Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/488 E. 2018/1171 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/488 Esas
KARAR NO : 2018/1171

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2013
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

Yargıtay ————–.Hukuk Dairesi’nin 2016/5852 Esas-2018/101 Karar sayılı ilamı ile verilen bozma kararı üzerine yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ….——–i’ne 02/10/2009 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, diğer davalının da kredi sözleşmesine kefil olduğunu, davalıların taahhütlerini yerine getirmediğini, kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından hesabın kat edildiğini ve tüm borçların muacccel hale geldiğini, Kadıköy ——–.Noterliği’nden 16/11/2011 tarih ve 30685 yevmiye nolu hesap kat ihtarının davalı borçluya18/11/2012 tarihinde kefili olan davalıya 16/11/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, 1 aylık süre içinde itiraz edilmeyerek İİK mad 68/b ye göre kesinleşen hesap kat ihtarı neticesinde tüm alacağın muaccel olmasına rağmen borcun ödenmediğnii, bunun üzerine davalı …———. Hakkında menkul rehninin paraya çevrilmesi yolulya icra takibi diğer davalı … hakkında ise ilamsız takibe girişildiğini, davalıların borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, davalıların borç ve fer’ilerine ve faize itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, şirketin kendisinde bulunmadığını iddia ettiği, 54 adet çek yaprağının bankaya iade edilmediği ve açık kaldığını, borçlunun kabul ettiği sözleşmenin 37.maddesindeki şartlara göre belirlenmiş temenrrrtüt faiz oranı ve BSMV oranına itiraz etmesinin mümkün oılmadığını, buna göre müvekkilinin temerrüt tarihindeki kısa, orta, uzun vadeli ticari kredilerden cari kredi faiz oranının en yüksek olanın %100 fazlası nispetinde bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasının kararlaştırıldığını, davalı itirazının mesnetsiz olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketlerine 02/10/2009 tarihli genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, bu kredi sözleşmesine şahsen kefil olduğunu, davacının 16/11/2010 tarih ve ——— yevmiye nolu hesabı kat ettiğini, açılan icra takibine itirazları üzerine takibin durduğunu, davacının alacağını icra dosyaları ile iki defa icra takibi açıldığını, aynı alacak için iki imkanı birlikte kullanmasının yasaya aykırı ve böyle bir teamül dahi bulunmadığını, kısmi ödemeler yapıldığı halde takip alacağından düşülmediğini, ayrıca ihtarnamede 54 adet çek yaprağı olduğundan bahsedildiği halde gerçekte bu tutarda çek yaprağı söz konusu olmadığını, çek yaprağı sayısının en fazla 16 adetten ibaret olduğunun kayıtların celbinden anlaşılacağını savunarak %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Davanın, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Mahkememizin ——————– Esas—– Karar sayılı ilamı ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalılar tarafından ilgili kararın temyiz edildiği, temyiz aşamasında iken dava dosyasında nakdi alacakların davacı …—–‘ye temlik edildiği ve temlik alan vekilinin ve davalı …’ün kendi adına asaleten ——————— adına yetkilisi olarak verdiği 05/01/2018 tarihli dilekçesi ile tarafların dava konusu hukuki itilaf üzerine anlaşmış olduklarını, davadan feragat etiklerini, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Yargıtay———. HD nin 2016/5852 E-2018/101 Karar sayılı bozma kararı ile;
(1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin, —————————-hakkında 14.760,00 TL gayri nakit alacak ile ilgili kurulan hükme yönelik ve aşağıdaki (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) Davalılar vekilinin, kefil … hakkında 14.760,00 TL gayri nakit alacak ile ilgili kurulan hükme yönelik temyizine gelince; adı geçen kefil …’ün kefalet imzasını taşıyan sözleşmede, kefilden gayri nakdi alacakların ve çek bedellerinin deposunun talep edilebileceği yönünde açık bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden, adı geçen kefilin 14.740,00 TL gayri nakdi alacağın deposundan sorumlu olduğu yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
(3) Davalılar vekilinin, her iki davalı hakkında nakit alacaklarla ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı banka, hüküm ve temyiz tarihinden sonra dava konusu nakit alacaklarını, 28.11.2017 tarihli temlik sözleşmesi ile dava dışı ————-.’ne temlik etmiştir. Dava konusu nakit alacakları temlik alan dava dışı ——————————, mahkemeye sunduğu 05.01.2018 tarihli dilekçesi ile sulh nedeniyle davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Dilekçe ekinde sunulan vekaletnameden, adı geçen vekilin davadan feragate yetkisi olduğu anlaşılmaktadır. Nakit alacakları temlik alan ———— davadan feragat beyanının değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi için, her iki davalı hakkında nakit alacaklara yönelik kurulan hükmün bozulmasına karar verildiği, (1) nolu bend uyarınca davalı …——’nin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan sebeplerle davalı kefil … hakkında 14.760,00 TL gayri nakit alacak ile ilgili kurulan hükmün, davalı … yararına bozulmasına, (3) nolu bend uyarında her iki davalı hakkında nakit alacaklarla ilgili kurulan hükmün davalılar yararına bozulmasına, karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce de yargıtay bozmasının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunuşu nedeni ile 29/11/2018 tarihli celse de bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve uyma kararı sonrası davacı(Temlik Alan)———————–. davalılarla karşılıklı sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinde feragat özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davacının davasından feragat ettiği anlaşıldığından, feragatın HMK 309. madde gereği davaya son veren taraf işlemi olduğu dikkate alınarak feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)——————— tarafından açılan davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan harçtan mahsubu ile kalan harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-Talep doğrultusunda kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.