Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/531 E. 2022/963 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2018/531 Esas
KARAR NO : 2022/963

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25.04.2018
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının —— en büyük —— üreticisi olduğunu, davalının ise —–ünvanlı tecilli bir tacir olduğunu ve —–yenileme işini komisyon karşılığında yaptığını, davalının internet ortamında davacı firmanın ürettiği —– kötülediğini, davalının yaptığı işin sadece kötüleme olmadığını, çalıştığı tüm —- atölyeleri nezdinde davacıyı ve ürünlerini kötülediğini, amacının davacıdan para almak olduğu, davalının kötülemesi nedeniyle davacının ürünlerinin satışlarının azaldığını, bir kısım ürünlerde de beklenen artışın olmadığını, bu nedenlerle davalının yaptığı haksız rekabetin men’ine, haksız rekabet nedeniyle uğranılan şimdilik 500.000,00 TL maddi zararın ve 50.000,00 TL manevi zararın tazminine, haksız rekabetin kınanmasına ve bu kınama kararının —–ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin —-isimli firmasını kurduğunu ve —– markası altında—–revizyonu konusunda servis hizmeti vermek, yedek parça temin etmek ve bunların montajını yapmak için tasarlanmış bir —–Sistemi geliştirdiğini, ——-çapında yaygınlaşmasını arzulayan müvekkilinin, kendisine ait fikri mülkiyet hakkının ve servis hizmeti sunumuna ilişkin teknik bilgi ve becerinin—– kullanımı alanında tam servis hizmeti verecek bir servis noktası paketini —— yenileme firmalarına) sunduğunu, müvekkilinin —- ilişkisi kapsamında ——karşı ciddi bir sorumluluk ve yükümlülük altında olduğunu, anılan sözleşme uyarınca—– alanların oluşturduğu——- Servis Sistemi dahilinde revizyon işlemi ve servis hizmeti verilecek olan her türlü —— sözleşmesi kapsamında olup (madde 2),——Alanlar, tamiratlarda arızalı ve düşük kaliteli yedek parça kullanmayacaklarını kabul ve taahhüt ettiklerini (madde 9.6), ayrıca madde 7.3’te —— Alanların, Servis Hizmetini, ——Veren tarafından belirlenecek ve zaman zaman güncellenecek bültenlerde yer aldığı şekilde verecekleri konusunda hükme bağlandığını, 2015 yılından itibaren davacının ürünleri ile ilgili şikayetler gelmeye başladığını, bu durumun davacı tarafından 2016 yılından beri bilindiğini, davalının 2017 yılında davacıya e-mail gönderdiğini, ardından bültende yayın yaptığını, yayından bir ay sonra davacının tekzip talebinde bulunduğunu ancak davacının ayıplı —— yataklarını piyasaya sunmaya devam etmesi nedeniyle —– yenileme firmalarının zarara uğradığını, ürünlerin ayıplı olduğunun ——. Asliye Hukuk Mahkemesinin —–esas sayılı dosyası üzerinden—— alınan 26.3.2018 tarihli uzman görüşü ile sabit olduğunu, yine davacının da ürünlerinin ayıplı olduğunu ikrar ettiğini, davacının tavrını değiştirmemesi nedeniyle davalının 14.06.2017 tarihinde —– tane olan kendi —— Alanlarına——Problemi başlıklı mail gönderdiğini, 3. Kişilere mail gönderilmediğini, davacının ürünlerine yasak konulmadığını, davacının satışlarının azalmasının, bir kısmının da beklenen artışı sağlamaması nedeninin —— yenileme firmalarının davacının ürünlerinden yaşadıkları problem nedeniyle tercihlerini değiştirmelerinden kaynaklandığını, davalının ——alan —–firması dışında pazarda —– adet davalıyla alakası olmayan firma olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Islah Dilekçesi: Davacı vekili 18.03.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde talep ettikleri 500.000,00 TL belirsiz alacak davasında uğradıkları zararın ıslahı ile 1.304.574,65 TL tazminat alacağının, dava dilekçelerinde faiz talebinde bulunmadıklarından tazminat alacaklarını dava tarihi olan 02.05.2018 tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
4-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, haksız rekabetin önlenmesi, haksız rekabet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında, “davalının —— adet—–alanlarına dava dilekçesinde belirtilen davacının ürünlerinin kullanılması halinde—– yenilemelerinin garanti kapsamında olmayacağının araç sahiplerine imza karşılığında bildirilmesine ilişkin e-postayı gönderdiği” konusunda uyuşmazlık olmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
“-Davacının bahsi geçen ürünlerinin ayıplı olup olmadığı,
-Davacının davacının ürünleri ile ilgili e-postayı kendi ——- alanları dışındaki—– yenileme atelyelerine gönderip göndermediği,
-Davacının eylemlerinin TTK’nin 54 ve 55. Maddeleri anlamında haksız ve hukuka aykırı biçimde haksız rekabet eylemini oluşturup oluşturmadığı,
-Davalının eylemi haksız rekabet ise davacının TTK’nin 56/1. Maddesi anlamında bu eylemler nedeniyle satışlarının azalıp azalmadığı, artması gereken satışlarında artış olmadığı iddiasının doğru olup olmadığı, maddi zararı varsa miktarının ne kadar olduğu,
-Davalının eylemi haksız rekabet ise TTK’nin 56/1 e ve TBK’nin 58. Maddeleri uyarınca manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, davacı manevi tazminata hak kazanmış ise miktarının ne kadar olması gerektiği,
-Davalının eylemi haksız rekabet ise haksız rekabetin kınanması gerekip gerekmediği ve bu kınama kararının ——-genelinde yayımlanan gazetelerde ilanına karar verilmesinin uygun olup olmadığı” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
Davalı tanığı—— beyden—— alıyoruz, 3-4 senedir davacının ——şikayetçiyiz, çünkü ürünleri hatalıdır, başıma yaklaşık —– tane araçta yaptığmız —–sardı, bunların —— tanesinin masrafın ben karşıladım, başka marka —– taktık ve ayrıca hatalı —– neden olduğu masrafları da ben karşıladım, bunları ——bildirdim, onların karşılaması gerektiğini söyledim, karşılamadılar, —- tanesini ise ödemeyeceklerini bildiğim için çağırmadım, —–tanesini orjinal kullandım, diğerlerini piyasada —– gibi —— tane daha firma var, onlardan yaptırdım, bu olayları davalı ile paylaştım, çözüm bulmak istedik, ——-konuşarak hallederim, mahkemeye gitmeyelim dedi, davalının bana başka bir firmadan al demedi, ben davacının hatalı ürünü nedeniyle bozulan —– yaparken hangi ürünü kullanacağımı kendim seçtim, davalı bana davacının ürünlerini kullanmayın diye mesaj atmadı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı ——beyden yaklaşık 15 senedir ——-alıyoruz, davacının ürünlerini 15-20 yıldır kullanıyoruz, belli araç gruplarında son dönemlerde sıkıntı yaşadık, davacının ürünlerini kullandığımız —–araçta belli markalarda, ——tamir ettiğimiz ürünler tekrar —– sardı, davacıyla iletişime geçtik, davet ettik, kendileri gelmedi, bu nedenle telefon ve mail yoluyla derdimizi anlattık, ancak davacı yardımcı olmadı, kendi ürünlerinde hata olmadığını söylediler, daha sonra ne yapmamız gerektiği hususunda davalıya başvurduk, davalı bu problemin bir kaç bayide daha yaşandığını söyledi, ben firma ile görüşürüm dedi, masraflarla ilgili ne yapmamız gerektiğini sordu, davalı bana “müşteriyi uyarın,——- ilgili sorun yaşadığınızı söyleyin, illa bu markayı kullanmak istiyorsa ellerinden yazı alın, öyle takın” dedi, ben halen diğer araç gruplarında kullanıyorum, yukarıda belirtitğim gibi sadece belli araç gruplarında problem yaşadım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı —— “39 yıldır davacının mamüllerini kullanıyorum, davalı —— beyden yaklaşık 3 senedir ——-alıyoruz, 3-4 sene önce —– tamir ettiğimiz —– şikayet oldu, bunlar —–marka araç —–meydana geldi, —–yardım talep ettik,—–bey geldi, —— baktı, yardımcı olmadı, sonradan rapor düzenledi, buna göre hatanın bizim olduğunu söyledi, biz masrafı müşteriye yansıtmadan —– olarak benle—–söken tamirci arasında paylaşarak hallettik” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—— sorulduğunda; davacı firmadan alındığı belirtilen —— kodlu ürünün, şirket tarafından temin edilen ve doğrudan——- üzerinde gelen orjinal parça ile uyuşmadığının tespit edildiğini, orijinal parçaya göre farklılıkları ve olumsuzlukları fizik laboratuvarında davacı tarafın kullandığı—– kalınlığının ve kaplama tipinin farklı olmasından dolayı performansının düşük olduğunun değerlendirildiği bildirilmiştir.—— yeniden sorulduğunda; analiz sonrası alınan iyileştirilmiş—– dava konusu ——- kodlu —– kısmen yeni kaplama bariyeri ile iyileştirilmiş versiyonu olup—— kodu ile satın alındığı bildirilmiştir.Mahkememizce yapılan görevlendirmeye istinaden—— oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 02.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda; “Yapılan —- analiz sonuçlarına göre: ——- kodlu Davacı tarafından teslim edilen numunede çelik taban üzerinde bakır-kurşun alaşımı üzerinde de kurşun kalay alaşımı olduğu tespit edilmiştir. Aynı kutuda —–kadlu iki farklı parça bulunmasında dolayı bu iki analiz yapılmış ve yakın sonuçlar tespit edilmiştir. İlk katman “—— mikron, üst katman “—– mikrondur. Katmanda yer yer değişimler olmakla birlikte toplam kalınlık——-mikron olarak tespit edilmiştir. Ayrıca nikel bariyerinden kaynaklı nikel pikleri de parçada görülmüştür. En dış katman yaklaşık —— kalay içerern kurşun tespit edilmiştir. —— kodlu davalı tarafından teslim edilen—– “paketi açılmamış” ——-ve hasarlı olduğu beyan edilen aynı kodlu —-benzer şekilde çelik taban üzerinde toplamda —— mikrona yakın bir kaplama katmanı vardır. İlk katman bakır-kurşun içermektedir, kalınlığı “—– mikrondur. Bunun üzerindeki katman yaklaşık —– mikrondur. Katmalarda küçük heterojenlikler tespit edilmiştir, analizleri grafiklerde sunulmuştur. Bu —— davacı tarafından sunulan kaplamadan farklı olarak en dış katmanda kalay tespit edilmemiştir (veya çok düşüktür). Ayrıca davalı tarafından ——kodlu, hasarlı —— mikron bakır-kurşun katmanı tespit edilmiş ancak üstünde olması beklenen kurşun katmanının deforme olup yüzeyden uzaklaştığı görülmüştür, yüzeyde sıvanmış şekilde ince kurşun ve bağ katmanından gelen nikel tespit edilmiştir. Davacı tarafından teslim edilen ——- kodlu parçalarda da toplam kaplama kalınlığı ——mikron civarında olup ana katman bakır-kurşun içerirken en dış katman yaklaşık —— kalay içeren kurşun tespit edilmiştir. Davacı tarafından teslim edilen ve ——- kodu ile biten parçaların kalay ilave ile mekanik özelliklerinin iyileştirildiği görülmektedir. Ancak davalı tarafından teslim edilen ve 2011 yılı ürünü paketli parçalar ve hasarlı —–en dış katmanda kalay—— kodlu olanlara göre çok düşük veya yoktur. Davacı tarafından teslim edilen ——- kodlu ——mikron kaplama içermektedir. Bu kaplamalarda çelik taban üzerinden bir bağ katmanı olarak alüminyum kullanılmıştır. Bağ katmanının kalınlığı—–mikron civarındadır. Üzerinde yaklaşık—– mikron kalınlığında alüminyum-kalay alaşımı yer almaktadır. Yukarıdaki kaplamalardan tamamen farklı bir karakterdedir. Davalı tarafından teslim edilen——analizinde toplam —— mikron kaplama tespit edilmiştir. Kaplama katmanlarının bakır ve alüminyum esaslı iki katman olduğu tespit edilmiştir, tamamen farklı bir kaplama karakterindedir. Davalı tarafından teslim edilen —– kodlu “orijinal ——-yapılan incelemede yaklaşık —–mikron kaplama tespit edilmiştir. Kaplamada çelik taban üzerinde—– mikron alüminyum bağ katmanı ve üzerinde —- mikron alümirnyum kalay katmanı görülmüştür. Diğer —— kodlu parçada toplam—– mikron kaplama tespit edilmiş olup, parçada bakır katmarı üzerinde kalay kaplama tespit edilmiştir. —– kodlu numunede toplam—— mikron kaplama tespit edilmiştir. Çelik taban üzerinde bakır kurşun alaşımı tespit edilmiştir, bunun üzerinde de kurşun kalay alaşımı tespit edilmiştir. Kalay içeriği ağırtıkça %10’dan fazlarıdır. —– mikron kaplama tespit edilmiştir. Kaplama yine bakır-kurşun alaşımıdır, üzerinde benzer şekilde —- civarında kalay içeren kurşun tespit edilmiştir. —– kodlu hasarlı olduğu davalı tarafından beyan edilen —— üzerinde yapılan incelemede de bakır-kurşun katmanı tespit edilmiştir, hasardan dolayı kaplama katmanı —— mikrona inmiştir. Ayrıca parça üzerinde aşınma kaynaklı——görülmüştür. Sonuç olarak, yapılan numune incelemeleri sonucunda, Davacının teslim ettiği bakır-kurşun içerikli ———- malzemelerinin davalının teslim ettiklerinden kimyasal bileşim açısından farklı olduğu, Davaya konu olan ve davalı tarafından hasarlı olarak beyan edilip teslim edilen yataklar ve o tarihteki kutulu ürünlerde kaplama katmanlarının nispeten düşük kalay içeriğine sahip olduğu, Aynı ürünlerin—— ilave kodu ile Davacı tarafından teslim edilen versiyonlarında kalay içeriğinin daha yüksek olduğu, Davalı tarafından teslim edilen——firmalarının “orijinal” parçaları olarak beyan edilen parçalar ile davalı tarafından teslim edilen——– yatakların farklı kaplama karakterine sahip oldukları tespit edilmiştir——-” şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce yapılan görevlendirmeye istinaden——- oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 27.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda; “Teknik yönden yapılan değerlendirme neticesinde; dava konusu——-malzeme yapısı, malzeme kalınlığı, katman sayısı v.b. hususlardaki farklılıkların anlaşılabilmesi için laboratuur ortamında mikroskobik metotlar kullanılmasının gerektiği, 02.03.2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporu için davalı ve davacıdan temin edilen numunelerde laboratuar ortamında mikroskobik metotlar kullamlarak yapılan tetkiklerde de söz konusu numuneler arasında farklılıkların olduğunun tespit edildiği, laboratuvar incelemesi yapılmadan veya ——- kullanımı gerçekleşmeden (kuvvete maruz kalması, v b.) ayıplı tespitinin yapılamayacağı anlaşılan ——–yukanda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, Mali yönden yapıları değerlendirme neticesinde; şirket merkezinde şirket muhasebe kayıtları ve belgeleri ile şirketin mali tabloları üzerinde yapılan yerinde incelemeyle, huksız rekabetten kaynaklanan huzurdaki davayla ilgili olarak şirketin mali yapısının ve karlılık durumunun bundan ne derece etkilendiği konusunun araştırıldığı, yapılan çalışmalar sonucunda varılan tespit ve değerlendirmelere ait sonuçların aşağıdaki gibi olduğu: a. Davacı Yönünden; Davacı şirketle ilgili inceleme sonucunda edindiğimiz belge ve bilgiler ışığında yukarıda yapılan hesaplamalar ve yorumlarımız sonucunda ulaştığımız tespitler aşağıdaki gibidir. a) Brüt Satışlar Yönünden: 2015 yılına oranla Brüt Satışların 2016 yılında: %10,94, 2017 yılında: %33,94, 2018 yılında; %6,10, 2019 yılında: %34,13 oranlarında gerçekleştiği hesaplanmıştır. Buna göre, Brüt Satışlar yönünden şirketin 2015 yılına orunla 2019 yılında toparlandığı ve yine 2015 yılına oranla da %34 oranında bir satış artışı gerçekleştirdiği hesaplanmıştır. Özet olarak, Brüt Satışların, şirketin dava konusu olan Haksız Rekabet Olayından pek etkilenmediği ve normal seyrinde devam ettiği tespit edilmiştir. b) Net Satışlar Yönünden: Net Satışlar rakamı, 2015 yılına oranla son üç yılda artış eğiliminde olup, özellikle 2019 yılında başlangıç yılına göre %74’dük bir artışa ulaşmıştır. Net satışlarında şirketin dava konusu olan Haksız Rekabet Olayından etkilenmediği ve normal seyrinde devam ettiği tespit edilmiştir. c) Satışların Maliyeti Yönünden; Şirketin üretici bir şirket olması dolayısıyla, Satılan Mamuller Maliyetlerinin satışlara oranla arttıkları görülmüştür. Son üç yılın rakamlarından da görüleceği gibi, 2019 yılındaki maliyet rakamı 2015 yılına oranla oldukça yükselmiş (%62,26) tir. Satışların Maliyeti yönünden dava konusu olan Haksız Rekabet Olayı ile ilgili bir bağlantı kurulamamıştır. d) Brüt Karlar Yönünden: Şirketin 2015 yılına oranla, özellikle on üç yılda brüt karlarda eksiye doğru döndüğünü ve şirketin sürekli kardan zarar eden bir pozisyona dönüştüğü tespit edilmiştir. Brüt karlarda meydana azalışın, dava konusu olayla kısmen de olsa etkilendiği ileri sürülebilir. Ancak bu konunun sağlıklı bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Böyle bir araştırma yapılmadan etkinin var olduğu söylenemez, e) Faaliyet Karları Yönünden: Şirketin 2015 yılına oranla faaliyet karları diğer yıllarda artış gösterirken, bu durum son iki yılda tersine dönmüş ve 2019 yılında %135’lik bir azalma ile zirve yapmıştır. Faaliyet Giderlerinin Önemli Bir Kısmı, Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderlerinden oluşmaktadır. 2019 yili için gerçekleşen faaliyet giderlerinin yarıya yakını neredeyse bu gider kaleminden oluşmuş ve faafiyet gilerlerindeki bu artış, faaliyet karlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Faaliyet Karlarında meydana bu azalışın, dava konusu Haksız Rekabet Olayı ile bir ilişkisinin olduğu bu madde bakımından söylenebilir. f) Dönem Net Karları Yönünden: Şirketin 2015 yılına oranla Dönem Net Karları diğer yıllarda sürekli azalış gösterirken, bu durum son yılda dönemi zaten 5,517 Milyon TL zararla kapatması nedeniyle 2019 yılında, 2015 yılına oranla %201’lik bir azalma ile zirve yapmıştır. Dönem Net Karlarında meydana azalış eğiliminin, dava konusu Haksız Rekabet Olayı ile doğrudan bir ilişkisi veya etkisi tespit edilememiştir. Ancak hiçbir etkisinin olmadığı da söylenemez. Bu konunun ciddi bir şekilde araştırılmasıyla Haksız Rekabet olayının etkilerinin derecesi ortaya konulabilir. b. Davalı Yönünden: Davalı tarafın, uzmanlık alanı gereği —— yenileme atölyelerine danışmalık ve yönlendirme hizmeti verdiği ve bu arada, davacı taraf ——-ile de, yönlendirme yaptığı anlaşmalı atölyeleri vasıtasıyla da olsa dolaylı bir ilişkisi olduğu, ancak davacı şirket ile hiçbir zaman doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davanın bu boyuta taşınmasında, davalının iddiaları arasında da yer alan, davacının sattığı bazı ürünlerde (örneği, —— olduğu gibi) ayıp ve kusurun bulunduğu ve bu durumu davacı şirket yetkililerine birkaç kez iletmesine rağmen, yeterli önlemlerin alınmaması vb. gibi hususlar önemli rol oynamıştır. Dolayısıyla davacı tarafça, kusurlu olduğu iddia bu malların satışı dolayısıyla, davalının danışmanlığını yaptığı bazı atölyelerin bundan zarar gördüğünü ve dolayısıyla davacının bu durumu telafi edici bazı önlemler almadığı takdirde, mal alımlarından vaz geçileceği vb. gibi davalı ifadeleri, davacı tarafça, haksız rekabet olarak yorumlanmış ve dava konusu edilmiştir. Sonuç olarak; Davacının şirket merkezinde şirket muhasebe kayıtları üzerinden yapıları inceleme sonucunda elde edilen bazı belgeler, mali tablolardan hareket ederek yapılan çalışmanın sonuçları, davacı yönünden yatay yüzdeler tekniğine göre analiz edilmiştir. Buna göre: Davacının kayıtlarında yer alan ve şirketin Mali Tablolarında (Bilanço-Gelir Tablosu) ifade edifen verilerden ve davalının bazı söz ve davranışlarından yola çıkarak yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda; Davacı——-tarafından iddia edildiği gibi, davalı tarafından haksız rekabete maruz kaldığını ve bu nedenle hukuken haksız rekabeti oluştuğunu ve bundan dolayı da şirketin satış ve karlılığının bu durumdan doğrudan etkilendiğini gösteren önemli faktöre rastlanmamış olduğu tespit ve kanaatine ulaşıldığı, 3- Hukuki yönden yapılan değerlendirme neticesinde; Huzurdaki uyuşmazlığa konu beyanların TTK m. 551 a-1 kapsamında kötüleme haksız rekabet halini teşkil edebileceği, zira davalı tarafından danışmanlığındaki atölyelere gönderildiği anlaşılan yazının, davacı şirket tarafından üretile—- ayıplı olduğu yönünde ifadeler içerdiği, ancak davalının bu iddiasının gerçeği yansılmadığı, dosya kapsamımdaki bilgi, belge ve incelemeler neticesinde, davacı tarafından üretilen —– bazılarının ayıplı olduğu tespit edilmekle birlikte bu durumun, davacı tarafından üretilen bütün —— ayıplı olduğu şeklinde bir sonuca varılmasını haklı kılmayacağı, bu itibarla haksız rekabetin mevcudiyetinden bahsedilebileceği, Sayın Mahkemece haksız rekabetin varlığına karar verilmesi durumunda, davacının uğramış olduğu zararın belirlenmesinde, raporumuzun mali kısmında yer alan değerlendirmeler çerçevesinde bir sonuca gidilebileceği, bu noktada davalı tarafın kusuru ile haksız rekabet eylemi ile oluşan zarar arasında uygun illiyet bağının davacı tarafça açıkça ortaya konulması gerektiği sonucuna varılmıştır.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce yapılan görevlendirmeye istinaden ——tarafından düzenlenen 22.01.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; “Davacı firma ürünlerinden—— gizli ayıp niteliğinde ayıplı imalatın söz konusu olduğu, bu durumun davacı tarafından üretimi yapılan bütün —— kapsamadığı, ayrıca bahsi geçen ——– ayıbın davacı firma tarafından giderilerek —— kodu ile ürünlerin satışına devam edildiği.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan görevlendirmeye istinaden —— oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 02.06.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; “haksız rekabet sebebiyle bir zararın doğmuş olması ve haksız rekabeti gerçekleştiren kişinin kusurlu olması şartlarıyla maddi tazminat talep edilmesinin de mümkün olduğunu (TIK 56/l.d), tazminat talebinde bulunulabilmesi için ayrıca haksız fiile ilişkin genel hükümler çerçevesinde (BK 49 vd.) zarar ile haksız rekabeti teşkil eden fiil arasında illiyet bağının bulunmasının da gerektiğini, bu belirleme yapılırken ticari defterler üzerinden inceleme yapılmak suretiyle, haksız rekabet eyleminin neden olduğu zararın hesaplanmaya çalışıldığını, ancak Başkanlığınızca heyetten istenilen haksız rekabetten oluşan tazminat tutarının, mahkeme Başkanlığınca görevlendirilecek olan bir——– Bilirkişisi tarafından dava dosyasında yapacağı detaylı inceleme neticesinde belirlenebileceğini, heyeti tarafından huzurdaki haksız rekabet eylemi nedeniyle meydana gelen zararın hesaplanabilmesi, konunun uzmanlık alanlarında olmaması nedeniyle mümkün olmadığı.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce —– üreten şirketin kâr ve zararını hesaplamak için yapılan görevlendirmeye istinaden ——oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 01.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacının 2017 Ekim ayında yayınladığı bültende de bahsettiği konunun özetindeki gibi —– model ve üstü araçlarda —— yılı yeni üretim öncesi üretilen ve davaya konu olan —– kullanılmaması gerektiği, Davacı tarafından piyasaya sürülen ve davaya konu olan,——Bilirkişi Raporlarında ifade edildiği gibi eksik malzeme ile üretilmiş —– ambalajlarında —– normlara sahip araçlarda kullanılmaması gerektiğinin yazılması gerektiği, Davalı tarafından yayınlanan Bayi Bülteninde, ürünlerin kullanımının yasaklı olduğu gibi bir ifadenin yer almadığı, —– Veren’in bayilerini teknik olarak bilgilendirerek, hukuki ve maddi kayıplara karşı imza karşılığı işlem yapabilecekleri konusun da tavsiyeci olduğu,—–Bilirkişi Raporlarında bahsedildiği üzere ve dosyaya sunulan fotoğraf ve belgelerde, davaya konu olan ——, yanma odası gücü ile itilen —– gücüne karşı davaya konu olan yatakların mukavemetinin düşük olması sebebi ile en üst katmanda, —— karşı dökülme olduğu ve bülten, belge tarihleri incelendiğinde, bunun da gizli ayıp olduğu, Gizli ayıplı —— dökülme hadisesinin, ——vuruntusunun erken teşhisi durumunda daha az maliyetle, kullanıcı tarafından erken teşhis edilmemesi durumunda, ——- boşluğundaki artış veya yatakların tamamen hasarlanması ile —— daha yüksek maliyetli onarımlara sebep olacağı, Somut olayda ortaya teknik tespitler göstermektedir ki; davalı tarafından bültende ifade edilen hususlar gerçeğe aykırı olmadığı, gerçeklerin ortaya konuş şeklinde de doğrudan davacının çıkarlarını hedef alan dürüstlüğe aykırı bir üslup kullanılmadığı görüldüğü, bu sebeple somut olayda TTK m.55/I-a)-1 uyarınca haksız rekabet şartlarının oluşmadığı, Sayın mahkemenin, davalının danışmanlığını yapmış olduğu şirketlere çıkardığı 14.06.2017 tarihinde internet ortamında, —— başlığıyla yayınladığı bülteni davacının müşterilerine göndermek suretiyle ürünlerinin kötülendiğini, bu tarihten sonra satışlarda yaşanan azalmanın TTK m.55/1,a-1 kapsamında haksız rekabet şartlarının oluştuğu yönünde hüküm tesis etmesi durumunda, eylemin gerçekleştiği Haziran 2017 ayından davanın açıldığı Nisan 2018 ayı aralığındaki 10 aylık süreye karşılık gelen net kâr kaybı 1.304.574,65 TL olarak hesaplandığı..”
yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafın itirazları üzerine mahkememizce itirazları değerlendirmek üzere yapılan görevlendirmeye istinaden —–ayrık rapor düzenlediği, bilirkişiler —— tarafından düzenlenen 01.06.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; “Gerçek duruma uygun olmayan, sınırları tespit edilmemiş şekilde, kendi danışmanlık hizmetinin dışında bildirimlerde bulunan davalının davranışlarının dürüstlüğe aykırı olduğu ve TTK m.55/I-a)-1 anlamında haksız rekabet teşkil ettiği, Eylemin gerçekleştiği Haziran 2017 ayından davanın açıldığı Nisan 2018 ayı aralığındaki 10 aylık süreye karşılık gelen net kâr kaybının KÖK rapordaki hesaplama 1.304.574,65 TL olarak geçerli olduğu mütalaa edildiği,” bilirkişi —– bilirkişisi ——- tarafından sunulan 20.06.2022 tarihli —– bilirkişi ek raporunda; “Davalının 10.03.2021 tarihli dilekçesinde bahsi geçen ve görselleri yukarıda bulunarak açıklamaları yapılan —- numunesinin laboratuvar ortamında detaylı olarak incelenerek, Gizli Ayıplı olup olmadıklarının tespit edilmesi ve mukavemetlerinin hesaplanması gerekmektedir. Somut olayda ortaya teknik tespitler göstermektedir ki; davalı tarafından bültende ifade edilen hususlar gerçeğe aykırı olmadığı, gerçeklerin ortaya konuş şeklinde de doğrudan davacının çıkarlarını hedef alan dürüstlüğe aykırı bir üslup kullanılmadığı görüldüğü, bu sebeple somut olayda TTK m.55/I-a)-1 uyarınca haksız rekabet şartlarının oluşmadığı, Dosyada bulunan teknik inceleme raporlarında ayıbın sadece—— ürün bakımından söz konusu olduğu olsa da, Davacının üretmiş olduğu ve Bülteninde de yer alan ”Şu anda—–emisyon sınıfı——- üretimi projemizin —— çalışmalarının sonuna gelmiş bulunmaktayız. —– kadar güçte olan motorlar için kullanılabilecek olan yeni ürünlerimizi, 2018 Şubat ayında piyasaya sunabileceğimizi tahmin etmekteyiz.” ifadesinde, bu tarihten sonra, iyileştirme çalışmalarını tamamlayacağı taahhütü yer almaktadır. Diğer yandan davalı tarafından gerçekleştirilen bildirimlerin sadece danışmanlığını yaptığ—-rektifiye atölyesine değil, şayet çok sayıda yedek parçacıya yapılması durumunda açık şekilde dürüstlüğe aykırı bir uygulamadan söz edilebilir. Dosya muhteviyatındaki belgelerde, çok sayıda yedek parçacıya anons yapıldığına dair somut bir belge ve delile rastlanmamıştır. Şayet, danışmanlığını yaptığı firmalar dışındaki yedek parçacılara bu yayının yapıldığının tespit edilmesi ve Davacı tarafından sunulabilecek bir belge ile ispatlanması durumunda, gerçek duruma uygun olmayan, sınırları tespit edilmemiş şekilde, kendi danışmanlık hizmetinin dışında bildirimlerde bulunan davalının davranışlarının dürüstlüğe aykırı olduğu ve TTK m.55/I-a)-1 anlamında haksız rekabet teşkil ettiği kanaati oluşabilir.
Sayın mahkemenin, davalının danışmanlığını yapmış olduğu şirketlere çıkardığı 14.06.2017 tarihinde internet ortamında, —— başlığıyla yayınladığı bülteni davacının müşterilerine göndermek suretiyle ürünlerinin kötülendiğini, bu tarihten sonra satışlarda yaşanan azalmanın TTK m.55/1,a-1 kapsamında şayet; haksız rekabet şartlarının oluştuğu yönünde hüküm tesis etmesi durumunda, eylemin gerçekleştiği Haziran 2017 ayından davanın açıldığı Nisan 2018 ayı Aralığındaki 10 aylık süreye karşılık gelen net kâr kaybı 1.304.574,65 TL olarak hesaplandığı,
Söz konusu net kâr kaybı değerlendirmesi, davacı şirketin ürettiği—— tamamının ayıplı olması ve bu durumun davalı tarafından danışmanlık görevi kapsamında ilgili kişilere iletildiği varsayımında yapıldığı.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların beyanları, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın —- üreticisi olduğu, davalı tarafın ise —– revizyonu konusunda servis hizmeti vermek, yedek parça temin etmek ve bunların montajını yapmak için——yöntemiyle danışmanlık yaptığı,——- bilirkişi raporlarından da sabit olduğu üzere davacı tarafın ürettiği bir kısım ——- üretim hatası olduğu ve gizli ayıplı bulunduğunun tespit edildiği, yine tanık anlatımlarıyla sabit olduğu üzere davalı taraftan —— alanlara davacı tarafça üretilen ürünlerden kaynaklı müşterilerinden gelen şikayetler bulunduğu, davalı tarafın ——alanlara karşı sorumluluğu bulunduğundan sadece kendi —— alanlarına karşı uyarı mahiyetinde e-posta atmasının ve davacı ürünlerini kullanmak isteyen müşterilerden imza alınmasını içeren yazışmanın tavsiye, bilgilendirme ve tedbir mahiyetinde olduğu, davalı tarafın uyarıda bulunmasının davacının kişiliğini, emtiasını, iş mahsulünü, faaliyetini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz beyanlarla kötüleme olarak nitelendirilemeyeceği, davalının bir tür danışmanlık hizmeti veren konumu, müşteri memnuniyeti sağlamak için gerekli ihtimamı göstermekle yükümlü olması ve yaşanabilecek sorunları en aza indirebilmek için davacı ürünlerini kullanmak isteyen müşterilerden imza istenmesine yönelik iç yazışmasının haksız rekabet oluşturmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre Maddi Tazminat talebi yönünden alınması gerekli 80,70 TL harç ile Manevi Tazminat talebi yönünden alınması gerekli 80,70 TL harç olmak üzere toplam 161,4‬0 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 9.392,63 TL peşin harç ve 14.300,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 23.692,63 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 23.531,23‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-
Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——- davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.