Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/53 E. 2023/513 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/53 Esas
KARAR NO: 2023/513
ASIL DOSYA VE BİRLEŞEN DOSYADA
DAVA TARİHİ: 12/01/2018
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

—– Esas sayılı birleşen davası;

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/01/2018
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile borçlu arasında iki adet gemi ana makinesinin müvekkil tarafından davalıya —– bedelle satımı konusunda anlaşma imzalandığını, satım sözleşmesine konu ürünlerin ——davalıya teslimi ile mal bedelinin %20’lik kısmının sözleşmenin kurulduğu anda, bakiyenin ise malın teslimi aşamasında ödeneceği hususunda anlaşıldığını, 33.500,00 EURO’luk peşinatın müvekkiline ödendiğini, teslim gününde davalının ürünü teslim etmediğini, müvekkilinin kalan tutarın ödenip ürünün teslim alınması için —- yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, davalının —– sayılı ihtarname ile cevap verdiğini, tekrardan sözleşme imzalandığını, teslim süresinin 31/12/2012 tarihine kadar uzatıldığını, davalının sözleşme şartlarına uymaması ve ara ödemenin yapılmamış olması nedeniyle müvekkilinin —— yevmiye nolu ihtarnameyi göndererek bedelin ödenmesini talep ettiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediğini, müvekkilinin noter kanalı ile imzalanan sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, yapılan ön ödemenin müvekkili nezdinde sebepsiz zenginleşme yarattığı gerekçesiyle ——- alacak davası açtığını, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasından dolayı——- sayılı dosyası ile görüldüğünü, verilen hükümde müvekkilinin —- zarara uğratıldığının tespit edildiğini, yetkili icra dairelerinin —-olduğunu, ——esas sayılı dosyasında yapılan yargılama ile davalının sözleşmeyi ihlal ederek müvekkilini zarara uğrattığının tespit edildiğini iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, ——- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, —— yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin —–olduğunu,—– günlü sözleşmenin geçersiz ve kesin hükümsüz olduğunu, bir sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu durumlarda taraflar edimlerini yerine getirdikleri ölçüde ve sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanarak ancak verdiklerinin kendilerine geri verilmesini isteyebileceklerini, davacının icra takibindeki geçmiş gün faizi talebinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak; davanın reddini, icra müdürlüğü ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

BİRLEŞEN——— SAYILI DOSYA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan 02.12.2011 tarihli satım sözleşmesi (“Sözleşme”) uyarınca iki adet gemi ana makinasının müvekkil tarafından davalı’ya 167.500 EURO bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, sözleşme’ye göre, ürünlerin —-ayında davalı’ya teslimi ile; mal bedelinin %20’lik kısmının — sözleşmenin kurulduğu anda, bakiye %80’lik kısmının — malın teslimi aşamasında ödenmesi hususunda anlaşılmış olup,—- peşinat bu düzenlemeye uygun şekilde müvekkile ödendiğini, davalının teslim gününde müvekkiline malın teslim alınmasına ve kalan tutarın ödenmesine ilişkin taleplerine yanıt vermemesi üzerine müvekkilinin kalan tutarın ödenip ürünün teslim alınması için —-sayılı ihtarnamesini tebliğ ettirdiğini, davalı taraf ise, —– cevabi ihtarnamesi ile, “Sözleşmenin aynı şartlarla devamı, ödeme ve teslim süresinin 7-8 ay gibi bir süre için ertelenmesi[ni]” talep ettiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde; ürünün bedeline mahsuben kalan tutarın %10’u yani ——- ara ödeme olarak 01.09.2012 tarihine kadar yapılmasına, kalan tutar ile birlikte her bir makine için aylık —– ücretinin de ödenmesini, bu şartların yerine getirilmemesi halinde Sözleşme’nin Müvekkil tarafından feshedileceğini, teslim süresinin 31.12.2012 tarihine uzatılmasına kararlaştırıldığını, davalı, bu şartlara da uymadığını, müvekkilinin —— yevmiye sayılı ihtarnamesi ile söz konusu bedelin ödenmesini tekrar talep ettiğini, davalının yaptığı ön ödemenin müvekkili nezdinde “sebepsiz zenginleşme” yarattığı iddiası ile açtığı dava,——sayısı ile görüldüğünü ve —- sayılı hüküm ile karara bağlandığını, —– dosyasında görülmekte olan davanın tarafları, taraflarca dayanılan vakıalar, deliller aynıdır ve bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğunu, dosyanın—– sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine tensiben karar verilmesini, davanın kabulü ile ——–Sözleşme’nin müvekkilimizce feshedildiği 18.10.2012 tarihinden itibaren —– uygulanan en yüksek orandaki faizi dalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 14/01/2021 tarihli duruşmada davanın kabulü ile ——-dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ödemiş olduğu —— iadesi için ——– Esas sayılı dosyasından görülen davayı açtığını, bu davada ——– kendisinin de zarara uğradığından bahisle takas-mahsup def’inde bulunduğunu, mahkeme önce —- uğradığı zarara binaen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, temyiz incelemesinde —– takas-mahsup talebinin bu davada dinlenemeyeceğini davanın kabulünün gerektiği gerekçesiyle ilk kararı bozduğunu,——- günlü oturumda bozma kararına uyarak davanın kabulü ile —- huzurdaki davanın davacısı olan —- tahsiline karar verdiğini, esasen dava halen derdest olduğunu, —— sayılı dosyasından verilen kararla davacıdan tahsiline karar verilen—– davacının ikâme satış nedeniyle zarara uğradığından bahisle müvekkilden tahsili isteğinden ibaret olduğunu, mahkemenin yetkisizliği ile davayı görmekte —– olduğuna,——–dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici sorun yapılmasına, davacının dava açtığı tarihte davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine, olmadığı taktirde sonuçta davacının davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenerek davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

İNCELEME ve GEREKÇE:——müzekkere yazıldığı görüldü.Mahkememiz tarafından alınan — tarihli bilirkişi raporunda özetle; Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere,—— tarafından açıklanan devlet bankalarının —- birimi ile açılmış bir yıllık mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranlarına göre —–olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Mahkememizin——– sayılı asıl davası —- sayılı takibine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
—- sayılı takibi incelendiğinde, takibin — tarihinde başlatıldığı, takibin —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacağa ilişkin olduğu, alacağın sebebinin taraflar arasındaki —–tarihli sözleşmenin ihlalinden doğan alacak olarak gösterildiği görülmüştür.—– sayılı birleşen davası —– sayılı dosyasında tespit edilen zarardan şimdilik ——- tahsili talepli tazminat davasıdır.Davacının iddiasının taraflar arasında 02/12/2011 tarihli satım sözleşmesi bulunduğu, iki adet gemi ana makinesinin davacı tarafından davalıya —- bedelle satıldığı, sözleşmeye göre — ayında malın teslimi ile —- sözleşmenin kurulduğu anda, bakiye —- teslim anında ödeneceği, teslim günü ödeme yapılmadığı,—-yevmiye sayılı ihtarnamesi çekildiği, karşılığında davalı tarafça —– yevmiye sayılı ihtarnamesinin çekildiği, sonra tarafların görüşme yaptığı, kalan tutarın —– tarihinde ödeneceği, kalan tutar ile her makine için aylık —- ücreti ödeneceği, bu şartlara da uyulmadığı, ara ödemenin de yapılmadığı, ——yevmiye sayılı ihtarnamesinin çekildiği, ihtarnameye cevap verilmemesi üzerine ——- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile satım sözleşmesinden dönüldüğü, davalının ön ödemenin sebepsiz zenginleşme yarattığı gerekçesiyle —-dava açtığı, yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın —- sayısını aldığı, hükümde davalının (eldeki davanın davacısının) —-zarara uğradığının tespit edildiği, takas talebinin kabul edilerek davanın konusuz kaldığı kanaatine varıldığı, davacının (eldeki davanın davalısının) temyiz taleplerinin reddedildiği, davalının (eldeki davanın davacısı) temyiz taleplerinin yargılama gideri yönünden kabul edildiği yönünde olduğu görülmüştür. Yine davacının birleşen davadaki iddiasının özünde aynı sebeplere (vakıalara) dayandığı, yalnızca——-sayılı dosyasında —- tarafından davalının (eldeki davanın davacısının) alacağının dava tarihinden sonra doğmuş olması nedeniyle takasa konu olamaması nedeniyle ayrı dava ile ileri sürülmesi gerektiği içtihadı uyarınca eldeki birleşen davanın açılmasına dayalı olduğu görülmüştür. ——- sayılı dosyası incelendiğinde “Dava konusu makinaların özellikleri, satımı ve piyasası hakkında bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak gösterildiği şekilde yapılan teknik incelemeye göre sözleşme konusu mal, belirli ebat ve teknik özelikleri haiz gulet tipi bir yat için ve onun tasarımına göre oldukça fazla sayıda marka ve model içinden seçilip sipariş edildiği, bu nedenle, elde kaldıktan sonra yeniden satılabilmesi için kapasitesi, yakıt sarfiyatı ile ebatlarının uyacağı ve muhtemelen yeni inşa edilmekte olan başka bir tekne bulunması gerektiği, bu da çok kolay olmadığı, çünkü, bir teknenin makinası da tasarımı aşamasında kararlaştırılıp sipariş edilmekte olduğu ve keza, teknenin tasarım ve inşasında makine dairesinin büyüklüğü, bağlantı elemanları, yakıt girişi ve egzoz çıkışı gibi bir çok unsurun buna göre hazırlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, satım konusu ana makinalar, gezinti teknelerinde genellikle tercih edilen ana makinalara göre büyük ve öte yandan düşük kapasiteli olup, çok ilgi ve talep gören makinalar arasında olmadıkları görülmektedir. Bu veriler ışığında davalı tarafın davacıya teslim edemediği makinaların dava dışı —– satımında oluşan değer kaybının normal, bu satımda anlaşılan —— mal bedelinin rayice uygun ve bu nedenle de yapılan bu satımın iyi niyetli olduğu, bu açıklamalar ışığında davacı tarafın davalının iyi niyetle yaptığı satımda ortaya çıkan değer kaybı olan —— sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihi, 01.07,2012 olup, dava konusu sözleşmenin hem imza tarihi hem de temerrüdün gerçekleşme tarihi de 6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce olup, buna göre de dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulama alanı bulacak kanun 818 sayılı Borçlar Kanunudur. 02.12.2011 tarihli ön ödemeli Taksitle Satış Sözleşmesi’nin “Ödeme Koşulları” başlıklı maddesine göre, “ % 20 peşinat, sipariş sırasında fatura karşılığında, banka havale- siyle % 80 teslimat öncesinde banka havalesiyle” ödenecektir. Davacı şirket, ödemenin % 20’lik kısmını yapmış olmasına karşın, % 80’lik kısmı bakımından temerrüde düşmüş olup, bu husus taraflar arasında da ihtilafsızdır. Alıcının temerrüdü karşısında davalı şirket sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Davalı şirketin sözleşmeden dönme ve menfi zarar talebi şeklindeki seçimlik hakkını kullanması için. 818 sayılı BK m. 107. de sayılan istisnalar hariç, borçluya uygun bir mehil verilmesi gerekmektedir. ——-yevmiye no.lu ihtarnamesi ile; davalı şirket, sipariş edilen makinelerin teslime hazır olduğunu, ödeme konusunda yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmadığını, kalan miktarın tebliğden itibaren 3 iş günü içerisinde ödenmesini, aksi halde sözleşmenin feshedileceğini davacıya ihtaren bildirmiş, akabinde tarafların anlaşması üzerine davalı şirket tarafından davacı şirkete toplam satış bedelinin —– en geç ——tarihine kadar ödenmesi şeklide yeni bir mehil tayin edilmiş, fakat anılan tarihte de herhangi bir ödeme yapılmamış olmakla, davalı şirket BK. sözleşmeden dönme hakkına sahip olmuştur. Sonuç olarak davalı şirketin, zarar talebini takas-mahsup defi şeklinde ileri sürdüğü dikkate alınarak alıcının temerrüdünün sonuçlarının genel hükümlerine göre davalı şirketin BK. m. 106’da belirtilen usule uygun olarak sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, davalı şirketin depolama bedeli talep edemeyeceği, davalı tarafça dava dışı şirkete—– yapılan satışın iyiniyetli bir satış olduğu, davacı şirketin satım bedelleri arasındaki ——-sorumlu olduğu, bu miktarın davacının dava konusu ettiği ve davalıya yapmış olduğu ödeme miktarından fazla olduğu, davalı şirketin takas-mahsup definin kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla davalı şirketin alacağının davacı şirket alacağını karşıladığı, davalının usulüne uygun takas talebinde bulunduğu, takasın borcu sona erdirecek nedenlerden olduğu görülmekle davalının takas talebinin kabulü ile dava konusuz kaldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçeleriyle “davalı şirketin alacağının davacı şirket alacağını karşıladığı, davalının usulüne uygun takas talebinde bulunduğu, takasın borcu sona erdirecek nedenlerden olduğu görülmekle davalının takas talebinin kabulü ile dava konusuz kaldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği,——– ilamıyla “Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, alıcının temerrüdü karşısında davalının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, davalının zarar talebini takas-mahsup defi şeklinde ileri sürdüğü, davalının davacıya teslim edemediği makinelerin dava dışı—– satımında oluşan değer kaybının normal, 110.000,00 Euro mal bedelinin rayice uygun ve bu nedenle de yapılan satımın iyiniyetli olduğu, davacının 57.500,00 Euro değer kaybından sorumlu olduğu, bu miktarın davacının dava konusu ettiği ve davalıya yapmış olduğu ödeme miktarından fazla olduğu, davalı şirketin takas-mahsup definin kabul edilmesi gerektiği, davalı şirketin alacağının davacı şirket alacağını karşıladığı, davalının usulüne uygun takas talebinde bulunduğu, takasın borcu sona erdirecek nedenlerden olduğu, davalı depolama bedeline ilişkin somut belge sunamadığından depolama bedeli talep edemeyeceği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin temyizine gelince; somut olayda makinenin dava açıldıktan sonra satıldığı anlaşılmakta olup dava tarihi itibariyle muaccel bir alacak sözkonusu olmadığından mahkemenin takas ile ilgili gerekçesi yerinde değildir. Bu durumda mahkemece somut olay itibariyle davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle hükmün bozulduğu, dosyanın daha sonra karar düzeltmeye gittiği ———–Davacının, davalıdan 33.500 Euro peşinat alacağı olduğu hususunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Davalı, satışa konu malı dava dışı kişiye düşük bedelle satmak zorunda kaldığını belirterek bu şekilde oluşan ——- gereğince ve takas mahsup yolu ile davacı alacağından indirilmesini istemektedir. Mahkemece davalının takas mahsup talebi kabul edilerek davanın konusuz kaldığına karar verilmiş ise de bu doğru olmamıştır. Zira her dava açıldığı tarih itibariyle mevcut hukuki şartlara göre değerlendirilir. 2)Davalı satışa konu malı dava dışı 3.kişiye dava tarihinden sonra satmış olması nedeniyle oluşan zararını davacının alacağından takas mahsup talebinde bulunmasına usulen imkan yoktur. Davalının bu zararı ayrı bir dava konusudur. Bu durumda mahkemece davalının takas mahsup talebinin kabule şayan olmadığının tespiti ile davacının ——- alacak davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine dair yerel mahkeme kararının Dairemizce bozulması gerekirken başka gerekçe ile bozulması doğru olmamış, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin——- bozma kararının kaldırılmasına yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.” karar verildiği, daha sonra dosyanın—–numarasını aldığı, Mahkemece —– sayılı ilamla kaldırma ilamındaki gerekçelerle “davanın kabulü ile davalının takas mahsup talebinin yerinde olmadığının tespitine, davacının davasının kabulüne, —- tarihindeki euro kuru üzerinden —- karşılığı olmak üzere) nin —-tarihinden işleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” kararı verildiği, kararın—— ilamla “Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalıdan —–peşinat alacağı olduğu hususunda taraflar arasında çekişme bulunmadığı, davalının, satışa konu malı dava dışı kişiye düşük bedelle satmak zorunda kaldığını belirterek bu şekilde oluşan ——- gereğince ve takas mahsup yolu ile davacı alacağından indirilmesini istediği, davalının satışa konu malı dava dışı 3.kişiye dava tarihinden sonra satmış olması nedeniyle oluşan zararını davacının alacağından takas mahsup talebinde bulunmasına usulen imkan olmadığı, bu hususun ayrı bir dava konusu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takas mahsup talebinin yerinde olmadığının tespitine karar verilmiştir” gerekçeleriyle onandığı görülmüştür. Yukarıda atıf yapılan mahkeme ilamları ve —- kararları dikkate alındığında davacının davalıdan —- tazminat alacağı olduğu hususunun kesinleşmiş yargı ilamı ile tespit edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtarnameler şunlardır:
—— yevmiye sayılı ihtarnamesi
– —-yevmiye sayılı ihtarnamesi
– —- yevmiye sayılı ihtarnamesi
– —- yevmiye sayılı ihtarnamesi
Davacının alacağına konu ettiği ve kesinleşmiş mahkeme ilamı ile iyiniyetli satış olarak tespit edilen zararına satışın —–tarihinde gerçekleştiği, anılan ihtarnameler incelendiğinde, tarihlerinin bu satış işleminden daha önce olduğu, davacının kesinleşmiş mahkeme ilamı ile tespit edilmiş 57.000,00 Euro zararına ilişkin davalıya yönelik çektiği herhangi bir ihtarnamesinin bulunmadığı, davacının bu zarardan bahisle takas mahsup talebini yukarıda anılan dosyaya 09/06/2013 tarihinde cevap dilekçesi sunulması ile yapıldığı, cevap dilekçesinin davacıya (eldeki davanın davalısına) 18/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Mahkememizce —- tarihli ara kararla Mahkememizin —- sayılı asıl davasında —- sayılı takibine konu —- alacağa kamu bankalarının—-açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden —-tarihleri arasında işlemiş faizin hesaplanması için dosya bilirkişiye verilmiş, bilirkişi tarafından anılan tarihler arasında —- işlemiş faiz olduğu hesaplanmıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, mahkememizin —sayılı asıl davasının —- sayılı takibine ilişkin itirazın iptali davası olduğu, —– sayılı takibi incelendiğinde, takibin — tarihinde başlatıldığı, takibin —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —-alacağa ilişkin olduğu, alacağın sebebinin taraflar arasındaki 02/12/2011 tarihli sözleşmenin ihlalinden doğan alacak olarak gösterildiği, —– birleşen davasının ise —- sayılı dosyasında tespit edilen zarardan şimdilik —- tahsili talepli tazminat davası olduğu, davaların aynı hukuki sebepten kaynaklandığı, yukarıda da ayrıntılı şekilde ortaya konulduğu ve açıklandığı üzere, davacının davalıdan —- tazminat alacağı bulunduğu hususunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edildiği, mahkeme kararlarının eldeki asıl ve birleşen davalar yönünden kesin delil teşkil ettiği, alacağın varlığı ve miktarı hususunda mahkememizin takdir yetkisinin bulunmadığı, —- tazminat alacağına ilişkin olarak davacı tarafından davalıya temerrüt ihtarnamesi tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkememizce davalının temerrüte düştüğü tarihin takas mahsup talebinin davalıya tebliği edildiği —-günü olduğu kanaatine varıldığı, zira ——dosyasında davalının (eldeki davanın davacısının) sunduğu cevap dilekçesinin (içeriğinde takas mahsup talebini barındırmakla) temerrüt ihtarnamesi yerine geçtiği, bu nedenle temerrütün—- günü gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle mahkememizin asıl davasının kısmen kabulü ile, davalı borçlunun —- sayılı takibine yaptığı itirazın ——– temerrüt faizi yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği, yine alacağın likit olması, davacının talebinin bulunması ve davalının itirazında kısmen haksız çıkması nedeniyle davalının itiraz tarihindeki —- üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, yine aynı gerekçelerle —-birleşen davasının kabulü ile, —— tazminat alacağının 18/06/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin ——- sayılı asıl davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın —- asıl alacak ve — işlemiş temerrüt faizi yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle —- işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam —- yönünden ve takip sonrası dönem için 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın (26.780,22 Euro) yüzde 20’sine karşılık gelen 5.356,04 Euro’nun itiraz tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 20.565,10 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3——- sayılı birleşen davasının KABULÜ ile, 33.500,00 Euro tazminat alacağının 18/06/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca —– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Mahkememizin —– sayılı asıl davası yönünden;
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (26.780,22 Euro x dava tarihindeki kur 4,5437 = 121.681,28 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 8.312,04 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 2.073,79 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.238,25 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 2.114,89 TL dava açma masrafı ve 839,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.953,89 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (26.780,22/33.807,79) göre 2.339,86 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (26.780,22 Euro x dava tarihindeki kur 4,5437 = 121.681,28 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 19.252,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (7.027,57 Euro x dava tarihindeki kur 4,5437 = 31.931,16 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
——— sayılı birleşen davası yönünden;
10-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (33.500,00 Euro x dava tarihindeki kur 6,69 = 224.115,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 15.309,29 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 3.827,33 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.481,96 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-Davacı tarafça yapılan 3.889,53 TL dava açma masrafı ve 52,00 TL posta masrafından ibaret 3.941,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
14-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (33.500,00 Euro x dava tarihindeki kur 6,69 = 224.115,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 34.376,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
15-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———- Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/06/2023