Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/510 E. 2022/757 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/510 Esas
KARAR NO : 2022/757

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça, müvekkil şirkete karşı —– sayılı icra dosyasından, faturaya dayalı olarak icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin 35. maddeye göre usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle kesinleşen takibe karşı itiraz etme hakkının kalmadığını, icra dosyası incelendiğinde, müvekkil şirketin yanında ——- takip borçlusu göründüğünü, yapılan takipte 152.232 TL asıl alacak ve 13.764.31 TL faiz talep edildiğini, takibe dayanak faturalar incelendiğinde müvekkili şirket ile hiçbir alakası olmayan 01.04.2015 tarihli 79.803.40 TL faturanın takibe dayandırılan faturalar arasında bulunduğunu, ayrıca takibe dayandırılan 01.06.2013 tarihli 17.194.20 TL’lik faturanın——- sayılı dosyasından da takibe konulduğunu bu fatura yönünden derdest icra takibi itirazlarının değerlendirilmesini, takibe konu 17.194.20 TL ve 26.11.2013 tarih 55.235.80 TL bedelli toplam 72.340,00 TL’lik faturanın 55.000 TL’sinin ödendiğini, müvekkil şirketin söz konusu faturalardan dolayı davalıya 17.340 TL borcunun bulunduğunu, müvekkilinin diğer takip borçlusu olan ——çeşitli inşaat ve imalat işlerini ifa ettiğini, aralarında derdest ticari davalar olduğunu, müvekkil şirket 2013 yılı sonunda inşaat alanından zorla ve kanunsuz olarak çıkartıldığından, takip alacaklısının varlığını iddia ettiği diğer fatura ve iş alacakları ile bu tarihten sonra hiçbir ilgi ve alakasının kalmadığını, bu nedenlerle hem usul ve hem de alacağın varlığı yönünden haksız ve hukuka aykırı takip nedeniyle müvekkilinin davalıya 134.893.40-TL borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müteahhitlik hizmeti verdiği ——mahallesinde bulunan konut projesinde müvekkilinin, izolasyon ve inşa işlerini üstlendiğini ve 02.05.2012 tarihinde sözleşme yapıldığını, müvekkilin yaptığı işler karşılığı 04.12.2012 tarihli 35.400 TL bedelli, 17.12.2012 tarihli 13.216 TL bedelli, 01.02.2013 tarihli 12.812 TLbedelli, 02.06.2013 tarihli 17.194.02 TL bedelli, 26.11.2013 tarihli 55.235.80 TL’lik faturaları düzenlediğini, davacı ile—– arasındaki ihtilaflar nedeniyle şantiyede işlerin durduğunu, müvekkilinin yaptığı iş bedellerinin —— dosyası ile belirlendiğini, müvekkiline yapılan ödemeler çıkarıldığında müvekkilinin 152.232,00-TL bakiye alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı asıl yüklenici şirket ile davalı alt yüklenici arasında tanzim edilen taşeronluk (eser) sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafından bakiye iş bedeli ve ilave işler alacağının tahsili için——- sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden dolayı 134.893.40-TL borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Taraflarca dayandıkları sözleşme, faturalar örneği, belge ve dökümanlar dosyaya sunulmuş, ——Esas sayılı ve ——- Esas sayılı takip dosyaları aslı mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır.Davaya konu —— Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının—– borçluların ——–olduğu, 16/05/2016 tarihli ilamsız takibin 152.232,00-TL asıl alacak, 13.764,31-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 165.996,31-TL alacak üzerinden başlatıldığı, takibe dayanak olarak bilirkişi raporu ve faturaların gösterildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçlu —— yapı yönünden süresinde yapılan itirazla takibin durduğu, borçlu —— tarafından itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği görülmüştür. Davacı borçlu tarafından ödeme emrinin 35. maddeye göre usulsüz tebliğ edildiği iddia edilmişse de dosyada ilk tebligatın —– sözleşmedeki —— adresine çıkarıldığı adresin yanlış olduğundan bahisle tebliğin yapılamadığı, ikinci tebligatın ticaret sicil adresine yapıldığı, bu adrese çıkartılan tebligatın da bila tebliğ dönmesi üzerine bu defa ödeme emrinin davacı borçlunun sicile kayıtlı adresine TK 35’e göre tebliğ edildiği anlaşıldığından davacı adına yapılan ödeme emri tebliğinin TK 35.maddesine ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır.Celp edilen —– sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının ——olduğu, 06/08/2013 tarihli takip talebi ile 17.194,02- TL asıl alacak, 380,00- TL işlemiş ticari faiz, 80,00-TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 17.654,02-TL alacak üzerinden başlatıldığı, takibe dayanak olarak 02/06/2013 tarihli 17.194,02-TL bedelli faturanın gösterildiği; ödeme emrinin borçluya 13.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.Davalı tarafça takipten önce——- sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulmuş olup, mahkememizce ilgili dosya celp edilmiş, tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması amacıyla dosya mali müşavir, ——bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olunup, bilirkişi heyetinin 29/11/2019 tarihli raporunda özetle:”Davacının 2013 yılı defter ve kayıtlarının yasal sürede ve usulüne uygun şekilde yapıldığı, davalının 2013 yılında işletme defteri tuttuğu, 2014-2015 yılında bilanço esasına geçtiği, sunduğu yevmiye defterlerinin süresinde noter kapanış tasdiki yaptırılmış ise de envanter defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna uygun tutulduğundan söz edilemeyeceği, davacı şirketin, dava dışı —– şirketinden aldığı inşaat işlerinin bir kısmını davalıya taşere ettiği,——– tarafından, —– dosyasına düzenlenen 16.03.2015 tarihli bilirkişi raporu ile 30.03.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda, davalı —–Toplam yapmış olduğu işlerin bedelinin 246.700,00 TL -Daha önce almış olduğu bedellerin toplamının : 94.468,00 TL buna göre davalının,152.232,00-TL alacağının bulunduğu belirtildiği, dava konusu——- Esas sayılı dosyasında davacı şirket adına kesilmiş 01.06.2013 tarihli 17.194,02 TL bedelli ve 26.11.2013 tarihli 55.235,80 TL bedelli faturalar ile—– adına kesilmiş 01.04.2015 tarihli 79.803.40 TL bedelli faturanın bulunduğu, davacının 2013 yılı ticari defterlerinde, 01.06.2013 tarih 17.194.02 TL’lik faturanın kayıtlı olduğu, 2013 yılı kapanış bilançosunda davalı şirkete 17.194.02 TL borçlu olduğu, davalı kayıtlarına göre davacıdan 72.429.82 TL alacağının olduğu, dava dışı——- adına kesilen 01.04.2015 tarih 79.803.40 TL lik faturanın davacı şirketle bir ilgisinin olmadığı tespit edildiği, davacının sunduğu banka ödeme dekontlarından toplam 55.000 TL nin, davalı hesabına ödendiğinin görüldüğü, davalı 2013 yılında işletme hesabı defteri tuttuğundan, yapılan bu ödemelerin defter kaydında görülemediği, davacının, 26.11.2013 tarih 55.235.80 TL bedelli faturayı, 55,000 TL olarak ödediği kanıtlandığına göre, davalının, davacı şirketten, (17.194.02 + 55.235.80) — 55,000 = 17.429.82-TL alacaklı olduğu kabul edilebileceği, 01.06.2013 tarih 17.194.02 TL tutarlı fatura, ——- sayılı dosyasından derdest olduğundan davacının, —– sayılı dosyası üzerinden (55.235.80 TL fatura — 55.000 TL ödeme) – 235.80 TL borcunun olduğu ” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça rapora itirazda bulunulmuştur.
Mahkemece alınan rapor eksik hususlar içerdiğinden heyete başka bir mali müşavir eklenerek ek rapor alınmış, 06/08/2021 tarihli ek raporda; davacının 2013 dönemine ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, yevmiye defteri ibraz edilmediğinden davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olmadığı, davacı ticari defter kayıtlarına göre (defteri kebir üzerinde yapılan inceleme ile ) davacının davalıya 17.194,02 TL borçlu olduğu , —–Sayılı takip dosyasından davacının 17.194,02 TL borçlu olduğunun kabul edilebileceği,—–. Sayılı takip dosyasına dayanak 01.06.2013 tarih ——– numaralı 17.194,02 TL bedelli faturanın mükerrer takip konusu olduğu , 26.11.2013 tarih——- numaralı 55.235,80 TL bedelli davacı adına düzenlenmiş faturanın davacıya tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, 01.04.2015 tarih —-numaralı 79.803,40 TL bedelli ——-adına düzenlenen fatura bedelinden davacının sorumlu tutulamayacağı yönünde kanaat belirtilmiştir.
Davacı ——- arasında görülen —— Karar sayılı dava dosyası UYAP’tan celp edilmiş, bu dosyada birleşen davada davacı olan——-lehine 1.249,114-TL asıl alacağa hükmedildiği görülmüş, dosya ek rapor sunan heyete yeniden tevdi edilerek Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen bu dava dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunu incelemek suretiyle davamız konusu olan 79.803,40 TL bedelli faturanın —— dosyasında davacı ——lehine hükmedilen bakiye içerisinde yer alıp almadığı hususunda ek rapor düzenlenmesi istenmiş, düzenlenen ikinci ek raporda; —— Karar sayılı dosyasında düzenlenen 02.12.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda 79.803,40 -TL bedelli faturanın değerlendirilmediği davacı alacağı hesaplamasında hesaplamaya katılmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının ticari defterlerinde 01.06.2013 tarihli 17.194.02 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, 26.11.2013 tarihli —– numaralı 55.235,80 TL bedelli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak dava dilekçesinde bu fatura bedelinin 55.000,00-TL’sini 05.12.2012 tarihinde 10.000TL, 07.12,2012 tarihinde 5.000TL, 27.03.2013 tarihinde 10.000-TL, 09.04.2013 tarihinde 10.000TL, 29.04.2013 tarihinde 20.000 TL olmak üzere yaptığı toplam 55.000-TL ödeme ile ödediğini iddia etmekte ise de fatura düzenlenme tarihinden önce yapılmış bu ödemelerin dava konusu ve davacının kabulünde olan 55.235,80-TL bedelli faturaya mahsuben yapıldığı kabul edilmemiştir. Davalının 2013 yılı ticari kayıtlarına göre davacıdan dava konusu iki adet faturaya dayalı olarak toplam 72.429.82 TL tutarlı alacağının olduğu belirlenmiştir. Davalının yaptığı işlerin tespitini talep ettiği —— İş sayılı dosyasında düzenlenen 30.03.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda bakiye 152.232,00 -TL alacaklı olduğunun belirlenmesi üzerine dava dışı —— adına 01.04.2015 tarihli 79.803.40 TL bedelli faturayı düzenlediği, böylece bu fatura bedeli ile birlikte 17.194.02 TL ve 55.235,80 TL ( toplam 72.429,82TL) bedelli faturalarla alacak talebini 152.232,00 -TL’ye tamamladığı anlaşılmıştır. Davacı, aleyhinde başlatılan ilamsız takibin dayanağı faturalardan biri olan 02.06.2013 tarihli 17.194.02 TL bedelli faturaya dayalı olarak davalının daha önce ——icra takibinde bulunduğunu, itirazı üzerine duran takibin halen derdest olduğunu ileri sürmüşse de davacı tarafından ileri sürülen mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup bu itirazın icra takibinde İİK 62/1.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Ödeme emrinin tarafına tebliğinden sonra davacı tarafından borca itiraz edilmediğinden davacının dava dilekçesi ile ileri sürdüğü derdestlik itirazına mahkememizce itibar edilmemiştir. Neticeten 17.194,00-TL alacak yönünden davacının ——-sayılı icra dosyasında 06.08.2013 tarihli takip talebinin tebliği 13.08.2013 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmiş, davaya konu 18.05.2016 tarihli icra takibine kadar işlemiş ticari faizin 5.482,39 TL olduğu hesaplanmış, 55.235,80-TL yönünden davacının temerrüde düşürüldüğüne dair delil ibraz edilmediğinden işlemiş faiz istemi mahkememizce hesaplanan bakiyeden düşürülmüş,——sayılı takip dosyasında davalı alacaklının davacı borçludan 72.429,82-TL asıl alacak, 5.482,39-TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, ——- adına düzenlenen faturadan dolayı sorumluluğu cihetine gidilemeyecek olan davacının 79.803,40-TL asıl alacak ve 8.281,92 TL işlemiş faiz yönünden davalıya borçlu bulunmadığının kabulüyle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacının——- Esas sayılı dosyasından 79.803,40-TL asıl alacak 8.281,92 TL işlemiş faiz yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Davalının kötü niyeti ispatlanamadığından kabul edilen tutar üzerinden davacı lehine kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 6.017,11-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 237,53-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5.779,58 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 237,53-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.665,00-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 1.740,24-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, artan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 1.400,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 485,80 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekili lehine —– göre hesaplanan ——- vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Ret olunan miktar yönünden—–göre davalı lehine takdir olunan ——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.