesinin 1 yıl süreyle uzatılmasını, alacaklıların hak ve menfaatlerinin korunması, şirketin faaliyetlerinin devam etmesi ve iyileştirme projesinin uygulanmaya devam etmesi için İİK 179/A-B gereği verilmiş bulunan mevcut tedbirlerin ——tarihi itibari ile aynen devamı yönünde karar verilmesini, İİK 179/b. hükmü gereği, nihai iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte nihai iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte amme alacakları da dahil olmak üzere, müvekkili şirket aleyhine haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, icra ve iflas takiplerinin yapılmamasını, verilecek tedbir tarihinden önce başlatılan haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, icra ve iflas takiplerinin durdurulmasını, rehin ve ticari işletme rehininin paraya çevrilmesi ve ipoteğin paraya çevrilmesi takiplerinin durdurulmasını, satış ve muhafaza işlemlerinin engellenmesini, muhafaza altına alınan menkullerin yediemin sıfatı işle müvekkil şirket yetkililerine teslimini, İİK 179/b. hükmü gereği, iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte müvekkil şirketin taşınır-taşınmaz malları ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haciz de dahil olmak üzere haczinin engellenmesini, Şirketlerin Banka hesapları ve 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerindeki blokelerin ihtiyati hacizler de dahil olmak üzere kaldırılmasını, şirketlerin ticari faaliyetinin devamı ve iyileştirme projesinin sağlıklı devamı için gerekli elektrik, su, doğalgaz gibi ihtiyaçlarının kesilmemesi yönünde “ihtiyati tedbir” kararı verilmesini, İİK 179/a maddesi gereği Kayyımın göreve devamı yönünde karar verilmesini, neticede iflasın ertelenmesi mevcut tedbir karanının 01.03.2017 tarihinden itibaren aynen devamı ile müvekkili şirketlerin iflasının ertelenmesinin 1 yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkememizce tensiben tedbir kararları verilmiş ve gerekli ilanlar yaptırılmıştır.
Asli müdahil —- Şirketi vekili; davacı —–alacaklı olduklarından bahisle müdahale talebinde bulunmuştur.
Asli Müdahil ——vekili; finansal kiralanan “1 adet deri yıkama makinesi ekipman ve aksesuarları —– sebebiyle alacaklı olduklarından bahisle müdahale talebinde bulunmuştur.
Asli müdahil —- vekili; davacı —– alacaklı olduklarından bahisle müdahale talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce —— Karar sayılı kararıyla; Dava; İİK 179 /179-a-b maddeleri ile TTK 324 madde gereği iflasın ertelemesinin uzatılmasına ilişkindir. Davacılar tarafından mahkememizde açılan ve —– sayılı dava dosyasında yargılaması devam eden iflas erteleme davasının halen derdest olduğu, davacı şirketler hakkında verilmiş herhangi bir iflas erteleme kararının bulunmadığı, iflas ertelemenin uzatılmasının istenebilmesi için ortada iflas erteleme kararının olması gerektiği, bu aşamada henüz bir iflas erteleme kararı olmadığı belirlendiğinden, iflas ertelemenin uzatılmasının konusu olmadığı ve böylece davacının dava açmakta hukuki menfaatinin olmadığı anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan uzatım davasının usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı davacılar vekili tarafından istinaf edilmiş olup———–Karar sayılı ilamıyla “6100 sayılı HMK.nun 114/1-h bendinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani davacının dava açmakta hukuki yararı (menfaati) bulunmalıdır. Buna hukuki korunma ihtiyacıda denir. İdeal veya ekonomik yarar yalnız başına yeterli değildir. Davacı hakkına kavuşmak için mahkemenin kararına muhtaç olmalıdır. Dava açmakta hukuki yarar dava çeşitlerine göre bazı özellikler gösterebilir. İflasın ertelenmesi kararının şekli bakımdan kesinleşmeden uzatma kararının verilemeyeceği gerek—- emsal kararlarında, gerekse ——- emsal kararlarında benimsenen bir husustur. Ancak söz konusu hiçbir emsal kararda, iflasın ertelemesine ilişkin dava derdest iken uzatma talebine yönelik davanın açılamayacağı, bunda davacının hukuki menfaatinin olmadığı kabul edilmemiştir. Bu şekilde yani davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan reddedileceğine ilişkin bir emsal karar veya uygulama mevcut değildir. Aksine, iflas erteleme davalarının da acele işlerden sayılıp basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen uygulamada davaların sonuçlanması ve kesinleşmesinin çeşitli sebeplerle uzadığı, davacıların—– kararlarını da gözeterek hak kaybına uğramamak adına ilk tedbir kararının verilme tarihinden itibaren bir yılın sonunda iflasın ertelemesinin uzatılmasına dair tedbir istemli ana davanın devamı niteliğinde yeni bir dava açtıkları gözlenmektedir. Bu tür dava açılmasında davacı tarafın hukuki menfaate bulunmaktadır. —– sayılı emsal kararında da bu duruma işaret edilerek erteleme kararı kesinleşmeden uzatma davasının açılmasının doğru olduğuna karar vermiştir. ———sayılı ilamlarında da birleşen davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı ile iflasın ertelenmesine ilişkin açılan asıl davanın kesinleşmesinin beklenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği vurgulanarak bu davaların açılmasında hukuki menfaatin bulunmadığını kabul etmemiştir. O halde İflas ertelemesinin uzatılmasına ilişkin davanın özelliği itibariyle, iflasın ertelenmesi talebiyle açılan ana davanın derdest olması halinde söz konusu davanın sonucuna göre karar verileceğinden ilk derece mahkemesinin iflasın ertelenmesinin uzatılmasına ilişkin huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğundan dava şartının bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine ilişkin kararı yerinde olmamıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmektedir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Asli müdahil—- alacağını—– devretmiştir.
Sonucu beklenilmesi istenilen mahkememizin ——- tarihinde karara çıkmış ve davacı şirketlerin iflasına karar verildiği görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. vd maddesi uyarınca iflasın ertelenmesinin 1.kez uzatılması talebine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, pasifleri (borçları) aktiflerinden (varlıklarından) fazla olan, yani borca batık olan bir şirketin belirli koşullarda (geçici olarak) iflasına karar verilmesini önlemek, başka bir deyişle iflas kararı verilmesini gerektiren borca batıklığı ortadan kaldırmak, şirketin durumunun düzeltilmesi ve şirketin tüzel kişi olarak varlığını ve faaliyetini sürdürmesini sağlamak için geliştirilmiş bir kurumdur. İİK’nın 179/b-4 maddesi uyarınca iflasın ertelenmesi süresi 1 yıl ile sınırlı olup, uygun görülmesi halinde ise 4 yıl uzatılabilir. İflas erteleme kurum olarak ele alındığında, bu 1 yıl ve 4 yılın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede sonuca gidilmesi gerekir. İflas erteleme talebinin kabul edilerek ilk 1 yıllık ertelemenin davacı şirkete verilmesi halinde aynı mahkemece şirket izlenmekte, iyiye gidişin devam etmesi durumunda ise iflas ertelemenin uzatılması talepleri de kabul edilmektedir.
Mahkememizin —— sayılı iflasın ertelenmesi talebiyle açılan ana davada 15/09/2021 tarihli karar ile davacı şirketlerin iflasına karar verildiği, mahkememizce işbu kararın kesinleşmesinin beklenilmesine karar verilmiş ise de, sonuca etkili olmadığından kesinleşmenin beklenilmesinden dönülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta iflas ertelemesinin uzatılmasına ilişkin işbu davada 24/02/2017 tarihinden itibaren beş yıllık süre geçmiş ve eldeki dava artık iflas davasına dönmüştür. Beş yıllık süre dolduğundan iflas erteleme davasının reddine karar verilmiştir. Mahkememizin ——— Karar sayılı ana davada davacı şirketler hakkında iflas kararı verildiği, iflas davasına dönen işbu davamızda ana davada iflas hakkında karar verildiğinden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde —– hakkındaki İflas Erteleme davasının REDDİNE,
2-Davacı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde —- hakkındaki İflas Erteleme davasının REDDİNE,
3-Davacı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde—— hakkında İflas’a dönen DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Davacı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde——hakkında İflas’a dönen DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 148,5‬0 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7- Asli müdahil ——– tarafından sarf edilen 50,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak asli müdahil —- verilmesine,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere Asli Müdahil gelecek varlık vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/04/2023