Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/470 E. 2019/260 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1325 Esas
KARAR NO : 2019/252

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının muamele merkezlerinden biri olan İstanbul Anadolu Bölge Müdürlüğü adresine açıldığını, genel yetki kuralları ve yerleşik içtihatlar gereği İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, huzurdaki davanın sigorta şirketinden olan alacak hakkının müvekkiline temlik edilmesi neticesinde ortaya çıkktığını, taraflara arasında tüketici ilişkisinin bulunmaması davalı tarafın sigorta şirketi olması karşısında Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunduğunu, davalı şirkete sigortalı ——————- malik ve işleteni olduğu —– plakalı araç —- tarihinde hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, taraflar arasında ki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceği miktar kadar arttırılacağını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhattap şirketin temerrüt tarihi olan 04/10/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 350.-TL miktannda dava açmış olduğu, miktar itibari ile Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından, Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olmadığını, mahkemenin görev alanına girmeyin davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacının temlik alacağı kanuna aykırı olduğunu, davacı şirket sigortan araç isleten herhangi bir hakkı bulunmadığını, buna rağmen sigorta şirketiymiş gibi onarım faturası kendine kesilmiş, sigorta şirketi yerine geçecek sigortalıya tazminat ödediğini, bu durumun açıkça——ve Türk Ticaret Kanununa aykırılık teşkil ettiğini, davacı sigortalıdan kaza ile ilgili haklarını temlik aldığına dair temlik sözleşmesi sunduğunu, yapılan temlik sözleşmesi TTk nunun 1472 ve sigortacılık Kanunun 3 ve 5 maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden alınan temlik TBK 183 md. Göre geçersiz olduğunu, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, temliknamenin ispat edilmesi gerektiğini, kısmi davaya muvafakatlarının bulunmadığını, maddi zarar miktarına yönelik belirsizlik bulunmadığını, miktarsal ve ekspertiz ücretlerine itirazlarının bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava; Genişletilmiş kasko sigortası kapsamında, gerçekleşen trafik kazası nedeni ile tazminat talepli davadır.
Taraflar arasındaki ilişkinin kaynağı kasko sigorta poliçesine dayanmaktadır.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kanunla düzenlenir ve kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Kural olarak alacağın temliki ile mevcut alacağın alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçmesi mümkündür. Bu durumda temlik alan davacı alacağı temlik edenin hak ve alacağı ile sınırlı olarak alacağın temliki hükümleri uyarınca sahip bulunur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, dava dışı ——— ait sigortalı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedeli ve ekspertiz ücreti alacağının müvekkiline temlik edildiğini ileri sürerek bu tutarın Kasko Sigorta Poliçesi uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.Davacı tacir ise de, alacağını temlik eden ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir. Temlik eden ———– nun tüketici, sigortalı aracın da hususi araç olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmış ve mahkememizin görevli bulunmayışı nedeni ile görev dava şartının olmadığı anlaşılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.(Aynı doğrultuda Bölge Adliye Mahkemesi ——–. Hukuk Dairesi Dosya no: —– Karar no:——— Karar tarihi: 30/01/2019)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı yasa 4.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi TÜKETİCİ Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair , davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı