Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/521 E. 2019/258 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/521 Esas
KARAR NO : 2019/258
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 27/04/2018
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sigortalı bulunan ———- plakalı aracın davalı —— sahibi olduğu ——– plakalı aracın ——- tarihinde çarpması sonucunda hasara uğradığını, meydana gelen kaza sonrasında davalı araç sahibinin olay yerinden hızla uzaklaştığını bu sebeple kaza tespit tutanağının tanzim edilemediğini, ————- tanzim edilen —– tarihli kaza değerlendirme raporunda ise söz konusu hadisenin;—- plakalı araca arkadan —– plakalı Hyundai marka aracın çarptığı ve kaza sonrası fotoğraflar çekildikten sonra rapor tanzim etmeden hızla uzaklaşmış ve kaza sonrası takip edilmiş ancak —– plakalı araç bulunamamıştır. —– plakalı aracın arka kısımları hasarlıdır.” şeklinde belirtildiğini, ——— tarihinde ——– rücu numaralı bildirim ile hasara neden olan davalı/borçluya, müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı hasar tazminatının ödenmesi hususunun ihtar edildiğini ancak, davacı vekilince yapılan ihtara rağmen davalı yanca herhangi bir ödeme yapılmadığını, akabinde ise, müvekkili şirketin ödemiş olduğu söz konusu tutarın davalı/borçlu ———- tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü’nün———- sayılı dosyası üzerinden ——- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçluya——– tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini , davalı/borçlu tarafından ——– tarihinde söz konusu borca haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, bu itirazın somut olayın özüne aykırı olduğunu itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmeleri zorunluluğunun hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin mağduriyetinin giderilmesi için davalı aleyhine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya usulüne uygun tebliğ yapılmasına rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 Sayılı TTK’nun 1472(6762 Sayılı TTK’nun 1301.) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan (işleten ve sürücüden) rücuen tahsili isteminden ibarettir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarih ve 37 esas 9 karar RG 03.07.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davalı gerçek kişidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Dava, 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Aynı doğrultudaki içtihatlar: ——
Bu nedenle, davanın HMK 114 1-c maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi gereığince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli İ.A.A Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmememesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına , (ihtarat yapıldı).
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2019