Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/494 E. 2020/68 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/494 Esas
KARAR NO: 2020/68
DAVA: Menfi Tespit (Açık hesap ilişkisinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/04/2018
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Açık Hesap İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-.İcra Müdürlüğünün——– Esas sayılı icra dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, söz konusu takipten gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde borca ve yetkiye itiraz olunduğunu, ancak davalı şirket fona devrolunduğu için 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138. Maddesi gereğince itirazlarının satış harici işlemleri durdurmayıp takibin devamına karar verdiğini, müvekkil şirketin davalı şirkete borcu olmadığın, davalı şirket müvekkili şirkete ———yılı cari hesap alacağından dolayı icra takibi başlattığını ancak müvekkil şirket söz konusu borçlara ilişkin davalı alacaklıya ———— vade tarihli ——— TL bedelli, ——–tarihli —– TL bedelli, ———— tarihli ——- TL bedeli senetler verdiğini ve bu senetlerin ödendiğini, davalı alacaklı şirkete yapılan ödemeler mukabilinde de söz konusu senetlerin davalıdan alındığını ve dilekçe ——- mahkememize sunulduğunu, yasal gerekçesi alınmayan ve hukuka aykırı olarak ——– İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasından başlatılan işlemle şirketin araçlarına haciz konulduğunu, bankalara haciz ihbarnameleri gönderildiğini, hukuka açık aykırılık oluşturan icra takibi ve işlemlerinin devamı halinde telafisi mümkün olmayan zararların doğacağnı, çalıştığı kurumlar nezdinde ticari itibarının sarsılacağı ve küçük düşeceği izahtan adreste olduğu iddiasından bahisle öncelikle kötü niyetli açılan takibin tedbiren durdurulmasını ve davanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davacı tarafından davanın ikame edilmesi sonrası mahkememizce———– tarihinde tensip zabtı tertip edilerek davacı ve davalıya ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davalı ———vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu tarafa———-İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılarak şirkete ödeme emri gönderildiği, borçlu her ne kadar kendinde bulunan senetleri mahkemeye sunarak borçlarının olmadığını iddia etseler de bu senetlerin cari hesaptan kaynaklanan o borç ilişkisi içerisinde iade alınan senetler olduğunun bilinmediği, söz konusu borç ilişkisine dayalı olarak ticari ilişkinin ancak ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağı, bu sebeple davacının iddia ettiği gibi bir ödeme söz konusu olmamakla birlikte borcun ödendiğine dair bir dekont vs. Dosyaya sunulmadığı, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki söz konusu olduğu bu nedenle hukuki dayanaktan yoksun mesnetsiz davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALARDA TOPARLANAN DELİLLER :
1——İcra Müdürlüğünün——– Esas sayılı icra takip dosyası,
2——– Kayıtları,
3-Davacı ticari defter ve kayıtları,
4-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, ——–icra Müdürlüğünün——– Esas sayılı icra takip dosyasında açık hesap ilişkisinden ötürü borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı şirketin ————— devredildiği,bu devir sonrasında davalının ——- yılı sonu itibari ile açık hesaptan doğan alacağın tahsili amacı ile davacı aleyhine icra takibine girişmiş bulunduğu takip sonrasında davacı tarafından iş bu davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davacı kabulünde bulunan açık hesap ilişkisi devamında davalı alacaklıya ——– vade tarihleri bonoların verildiğini, bono bedellerinin ödenerek davalıdan alındığı açık hesap ilişkisinden ötürü davalıya bu nedenle herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen davalı tarafından icra takibine girişilmiş olması nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı ise taraflar arasında açık hesap ilişkisi devamında var olan bakiye alacağın tahsili için takibe girişildiğini, her hangi bir ödeme belgesi olmadığını, bonoların açık hesap ilişkisindeki borcun tasfiyesi amacı ile verilen bonolar olduğunu kabul etmeyerek savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4721 sayılı yasanın 7.Maddesinde ;”Taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları ve yukarıda değinilen ve somut olayda uygulanması gerektiği anlaşılan yasal düzenlemeler kapsamında taraflar arasında çekişmenin uyuşmazlık konusu bonoların davalının icra takibine konu açık hesap ilişkisinden doğan borcun tasfiyesi kapsamında davalıya verilip verilmediği noktasında toparlandığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda mahkememizce tarafların tacir bulunması nedeni ile ticari defter ve kayıtların HMK 222 de sayılı şartların bir arada bulunması halinde kesin delil teşkil edeceği anlaşılarak davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması amacı ile davacının ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılmış, bilirkişi tarafından ibraz edilen kök ve ek raporun denetimi ile davacının dosya kapsamına ibraz eylediği bonoların taraflar arasında bulunan açık hesap ilişki kapsamında borcun tasfiyesi amacı ile verilmediği eş söyleyiş ile bilirkişi tarafından ibraz edilen rapor ile bonoların davacı tarafından açık hesap ilişkisinin devamında tanzim edilerek davacıya verildiği yönünde her hangi bir saptamanın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davada bu şekilde taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, açık hesap ilişkisinin temelini oluşturan davalı faturalarının davacı tarafından ticari defterlere kaydedildiği buna karşın açık hesap ilişkisinden doğan borcun bono verilmek sureti ile tasfiye edildiği hususunda davacının iddiasını kesin deliller ile ispat edemediğinin tahkikat hitamında anlaşılması nedeni ile davacı tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 55,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak ödenen 593,25 TL’si peşin harçtan mahsup edilerek dosya da arda kalan bakiye 537,85 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince belirlenen 5.210,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2020