Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/483 E. 2019/137 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/483
KARAR NO : 2019/137
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 20/04/2018
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasındaki ticari alışveriş neticesinde davacı şirketin——–tl cari hesap alacağı bulunduğunu, bu nedenle İst. Ana. 8. İcra Müd. ——— Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacının davalıdan—— bedelle kompresör aldığını, ödemesini —– tarihli —– t bedelli çek ile yaptığını, de —– tl bedelli 2. Kompresörü aldığını ve ödemesini—– tarihli —– t bedelli çek ile yaptığını, bu durumda —–t fazla ödeme yapıldığını, fazla ödemenin iadesi için —-. Noterliğinin —- tarihli —-evmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, fakat borcun ödenmediğini, açıklanan nedenlerle haksız itirazın iptaline %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini” iddia ve talep etmiştir.
Bilirkişi ———–tarihli raporunda; Davacı şirkete ait 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerin açılış/kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı anlaşılmakla, ibraz edilmiş olan ticari defterlerinin delil olma ve ispat kuvvetine sahip bulunduğu kanaatine varılmış ise de nihai takdir sayın mahkemenize olduğu, davalı şirket tarafından incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz edilmediği, davalı şirkete ilişkin, vergi dairesinden 2017 yılına ilişkin BS formları gönderilmiş olup BA formları gönderilmemiş olduğundan dolayı davalı şirketin, davacı tarafından düzenlenmiş olan —— tarihli —– TL tutarlı faturayı 2017 yılı Nisan ayı BA formunda bildirip bildirmediği tespit edilemediği, dosyada mübrez mutabakat yazısına istinaden —tarihli —–TL tutarlı faturanın ve/veya içeriğinin teslim edildiği yönünde sayın mahkemece yeterli görülmesi ihtimaline göre seçenekli olarak hesaplama yapıldığı, mutabakat yazısının sayın mahkemece yeterli görülmesi halinde; davacı şirketin İstanbul Anadolu 8. İcra müd. —– esas numaralı dosyasından —- takip tarihi itibarı ile—– TL asıl alacak ve — TL işlemiş faiz olmak üzere 8.634,00 TL + 91,20 TL= 8.725,20 TL alacaklı olacağı ve itirazın iptali gerekeceği, Mutabakat yazısının Sayın Mahkemece yeterli görülmemesi halinde; davacı şirketin davalı şirkete takip 20.03.2018 tarihi itibarı ile 2.669,00 TL borçlu olacağı, Somut olay bakımından faizin, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarnamenin 05.02.2018 de tebliğ edilmesi ve 3 gün verilmesi nedeniyle 09.02.2018 tarihinde temerrüttün başladığı hesaplanmakla takip öncesi faizin uygun olduğu ve 91,20 TL işlemiş faiz hesaplandığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 20.03.2018 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda AVANS faiz işletilmesinin uygun olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını fazla ödemeye dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisinde davalının teslim ettiği mal bedelinden fazla yaptığı ödemenin tahsilini talep etmektedir.
Peşin yapılan ödeme malın teslimine karine teşkil etmekte olup aksinin iddia eden tarafından ispatlanması gerekir.
Davacı cari hesap ilişkisinde eksik mal teslim edilmediği halde peşinen fazla ödeme yaptığını iddia etmekte, aynı zamanda BA formlarında davalıdan mal alışı görünmektedir. Bu hususların aksinin kesin deliller ile ispatlanması gerekmektedir.
Davacı ve davalı arasında üç kere BA-BS mutabakatı yapılmış olup, 2017/Nisan, 2017/Haziran dönemlerine ilişkin mutabakat formlarında her iki tarafın alışı ve satışı birbirlerini karşılamaktadır. Davalı tarafından imzalanan 2017/Mart döneminde ilişkin BA formunda ise davacının alışı (BA) olarak Kdv hariç 9350,00 TL (ödeme) görünmekte, davalının ise satışına dair tutar bulunmamaktadır. Bu durumda davacının 2017/Mart dönemi için mal teslim edilmediği halde ödeme yaptığı ispat edilmiştir.
Bu durumda davacının talebi gibi, davalıya 8634,00 TL fazla ödeme yapıldığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 8634,00 TL alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş faize hak kazanamadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu 8. İcra Dairesinin——— Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 8.634,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak 8.634,00 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 589,79 TL harçtan peşin alınan 105,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 484,39 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 105,40 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 784,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 825,80 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 817,07 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/02/2019