Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/491 E. 2019/1190 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/491 Esas
KARAR NO : 2019/1190

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketle ticari ilişkisi olduğunu,ancak bakiye borcunun ödemediği, alacağın tahsili için Anadolu –. İcra müdürlüğünün 2016/5829 esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağı için girişilen icra takibine yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, ancak davalının müvekkiline olan borcunu ödemediğini iddia etmekte, davalı ise davacıya borcu olmadığını savunmaktadır.
Davaya konu İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü 2016/5829 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı vekilinin ——–hesap alacağına istinaden davalı aleyhine — asıl alacak ve 129,09 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 25.059,30 TL tutarında icra takibine geçtiği davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, icra dosyası, sözleşme cari hesap ekstresi, ihtarnameler ve taraflarca ibraz edilen sair deliller dosya içerisine alınıp , tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için HMK 266 uyarınca dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen kök raporda özetle; davacının akdi ilişki kapsamında mal teslimlerini ispat edemediğinden, takipteki alacağının tespitine varılamadığı, ne var ki sözleşmenin 2/a maddesindeki düzenlemenin, davalı şirketi bağladığı kabul edildiği taktirde, davacının—- mal tesliminin ispatlandığı, bu nedenle de davalıdan takip tarihi itibarı ile —- alacağının olduğu kabul edilebileceği tespit edilmiştir.
Davacı vekili—– tarihli ihtarnamenin —tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini, takip formunun ekte sunulduğunu, davalı şirket çalışanları —- sevk irsaliyelerinde imzaları olan —————–.com isimleri yer almakta olup, bizzat siparişleri ve onayları veren bu kişilerin davalı şirket çalışanı olduğu ve siparişleri almakta yetkili olduğunun görüldüğünü, buna ilişkin e-postaların ilişikte yer aldığını, diğer taraftan sevk irsaliyesinin olmaması sebebiyle bilirkişi raporunda değerlendirilemeyen — lik İrsaliyenin ilişikte sunulduğunu, öne sürerek kök rapora itiraz etmesi üzerine mahkememizce davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi dosyanın tekrar bilirkişiye tevdini karar verilmiştir.
Davacının itirazları değerlendirilerek tanzim edilen ek rapor mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüş olup hükme esas alınmıştır.
Buna göre, davacının, sevk irsaliyelerinde isimleri bulunan ——, davalı şirket çalışanı olup olmadığı hususu, davacı vekilinin itiraz dilekçesinde dosyaya sunduğu e-postalar üzerinden incelendiğinde;
——– tarihinde, davalı şirket adına mal siparişi verdiği, bu sipariş içerisinde, davalı şirket çalışanı ——-olduğu, bu durumda davacının, söz konusu malları davalı şirket çalışanına teslim ettiğinin kabulü gerektiği, Kök raporda irsaliyesi sunulmayan — bedelli fatura için davacı vekili itiraz dilekçesi ekinde, — senolu sevk irsaliyesini sunmuş olup, sevk İrsaliyesi üzerinde davalı şirket çalışanı —isim ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Bu durumda davacı,ticari defterlerinde kayıtla — bedelli 9 adet fatura ve içeriği mallan ispatladığından davalıdan — alacağı olduğu, kanı ve sonucuna varılmaktadır.
Temerrüt faizine ilişkin ise, davacının — tarihli yazısında, toplam — alacağın, tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi hususunu,— taahhütlü olarak davalıya bildirdiği görülmektedir.
Davacı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde sunduğu — görüntüleme takip formunda, gönderinin— tarihinde kabul edildiği, 25.02.2016 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı, tanınan 3 günlük önel sonunda 28.02.2016 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekmiştir.
Takip 18.03.2016 tarihinde yapılmıştır. —- arasındaki süre (20) gün olup, yıllık %10.50 avans faizi üzerinden talep edilebilecek faiz.—— hesaplanmıştır.
Davacı 129.09 TL talep etmiş olup, talebiyle bağlıdır.
Açıklanan bu sebeplerle davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan—- ana para, — faiz olmak üzere toplam— alacağın olduğu, sonuç ve kanaatine varılmış olup davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE;
Davalı borçlununu İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü —-esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına,
2-Alacağın likid olması nedeniyle davacı lehine — asıl alacağa %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli — harcın, davacı tarafından yatırılan — peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.283,67 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 428,13 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından tebligat, posta, müzekkere ve bilirkişi ücreti gideri olarak sarf edilen — yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden— göre davacı lehine takdir olunan —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı okundu, usulen anlatıldı.